parankim

sivri
bitkilerde bulunan dokuların bir çeşitidir. Bitki organlarının çoğunun içinde bulunur ve özellikle bitkinin yaprak, gövde ve köklerinde yaygındır.

tamahkâr

bulut bey
halihazırda maalesef ki toplum hayatımızda sıklıkla hatta belki çoğunlukla karşılaştığımız insan tipolojisi. ayrıca (bkz: körlük) çok güzel kitaptır tavsiye ederim.

kardeş katli meselesi

hafiz
Kardeş katli meselesini İslami zeminde anlatılınca bazı kimseler osmanlı düşmanlığı yapıldığını sanıyor oysa bu büyük bir yanlıştır.(hiç kimse masum değildir ne ashabı kiram nede başkaları tek masum ,Günahsız olanlar var onlarda peygamberlerdir)hatta bu meseleyi meşru göstermek için aklileştirmeyi de unutmuyorlar.olay hiçte öyle masum değil öncelikle şunu bilmemiz lazım
Osmanlılarda şer'i ilkelere ters düşmemesine rağmen teoride özen gösterilmiş olmakla beraber,şer'i ve örf'î hukukun her zaman tam bir uyum içinde, bir başka ifadeyle örfi hukuk esaslarının bütünüyle şer'î hukuk anlayışına uygun olarak tespit edildiği söylenemez.bunun çok örnekleri vardır işin ehli bilir.konumuza dönecek olursak fatih Sultan mehmed'in hazırlattığı kanunnamedeki meşhur kardeş katli maddesi ve ulâmanın fetva verdiği iddiası, bunun bariz bir örneğidir.




"Ve her kimesneye evladımdan saltanat müesser ola,karındaşların nizam-ı âlem için katletmek münasiptir.ekser ulema dahi tecviz etmiştir,anınla âmil olalar"
Şeklinde tahrîr edilen ve daha önce sasaniler ve selçuklularda da uygulanan bu katl olayını osmanlı tarihçileri "âdet-i kadîme "olarak nitelerler.

Burada bahis konusu olan katl ,islam hukukunda ki düzenlenmiş şekliyle bağy suçunun cezası olarak değil,suçu sabit olmadan önce,iktidar için rakip olabilecek hanedan üyelerini önceden bertaraf etmek suretiyle potansiyel isyanları bastırmak amaçlıdır.böyle bir uygulamayı islam hukuku(fıkhı)asla cevaz vermesi mümkün değildir.zira islam hukukçuları isyan eden yani bağy suçunun cezalandırması için ,bu suçun hakikaten sabit olmasını şart koşarlar.buna göre bâgî, belli bir bölgede silahlanıp idareyi sarsacak bir kuvvete ulaşmadığı sürece öldürülmezler.(serahsi,el -mebsut,mâverdi,İbn kudame ,el muğni)
Bağy suçu taşımayan ceza ehliyeti olmayan küçük çocuklar ve akıl sağlığı yerinde olmayanlar bile ölüm ile tecziye edilmezler.

Bu açıdan Türk hukuk tarihçisi ahmet akgündüz'ün "fiilen isyan etmese bile isyana hazırlandığı her hâlinden belli olan bir insanın,amme maslahatı ve âlemin nizamı düşünülerek ta'zir yoluyla idam edilebileceklerini, hanefi hukukçuların çoğunluğu kabul etmektedir." İfadesi mesnede muhtaç bir tespittir.


zira hanefilerin klasik fakihleri, böyle bir suç tasavvuru cezalandırmamışlar ,ancak fiilen teşekkür etmesi halinde bağy suçunun cezaî değerlendirmeye almışlardır.
Nitekim mezhebin kurucu ebû hanife, isyan etme fiili açıkça ortaya çıkmayan ve isyana kesin bir biçimde azmetmeyen kişilerin,devlet tarafından öldürülmeyeceğini söylemektedir.(serahsî, el mebsût, 10/125)


Bu gerçeğe rağmen "ekser ulemâ dahi tecviz etmiştir"şeklinde sûri bir meşruiyet İfadesine yer verilmiştir.artık kanunname böyle buyurduğuna göre ve sultanın sözü de sözlerin sultanı (kelâmü'l- mülük mülükü'l -kelâm)olduğuna göre, bağy ahkâmı da bununla uyumlu bir değişim geçirmiştir.

Kemalüddîn İbrahim b.bahşî'nin (1567)yazıp şeyhülislam mehmet arif efendi(1858) tarafından ilave ile tercüme edilen es -siyâsetü'ş - şer'iyye'nin şu tespiti ilginçtir.normal bağy suçunun cevazını verdikten sonra suçu olmayanında katlinin cevazınıda şu şekilde dile getiriyor;
"Zira vukuûndan önce def-i fesada,vukuûndan sonra ref'inden daha kolay olduğu müsellemdir."diyerek cevazlığına işaret ediyor.

Maliki hukukçu ibn ferhûn'un(1397) dediği gibi ;siyaset konusunda, anlayışların saptığı ve ayakların tökezlediği etraflı bir konudur.ihmal edilmesi,hakların kaybolmasına ve hadlerin uygulanamaz hâle gelip bozguncularla zorbaların cesaretlenmesine sebep olurken,bu konuda fazla ileriye gitmek de tüyler ürperten zulümlerin işlenmesine, kanların dökülmesine ve malların haksız yollarla ele geçirilmesine yol açar"(tebsiratü'l -hükkâm,2/115)

مِنْ اَجْلِ ذٰلِكَۚۛ كَتَبْنَا عَلٰى بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ اَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْساً بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِي الْاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَم۪يـعاًۜ وَمَنْ اَحْيَاهَا فَكَاَنَّمَٓا اَحْيَا النَّاسَ جَم۪يعاًۜ وَلَقَدْ جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُنَا بِالْبَيِّنَاتِۘ ثُمَّ اِنَّ كَث۪يراً مِنْهُمْ بَعْدَ ذٰلِكَ فِي الْاَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.(maide 32 .ayet)

esbab

sivri
Arapça kökenli bir kelime olup "sebepler" anlamına gelir. Bir olayın, durumun ya da sonucun ortaya çıkmasına sebep olan etkenleri ifade etmek için kullanılır. Örneğin, bir kazanın meydana gelmesindeki sebepler "esbab-ı mucibe" olarak ifade edilebilir.

kürt sorunu

bulut bey
Türkiye ile sorunu olan birçok zatın diline pelesenk olan bir tabirdir. Esasında mesele kürt sorunu filan değil. Mesele istiklal harbinin intikamı. İstiklal harbinin mağlupları o tarihten itibaren faaliyetlerine devam ediyor ve bugünlerde baya bir yol katettiklerini düşünüyorlar.

"Kürt varlığını tanıyorum" dediğiniz zaman peşine ermeni, rum, pontus ve sair sırasıyla gelir.

Bugün "kürt sorunu vardır" diyen kişi "benim türkiye ile ve türklerle görülecek bir hesabım var" demek istiyordur. "sizin bir kürt sorununuz var" diyen gavurlardır. Bu söylemi devam ettirenler ise Müslüman gibi görünen gavurlar yani istiklal harbinin mağlupları ile bir şeye kafası basmayan cahillerdir. Türkiye'de bir kürt sorunu yoktur.

"türk, kürt, laz, Çerkez, Boşnak, roman..." bilmem ne. Bunu dedin mi. Tamam işte. Sen birilerine hizmet ediyorsun. Kime hizmet ediyorsun. Orasını hizmeti veren ve hizmeti alan daha iyi bilir. Türklük bir etnik unsur değildir. Türklük bir ırk değildir. Türklük bir kültür yahut muhtelif etnisitelerin harmanlandığı bir üst kimlik de değildir. Türklük sadece islamın kılıcı olmaya cehd etmektir. Başka da bir şey değildir. Bunu nereden anlıyoruz. Çok sayıda örnek var. En çarpıcı örnek mimar sinan. Mimar sinan bir devşirme. 22 yaşına kadar ermeni olarak yaşamış. 22 yaşında devşirilince Müslüman olup türklüğü seçmiş. O camileri ve sair eserleri de türklük bilinci ile inşa etmiş. "efendim bu alçak adamlar beni devşirdi bakmayın siz benim Müslüman göründüğüme ben aslında ermeniyim" kafasında olsaydı bu başarılara muvaffak olamayacaktı. "ben zamanı gelince sizinle hesabımı göreceğim" diye bir fikri hiçbir zaman taşımadı. Türk oldu ve de şereflendi. İşte bu kadar. Daha sayısız örnek verilebilir bu bahse.

Biz bu bilince ne zaman erişeceğiz bilmiyorum. Fakat ancak ve ancak zihnimize sürekli olarak boca edilen bir dünya zehirli fikriyattan bir şekilde halas olup bu sahih düşünceye eriştiğimizde bize bir yol açılabilir.

müslümanın şahsiyeti

hafiz
günümüzde müslüman şahsiyeti ile islam'ın ilk döneminde ki müslüman şahsiyeti arasında büyük ölçüde farklı ve uzaklaştığımızı düşünüyorum.o şahsiyet sahipleri ,hayatın her alanında islam'ın canlı örnekleriydi.
şahsiyet akıl,ruh,iman ile oluşur.abdullah ibn mesud boyu kısa bir sahabi idi ama o imanıyla oluşturduğu şahsiyeti ile kafirlerin bulunduğu kabe'ye gidip açık bi şekilde korkmadan imanın kendisine verdiği güçle tüm zerresiyle rahman süresi okuyorak açıkca kafirlerden korkmadığını dile getirmiş.o yüzden şahsiyet sahibi olan mehmet akif ersoy'un korkma diye başlayan istiklal marşı'nı yazarken nereden ilham aldığını açıkca görebiliriz.korkma demek ''üzülme ! allah bizimle beraberdir'' demektir.işte ecdadımız bu ruhla bu inançla şahsiyetini ortaya koymuştur.
müslüman önce düşünce sistemini islamileştirmesi gerekir.hayatın manasını ve hayat içindeki görevini kulluğunu idrak ederek kamil manada o zaman müslüman olur.
peki ne oldu da bizim şahsiyetimiz zayıfladı neden günümüzde bunu kaybettik elbette bunun bir takım sebepleri vardır ;
1- allah korkusunun zayıflaması;
''kul,sakıncalı olana düşme korkusuyla,sakıncalı olmayanı da terketmedikçe müttakilerden sayılmaz'' buyuruyor peygamber efendimiz sav.
2-ahiretlik işleri ertelemek dünya'ya aşırı bağlanmak;
ilk müslümanları değerli kılan kahraman ve büyük insan yapan şey dünyada dinlenen bir yolcu misali düşünerek ona göre hareket etmeleridir.''dünya onların ahiret bizim olsun ey ömer istemez misin ? peygamber efendimizin sözü ne kadar da güzeldir değil mi ?
3-rızık konusu ;
rızık korkusu kula kulluk yaptırır allah korusun.böyle davranan nasıl şahsiyetli olur ki düşünmek lazım.
4-eğitimin bozulması.(yazar: bulut bey))









takva

hafiz
Toplumumuzda bu kavramı çokça anılır ama gereği gibi yerine getirmekte Müslümanlar gaflet içerisindedir.Nedir takva? "kişinin,kendisini günahkâr kılacak şeylerden koruması veya insanın ibadet ve güzel işler yaparak Allah'ın azabından korunması "şeklinde açıklanmıştır. Bu tür korunma çabaları Allaha duyulan saygı sevgi ve itaatin göstergesidir.
Sahabeden Abdullah ibn Mes'ud'un [ra] ifadesi "Allaha âsi olmayıp itaat etmek,nankör olmayıp şükretmek ve O'nu unutmaksızın hep hatırda tutmak"şeklinde güzel bir yorum getirmiştir.
Müslümanlar olarak şu ayeti iyi bilmeliyiz "gücünüz yettiğince Allaha saygısızlıktan sakının"[teğabün 16 ayet]takva sahipleri Kur'an'da övülmüş ve anılmıştır;
1-Allah katında değerlidirler.[Hucurat 13]
2-Allah onları sever.[Al-i imrân 76]
3-Onlar için güzel bir gelecek vardır.[Sâd 49]
4-Ahiret yurdu onlar için hazırlanmıştır.[Zuhruf 35]
5-Allah onlarla beraberdir.[Bakara 194]

emekli maaşları

bulut bey
emekli maaşları artacakmış. en düşük emekli maaşı 7.500 TL olacakmış. güzel. çok güzel. neden 10 bin lira olmadı da 7500 oldu. o da ayrı bir bahis. bu devletin parası kalmış mı da böyle arpalık gibi dağıtılıyor. nerede bu paranın karşılığı. önce eyt sonra emekli maaşına zam. milleti aylaklığa alıştırmaktır bu işler. akp'nin iktidara gelmesi ülkenin sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işlemesinden daha mı önemli. ondan sonra primlere zam geliyor. kim ödüyor bu primleri. vatandaş ödemiyor mu. uzaylılar mı ödüyor bu primleri. genç neslin ülkeden nefret etmesi için herşey yapılıyor. ama her şey. adaletsizlik, liyakatsizlik, adam kayırma, torpil... daha neler neler. bu ülkeyi kimileri yaşanmaz hale getirmek istiyor. kim için yaşanmaz hale getiriyorlar. türkler için. yoksa yabancılar bu ülkede çok güzel yaşıyor. gayrimüslim olup da müslümanım diye ortada dolaşan zengin kesim çok güzel yaşıyor. aman iyi yaşasınlar. türkler mi. hiç önemli değil türkler değil mi. zaten türk lafını duyunca adamlara bir haller oluyor. o yüzden türkler ne olmuş ne olmamış hiç önemli değil.

andaval

sivri
türkçede "ağırbaşlı olmayan, dalgın, umursamaz" gibi anlamlara gelir. Bu kelime daha çok argo veya gündelik konuşmalarda kullanılır ve olumsuz bir anlam taşır.

başörtü mağduru

hafiz
Geçenlerde bir video izledim bir grup kişiler sanki kuduz sürüleri gibi kafaları dönmüş bi şekilde o kızcağıza saldırıyorlar başörtüsü yüzünden,kafaları dönmüş saldırganlar,dine imana saygı olmayan bu Münkirler ne pislikliklerse artık o anda bir Müslüman o kızcağıza yardım etse ve o zalimler onu öldürse şehit hükmünde olur ölmese gazi hükmünde olur.
"kardeşini korurken herhangi Müslüman kardeşini savunurken öldürülürse şehit olur".buyuruyorPeygamber Efendimiz

Bizim Peygamber'imiz ne olaylar yaşadı da böyle bir illegaliteye sapmadı.bedir'de harp ettim.uhud'da harp etti.tamam,o düşman karşıya oturdu. Biz de Çanakkale'de savaşırız.istiklal savaşı'nda harp ederiz,o ayrı bir olaydır.düşman kapıya dayandı siz de dayandınız, Allah ne verdiyse.ama biz kendi insanımızda kendi içimizdeki böyle agresif tiplerle yani" ite dalaşmaktansa çalıyı dolanmak iyidir" derler atalarımız .biz bu anlamda düşünürüz.
Hakkı söylemeniz, Hakkı savunmamız mazlumun yanında olmamız lazım.gücümüz ne yetiyorsa ama biz kimseyi öldürmeyiz.karşımıza çıkarsa savaş hali olursa o başka.

yalnız

mad
bazen hayatın gerçeklerini görebilmek için yalnız kalmak iyidir. önemli olan, yalnız kalmaktansa yanlış insanlarla, yanlış yolda olmayı tercih etmemektir

canhıraş

sivri
yoğun bir şekilde, özveriyle, büyük bir çaba harcayarak ve umutsuzca bir şeyi başarmaya çalışırken hissedilen duygu veya durumu ifade eder.

Bir iş, görev veya durum için son derece çaba sarf edildiği, çok büyük bir özveri gösterildiği ve çaresiz bir durumla karşı karşıya kalındığında hissedilen sıkıntı, endişe ve çaresizlik gibi duyguları ifade eder.

Örneğin, "O, sevdiklerini korumak için canhıraş mücadele verdi" gibi bir cümlede, kişinin sevdiklerini korumak için büyük bir çaba sarf ettiği ve umutsuzca mücadele ettiği ifade edilmiştir.

kurtlar vadisi

hafiz
6 baba'nın ölümünden sonra konsey'de avukat nizamettinin "polat alemdar adlı kişinin Süleyman çakır'ın ölümü vesilesiyle bi gecede 6 tane baba'yı öldürmesi beni rahatsız etti" demesi
Aslan akbey'in şu sözü kulağımızda çınlıyor"bu güne kadar girdiğin bütün operasyonlarda kural gizlilikti artık bitti..polat alemdar ünlü olmalı çok ünlü olmalı kurtlar vadisinde herkes onu konuşmalı "demesi polat alemdar'ın konseyi altüst etmesi muhteşem bi şey:)

istiklal marşı

hafiz
İstiklâl Marşımız şu ayet-i kerimenin
ruhunu yansıtır: “Gevşeklik göstermeyin,
üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan
sizsiniz.”Âl-i İmrân, 3/139.

İstiklâl Marşımız, var oluş gayemizi, kim
olduğumuzu ve nasıl var olmaya devam
edeceğimizi öğretir. En son ocağımız sönmeden
bağımsızlığımızın sembolü olan al bayrağımızın
inmeyeceğini haykırır. Şehit kanlarıyla sulanmış
vatan toprağımızın asla düşmana çiğnetilemez
olduğunu telkin eder. Şehâdetleri dinin temeli
olan ezan-ı Muhammedî'nin ebediyen
yurdumuzun üstünde inlemesini niyaz eder. Şu
mısralarla milletimize ebedi istiklâli muştular:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

yedi büyük günah

hafiz
Peygamber Efendimiz Helak edici 7 şeyden sakınınız buyurmuştur;
1. Allah'a ortak koşmak,
2. Sihir ve büyü yapmak,
3. Haksız yere Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymak,
4. Yetim malına el koyup gasbetmek,
5. Zina yapmak,
6. Vatan ve mukaddesat müdafaası gününde harp meydanından kaçmak,
7. İffetli, namuslu, îmanlı kadınlara zina isnadıyla iftira etmek."
Büyük günahlar sadece bunlardan ibaret değildir. Bu 7 günah ilkleri oluşturduğu için Peygamber Efendimiz ilk bunları söylemiştir.Kur'ân'da ve hadislerde başka büyük günahlar da beyan edilmiştir. Meselâ:

Ana-babaya karşı gelmek, onları hor görmek, içki, kumar, insanları aldatmak, zulmetmek, faizli alışveriş yapmak büyük günahtır. Bu günahlar toplum hayatını zehirleyen, dirliği ve düzeni bozan, birliği ve beraberliği altüst eden, bütün karışıklıklara, fitne ve fesada sebep olan, anarşi ve teröre kaynak teşkil eden günahlardır.

hırka

hafiz
bilindiği üzere tarikat adabında hırka giymek vardır.hırka giymenin veya giydirmenin kaynaklarımızda bazı rivayetler kaynak olarak alınmıştır.peygamber efendimizin enes b.malik,ka'b b. züheyr gibi sahabelerine hediye olarak hırka giydirmesi ve ehl'i beyt'ini abası altına alarak dua etmesi gibi rivayetleri delil teşkil ettiğini söylerler.

peki manası nedir?
dervişe şeyh tarafından hırka giydirilmesi,yolun manevi hallerinin kendisine emanet edildiğini sembolize eder.

mutasavvıflar hırkanın manevi tesiri üzerinde durmakla birlikte müridin yani talebenin diyelim güzel ahlak uğrunda çaba göstermeksizin,takva elbisesini giymeksizin hırka ile bir yere ulaşamayacaklarını ayrıca dile getirmişlerdir.yunus emre bunu şiirinde şöyle dile getirir;
Dervişlik dedikleri
Hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen
Hırkaya muhtaç değil

hırkanın derin bir manasını bir eserde okumuştum gerçekten hoşuma gitti
''hırka'' kelimesini oluşturan ''ha'' harfi haşyete, ''ra'' kelimesini rızaya, ''kaf'' kelimesini nefsi kahretmeye, sembolize eder.

afra

sivri
Arapça kökenli bir kelime olup Türkçe'ye Arapça'dan geçmiştir. Kelimenin tam anlamı "beyaz toz" veya "koku" anlamına gelir. Bu kelime ayrıca Arapça'da "topluluk, kalabalık" anlamında da kullanılır. Ancak, "Afra" kelimesi Türkçe'de çok yaygın olarak kullanılan bir kelime değildir ve genellikle kişi ismi olarak kullanılır.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol