ramazan

bulut bey
Müslümanlara oruç tutmanın farz olduğu ay. Ramazan ayını biliriz bizim takvimimizde. Oysa bizim takvimimizde daha nice aylar var. Bilenler bilir. Ramazan'ı bildiğimiz gibi diğer aylarımızı ve hatta bütün olarak Müslüman vakitlerini, Müslümanın vaktini nasıl tayin etmesi gerektiğini öğrenmeliyiz

Bu yazımızda Ramazanın ne olduğundan önce ne olmadığını kısaca izaha gayret edelim.

Ramazan bir coşku değildir. Bazı alçaklar 'ramazan coşkusu' diyorlar. Ramazan baştan aşağı ciddiyettir. Coşkuyla filan hiç ilgisi yoktur. Ramazan'ı kapitalist sisteme dahil etme uğraşındaki aşağılık zevat bunu bilinçli söylüyor. Ramazan'ı noel gibi veyahut herhangi bir yahudi bayramı gibi gösterme gayreti bazılarına ramazan coşkusu lafını ettiriyor. Ramazan'ı laçkalaştırmak, gerçek manasının Müslümanlar tarafından kavranmasına mani olmak adına yapılan işler bunlar. Coco cola reklamında elbette ramazan coşkusu denilecek.

'Ramazan eğlencesi' olmaz. Ramazanda eğlenilmez. Ramazan bir eğlence filan değildir. Ramazan kafirlerin kafasına 'bakın biz allah' ın kuluyuz, biz sadece allah dilediği için hayat sahibiyiz, biz yeme içme cinsel münasebet yaşama ile hayatta kalıyor değiliz sadece allah istediği için hayattayız siz kafirler bunu bilmezsiniz bilmediğiniz için kafirsiniz' düşüncesini çakmaktır. Biz sadece allah rızası için oruç tutarız. Oruç bize hayatın allah tarafından bahşedildiğini gösteren bir rehberdir. Aksi yöndeki temayüllerin islamla alakası olmadığı gayet açıktır. Neyle alakası vardır onu alakalılar zaten açıktan veya zımnen söylüyorlar. Alakasızlar da onları dinliyor ve çok enteresan itibar ediyor. Bu birçok meselede böyle oluyor.

Ramazan günah çıkarma ayı değildir. Ramazan'a kadar istediğin haltı ye. Eee ramazanda oruç tut bir iki teraviye git. Sonra devam. Bu kafa Müslüman kafası değildir. Bu kafa Hristiyan kafasıdır. Bu sapık düşünce bu sapık temayüller hristiyanların alameti farikası. Günah çıkarma meselesi hristiyanlarda var. Cennetten bir parseli papazdan satın alma işi onların bildiği bir iş. Müslümanların böyle bir işi yok.

Ramazan tv programı izleme ayı değil. Bu tv programlarında alenen islam'ın nasıl kötülenmeye çalışıldığını akıllı bir Müslüman gayet net görür. "sakız orucu bozar mı". Yıllarca bu dangalaklıkları yaptılar televizyon ekranlarında. Bunun başını çekenler Müslümanmış gibi görünenler. Devam ettirenler ise hiçbir şeye kafası basmayan adamlar. Bilhassa ramazanda tv ekranından uzak durmak gerekir.



barem

sivri
1. Bir işin ölçüsü, kuralı, standartı.
2. Ölçek, cetvel, ölçüm aleti.
3. Bir yarışmada, bir sınavda vb. başarılı olabilmek için gerekli olan en düşük puan.
4. Bir ticari işlemde uygulanacak fiyatın ya da bir bedelin belirlenmesinde kullanılan ölçüt.
5. Arap kültüründe bir dans türü.

şahsiyet

bulut bey
"Bir kimsenin şahsına ve nefsine âit özelliklerin, rûhî ve mânevî niteliklerin bütünü, kişilik." http://lugatim.com/s/%C5%9EAHS%C4%B0YET

Nedir bizim şahsiyetimiz. Bu sorunun cevabı ayetlerde mevcut.

Bakara suresi 120. Ayet: "Ama dinlerine tâbi' olmadıkça, ne yahudiler ne de hristiyanlar senden aslâ hoşnûd olmayacaklardır. (Onlara) de ki: “Şübhesiz ki Allah'ın hidâyeti (olan İslâm), hidâyetin ta kendisidir!” Celâlim hakkı için, eğer sana (vahiyle) gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, Allah'(dan gelecek azâb)a karşı sana ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır!"

Bu ayetten anlıyoruz ki biz Müslümanlar kendilerini kafire beğendirme gayretinde olmaması kendilerine emredilenleriz. Yani sen onlardan olmadıkça onlar senden hoşnut olmaz. Biz türkler olarak uzun süredir -belki 400 belki 500 yıldır- kendimizi kafirlere beğendirme uğraşındayız. Kafirler hala bizi beğenmiyor. Neden. Onca gayrete rağmen hala bizi yeterince gavur bulmuyorlar da ondan. Biz kur'an'dan bilgi alma yolunu terk ettik ve asırlardır bunu ısrarla sürdürüyoruz. İstisnası çanakkale savaşı, İstiklal harbi ve münferit bazı hadiseler. Bu hadiselerin müşterek hususiyeti ise muvaffakiyettir. Yani Türk milleti kur'andan istifade ederek ve de kur'andan yardım alarak giriştiği işlerden hep muzaffer olarak çıkmış. Bunu istiklal harbinin mağlupları, bazı Müslüman görünümlü kafirler elbette gizlemeye gayret gösterecekler ve bu zamana kadar göstermişler. Biz turkcelugati bu gavurların ipliğini pazara çıkarmak ve kahraman türk vatanseverlerinin sesi olmak gayesi ile kurduk.

Allah el mucibdir. Yani dualara icabet edendir. Küfrün ihsanı olmaz. Allahın ihsanı ise mukayyet değildir. Türk vatanseverleri mahzun ve muzmindir fakat bahtiyar olacağı günler inşallah yakındır.

istiklal marşı

bulut bey
Bugün miladi takvime göre 12 Mart. Yine miladi takvime göre 12 Mart 1921 tarihinde milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından kahraman ordumuza ithafen yazılan İstiklal Marşı TBMM'de kabul edildi.

Kahraman ordumuz İstiklal Marşından aldığı güç ve ilham ile kafiri mağlup etti. Allah Türk'ün duasını kabul etti. Kabul olmuş dua ile vatanımız kafir tasallutundan halas oldu. İstiklal harbinin istikametini, ideolojisini, ruhunu ve kısaca bütün mahiyetini istiklal marşı tayin etmiştir. Bu sebepledir ki Teşkikat-ı Esasiye'nin 2. Maddesi "Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır Resmi lisanı Türkçedir." hükümlerini amirdir.

Her ne kadar daha sonraki süreçte istiklal marşı rafa kaldırılmış olsa da (milli şairimizin başına gelenler bunun en açık ispatıdır) yukarıda bahsettiğimiz hakikatler değişmez.

İstiklal harbini biz yaptık. Gariban Anadolu insanı yaptı. Din vatan namus için yaptı. Bir avuç vatansever türk kazandı istiklal Harbini. Dualar ile tekbirler ile. Hiçbirisinin zihninde inkıkap filan yoktu. Kahraman ecdadımızın zihninde sadece bir hedef vardı o da şehadet. Vatanın halası. İstiklal. Başka da bir hedef yoktu. Dolayısıyla cumhuriyetin kurucu felsefesi esasen islamdır, misak-ı millidir. Gerisi lafügüzaftır, çarpıtmadır. İstiklal harbinin sahibi Müslüman türk milletidir. Başka da kimsenin değildir. İstiklal harbi yalnızca bizimdir.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

islam

bulut bey
İslam, allah'a teslim olmaktır. Dolayısıyla allah'a ve Resulu'ne itaat etmektir. İslam, birilerini hoşnut etmek üzere evrilip çevirilecek bir hadise değildir.

İslam'ın kaynakları belli. Açık ve net. Kur'an ve sünnet. Biz islam'dan bilgilendiğimiz ölçüde kıymet kazanırız. Bunu reddedersek istediğimiz kadar biz Müslümanız diye ortalarda dolaşalım bir kıymeti haiz olamayız. Biz islam'ın tayin ettiği hudutlara zihniyet olarak fiiliyat olarak dahil değil isek sabah akşam namaz da kılsak kafirin karşısında bir değerimiz bir gücümüz yok demektir. Nitekim bunu bugün iskoç başbakanından yahut abd üst mahkemesine atanan yargıçtan - sair bu tip örneklerden- kolaylıkla anlamamız lazım. Anlayamıyorsak biz hiçbir şeyden nasiplenmemişiz demektir. "aaa ne güzel iskoç başbakanı bir Müslüman seçilmiş" gibi sözlerle hadiseye yaklaşıyorsak islam namına hiçbir şey bilmiyoruz demektir.

Fetih suresi 29. Ayette ".. Muhammed Resulullahdır, onun maıyyetindekiler ise küffara karşı çok çetin, kendi aralarında gayet merhametlidirler.." şeklinde bir hüküm var. Bu ısrarla Müslümanlara anlatılmaz. Bu ve buna benzer - Müslüman şahsiyetini tayin edecek- bilgiler ısrarla ve son derece organize bir şekilde müslümanlardan gizlenir, saklanır. Ne demek küffara karşı çetin olmak hem de çok çetin olmak.

Mesela mekke fethinde peygamberimiz (sav) bazı kişilerin ismini vererek bunları nerede görürseniz öldürün emrini veriyor. Bu bilgiyi ben - ortalama bir Türk vatandaşına göre 3 belki de 5 kat fazla din terbiyesinden geçmiş bir zat olarak- taa 25 26 yaşında öğrendim. Demek ki bazı bilgiler saklanıyor. Gizleniyor. Veya göz önüne gelmemesi için özel gayret sarf ediliyor.

Bize öğretilen islam mıdır. Bu soruyu türkler yıllar boyunca sormamış. Bize öğretilen gerçekten islam mıdır. Yoksa bize bugün öğretilen islam, kafirlerin hoşnutsuz olmayacağı, kafirlerin tezgahını bozmayacak, kafirlerin tekerine çomak sokmayacak bazı bilgiler midir. Bir bilgilenme sistemi olarak bunu gündeme almalıyız. Bu mesele asıl gündemimiz olmalı.

istiklal marşı

bulut bey
Bugün yani 12 Mart 2023 günü. İstiklal marşı'nın TBMM' de kabul edilişinin yıl dönümü. Tv ekranlarına bakıyoruz. Hiçbir atıf yok. Hiçbir özel program düzenlenmemiş (mesela trt 2'de little joe var - trajikomik) . Devlet ricali özel bir protokol hazırlamamış. Tbmm'de özel bir protokol düzenlenmemiş. Kısacası günün anlam ve önemine dair hiçbir gelişme yok.

Oysa cumhuriyet istiklal marşına çok şey borçlu. Her birimiz birer fert olarak istiklal marşına çok şey borçluyuz. Biz Türkiye ne kadar kıymetli ise o kadar kıymet kazanacak fertleriz. Bu vatana bu topraklara borcumuzu ödememiz şarttır. Türkiye yoksa türk yok, vatan yok. İstiklal marşının deyimiyle türkiye yoksa can yok, canan yok, tek vatan yok. Türkiye yoksa biz hiçbir şey değiliz.

bibliyofil

hafiz
Fransızca kökenli bir kelimedir. Anlamı ise şöyledir ; kitapsever anlamına gelir.tdk sözlüğünde ise kitap dostu,kitaplara düşkün anlamına gelir. Aldığı yada okuduğu kitapları çevresindeki insanlara aktarmayı seven paylaş kişidir.
Böyle kimselere kitap kurdu da denilir.çünkü kendi alanında sürekli okuyan yazan çizen kimseler kitapla dost olmuştur.o yüzden en iyi arkadaş kitaptır derler.
Dinimizde okumayı,öğrenmeyi,tefekkür etmeyi şiddetli tavsiye etmiş ve "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ?" Diyerek okumanın değerini ortaya koymuştur.

bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok

sivri
Bu söz, hayatın kontrol edilemez olduğu gerçeğine dikkat çekmektedir. İnsanlar olarak, hayatta her şeyin her zaman beklediğimiz gibi gitmeyeceğini kabul etmeliyiz. Ancak buna rağmen, birçok insan kendilerini sık sık korku, endişe ve belirsizlik içinde bulur, bu da zaman zaman farklı davranmalarına ve kararsızlık göstermelerine neden olur.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun bu sözü, insanların hayatta karşılaştıkları engelleri aşmak için cesaretli ve kararlı olmaları gerektiğine vurgu yapar. Kendimiz için belirlediğimiz hedeflere ulaşmak için, dünyanın bazı şeyleri üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayabilir ama bu bizim hedefimize odaklanmamızı engellememeli.

Bir diğer açıdan bakarsak, belirsizliğe ve kontrol edilemeyenlere karşı bir şeyler yapmak için gereksiz yere endişe duymak yerine, elimizden geldiğince hazırlıklı olmak, sebat etmek ve çözüm odaklı olmak daha önemlidir. Bu söz, hayatta başarıya ulaşmak için güçlü bir zihinsel duruş ve kararlılık gerektiğini hatırlatır.

arama motoru

mad
sözde yerli ve milli arama motorlarımız yaani, geliyoo gibi google, yahoo ve bing gibi diğer arama motorlarının alt yapısını kullanarak çıkan projeler uzun soluklu olamadılar :)

gördüğüm kadarıyla içlerinden en başarılısı https://vuhuv.com/


Gaziantepli yazılımcı Barış Çepik'in geliştirdiği ve dünyaya yaymak istediği yerli internet arama motoru "Vuhuv", günde 5-6 bin yeni kullanıcıya hizmet veriyor.

İlk aşamasından son aşamasına kadar "Vuhuv"u kendilerinin geliştirdiğini ifade eden Çepik, "Geçmişte yerli arama motoru yapıldı ama ara yüzden ibaretti, başkalarının verileri yüzde 100 kullanılıyordu. Bizim arama motorunun arka planında büyük bir çalışma var, büyük bir veri işleniyor. Türkiye'deki tek yerli arama motoru diyebiliriz. Çünkü zemini ve tabanı dolu ve kendine has." dedi.

akrep yuvası cüneyt arkın

hafiz
Emniyet Müdürünün (Reha Yurdakul), sokakta kaçak sigara satarken toplattığı çocukları, nezarette saçları kesilirken gören Komiser Kemal'in (Cüneyt Arkın) Müdürüyle tartışırken
” Bu çocukların saçlarını kestirip mahkemeye sevketmek adalet mi? Bir defada milyonlar vuran kaçakçılar, vurguncular artık alıştığımız günlük olaylar haline geldi. Hani, onları yakalasak ya! Bu memlekette açlık olduğu sürece bu çocuklar suç işleyecektir. Böyle büyük masaların arkasına saklanıp, halkımız hakkında kararlar veremezsiniz.'' Şeklinde kullandığı bu sözler de, izlediğim zaman beni çok derinden etkikemişti.

osmanlıcı-cumhuriyetçi tezadı

bulut bey
Siyaset yazımızda dünya sisteminden bahsettik. Sistem birçok tezatlıklar ortaya koyar. Adam seküler temayülde, kemalistlik yolunda ise ona der ki "bu Osmanlı var ya bu osmanlı islami bir düzendir. Dolayısıyla gericidir. Oysa kemalist inkılaplar batıcıdır ilericidir medenidir. Cumhuriyeti mustafa kemal kurduğuna göre sen de kemalist olduğuna göre sen cumhuriyetçisin". Bu vatandaşımız da Osmanlıya karşı cumhuriyetçi oluverir. Al sana bir paket.

Sistem, dindar temayülü yoğun, kemalist inkılapları benimseyen bir zata da der ki "bu cumhuriyet var ya bu cumhuriyet. Bunu Mustafa kemal kurdu. Aynı Mustafa kemal saltanatı lağvetti. Aynı Mustafa kemal inkılapları yaptı, halifeliği kaldırdı. Yani bu islam'a karşı bir iştir. Oysa senin şanlı ecdadın osmanlı yok muydu. Bunlar ne matah adamlardı. Tam bir islam düzeniydi. Yıktılar onu". Bu vatandaşımız da oldu mu sana cumhuriyet karşıtı bir osmanlıcı. Al sana ikinci paket.

Gavur sistemi böyle insanları tanımlar. Sonra o tanımlar ile insanları paketler. O paketleri birbirine vura kıra bir sonuç - tabi ki kendi lehlerine- bir sonuç hasıl etmeye çalışırlar. İnsanlar kendilerini ciddiye almadıkları sürece başarıya da ulaşırlar.

Oysa ne cumhuriyet islam karşıtı bir hadisedir. Ne de osmanlı tam bir islami düzendir. Türkiye cumhuriyeti islam cumhuriyeti olarak ilan edildi. Yani Müslümanlar Tanzimat ile kaybettiklerini istiklal harbi neticesinde geri aldılar. Bu ve daha başka konu ile alakalı bilgiler ısrarla ve başarı ile insanlardan gizlenir ve insanlar Osmanlı-cumhuriyet tezadında bırakılır. Bu çekişmeden bu nizanın tarafları hiçbir menfaat temin edemez. Niye. Çünkü masayı kuran, tanımı yapan, organizasyonu teşkil eden gavur. O yüzden.

Kurtlar vadisinde çok güzel bir replik var. Ne diyor. "kumarda kazanan yoktur Kumarda sadece oynatan kazanır". Şimdi bu mevzuya uyarlayalım. Gavur bir masa kuruyor. Bu masada kumar oynatıyor. Bir kere kumar oynamak müslümana haram. Ama bazı Müslümanlar bundan hiç rahatsız değil. Ben oynarım diyor. Hadi haramı göze aldın oynadın. Ee canım ciğerim. Gavurun masasında kumar oynuyorsun nasıl kazanacaksın. Sonuçta hep gavur kazanır.

Cumhuriyet türkiye'nin bir kazanımı. Bu istiklal harbi sayesinde oldu. Gavur kendisine bir yahut birden çok menfaat temin etmek üzere elbette bu tezadı teşmil etmeye gayret edecek.

Velhasıl güncel siyasi sosyal veya dini bilumum tüm tezatlıklarda bahsettiğimiz hadiseyi gözlemleyebiliriz. Bu bahse örnek olarak Gazali ibni rüşd tartışması başlıklı yazıda temas etmeye çalışmıştım.

Müslüman akıllı olmak zorundadır. Allah Müslüman türke akıl fikir basiret ve hidayet versin. Yani hepimize.

belâgat

hafiz
İyi, güzel, tesirli ve pürüzsüz söz söyleme;edebiyat kaideleriyle ilgili ilim. İki anlamda tanımlanmıştır.
a- Sözün zorlama ve yapmacıktan uzak olup yorumlamaya gerek olmaksızın kolay anlaşılır olması; yerinde ve adamına göre söylenmesidir.
b- İnsanın belîğ, tesirli söz söyleme gücü ve yeteneği kazanmış olmasıdır.
Belâgat bir ilimdir. Sözün düzgün kusursuz, yerinde ve adamına göre söylenmesini öğretir.

Peygamber efendimiz belîğ sahibi idi.o'nun konuşmaları öz,kısa,anlaşılır,az sözle çok şey anlatma özelliğine sahipti.
Örnek hadisler şunlardır;

-Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
Tirmizî, İlim, 14.
-Bizi aldatan bizden değildir.
[Müslim, Îman, 164.]
-dua, ibadetin özüdür.(Tirmizî, Deavât, 1)

istiklal marşı

hafiz
İstiklâl Marşımız şu ayet-i kerimenin
ruhunu yansıtır: “Gevşeklik göstermeyin,
üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan
sizsiniz.”Âl-i İmrân, 3/139.

İstiklâl Marşımız, var oluş gayemizi, kim
olduğumuzu ve nasıl var olmaya devam
edeceğimizi öğretir. En son ocağımız sönmeden
bağımsızlığımızın sembolü olan al bayrağımızın
inmeyeceğini haykırır. Şehit kanlarıyla sulanmış
vatan toprağımızın asla düşmana çiğnetilemez
olduğunu telkin eder. Şehâdetleri dinin temeli
olan ezan-ı Muhammedî'nin ebediyen
yurdumuzun üstünde inlemesini niyaz eder. Şu
mısralarla milletimize ebedi istiklâli muştular:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

aziz mahmud hüdayi

hafiz
Kuranı kerim'de tefekküre dahil birçok ayet vardır.
Peygamber efendimiz'de gece teheccüd vakti mübarek sakallarını tutar gökyüzüne bakar ve şöyle derdi ; "sen bu alemi boşuna yaratmadın seni bütün eksiklerden uzak tutarım" diye âlemi temaşa ederdi.

İmam gazali ra göğe bakmanın faydalarından bahseder;
- Allah'ı hatırlatır
-hüznü ve kederi giderir
-vesveseleri azaltır
-aşıkları teselli eder
-kalpte allah'ın büyüklüğünü yayar
Diyerek bizi tefekküre davet eder.

Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri de İstanbul'un yüksekce bir yerine çıkıp şunları söylemiş insan gafil olmamasını şu dizilerle dile getirmiştir;
Nedir bu ellere ayak,
Nedir bu dillere dudak,
Aç gözünü ibretle bak,
Âlem bir temaşagâh imiş.”

hırka

hafiz
bilindiği üzere tarikat adabında hırka giymek vardır.hırka giymenin veya giydirmenin kaynaklarımızda bazı rivayetler kaynak olarak alınmıştır.peygamber efendimizin enes b.malik,ka'b b. züheyr gibi sahabelerine hediye olarak hırka giydirmesi ve ehl'i beyt'ini abası altına alarak dua etmesi gibi rivayetleri delil teşkil ettiğini söylerler.

peki manası nedir?
dervişe şeyh tarafından hırka giydirilmesi,yolun manevi hallerinin kendisine emanet edildiğini sembolize eder.

mutasavvıflar hırkanın manevi tesiri üzerinde durmakla birlikte müridin yani talebenin diyelim güzel ahlak uğrunda çaba göstermeksizin,takva elbisesini giymeksizin hırka ile bir yere ulaşamayacaklarını ayrıca dile getirmişlerdir.yunus emre bunu şiirinde şöyle dile getirir;
Dervişlik dedikleri
Hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen
Hırkaya muhtaç değil

hırkanın derin bir manasını bir eserde okumuştum gerçekten hoşuma gitti
''hırka'' kelimesini oluşturan ''ha'' harfi haşyete, ''ra'' kelimesini rızaya, ''kaf'' kelimesini nefsi kahretmeye, sembolize eder.

mevdudi ve inek

hafiz
merhum mevdudi'nin bi fikri var.bilindiği gibi o hint kıtasının yetiştirdiği alimlerden birisidir. hindular genel olarak ineği kutsal sayar.
diyor ki mevdudi bir hindu müslüman olduğu zaman ona kendi eliyle bir inek kestirmek gerekir ki tevhid iyice kalbine yerleşsin.bizim de kalbimizde bağlı olan ne varsa kuran ayetlerinin iyice yerleşmesi için kesip atmamız gerekir.o zaman tam manasıyla müslüman oluruz.bazı kişiler allah'ın sınırlarını aşıyor kabul etmiyorlar mesela miras konusu buna örnektir bu zamanda kadına 1 erkeğe 2 mi olur diyerek kabul etmiyorlar allah'ın koymuş olduğu hududu yani sınırı aşıyorlar böyle biri müslüman olabilir mi ? başka bir örnek peygamber efendimizin hadislerini kabul etmeyen güya kendilerini kuran ehli olarak tanıtan bir zümre var ama kuran peygambere itaat edin ona tabi olun onun örnekliği sizin için kurtuluş gibi ayetleri görmezlikten geliyorlar.örnekleri çoğalta biliriz.

nazende

sivri
"nazlı, zarif, incelikli" anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle kadın isimlerinde ve edebi metinlerde kullanılır. "Nazenin" kelimesi ile benzer anlamlara sahip olup, Türkçenin zengin sözcük dağarcığından biridir.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol