seccade ve fotoğraf

hafiz
Seccade ne demek önce onu bilelim.Üzerinde secdeye varılan, yani namaz kılmakta kullanılan küçük halı, kilim cinsinden sergi.anlamına gelir.Seccade, Arapça secde kelimesinden türemiştir.çok secde yapan veya secde yapılan yer manasınadır.

İslam tarihinde ise şöyle örnekler görebiliriz;
Hz. Peygamber'in, üzerinde namaz kıldığı hurma lifinden dokunmuş küçük hasır kaynaklarda humre (örtü) adıyla geçmektedir (Buhârî, “Ṣalât”, 21; Müslim, “Mesâcid”, 270). Abdullah b. Ömer'in bir halı seccadesi (tınfise) olduğu rivayet edilir (Müsned, II, 56). Abbâsî Veziri Hâmid b. Abbas'ın yolculuğa çıktığında beraberindekilerle birlikte namaz kılmak için yanında 400 seccade bulundurduğu bilinmektedir (İbnü'l-Cevzî, VI, 180). İbn Kesîr'in nakline göre 583'te (1187) Kudüs fethedilince Mescid-i Aksâ temizlenip kandiller asılmış ve seccadeler (büsût) serilmiştir (el-Bidâye, XII, 324).
Kısaca seccade dinimizde semboldür.kutsaldır.çünkü ona secde ederiz.namaz gibi büyük ibadeti onun üzerinde eda ederiz.

Gelelim son zamanlarda ayakkabı ile seccade üzerinde fotoğraf çekinmeye tabi sonradan özür dilendi ama farkında değildik vs çok inandırıcı gelmedi 4 kişiden biride mi farketmedi enteresan gerçekten farklı niyetleri olduğu açık.malum terör örgütünün liderinin de böyle bi resmi var. Seçim öncesi bir cumhurbaşkan adayının attığı adımlara ve davranışlarına çok dikkat etmesi lazım.


esbab

sivri
Arapça kökenli bir kelime olup "sebepler" anlamına gelir. Bir olayın, durumun ya da sonucun ortaya çıkmasına sebep olan etkenleri ifade etmek için kullanılır. Örneğin, bir kazanın meydana gelmesindeki sebepler "esbab-ı mucibe" olarak ifade edilebilir.

cömertlik

hafiz
farsça cevân-merd sözcüğünden türkçeleştirilmiştir.
dinimizde cömertlik genelde sehâ,sehâvet ve cûd kavramıyla ifade olunmaktadır.
cömetlik,eldeki imkanları meşru ölçüler içinde,hiçbir karşılık beklemeden gönüllü olarak başkalarına yardımcı olmaktır.
cömert kulu allah sever.peygamber efendimiz insanların en cömertidir
örnek verecek olursak şu olay ne kadar cömert olduğunu gösterir;
sahabeden biri evlenmektedir.fakat adet olan düğün yemeğinde ikram edecek hiçbir şeyi yoktur.durumu haber alan peygamber efendimiz evindeki unun hepsini ona hediye eder.kendi evinde ise hiç yiyecek kalmaz.

maval okuma

hafiz
Günlük hayatımızda karşılaştığımız bir kelimedir.arapçadan geldiği söylenmektedir.anlamı ise tutarsın,yalan konuşma,uydurma söz gibi manalara gelir.mesela bi konu hakkında bilgisi olmayan kişi bişeyler anlatır durur sonra inandırıcı olmadığı için "bana maval okuma"deriz. O yüzden bir kimse hakkında bilgisi olmadığı konuda konuşmamalıdır.
Peygamber Efendimiz "kişinin her duyduğunu söylemesi kişiye günah olarak yeter"demesi bir konu hakkında bilgisiz konuşmamayı bizlere öğütlemektedir.

maarif

bulut bey
(bkz: Milli eğitim bakanlığı) yerine maarif ifadesini kullansak. Hatta bakanlık yerine nazırlık yahut nezaret ifadesini tercih ederim. Yani maarif nezareti yahut maarif nazırlığı. Bakan değil nazır. Bakanlık değil nezaret gibi. Hem estetik hem de yapılan işin öyle eften püften bir iş olmadığını çok daha iyi yansıtan ibareler.

sadullah ergin

bulut bey
Son günlerde çokça tartışılan eski Adalet bakanı. Özellikle ergenekon süreci ile anılan ve chp kesimi tarafından antipatik bulunan bir siyasetçi. 2023 genel seçimlerine chp Ankara milletvekili adayı gösterildi. Deva kontenjanından. Chpliler ise isyanda. Ne diyorlar. "efendim nasıl olur da bu Sadullah ergin Atatürk'ün çankayasından aday yapılır". Tartışma bu. Mezkur şahıs elbette güncel siyaset açısından sembol bir isim. Silivri'de nagehan alçı ile pinpon oynaması ile meşhur.

Bu kıssadan hisse ne olmalı. Buna bakmamız lazım. Elbette kendimizi ciddiye alıyorsak. Şimdi birileri aday yapılıyor. Seçmene dikte ediliyor. "sen buna tıpış tıpış oy vereceksin istersen verme nefret ettiğin siyasi parti seçilir, keyfin bilir ey seçmen, al sana demokrasi". Bunu diyorlar insanlara. Halihazırdaki sistem tıpkı abd sistemi gibi iki partili sistemi dayatıyor. Bunun tezahürlerinden birisi bu tartışma. Aynı mesele akp listelerinde de var. Orada kime karşı çıkılıyor mesela özlem zengine. Ama bakıyorsunuz ki bu isimler bir şekilde hem de en garanti yerlerden aday yapılıyor. Demek ki millete sürekli olarak bir şeyler dayatılıyor. Dolayısıyla Türkiye'de şayet güncel siyaset anlamında bir seçimden sağlıklı sonuç çıkacak ise bu ancak geçersiz oyların çok yüksek çıkmasıdır.

Seçmen ne demektir. Seçenekler arasında tercih yapan.

İstiklal ancak ve ancak reyle ve de ihtiyarla olur.

istanbul depremi

bulut bey
Deprem konusunda uzman olduğu söylenen bazı insanlar istanbul'da en az 7 büyüklüğünde deprem olacağını, bu depremin elinin kulağında olduğunu muhtelif tv programlarında zikrediyor. Konuyla ilgili bir hayli ve sistematik olduğu anlaşılan akademik bir çaba da vaki. Tamam bunu anladık. Peki bu nedir, bu çaba neye tekabül ediyor.

Bildiğimiz gibi kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem yaşadık. Bu depremde 11 vilayetimiz çok ciddi tesirlere maruz kaldı. Binlerce vatandaşımız bu depremlerde vefat etti. Binlerce vatandaşımız yaralandı. Bazı şehirlerimiz yerle yeksan oldu. Geriye kalan vatandaşlarımız en yakınlarını kaybetti, bazıları tüm ailesini yitirdi. Hepimizin bildiği gibi 6 şubatta oldu bu depremler. Enkazların altında binlerce vatandaşımız kaldı. Kahraman ekiplerimiz canla başla vatandaşlarımızı kurtarmak adına seferber oldular. Peki bu sırada bazıları neyle iştigal ediyordu. Bazıları aynı gün -belki de 2. Gün- mal bulmuş mağribi gibi İstanbul depremi konuşmaya başladı. Milleti korkutmak için neler neler, ne varsayımlar ne senaryolar. İnsanlar enkaz altında can çekişirken, kurtarılmayı beklerken bu zevat kendi gündemindeydi. Kendi maksatlarını hasıl edecek propaganda ile iştigal ediyorlardı tiraji yüksek ulusal medya kanallarında. Esasen bu propaganda yani "istanbul'da çok büyük deprem olacak aman haa" propagandası çok önce başladı. Yıllardır pompalanan bir iddia. Yani zımnen şu söyleniyor 'kardeşim bu istanbul'da aman oturmayın mümkünse taşının gidin". Bu propagandanın maraş depremi ile revaç yaptığını gördük. Peki maksat nedir. Sebebi hikmeti ne ola ki.

Bunu anlamak için pek çok bilgiyi haiz olmamız lazım. Pekçok parçayı hafızamızda içtima etmemiz icap ediyor. Mesela İstanbul'a vize ile giriş önerisini hatırlamamız lazım. Birileri neden bu absürt teklifte bulundular. Halen de öne sürüyorlar. Bu bir tarafta dursun. Peki yabancıya konut satışı diye bir hadise var Türkiye'de değil mi. Bu hadiseden en yüksek etkilenen yer neresi. İstanbul. Dolar euro bazında satılan lüks konutları en fazla kim satın alıyor. Türkler mi. Yoksa gayrimüslimler mi. Peki fener rum patrikhanesi nerede. Öte yandan birileri yani rum milliyetçileri İstanbul'u - onlar konstantinopolis diyorlar- ortodoks baş şehri yapmak istiyor mu istemiyor mu. Ayrıca haberlerde sanki iyi bir gelişmeymiş gibi aksettirilmeye çalışılan İstanbul'a yapılan dünya ticaret merkezi isimli yer neyin nesi. Maksadı nedir. Buraya kimler ne amaçla gelecek. Bu devasa gökdelenleri kimler ne için yaptırıyor. Peki bazı türk şirketler neden merkezlerini istanbul'dan ankara'ya naklediyor. Birleşti mi bazı puzzlelar. Birleşmesi lazım.

Bizim bir şeyleri anlamamız lazım. İstanbul'un -görünürde dahi- Türk olmasına tahammül edemeyenler yani gavurlar bir iş peşindeler hem de uzun süredir. Buna bazıları bilerek yahut bilmeyerek çanak tutuyor. Üstelik bu gavurlar bir hayli yol katettiklerini düşünüyorlar. Gelişmelere Bakınca pek de haksız değiller gibi. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.

gençler dua edin

hafiz
Mutlu, huzurlu ve başarılı olmak isteyip stres, sıkıntı ve belalardan uzak kalmayı temenni ediyor,
başarının sizinle beraber olmasını diliyor, gençken ihtiyarlamamak ve hastalıklar altında ezilmemeyi,
iyi insan ve Müslüman olmayı hedefliyorsanız dua edin. Dua, kuşanabileceğiniz en güçlü silahınızdır. İyi
Müslüman ve kaliteli insan olabilmek için iyi dualar etmek zorundasınız.
İnsanlar dua işini yaşlılardan beklerler. Hâlbuki Allah celle celâlühü yaşlılar, hacılar, hocalara değil,
'kullarına' dua etmelerini hatırlatıyor. Gençler de Allah'ın kuludur, ümmetimizin umududur. Gençlerin
iyi ve başarılı olmaları, bu ümmetin iyiliği ve başarısıdır. Sadece ders çalışarak, para biriktirerek veya
bir vakfa-tarikata devam edip bir hocanın derslerini dinleyerek her şeyde başarılı olabileceğinizi
zannetmeyiniz. Allah'ın yardımı üzerinizde olmadığı sürece aradığınız başarı ve ahengi asla
bulamazsınız.

kürt sorunu

bulut bey
Türkiye ile sorunu olan birçok zatın diline pelesenk olan bir tabirdir. Esasında mesele kürt sorunu filan değil. Mesele istiklal harbinin intikamı. İstiklal harbinin mağlupları o tarihten itibaren faaliyetlerine devam ediyor ve bugünlerde baya bir yol katettiklerini düşünüyorlar.

"Kürt varlığını tanıyorum" dediğiniz zaman peşine ermeni, rum, pontus ve sair sırasıyla gelir.

Bugün "kürt sorunu vardır" diyen kişi "benim türkiye ile ve türklerle görülecek bir hesabım var" demek istiyordur. "sizin bir kürt sorununuz var" diyen gavurlardır. Bu söylemi devam ettirenler ise Müslüman gibi görünen gavurlar yani istiklal harbinin mağlupları ile bir şeye kafası basmayan cahillerdir. Türkiye'de bir kürt sorunu yoktur.

"türk, kürt, laz, Çerkez, Boşnak, roman..." bilmem ne. Bunu dedin mi. Tamam işte. Sen birilerine hizmet ediyorsun. Kime hizmet ediyorsun. Orasını hizmeti veren ve hizmeti alan daha iyi bilir. Türklük bir etnik unsur değildir. Türklük bir ırk değildir. Türklük bir kültür yahut muhtelif etnisitelerin harmanlandığı bir üst kimlik de değildir. Türklük sadece islamın kılıcı olmaya cehd etmektir. Başka da bir şey değildir. Bunu nereden anlıyoruz. Çok sayıda örnek var. En çarpıcı örnek mimar sinan. Mimar sinan bir devşirme. 22 yaşına kadar ermeni olarak yaşamış. 22 yaşında devşirilince Müslüman olup türklüğü seçmiş. O camileri ve sair eserleri de türklük bilinci ile inşa etmiş. "efendim bu alçak adamlar beni devşirdi bakmayın siz benim Müslüman göründüğüme ben aslında ermeniyim" kafasında olsaydı bu başarılara muvaffak olamayacaktı. "ben zamanı gelince sizinle hesabımı göreceğim" diye bir fikri hiçbir zaman taşımadı. Türk oldu ve de şereflendi. İşte bu kadar. Daha sayısız örnek verilebilir bu bahse.

Biz bu bilince ne zaman erişeceğiz bilmiyorum. Fakat ancak ve ancak zihnimize sürekli olarak boca edilen bir dünya zehirli fikriyattan bir şekilde halas olup bu sahih düşünceye eriştiğimizde bize bir yol açılabilir.

firavun dedi ki

hafiz
Kasas sûresi'nin 38.ayetinde rabbimiz firavunun şöyle dediğini bizlere bildirir; firavun dedi ki:" Ey önde gelenler ,sizin için benden başka bir ilâh olduğunu bilmiyorum."
Şimdi ayetinin tefsirine gelelim nasıl anlamalıyız günümüz siyasetiyle ilişkisi nasıl,acaba benzerlik var mı ?

Firavun bununla kavminin,yer ve göklerin yaratıcısı olduğunu kastetmiyordu,kastetmiş de olamazdı.çünkü böyle bir şey ancak bir deli tarafından ortaya atılabilirdi.çünkü kendiside bir çok tanrıya ibadet ettiğini kuran bize söylüyor."firavun kavminin ileri gelenlerine şöyle dedi:"Musa ve ve Ona inananlar ülkede karışıklık çıkarsınlar ,seni ve ilahlarını geçersiz kılsınlar diye mi ülkede serbest bırakacaksın? [Araf 127] dolayısıyla firavun kendisi için ilâh kelimesini kullanırken bunu zaruri olarak yaratıcı ve gerçek ulûhiyet sahibi anlamında değil,tartışmasız ve yüce iktidar sahibi anlamında kullanmıştı.bu azmış kafirin demek istediği şuydu:"bu mısır ve ülkesinin sahibi benim.tüm emir ve yasakları teşriî kaynağı ancak benim dediklerim kabul edilebilir.benden başka hiçkimse emir vermeye yetkili değildir.musa kim oluyor haşa! "Diye sorması bundandır.

Meseleyi şöyle ele alırsak, firavun'un durumu peygamberler tarafından getirilen ilahi kanundan bağımsız olarak siyasî ve hukukî hakimiyet iddiasında bulunan devletlerin durumundan hiç de farklı değildir.bu devletler kanun koyucu,emir ve yasakları belirleyici olarak ister bir kral görsünler, ister millet iradesinin ülkenin,Allah'ın koyup peygamberlerin tebliğ ettiği kanun ile değilde kendi kanunlarıyla yönetilmesi durumuna müncer olduğu sürece ,firavun'un durumuyla kendilerininki ile arasında hiç fark yok demektir. Kısaca Allah'ın indirdiği Kuran-ı Kerim 'i bi tarafa koyup kendi elleriyle yapmış olduğu ve topluma uygulatmaya zorladığı veya kabul ettirdiği sürece kim olursa olsun ister devlet ister devlet reisi isterse millet ,firavun gibi ilah iddiasında bulunmuş demektir.firavun "ilâh" kelimesini kendisi için kullanmıştır,ancak bu devletler "hakimiyet" kelimesini de aynı anlamda kullanmaktadırlar.
Allah korusun.

Peki bunu kabul etmeyen ve gücü yetmeyen sorumlu olur mu ?
Elbette hayır,Allah kimseye kaldıramacağı yükü yüklemez.rabbimiz bizim mücadelemizi görecektir.yeter ki herşeyimizle İslamı her yerde yaşamaya gayret edelim sadece islamı camide yaşamayalım; ekonomide,ticarette,siyasette, ailede,heryerde Allah'ın rızasını kazanmaya çalışalım.biz seferden sorumluyuz,zafer Allah'tandır.

korku müslümana yakışmaz

hafiz
"Korkaklar dünyada rahat yüzü görmesin" !
Halid b.velid'in (ra)hayatını okuyan kimse bu sözü neden söylediğini Anlamış olur. Çünkü ashabı kiram'ın cesareti diller destandır.bizler için örnek nesildir.imam gazali öyle diyor eskilerin hayatlarını,sözlerini okumak kişiyi onlar gibi yapar.gerçekten onları bi anlasak okusak hayatımıza nasıl yön verdiklerini bariz Bir şekilde görmüş oluruz.korkaklığın Müslümana yakışmadığını anlarız.bizim cesaretimiz Allah'a olan güvenimizden gelir.nitekim musa as firavun gibi azmış,zalim,despot olan azılı kafire gideceği vakit Allah teala musa Peygamber'e korkma ben seninle beraberim demişti neml süresinde.ne büyük destek ne büyük güven işte iman eden her mümin bu hususu iyi anlamalı.

ced

hafiz
Dede, büyük baba, ana ve babanın babalarıyla onların yukarıya doğru uzanan babaları. Çoğulu "ecdâd" anlamına gelir.

kimleri okuyalım

hafiz
Sünni fikir adamları olarak siyasi,Sosyoloji, Felsefe,Psikolojik,Edebiyat, İslam ve İslami ilimlerle ilgili olarak çalışma yapan kişiler olarak şunları okuyabiliriz;

Sait halim paşayı,Cemil Meriç'i,Nurettin Topçu'yu ,Erol Güngör'ü, Ali Fuat Başgil'i,İsmet Özel'i, Rasim Özdenören'i, Yusuf Kaplan'ı,Nevzat Tarhan,Hayati İnanç..

İslam'i ilimler olarak; Ebubekir Sifil,Yavuz Köktaş,Nurettin Yıldız, Soner Duman,Muhammed Yaşar Kandemir, Muhsin Demirci, Ahmet Yaman,Hamdi Döndüren,Osman Keskinoğlu,İsmail Cerrahoğlu,Talat Koçyiğit..


Not: başka yazımda klasik dönem yazarlarınıda inşallah yazacağım




altılı masa

bulut bey
Dikkat ederseniz ana akım medyada ve sosyal medyada deprem gündemi bitti. siyasiler ve tanımı belirsiz bir dünya zevat bomboş oyunlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.

(Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi! Ankebut Suresi 64.ayet

düşmanı sevemezsiniz

hafiz
Allah'a ve ahiret gününe inammayan, sizi sevmeyen insanları sevemezsiniz.atalarımızın sözleri kulaklarımızda çın çın ötmesi lazım :"sev seni seveni çoban olsa,sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa."yok efendim üniversitede rektör filanca yerde akademisyen vs nerde ne halt olursa olsun ,sevemezsiniz.

Yani seni seveni sev,başının tacı yap çobanda olsa.seviyor mu Allah'ını, peygamber'ini, vatanını milletini ,bayrağını,marşını? Seviyor mu senin camiini,kabe'ni? Tamam,seviyor.öp başına koy.ne kadar günahları olsada birini sev hiç olmazsa bu yönünü şu yönlerinden dolayı sev dinini vatanını sevmeyeni sevmekten daha iyidir ,hiç olmazsa o günahkar kişi arabada müzik çalarken sürse ezan sesini duyunca müziğin sesini kısıyor veya kapatıyor içinde iman ateşi hala sönmemiş demektir.ötekiler ise ne din ne vatan ne millet sevgisi var ben münafığım diyemiyor ama alttan altta dine müslümanlara saldırıyorlar.

"Sev seni seveni çoban olsa,sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa"

emekli maaşları

bulut bey
emekli maaşları artacakmış. en düşük emekli maaşı 7.500 TL olacakmış. güzel. çok güzel. neden 10 bin lira olmadı da 7500 oldu. o da ayrı bir bahis. bu devletin parası kalmış mı da böyle arpalık gibi dağıtılıyor. nerede bu paranın karşılığı. önce eyt sonra emekli maaşına zam. milleti aylaklığa alıştırmaktır bu işler. akp'nin iktidara gelmesi ülkenin sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işlemesinden daha mı önemli. ondan sonra primlere zam geliyor. kim ödüyor bu primleri. vatandaş ödemiyor mu. uzaylılar mı ödüyor bu primleri. genç neslin ülkeden nefret etmesi için herşey yapılıyor. ama her şey. adaletsizlik, liyakatsizlik, adam kayırma, torpil... daha neler neler. bu ülkeyi kimileri yaşanmaz hale getirmek istiyor. kim için yaşanmaz hale getiriyorlar. türkler için. yoksa yabancılar bu ülkede çok güzel yaşıyor. gayrimüslim olup da müslümanım diye ortada dolaşan zengin kesim çok güzel yaşıyor. aman iyi yaşasınlar. türkler mi. hiç önemli değil türkler değil mi. zaten türk lafını duyunca adamlara bir haller oluyor. o yüzden türkler ne olmuş ne olmamış hiç önemli değil.

andaval

sivri
türkçede "ağırbaşlı olmayan, dalgın, umursamaz" gibi anlamlara gelir. Bu kelime daha çok argo veya gündelik konuşmalarda kullanılır ve olumsuz bir anlam taşır.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol