kurtlar vadisi 7 baba ve ölümü

hafiz
kurtlar vadisi'nin 45.bölümünde Çakır'dan sonra 6 baba aynı gece ölür.dizideki bu ilginç detay bizlere şunu gösterir ki ,yedi babanın hristiyanlıktaki yedi büyük günahı temsil ediyor olmasıdır..

kürt bedo-oburluk(yemek yerken ölür)
freud fethi-şehvet(kafasında sütyenle ölür)
demir görkemli-tembellik(küvette puro ve viski içerken ölür)
üstün kısa-açgözlülük
faris sarıyayla-kıskançlık
cerrahpaşalı halit-kibir(kibrinin cezasını çekerek öldü)
süleyman çakır-öfke

ey peygamber sabret

hafiz
Ne güzel hitap, Allah peygamberini yalnız bırakmıyor ve ona nasıl güven veriyor görelim
Konumuzla ilgili ayet şöyle;
"Sabret [ey Peygamber]. Şüphesiz, Allah'ın va'di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler"[Rum 60.ayet] bu ayet mekke'nin zor zamanlarında inmiştir.böyle bi ortamda Allah peygamberine moral ve destek veriyor.

Şimdi ayetin mesajını Peygamber Efendimiz anladı ve uyguladı sıra bizde kısaca açıklamaya çalışacağım.

Şöyle anlamamız gerekir ayeti;
düşmanların seni zayıf bulup,seni bastırmalarına fitne ile korkutmalarına, alayları ile cesaretini kırmalarına, tehditleri,kuvvet gösterileri ve işkenceleriyle seni dehşete düşünmelerine,tuzakları ile seni kandırmalarına veya kendi inanç sistemleri ile uzlaşma yapmalarına asla fırsat verme! Bunun aksine sen davanda ,inancında o denli keskin ve samimi bulmalıdırlar ki,seni ne tehditleri korkutmalı, ne seni satın alabilmeleri ne kandırarak gözünü boyayabilmeli, ne de din konusunda seninle pazarlığa anlaşmaya cesaret edebilmelidirler.
Tüm bunları Allah kısaca : inancı olmayanlar seni gevşekliğe düşürmesin!" Sözleri ile ifade etmiştir.
Peygamber Efendimizin davasında ne kadar yenilmez olduğunu tarih ispat etmiştir.bir elime ayı diğer elime güneşi verseniz davamdan dönmem demişti sav.hangi sahada olursa olsun onunla savaşan hep yenilmiştir ve tüm kafir ve müşrikler her türlü karşı koymalarına rağmen,Allah sözünü yerine getirmiş nurunu [islamı] tamamlamış ve Peygamberini yalnız bırakmamıştır.

said nursi

hafiz
Hakk'a, halka ve Kur'an-ı Kerim'e hizmet davasından taviz vermeyen Bediüzzaman Said Nursi'yi vefatının 63'üncü yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum.
Allah kendisinden ebeden razı olsun ahirette yaptığı hizmetlerin karşılığını görsün inşâllah . rabbim bizleri onun ilminden bereketlendirsin.

ismet özel tefrid

hafiz
Tasavvufi bir terim olan tefrid müslümanın batıldan ve nefisten sıyrılıp [nefsi kontrol etmek dizginlemek]Allah ile beraber olmak demektir.
İsmet Özel 3 zor mesele kitabında ise şöyle açıklar; Tefrid, Allah'ın hükmünün yürüdüğünü görmektir. İslam'ın bütün zamanlar ve bütün yerlerde münferiden bir manaya sahip olduğunu ,her yer ve zaman için anlaşılması gerekli, özgül hükümler taşıdığını bilmektir.islamı anlatma bakımından "tefrid" safhasında isek mümin olarak düşünür ve davranırız.

milli görüş

bulut bey
necmettin erbakan ve arkadaşları tarafından Türkiye'de başlatılan siyasal islam'ın adlandırmalarından biri. ideolojilerine milli görüş, kendilerine ise milli görüşçü diyorlar. bir başka deyişle milli görüş türkiye'de siyasal islam'ın neşvü nema bulduğu siyasi hareket de diyebiliriz. esasen mısır ve bazı arap ülkelerindeki ihvan (müslüman kardeşler) ideolojisinin türkiye'ye çaktırılması gibi anlaşılabilir. elbette nüanslar var. ideolojik tarafı bu.

dönemin siyasal pratikleri açısından baktığımızda ise türkiye genel seçimleri karşımıza çıkar. 1973 genel seçimlerine gidilirken süleyman demirel'in başını çektiği adalet partisi'nin seçimleri kazanması hatta oy oranının %45-50 bandında olması beklenirken, chp'nin ikinci parti olarak çıkması da beklenen sonuçlar arasındaydı. kimi millet düşmanları ise adalet partisi'nin tıpkı demokrat parti gibi bir rüzgar estirme ihtimali yahut bu konsolide gücün milli bir inisiyatife, millet hayatı için olumlu bir temayüle dönüşmesi riskini görüyorlar. bunların isimleri cisimleri meraklıları tarafından gayet iyi bilinir. bilmeyen arkadaşların araştırmasını istirham ederek devam ediyorum. bu ismi lazım olmayan millet hasımları necmettin erbakan'ı isviçre'den türkiye'ye getirip milli selamet partisini kurdururlar. seçim sonucunda adalet partisi'nin oyları tam da milli selamet'i kurduran zevatın istediği şekilde bölünmüş, adalet partisi %29'da kalmış, buna karşılık bülent ecevit'in başını çektiği CHP %33 oy alarak sandıktan 1. parti olarak çıkmış, necmettin erbakan'ın kuruluşunda yer aldığı fakat resmen bilahare katıldığı süleyman arif emre'nin genel başkan gözüktüğü milli selamet partisi ise %11,80 oy alarak meclise 48 milletvekili ile girmiş. sonra ne yapıyor. gidiyor chp ile koalisyon yapıyor. ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. millet hasımları istedikleri sonuçları almışlar, milli inisiyatife en ufak bir ihtimal bırakmamak adına siyasal islam'ı türkiye'ye sokmuşlar, milli görüşü Türkiye'nin başına bela etmişlerdir. evet bu hazindir ve de çok talihsiz bir siyasi hadisedir. tabi ki müslümanlığını ciddiye alan insanlar için bu böyledir.

necmettin erbakan'ın sağlığında bu cenahın çok sayıda partisi kapatıldı. son olarak kurdukları parti saadet partisi. bir önceki fazilet partisi idi. ak parti ise fazilet partisinden kopan ''yenilikçiler'' olarak tabir edilen grup tarafından kurulan bir siyasi parti. yani her ne kadar recep tayyip erdoğan tarafından ak parti kuruluş aşamasında ''ben milli görüş gömleğimi çıkardım'' ''ben muhafakazar demokratım'' (yani şeriatçı - islamcı filan değilim bıraktım artık bu işleri anlamında) demeçler verilmişse de ak parti'nin de milli görüş'ün içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz. karşımızda böyşe bir vakıa var ve türkiye'nin son 30-40 belki de 50 yılına damga vuran bir cereyan. bu halen de değişik isim ve söylemler altında devam etmektedir. yıl olmuş 2023. türkiye bir adım ileri gidemediği için ''necmettin erbakan hocamız derdi ki'' cümleleri ile başlayan zırvalıkları hala daha işitiyoruz. aklı başında bir türk'ü incitmesi gereken bir durum bu.

nedir milli görüş. baştan aşağı sığlıktır. baştan itibaren islam'ın laçkalaştırılması, Türkiye'de islami iddiaların içinin boşaltılması, bu iddiaların ciddiyetinin ortadan kaldırılması, müslümanlığını ciddiye alan ana omurga (iç anadolu kesimi) imkanlarının heba ettirilmesi, bu kesim içerisinde aklı bir şeylere erecek adamların çıkmaması ve sair buna benzer birçok olumsuzlukları temin etme amacıyla ihdas edilmiş bir organizasyon. örnekleri saymakla tükenmez. deniz fenerinden tutun, anadolu'da gariban göçmen işçilerinin (almanya'da ve diğer avrupa ülkelerinde çalışan gurbetçi işçilerimizin) paralarının çarpılması suretiyle kurulan ve milletin parasının hortumlandığı holdinglerden çıkın. kanal 7'den girin, islami bankacılıktan çıkın. ''bize oy vermeyen patates dinindendir'' gafından tutun da ''saadet vakti geldi'' laçkalığından çıkın. daha çok. hem de pekçok. kalitesizlik, çapsızlık, art niyet. hepsi var. hepsini bulabilirsiniz.

işte bugünlerde oğlu devam ettirmeye çalışıyor bir şeyleri. fatih erbakan. partisinin adı yeniden refah partisi. ak parti ile ittifak için görüşüyorlardı. çıktı ne dedi. ''efendim biz kendimiz gireceğiz, parti teşkilatımızın %60'ı ittifakı istemiyor, seçmenimiz istemiyor'' falan filan buna benzer daha bir dünya laf söyledi. 60 bin adamı cumhurbaşkanlığı adaylığı için imzaya gönderdi. sonra ne oldu. 2 gün sonra ''biz anlaştık'' dedi. eline almış bir kağıt parçası, mutabakat metni imzaladık diyor. senin karşındaki adamlar imza filan dinler mi. sen milletle alay mı ediyorsun. evet alay ediyor. niye babası da öyleydi çünkü. milletle çok alay etti zamanında. bunların siyasetinde bu var. milletle alay etmek. milleti adam yerine koymamak. ne demektir 60 bin adamı imzaya gönderip sonra çekilmek. şartları varmış da bir kısmı kabul görmüş de falan da filan da. hep ne diyoruz. müslüman akıllı olmak zorundadır. bu adamların peşinden giderseniz bunlar da size bu muameleleri yapar. biraz ciddiyet biraz agahlık.

söylemlere eylemlere bakıyoruz. tamamen bir boşluk. istiklal harbinden bahsetmez, istiklal marşından bahsetmez. kardeşim siz türk değil misiniz. sizin istiklal harbi ile istiklal marşı ile sorununuz mu var. hala aynı kafa. işte en son şu fatih erbakan isimli zatın açıklamalarına bakıyoruz. adamların ağzından türk ifadesi çıkmıyor. istiklal harbine istiklal marşına en ufak bir atıf yok. ne diyor d-8. d-60. yahu senin o islam birliği kuracağım dediğin ülkelerin başındaki zevatın tamamı türk düşmanı. dahası abd yardakçısı. sen türk düşmanları ile ne kuracaksın. bunlar bizim dengimiz adamlar mı da sen bunları ciddiye alıyorsun. babası da böyleydi. libya'ya gidip türkiye'yi rezil etmişti. türkiye nerede libya nerede. mukayese edilmez. ama bunlarda bu bilinç yok, yahut kasıtlı yapıyorlar.

ötekine ne demeli. saadet partisi. temel karamollaoğlu. size mi kaldı kemal kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı adayı yapmak. neden chp'ye payanda oldunuz siz. ne çıkarınız var. neden hiçbir islami iddiayı dile getirmezsiniz de yarım ağızla istanbul sözleşmesi falan diye milleti avutmaya kalkışırsınız. bugün hdp ve sair bir dünya parti türkiye aleyhine bütün iddia ve tezlerini ısrarla öne sürebilir iken siz neden dirayetli bir tutum sergileyemiyorsunuz. cevabı çok açık. çünkü amacınız o değil. baştan beri de değildi. bugün kemal kılıçdaroğlu için uğraşıyorlar. bir önceki seçimde de abdullah gül için uğraştılar, onu aday yapmak için. çok normal. ismet bey'in bir kitabında okumuştum. 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan abdullah gül'ün kazanması için necmettin erbakan dua ediyormuş. bunlar böyle. bunların hepsi böyle. hepsi birbirinin devamı. o yüzden bir adam ''efendim necmettin erbakan ne büyük adamdı'' diyorsa bu adam hiçbir şeyden anlamayan, hiçbir şeyi anlamamak için özel gayret sarf eden, kıymetini yükseltmek için en ufak bir talebi olmayan ve islami iddiası olmayan bir adamdır. 50 yıllık milli görüş tarihi gören müslüman gözler için açık delillerle doludur. fakat fikir de nasip meselesidir. bir şeyleri anlamak veya anlamaya gayret göstermek, kendi değerini yükseltmek veya yükseltmek için gayret göstermek de bir nasip işidir. Allah kimine nasip eder kimine etmez. biz müslümanlığımızı ciddiye alıyorsak ve değerimizi yükseltmek istiyorsak bazı şeyleri anlamamız lazım. çapımızı yükseltmemiz lazım.

mehmet akif ersoy

bulut bey
İstiklal marşımızın şairi. Büyük bir adam. Bir kahraman. Bir önder. Baştan aşağı şahsiyet. Büyük türk milletinin büyük şairi. Türk ideolojisini tecessüm ettiren metni kaleme aldı 102 yıl önce. En zor zamanda "korkma" dedi. Tıpkı hicret yolunda peygamber efendimiz (sav)'in ebubekir efendimize dediği gibi. "korkma Allah bizimle beraber". Akif de Türk milletine ve kahraman ordumuza "korkma Allah bizimle" dedi istiklal marşı ile. İstiklal harbimiz bu ruh, bu imanla kazanıldı.

Sonra ne oldu. Akif canından çok sevdiği Türkiye' den ayrılmak zorunda kaldı. Artık ahirete irtihalini yakın görünce vatanında canını teslim etmek üzere ancak dönebildi. Bunu iyi anlamamız lazım. İstiklal harbimizin en önemli kahramanlarından birisi acaba ne olmuş da vatan topraklarından ayrılmak durumunda kalmış. Daha nice nice sorular. Bu soruları sormalı ve cevaplarını anlamaya çalışmalıyız. Belki daha az zoka yutarız diye. Tabi ideal olanı hiç zoka yutmamaktır.

Mesela albay deli halit niçin meclis koridorunda vurulmuş.
Ali şükrü bey niçin bir suikaste kurban gitmiş.
Bunlar benzer sorulardır.

seccade ve fotoğraf

hafiz
Seccade ne demek önce onu bilelim.Üzerinde secdeye varılan, yani namaz kılmakta kullanılan küçük halı, kilim cinsinden sergi.anlamına gelir.Seccade, Arapça secde kelimesinden türemiştir.çok secde yapan veya secde yapılan yer manasınadır.

İslam tarihinde ise şöyle örnekler görebiliriz;
Hz. Peygamber'in, üzerinde namaz kıldığı hurma lifinden dokunmuş küçük hasır kaynaklarda humre (örtü) adıyla geçmektedir (Buhârî, “Ṣalât”, 21; Müslim, “Mesâcid”, 270). Abdullah b. Ömer'in bir halı seccadesi (tınfise) olduğu rivayet edilir (Müsned, II, 56). Abbâsî Veziri Hâmid b. Abbas'ın yolculuğa çıktığında beraberindekilerle birlikte namaz kılmak için yanında 400 seccade bulundurduğu bilinmektedir (İbnü'l-Cevzî, VI, 180). İbn Kesîr'in nakline göre 583'te (1187) Kudüs fethedilince Mescid-i Aksâ temizlenip kandiller asılmış ve seccadeler (büsût) serilmiştir (el-Bidâye, XII, 324).
Kısaca seccade dinimizde semboldür.kutsaldır.çünkü ona secde ederiz.namaz gibi büyük ibadeti onun üzerinde eda ederiz.

Gelelim son zamanlarda ayakkabı ile seccade üzerinde fotoğraf çekinmeye tabi sonradan özür dilendi ama farkında değildik vs çok inandırıcı gelmedi 4 kişiden biride mi farketmedi enteresan gerçekten farklı niyetleri olduğu açık.malum terör örgütünün liderinin de böyle bi resmi var. Seçim öncesi bir cumhurbaşkan adayının attığı adımlara ve davranışlarına çok dikkat etmesi lazım.


lut as

hafiz
Bazı kimseler "yalancı peygamber" kelimesini kullandıklarını görüyoruz bu yanlıştır. onun yerine peygamberlik iddia eden kişi demek daha doğru, aynı bu minvalde Lut as'ın kavmini anlatırken "lutilik" kavramını kullanıyorlar bu yanlıştır sanki Lut as bu olayı ilk çıkaran kimse gibi lanse ediliyor.doğrusu Lut kavmi demek daha doğru olanıdır Allahu alem.

şahsiyet

bulut bey
"Bir kimsenin şahsına ve nefsine âit özelliklerin, rûhî ve mânevî niteliklerin bütünü, kişilik." http://lugatim.com/s/%C5%9EAHS%C4%B0YET

Nedir bizim şahsiyetimiz. Bu sorunun cevabı ayetlerde mevcut.

Bakara suresi 120. Ayet: "Ama dinlerine tâbi' olmadıkça, ne yahudiler ne de hristiyanlar senden aslâ hoşnûd olmayacaklardır. (Onlara) de ki: “Şübhesiz ki Allah'ın hidâyeti (olan İslâm), hidâyetin ta kendisidir!” Celâlim hakkı için, eğer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, Allah'(dan gelecek azâb)a karşı sana ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır!"

Bu ayetten anlıyoruz ki biz Müslümanlar kendilerini kafire beğendirme gayretinde olmaması kendilerine emredilenleriz. Yani sen onlardan olmadıkça onlar senden hoşnut olmaz. Biz türkler olarak uzun süredir -belki 400 belki 500 yıldır- kendimizi kafirlere beğendirme uğraşındayız. Kafirler hala bizi beğenmiyor. Neden. Onca gayrete rağmen hala bizi yeterince gavur bulmuyorlar da ondan. Biz kur'an'dan bilgi alma yolunu terk ettik ve asırlardır bunu ısrarla sürdürüyoruz. İstisnası çanakkale savaşı, İstiklal harbi ve münferit bazı hadiseler. Bu hadiselerin müşterek hususiyeti ise muvaffakiyettir. Yani Türk milleti kur'andan istifade ederek ve de kur'andan yardım alarak giriştiği işlerden hep muzaffer olarak çıkmış. Bunu istiklal harbinin mağlupları, bazı Müslüman görünümlü kafirler elbette gizlemeye gayret gösterecekler ve bu zamana kadar göstermişler. Biz turkcelugati bu gavurların ipliğini pazara çıkarmak ve kahraman türk vatanseverlerinin sesi olmak gayesi ile kurduk.

Allah el mucibdir. Yani dualara icabet edendir. Küfrün ihsanı olmaz. Allahın ihsanı ise mukayyet değildir. Türk vatanseverleri mahzun ve muzmindir fakat bahtiyar olacağı günler inşallah yakındır.

kafir ve müslüman

hafiz
allah'a ve ahirete inanmayan bir kafir müslümana şunu sorar;
sizler aklınızı kaçırmış olmalısınız dünyadaki bu tatlı hayatı bırakıp gerçek olup olmadığını bile bilmediğiniz bir alemi istiyorsunuz öyle mi? buna inanamıyorum doğrusu
müslüman ise şöyle cevap verir; gerçektir! gerçek! binlerce doğru sözlü peygamber yalan bir vaatte bulunmaz farzet ki bir kaç sabah daha yaşadık.bu neye yarar? zalimlere ve ve onların düzmece tanrılarına itaat edersek ölmeyecek miyiz sanıyorsun bu güne kadar ebedi yaşayan var mı böyle bir şey duydun mu? cevap ver hadi! der ve susturur kafiri.

düşmanı sevemezsiniz

hafiz
Allah'a ve ahiret gününe inammayan, sizi sevmeyen insanları sevemezsiniz.atalarımızın sözleri kulaklarımızda çın çın ötmesi lazım :"sev seni seveni çoban olsa,sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa."yok efendim üniversitede rektör filanca yerde akademisyen vs nerde ne halt olursa olsun ,sevemezsiniz.

Yani seni seveni sev,başının tacı yap çobanda olsa.seviyor mu Allah'ını, peygamber'ini, vatanını milletini ,bayrağını,marşını? Seviyor mu senin camiini,kabe'ni? Tamam,seviyor.öp başına koy.ne kadar günahları olsada birini sev hiç olmazsa bu yönünü şu yönlerinden dolayı sev dinini vatanını sevmeyeni sevmekten daha iyidir ,hiç olmazsa o günahkar kişi arabada müzik çalarken sürse ezan sesini duyunca müziğin sesini kısıyor veya kapatıyor içinde iman ateşi hala sönmemiş demektir.ötekiler ise ne din ne vatan ne millet sevgisi var ben münafığım diyemiyor ama alttan altta dine müslümanlara saldırıyorlar.

"Sev seni seveni çoban olsa,sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa"

tasavvuf

hafiz
İslam'ın irfan ve ahlaki boyutunu ifade eden tasavvuf, herşeyden önce başta ülkemizde olmak üzere islam dünyasını olumlu yönden etkilemiş ve nice kafirler Müslüman olmuşlardı.eğer tasavvuf ehil kişiler tarafından temsil edildiği sürece bu muhteşem güzel gelenek devam edecektir.tabi ne kadar kuran ve sünnete ters davranıp sapıtanlar olmuşsa zamanında olduğu gibi günümüzde de bunlara karşı hakiki gerçek Sufi ehilleri bu sapıtanlarla mücadele etmektedir.
Tasavvuf,dünya ile ilgili şeylerden azla yetinmeyi,tümüyle Allah'a yönelme, dünyevi arzulara karşı sabretme,kalbi temizleme ve Allah'a daima yönelmek onu daima zikretmek ve şeriata tabi olma gibi özellikler üzerine kurulu bir hâl ve ilimdir.bu ilim dalı ve hal ilmi kuran ve sünnete
baktığımız zaman sabır ,Şükür tevekkül,Allah'a bağlılık rıza ,tevbe dünya bağlanmamak gibi kavramları rahatca görebiliriz. Tasavvuf ilminin sistemeşmesi ve bir ilim dalı olarak ortaya çıkması 9. Asırdan itibaren İslami ilimler arasında yer almaya başlamıştır.
İlk sûfi müellifler tasavvufu hiçbir şekilde Kur'an ve sünnetten ayrı ve bağımsız görmemişlerdir.mesela serrâc,kuşeyri,hücrîvî,gazali ilk müellifler bu ilmi ehli sünnet anlayışına uygunluğunu göstermeyi amaç edinmişlerdir.
Cüneyd bağdadi tasavvuf nedir sorusuna "bizim bu ilmimiz Kur'an ve sünnet'le sınırlıdır" demiştir.
Yine tasavvuf'un Kur'an ve sünnet temelli olduğu tarikatlar dönenimde de devam ettiğini biliyoruz.başka bi yazımızda da kısaca tarikatların oluşum sürecinden bahsederiz.çünkü bu bir ilimdir bir kaç kelamla bitmez.

namus ve cesaret

bulut bey
Namus kelimesi herkesçe malum olduğu üzere iffet, onur, şeref, haysiyet, dürüstlük, doğruluk, güvenilirlik anlamlarını ihtiva eden bir kavram.

Cesaret ise yine herkesçe bilindiği üzere yüreklilik, babayiğitlik, korkusuzluk, cesurluk, şecaat anlamlarını ihtiva eden bir kelime.

Namus ve cesaret aslında birbirini tamamlayan unsurlar. Veya öyle olması beklenir. Meşhur bir söz var. "bu memlekette namuslu kişiler namussuzlar kadar cesur olmadıkça hiçbir şey düzelmez". Evet bu çok anlamlı bir söz. Gayet manidar. Bunun üzerine ciltler dolusu kitap yazılabilir. Muhtelif araştırmalar, incelemeler yapılabilir. akademik tezler yazılabilir. Hatta belgeseller filmler dahi çekilebilir. Bu bir meseledir. Çok ciddi bir meseledir. Bu sözü bir ve birden çok kişi söylemiş. Ve bunun bir karşılığı var.

Acaba Türkiye'de bir namuslular hareketi hiç neşvü nema buldu mu. Bu fikre sıcak bakan oldu mu. Bunu zikredene hiç rast gelindi mi. Bunu iyice düşünmekte fayda var.

Yukarıda atıfta bulunduğumuz söze cemil meriç bir ekleme yapmış. "Bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur, namuslu ve namussuzlar vardır".

Demek ki Namuslu ve namussuz ayrımı çok mühim bir yer teşkil etmeli hayatımızda. Yani bir iş yapacağı zaman adam "bu namusa sığar mı" sorusunu kendisine yöneltmeli. Veya bir tercih yaparken "bu benim namusuma bir halel getirir mi" diye düşünmeli. Başka neyi düşünmeli. Namuslular nasıl cesur olur. Bir de bunu düşünmeli.

gazali ibni rüşd tartışması

hafiz
Gazali'nin Bilimi bitirdiğini söyleyenlerin çoğu söylediği şeyler slogan cümlelerdir yani bilgisizliklerini ortaya koymaktadırlar. Filozofların tutarsızlığı eserinden dolayı bilimi bitirdiği söylenir.Bizim ülkemizde bu eseri sindirebilecek kaç kişi vardır !! Çünkü bu eseri sindirebilecek adamların meşşâi geleneğini iyi biliyor olması lazım,mutezileyi iyi biliyor olması lazım,felsefeyi biliyor olması felan filan .konuşanların o donanımda olmadığını biliyoruz önce bunları iyi bilmeleri ve Gazaliyi bütün olarak okumaları gerekir.eserlerinden haberi olmayan kimselerin cahilce söylemleridir.filozofların tutarsızlığı eserini okuyan ve anlayan tabi anlayabilen varsa!! Okusun sonra konuşsun.

inşirah

hafiz
İnşirah ,"açılıp genişlemek,Huzura kavuşmak" anlamına gelmektedir. Bununla ilgili Kuranı Kerim'de 94.sûre olarak inşirah sûresi vardır.bu surenin ilk ayeti Peygamber Efendimizin gönül ferahlığına ve huzura kavuşturulduğu için inşirah adı verilmiştir.ayrıca şerh ,elem neşrah Adlarıyla da anılmaktadır.kalbi daralan, gönlü kırık olan, dayanamıyorum ya rabbi diyen varsa biiznillâh şifa bulur.

cihanşümul

sivri
Farsça kökenli bir kelime olup "dünya çapında" veya "dünya ölçeğinde" anlamına gelir. Bu kelime, genellikle bir konunun dünya genelinde yaygın olduğunu veya dünya çapında bir etki yarattığını ifade etmek için kullanılır. Örneğin, "cihanşümul bir salgın" veya "cihanşümul bir ekonomik kriz" gibi ifadeler kullanılabilir.

esbab

sivri
Arapça kökenli bir kelime olup "sebepler" anlamına gelir. Bir olayın, durumun ya da sonucun ortaya çıkmasına sebep olan etkenleri ifade etmek için kullanılır. Örneğin, bir kazanın meydana gelmesindeki sebepler "esbab-ı mucibe" olarak ifade edilebilir.

aidiyet

sivri
bir topluluğa, bir gruba, bir aileye veya bir kültüre kendini bağlı hissetme veya ait hissetme durumudur. Aidiyet, bir kişinin kimliğinin bir parçasıdır ve bir topluluğun değerlerini, normlarını ve beklentilerini paylaşarak kişinin kendini daha güvende ve kabul edilmiş hissetmesine yardımcı olur.

sünnet-i seniyye

hafiz
Peygamber'e itaat Allah'a itaattir.Kuran bize ne yapacağımızı söyler sünnet onun nasıl yapılacağını gösterir.Peygamber As Buyuruyor ki; ben nasıl namaz kılarsam sizde öyle kılın buyurmuştur. Kuranı Kerim'de şöyle buyuruyor Rabbimiz;
بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِۜ وَاَنْزَلْـنَٓا اِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ اِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'an'ı indirdik.[nahl sûresi 44.ayet] bu ayeti kerime ve buna benzer birçok ayetler ,hadislerin ve sünnetin meşruluğunu bizlere açık bi şeklide göstermektedir.

anne ve babalar bunu iyi bilmeli

hafiz
Baba veya anne, doğurduğun her çocuk senin cennetindir. En fazla yirmi sene namaz kılabilirsin, bilemedin yüz
sene namaz kılabilirsin. Bilemedin iki yüz sene ömrün varsa iki yüz sene namaz kılabilirsin; ama şu cennetin tapusuna bak.
Allah rızası için şu elindeki tapu belgesine bak! Müslim'in, Ebu Davud'un rivayet ettiği şu hadise bak. Ebu Hureyre,
Resûlullah'ın dinlemiş ve o mübarek ağızdan duyduğu muhteşem müjdeyi bize nasıl taşıyor, şuna bir bak. Ne diyor? “Otuz
sene, elli sene, yüz sene; namaz kıldın, oruç tuttun, öldün, defterler kapandı. Mezarda da kılacak halin yok ya! Mezarda da
oruç tutacak değilsin ya, mezarda da yardım gönderecek halin yok ya. Bitti! Kaç seneydi? Elli sene, yüz on sene yaşadın. On
yaşında başladın, yüz sene kıldın. Daha ne yapacaksın ki? Fakat yetiştirdiğin salih bir çocuk, senin elinle yetişmiş, helal
lokmanla yetiştirdiğin, salih bir çocuk; sen öldükten yirmi sene otuz sene elli sene sonra bile namaz kıldıkça, oruç tuttukça,
'Rabb'im anama rahmet et, babama rahmet et.' dedikçe defterin açıktır. Namaz kılan bir mü'min gibi, kabirde kalıyorsun.”
diyor Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. Bir de o, senin salih çocuğun; o da çocuğunu öyle yetiştirdiyse musluğun ilki senden açıldığı için, torun da sana çalışmaya başladı. O da onun torununa taşıdıysa sen, dört yüz senedir mezardasın ve
çoktan namazlarının, oruçlarının bitmiş olması lazımdı. Dört yüz senedir melekler sana hala stok biriktiriyorlar orada. Çocuk
cennettir, cennet! Öyle okullara, şuralara, buralara kurban edilecek basit bir nimet değildir çocuk! Olduğu gibi, cennettir.
Sen ey kadın, sen ey anne! Nasıl yirmi kere cennet garantisiyle dirilmeyi istemezsin Allah'tan? Nasıl iki çocuğa
tahammül ettin sen? Ey baba! Sen mezarda beş çocuğun olsa ve beşi de senin hesabına çalışsa istemez misin? Hâlbuki
onlara bir akar kalsın diye, belki de faize krediye bulaşarak onların da bir dairesi olsun diye sen; öldükten sonra onlar için
uğraştın. Hâlbuki onlar kendileri de daire alabilirlerdi, saf adam! Sana ne, onların mülkünden. Allah kimi açıkta bıraktı ki
senin çocuğunu bırakacak? Bırak, kendine yatırım yap sen! Çocuğunu infaka alıştır. “Al oğlum bu tapuyu, git filan vakfa ver
daireyi. Bana da sana da yatırım olsun.” de. Sen verecektin; ama çocuğunun eliyle çocuğun koca bir mülkü vermeye alışsın.
Şehit olmayı ashabı kiram, çocuklarına öğrettiği gibi sen de infak etmeyi öğret çocuğuna. Namazı öğret, ulemaya ihtiramı
öğret. Sen mezarda iken, ebedi kârlar içinde kal. Banka hesabı, bu işte! Allah'ın hesabına yatırım yapsana. Evlattan iyi bir
cennet hayatı olur mu? Kılsan kılsan yüz sene kılacaksın. Tutsan tutsan yüz sene oruç tutacaksın. Zaten son on sene de
doktorlar “Oruç tutamazsın.” diyecekler sana; ama mezarda iken de oruç tutmak var bu dünyada. İşte Resûlullah'ın vaadi
budur. Sen mezardasın, çocuk hâlâ oruç tutuyor. Senin çocuğun öleli de beş yüz sene olmuş. Beş yüz sene olmuş senin
çocuğun öleli; ama torunlara intikal eden bir teheccüd var ortada.
Bunu ilk defa sen, sülaleye sokmuştun. İlk defa sen, modern bir kelebek başörtüyü aileye sokan bir kadın
olduğun zamanki gibi; o rengârenk başörtüler, teberrüc kıyafetleriyle sokaklarda dolaştıkça meleklerin senin karşına dikilip
“Ümmetin iffetiyle oynayan kadın!” diyecekleri gibi, “Ona müsamaha eden ey baba!” diye senin de karşına melekler Nekir,
Münker dikilecekler. Öte yandan “Sen, sülaleye ilk defa sabah namazını sokan adam!” diye de mezarda her gün meleklerle
oturmak da var. Cennet bu cennet! Vaat eden Allah olduktan sonra güvenmemek, ne demek? Resûlullah vaat ediyor
sallallahu aleyhi ve sellem.

hdp

hafiz
Hpd - pkk ile aynı yolda yürümek onlarla bir olmak Türk milletine karşı açıkça ihanettir.ihanete göz yuman destek olan iki cihanda rahat edemez.bedel verilerek alınan bu topraklar Türk milletine emanettir. emanete ihanet eden ya münafıktır ya haindir.Allah en doğrusunu bilir.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol