korku müslümana yakışmaz

hafiz
"Korkaklar dünyada rahat yüzü görmesin" !
Halid b.velid'in (ra)hayatını okuyan kimse bu sözü neden söylediğini Anlamış olur. Çünkü ashabı kiram'ın cesareti diller destandır.bizler için örnek nesildir.imam gazali öyle diyor eskilerin hayatlarını,sözlerini okumak kişiyi onlar gibi yapar.gerçekten onları bi anlasak okusak hayatımıza nasıl yön verdiklerini bariz Bir şekilde görmüş oluruz.korkaklığın Müslümana yakışmadığını anlarız.bizim cesaretimiz Allah'a olan güvenimizden gelir.nitekim musa as firavun gibi azmış,zalim,despot olan azılı kafire gideceği vakit Allah teala musa Peygamber'e korkma ben seninle beraberim demişti neml süresinde.ne büyük destek ne büyük güven işte iman eden her mümin bu hususu iyi anlamalı.

ismet özel

bulut bey
"Bedeli ne olursa olsun, Müslümanca yaşamanın haysiyetine talibiz" cümlesini kuran büyük türk şairi.

ismet özel, bana göre mehmet akif ersoy'un bugünkü temsilcisidir. büyük türk milletinin büyük şairidir. müslümanca bakışın en önemli fikir adamıdır. ismet özel okumak kırat ister kalibre ister. yanlış hatırlamıyorsam şiir okuma kılavuzunda söylüyordu : ''benim derdimde değilseniz benim çektiğim sıkıntıları çekmiyorsanız beni anlayamazsınız'' (mana olarak söylüyorum birebir ifade değil). yani ismet özel'in bir vatan meselesi var. bu meseleyi dert etmiyorsa adam, elbette ''ismet özel saçmalıyor, ismet özel de abi ne diyor yaa allah aşkına'' gibi zırvalar. bu kadar açıktır. ismet özel'in söylediği sözler bizim asıl meselelerimiz, tarihi gerçeklerimiz. bundan hareketle kendisi diyor ki ''ben niçin sizi ikna etmeye uğraşayım, bunlar zaten sizin bilmeniz gereken şeyler, inanmıyorsanız canınız cehenneme''.

müslümanlık konusunda, türklük bahsinde ismet özel kadar sarih, net cevaplar fikir hayatımıza verilememiştir. türk siyaseti ve toplum hayatı halen bu kavramsal kaosun ve karmakarışıklığın etkisiyle bir o yana bir bu yana savrulmaktadır. ismet özel'in kitapları ders kitabı olacak kitaplardır. bizim tatlı su islamcıları beğenmez ismet özel'i. niye, çünkü menfaatleri yok yahut mevcut menfaatlerine halel geliyor bu fikirlerle.

kaç sene geçmiş türkiye cumhuriyeti ilan edileli. kaç sene geçmiş misak-ı milli'nin üzerinden. hangi şairimiz hangi yazarımız misak-ı milli'nin üzerinde durmuş. ''misak-ı milli türk milletinin yeminidir'' diye kim ısrarcı olmuş. ismet özel hiçbir şey söylemese sadece bu yaptığı çok büyük vatan hizmetidir. milletin önüne ''efendim biz islamcıyız biz pek müslümanız'' diye çıkan adamların hangisi ''biz müslümanız biz üstünüz, kafir bizim altımızdadır'' demiş. ismet özel'in fikriyatının yüzde biri etmeyecek adamlar ismet özel'i eleştiriyor.

''efendim ismet özel'in şiirleri pek güzel'' eee hocam ''ama fikirleri de yaa ne biliyim olmaz bee abi''. hadi oradan be sen de. ismet özel ne diyor da fikirleri olmayacakmış. istiklal harbi diyor, istiklal marşı diyor, agah olalım diyor, ahmak olmayalım diyor, kafirin oyunlarına gelmeyelim, kafirin verdiği makama paraya aldamayalım allah bize yeter diyor, biz sünniyiz dahası hanefiyiz bunlar ne büyük şereftir bunlar türklüğün gücüdür diyor, istiklal marşı bizim dünya görüşümüz takip etmemiz gereken bir program diyor, türklük tarihi bir roldür bu rol de islamın kılıcı olmaktır diyor ve sair. yahu hangisi yanlış. hangisi problemli. adam ''hdp iyidir'' mi diyor. ''pkk hafif yaramazlık yapıyor ama olsun pkk ile görüşelim konuşalım'' mı diyor. ''islam'ın bazı hükümleri uygulanamıyor bunlara tarihsel diyelim kafirleri kızdırmayacak bir iki hüküm bulalım da bunları tadil edelim'' mi diyor. hangi söylemi kur'an ve sünnetle çelişiyor. diyecekler ki ''efendim ırkçılık yapıyor'' falan filan. hikayedir bunlar. ''türklük tarihi roldür'' diyor adam yaa. kardeşim ben şaşırıyorum. adam türklük tarihi roldür diyor kalkıyor oradan birisi efendim ırkçılık diyor. bunu diyen adamlar acaba türkçe biliyor mu. türkçe bilmez ki allah'dan korksun diye bir söz var ya tam da bunlara müstahak.

öte yandan ismet özel ile ilgili sosyal medyada olsun sair mecralarda olsun mütemadiyen bir hedef gösterme operasyonları yapılır. bazıları bilinçli kasıtlı görevli bazıları da cahillikten. ismet özel şu anda medyaya çıkmıyor, konferans panel vb. ortamlarda da konuşmuyor. sadece yazı yazıyor. kimseyi ismiyle cismiyle de eleştirmiyor. zaten kimseyi muhatap almaması da normal, üst seviye çünkü. yazılarını anlamak için ciddi bir kapasite gerektiğinden bunu anlamak dahi mesele :) kardeşim hal böyleyken niye uğraşırsınız ismet özelle. demek ki dert başka. demek ki mesele başka.

neymiş efendim ismet özel bir zamanlar sosyalistmiş. sonra islamcı olmuş. sonra ise türkçü olmuş. bu konuda hüseyin etil'in küre yayınlarından çıkan ''ismet özel ve partizan aynı adamın öyküsü'' kitabını okumanızı tavsiye ederim. hüseyin bey çok güzel izah etmiş. ismet bey'in kendisi de defaatle bu hususu çok sarih izah etti. gerek katıldığı programlarda gerekse bazı konferanslarında.

velhasılı kelam ismet özel'i okumak anlamak kırat ister, vatanseverlik gerektirir. temiz bir zihin, berrak bir yürek gerektirir.

esbab

sivri
Arapça kökenli bir kelime olup "sebepler" anlamına gelir. Bir olayın, durumun ya da sonucun ortaya çıkmasına sebep olan etkenleri ifade etmek için kullanılır. Örneğin, bir kazanın meydana gelmesindeki sebepler "esbab-ı mucibe" olarak ifade edilebilir.

barem

sivri
1. Bir işin ölçüsü, kuralı, standartı.
2. Ölçek, cetvel, ölçüm aleti.
3. Bir yarışmada, bir sınavda vb. başarılı olabilmek için gerekli olan en düşük puan.
4. Bir ticari işlemde uygulanacak fiyatın ya da bir bedelin belirlenmesinde kullanılan ölçüt.
5. Arap kültüründe bir dans türü.

kurtlar vadisi doğu bey

hafiz

Doğu: Abbas'ı öldürme görevini kimden aldın?
Pala: Devlet sırrı.
Doğu: Ben bilmediğime göre devlet sırrı değil!
Pala: Bilmiyorsan devlet değilsin.
Doğu: Seni doğurtan Ebe Seher'i tanırım! Aklını başına topla!!
Efsane racon :)

sadakatsizlik

sivri
birine, bir gruba, bir işe veya bir söze verilen sadakatin, bağlılığın, güvenilirliğin veya bağların ihlal edilmesi veya çiğnenmesi anlamına gelir. Sadakatsizlik, genellikle yanıltma, hile yapma, ihanet etme, yalan söyleme veya sözünden dönme gibi davranışlarla ilişkilendirilir.

zorla ve de kahırla oy vermek

bulut bey
İyi parti bünyesinde siyaset yapan bir milletvekili var. Yavuz ağıralioğlu. Aykırı bir ağabeyimiz. Zamanında Muhsin yazıcıoğlu ile yol yürümüş. Sırf bunun hatrına kendisine bir şey söylemiyorum. Bu söz ona ait.
Efendim millet kahırla oy verecek. Elhak doğru. Milletin büyük bir çoğunluğu kahırla oy veriyor. Zorla oy veriyor. Bu sadece altılı masa isimli ittifak için değil diğer ittifaklar için de böyle. Millet zorla, kahırla, saya söve oy veriyor. "ne yapalım başka seçenek yok" diye rey veriyor.

O zaman bu nasıl demokrasi. Bu nasıl seçim. Bu nasıl halkın iradesi. Ya da güncel ifade ile nasıl milli irade. Adam sayarak söverek kahrederek rey veriyorsa, buna mecbur bırakılıyorsa bu nasıl bir sistemdir. Türkiye'de demokrasi var mıdır yok mudur. Acaba Türkiye'de oligarşi olmasın. Oligarşiyi demokrasi diye yutturuyor olmasınlar.

Birileri milleti zorla baskıyla bir yere itiyor. Millet de kahrederek yapıyor. Öyle mi. Yapmayın kardeşim. Zorla ve de kahırla rey verecekseniz vermeyin. Sizi bazıları sadece bir istatistik olarak görüyorsa, sizin iradenizi yok sayıyorsa, sizi reaya hatta daha da ötesi parya görüyorsa siz de biraz kendinizi ciddiye alıyorsanız "ben beni ciddiye almayan bu sisteme şöyle veya böyle rey vermeyeceğim" diyin. Neden kahrederek filan kendinize eziyet ediyorsunuz. Yazık değil mi.

nefs-i emmâre

hafiz
bedene bırakılmış,bir yönüyle latif ve manevi,diğer yönüyle cismani olanla irtibatlı bir cevher olan nefis,insandaki kötü sıfat ve huyların kaynağı olarak kabul edilmiştir.
nefsin bitkisel,hayvani ve insani olarak 3 tane yönü vardır.bitkisel nefis gıdalanma,büyüyüp gelişme; hayvani nefis his ve arzu ile hareket etme,insani(akli) nefis ise idrak gücüne sahiptir.

nefs-i emmâre ;nefsin ilk aşamasını ifade eden en temel vasfı inkâr,şirk,şüphe ve nifaktır.hiç çekinmeden günah işleyen ve bundan pişmanlık duymayan emmâre nefsin yedi özelliği vardır;
1-cehalet
2-mal sevgisi
3-kendi dışındakilere önemsememe ve değer vermeme
4-cüretkârlık
5-hayâsızlık
6-daima kendini haklı gösterme
7-dünyaya düşkünlük
nefsin kötülüklerinden kurtulmak için nefsi tanımak ve
onunla mücadeleye başlamak şarttır.
nefisle olan mücadelede kişi göz,dil,kulak,el,,ayak,mide, ve cinsel uzvunu muhafaza etmeye gayret eder.
muhasebe bu uzuvlarıyla yapıp ettiklerini sürekli kontrol etmek gözden geçirmektir.murakabe ise hakk'ın huzurunda olma bilincini oluşturmaya çalışmaktır.

çetrefilli

sivri
"karışık, karmaşık ve zor" anlamlarına gelir. Bu kelime, bir problem, bir konu veya bir durumun içinden çıkılması zor, detaylı ve karmaşık olduğunu ifade etmek için kullanılır. Örneğin, "Bu konu çok çetrefilli, çözmek için uzun bir süre gerekiyor" ifadesinde olduğu gibi, bir konunun çözümünün karmaşık ve uzun süreli olacağı ifade edilmektedir. Kelime, genellikle zorlu ve detaylı işlerle ilgili bir dilde kullanılır.

güzel ahlak

gencalim
Müslümanı erdemli kılan asıl husus güzel ahlakıdır. İslamın en önemli unsurlarından bir parçası ahlaktır. Ahlaksız müslüman düşünülemez. Bu kavram üzerinden örnek vermek gerekirse şöyle anlatabiliriz; Müslüman, kimsenin olmadığı yerde dahi hırsızlık, bozgunculuk veya en aşağılık davranış dahi olsa yürüdüğü yol üzerine mecbur kalmadığı sürece tükürmeyen veya elinde çöpe atılacak bir cisim olduğu halde onu çöp bulana kadar elinde bekleten kişidir. Asıl ahlaki örnek ise günümüzde kesinlikle uygulanışı nadir görülen ve insanlar da yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutmuş bir davranıştır. Bu davranış diğer ismiyle vefadır. Vefa demek; kötülüğe iyilikle cevap verebilmektir. Bunu en yüce ve en erdemli insanların yapabileceği bir ahlaki davranıştır. Olaylar üzerinden örneklemek gerekirse hemen bir örneği sunalım inşaallah; Hz. İsa(a.s) bir gün yolda arkadaşlarıyla yürürken eşkiyaların kendisine etmediği laf bırakmamışlardı. Ancak Hz isa hiçbir şey söylemeden yoluna bakıp gitti. Arkadaşları neden böyle davrandın dedikleri zaman, benim onlar gibi kötülük sermayem yok hem kötü davransam sonucu olumsuz olacaktı diye cevap vermiş. İşte Rasulullah'ın ahlakı buydu. Rasulullah'ta şahsi saldırılara hiç karşılık vermemiş ama mesele din oldu mu kesinlikle taviz vermemiştir.

kürt sorunu

bulut bey
Türkiye ile sorunu olan birçok zatın diline pelesenk olan bir tabirdir. Esasında mesele kürt sorunu filan değil. Mesele istiklal harbinin intikamı. İstiklal harbinin mağlupları o tarihten itibaren faaliyetlerine devam ediyor ve bugünlerde baya bir yol katettiklerini düşünüyorlar.

"Kürt varlığını tanıyorum" dediğiniz zaman peşine ermeni, rum, pontus ve sair sırasıyla gelir.

Bugün "kürt sorunu vardır" diyen kişi "benim türkiye ile ve türklerle görülecek bir hesabım var" demek istiyordur. "sizin bir kürt sorununuz var" diyen gavurlardır. Bu söylemi devam ettirenler ise Müslüman gibi görünen gavurlar yani istiklal harbinin mağlupları ile bir şeye kafası basmayan cahillerdir. Türkiye'de bir kürt sorunu yoktur.

"türk, kürt, laz, Çerkez, Boşnak, roman..." bilmem ne. Bunu dedin mi. Tamam işte. Sen birilerine hizmet ediyorsun. Kime hizmet ediyorsun. Orasını hizmeti veren ve hizmeti alan daha iyi bilir. Türklük bir etnik unsur değildir. Türklük bir ırk değildir. Türklük bir kültür yahut muhtelif etnisitelerin harmanlandığı bir üst kimlik de değildir. Türklük sadece islamın kılıcı olmaya cehd etmektir. Başka da bir şey değildir. Bunu nereden anlıyoruz. Çok sayıda örnek var. En çarpıcı örnek mimar sinan. Mimar sinan bir devşirme. 22 yaşına kadar ermeni olarak yaşamış. 22 yaşında devşirilince Müslüman olup türklüğü seçmiş. O camileri ve sair eserleri de türklük bilinci ile inşa etmiş. "efendim bu alçak adamlar beni devşirdi bakmayın siz benim Müslüman göründüğüme ben aslında ermeniyim" kafasında olsaydı bu başarılara muvaffak olamayacaktı. "ben zamanı gelince sizinle hesabımı göreceğim" diye bir fikri hiçbir zaman taşımadı. Türk oldu ve de şereflendi. İşte bu kadar. Daha sayısız örnek verilebilir bu bahse.

Biz bu bilince ne zaman erişeceğiz bilmiyorum. Fakat ancak ve ancak zihnimize sürekli olarak boca edilen bir dünya zehirli fikriyattan bir şekilde halas olup bu sahih düşünceye eriştiğimizde bize bir yol açılabilir.

islam

bulut bey
İslam, allah'a teslim olmaktır. Dolayısıyla allah'a ve Resulu'ne itaat etmektir. İslam, birilerini hoşnut etmek üzere evrilip çevirilecek bir hadise değildir.

İslam'ın kaynakları belli. Açık ve net. Kur'an ve sünnet. Biz islam'dan bilgilendiğimiz ölçüde kıymet kazanırız. Bunu reddedersek istediğimiz kadar biz Müslümanız diye ortalarda dolaşalım bir kıymeti haiz olamayız. Biz islam'ın tayin ettiği hudutlara zihniyet olarak fiiliyat olarak dahil değil isek sabah akşam namaz da kılsak kafirin karşısında bir değerimiz bir gücümüz yok demektir. Nitekim bunu bugün iskoç başbakanından yahut abd üst mahkemesine atanan yargıçtan - sair bu tip örneklerden- kolaylıkla anlamamız lazım. Anlayamıyorsak biz hiçbir şeyden nasiplenmemişiz demektir. "aaa ne güzel iskoç başbakanı bir Müslüman seçilmiş" gibi sözlerle hadiseye yaklaşıyorsak islam namına hiçbir şey bilmiyoruz demektir.

Fetih suresi 29. Ayette ".. Muhammed Resulullahdır, onun maıyyetindekiler ise küffara karşı çok çetin, kendi aralarında gayet merhametlidirler.." şeklinde bir hüküm var. Bu ısrarla Müslümanlara anlatılmaz. Bu ve buna benzer - Müslüman şahsiyetini tayin edecek- bilgiler ısrarla ve son derece organize bir şekilde müslümanlardan gizlenir, saklanır. Ne demek küffara karşı çetin olmak hem de çok çetin olmak.

Mesela mekke fethinde peygamberimiz (sav) bazı kişilerin ismini vererek bunları nerede görürseniz öldürün emrini veriyor. Bu bilgiyi ben - ortalama bir Türk vatandaşına göre 3 belki de 5 kat fazla din terbiyesinden geçmiş bir zat olarak- taa 25 26 yaşında öğrendim. Demek ki bazı bilgiler saklanıyor. Gizleniyor. Veya göz önüne gelmemesi için özel gayret sarf ediliyor.

Bize öğretilen islam mıdır. Bu soruyu türkler yıllar boyunca sormamış. Bize öğretilen gerçekten islam mıdır. Yoksa bize bugün öğretilen islam, kafirlerin hoşnutsuz olmayacağı, kafirlerin tezgahını bozmayacak, kafirlerin tekerine çomak sokmayacak bazı bilgiler midir. Bir bilgilenme sistemi olarak bunu gündeme almalıyız. Bu mesele asıl gündemimiz olmalı.

kemal sunal

hafiz
Ulan gerçek bu mu
bu kadar namussuz mu oldu insanlar
Bu ne biçim dünya be
herkes herkese bi kazık atıyor
sonra kendi canı şu kadarcık yandı mı
veryansın ediyor bu kadar namussuz mu oldu insanlar vay anam:)

mehmet akif ersoy

bulut bey
İstiklal marşımızın şairi. Büyük bir adam. Bir kahraman. Bir önder. Baştan aşağı şahsiyet. Büyük türk milletinin büyük şairi. Türk ideolojisini tecessüm ettiren metni kaleme aldı 102 yıl önce. En zor zamanda "korkma" dedi. Tıpkı hicret yolunda peygamber efendimiz (sav)'in ebubekir efendimize dediği gibi. "korkma Allah bizimle beraber". Akif de Türk milletine ve kahraman ordumuza "korkma Allah bizimle" dedi istiklal marşı ile. İstiklal harbimiz bu ruh, bu imanla kazanıldı.

Sonra ne oldu. Akif canından çok sevdiği Türkiye' den ayrılmak zorunda kaldı. Artık ahirete irtihalini yakın görünce vatanında canını teslim etmek üzere ancak dönebildi. Bunu iyi anlamamız lazım. İstiklal harbimizin en önemli kahramanlarından birisi acaba ne olmuş da vatan topraklarından ayrılmak durumunda kalmış. Daha nice nice sorular. Bu soruları sormalı ve cevaplarını anlamaya çalışmalıyız. Belki daha az zoka yutarız diye. Tabi ideal olanı hiç zoka yutmamaktır.

Mesela albay deli halit niçin meclis koridorunda vurulmuş.
Ali şükrü bey niçin bir suikaste kurban gitmiş.
Bunlar benzer sorulardır.

seyyid kutub

bulut bey
seyyid kutup mısır'da siyasi mücadele yürütmüş bir şahıstır. bu siyasi mücadelesi sonucunda idam edildi. mısır'a özgü bir şahsiyettir. nevi şahsına münhasır bir kişiliktir. türkiye'de çok sayıda kitabı çevrildi. refah partisinin hızlı olduğu zamanlarda :) niye bilinmez ve öte taraftan bu kitaplar hangi sermaye ile çevrildi. nasıl bir dünya müslümanın evine girdi. bu da gariptir. burada karşımıza çıkan ilk husus ise suudi sermayesidir. en azından anlatılanlar o şekilde. seyyid kutup'un bir tefsiri var. yıllar önce ismi lazım değil bir hocamdan duymuştum. ''gazeteci tefsiri'' diye. hocam bu sözü gülerek söylemişti. türkiye'de ciddi ilim çevrelerinde seyyid kutup'un tefsiri ''gazeteci tefsiri'' sayılır yani esasen tefsirden sayılmaz ve de ciddiye alınmaz.

mevdudi de pakistanlı bir kimse. pek de hayırlı faaliyetleri olmadığı şayia olarak da olsa mevcuttur ve işin doğrusu bu meseleler biz türkleri hiç mi hiç alakadar etmeyen mevzulardır. tefsirinin iyi olduğu söyleniyor bazı kimselerce. mevdudiye gelesiye kadar çok sayıda tefsir vardır kanaatindeyim. öte yandan seyyid kutup ve mevdudi okuyup da milli şuur sahibi olanı da hiç görmedim. gören varsa beri gelsin :)

allah yolunda olmalıyız

hafiz
Allah'a inandıklarını söyleyen fakat O'nun dini için ne zaman , ne para , ne de hayatlarını feda edemeyenlerden olmayalım . Harekete geçelim ve sahip olduğumuz ne varsa hepsiyle Allah yolunda savaşalım .

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol