kırat

bulut bey
Çok hoş bir kelimedir pek severim. Bir dostu sever gibi severim bu kelimeyi. Pekçok manayı ihtiva eder bünyesinde. Senin kıratın ne ki sorusu mesela pek manidar bir sorudur. Yani çapın ne, sen kimsin ki anlamında. "Sen falanca işi yapacak kıratta adam mısın".
Sözlük anlamı teşmil. Değer, seviye, nitelik, vasıf: Bu şehirde yaratmış olduğu güzelliklerin en yüksek bir kıratta olduğunu söylemek lâzımdır (Yahyâ Kemal). http://lugatim.com/s/K%C4%B1rat

hdp

bulut bey
çözüm sürecinden önce malum zevatın oyu yüzde 6 bandındaydı. Seçimlere parti çatısı altında dahi giremiyorlardı. Bağımsız aday olarak seçimlere giriyor mecliste 20 sayısını geçince grubu ancak kurabiliyorlardı. Malum süreçten sonra bugün itibariyle yüzde 10-12 bandında. Çoğu siyaset yorumcusu tarafından ise malum parti kilit parti olarak tabir ediliyor. Öyle olmasını çok istedikleri için olsa gerek. Hdp-pkk-taşnak-hınçak hiçbir zaman şehit kanı ile kurulmuş vatanımızda kilit ve belirleyici olmayacak. Çatlayın da patlayın :)

ecdat

sivri
"atalar, dedeler, büyükler" anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle tarihi veya kültürel bağlamda kullanılır ve geçmişteki büyüklerine atıfta bulunurken sıkça kullanılır. (bkz: ecdad)

"Anadolu İhtilali" adlı eserde, yazar Yusuf Akçura
şu cümleyi kullanmıştır: "Ecdadımızın kılıcı, bizim aklımız, ilimiz, fikrimiz ve düşüncemizdir."



izmihlâl

sivri
"bozma", "çöküntü" veya "yıkım" anlamlarına gelen bir Arapça kelime. Ayrıca "yanılgı" veya "sapma" anlamlarında da kullanılır.

belâgat

hafiz
İyi, güzel, tesirli ve pürüzsüz söz söyleme;edebiyat kaideleriyle ilgili ilim. İki anlamda tanımlanmıştır.
a- Sözün zorlama ve yapmacıktan uzak olup yorumlamaya gerek olmaksızın kolay anlaşılır olması; yerinde ve adamına göre söylenmesidir.
b- İnsanın belîğ, tesirli söz söyleme gücü ve yeteneği kazanmış olmasıdır.
Belâgat bir ilimdir. Sözün düzgün kusursuz, yerinde ve adamına göre söylenmesini öğretir.

Peygamber efendimiz belîğ sahibi idi.o'nun konuşmaları öz,kısa,anlaşılır,az sözle çok şey anlatma özelliğine sahipti.
Örnek hadisler şunlardır;

-Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
Tirmizî, İlim, 14.
-Bizi aldatan bizden değildir.
[Müslim, Îman, 164.]
-dua, ibadetin özüdür.(Tirmizî, Deavât, 1)

gençler dua edin

hafiz
Mutlu, huzurlu ve başarılı olmak isteyip stres, sıkıntı ve belalardan uzak kalmayı temenni ediyor,
başarının sizinle beraber olmasını diliyor, gençken ihtiyarlamamak ve hastalıklar altında ezilmemeyi,
iyi insan ve Müslüman olmayı hedefliyorsanız dua edin. Dua, kuşanabileceğiniz en güçlü silahınızdır. İyi
Müslüman ve kaliteli insan olabilmek için iyi dualar etmek zorundasınız.
İnsanlar dua işini yaşlılardan beklerler. Hâlbuki Allah celle celâlühü yaşlılar, hacılar, hocalara değil,
'kullarına' dua etmelerini hatırlatıyor. Gençler de Allah'ın kuludur, ümmetimizin umududur. Gençlerin
iyi ve başarılı olmaları, bu ümmetin iyiliği ve başarısıdır. Sadece ders çalışarak, para biriktirerek veya
bir vakfa-tarikata devam edip bir hocanın derslerini dinleyerek her şeyde başarılı olabileceğinizi
zannetmeyiniz. Allah'ın yardımı üzerinizde olmadığı sürece aradığınız başarı ve ahengi asla
bulamazsınız.

oy kullanmak

hafiz
seçimler yaklaştı. oy kullanmak imanı mesele haline geldi! hemde islami düzen olmayan bir sistem'de ahir zamanda yaşıyoruz. ne diyorlar;efendim şu partiye oy vermelisin çünkü senin iyi müslüman olduğunu gösterir.filan partiye oy verirsen hem dünyanı hemde ahiretini zarar sokarsın ona göre oy ver derler. ülke tabiri caizse karpuz gibi ikiye ayrılmış vaziyette.hakkımızda hayırlısı

namus ve cesaret

bulut bey
Namus kelimesi herkesçe malum olduğu üzere iffet, onur, şeref, haysiyet, dürüstlük, doğruluk, güvenilirlik anlamlarını ihtiva eden bir kavram.

Cesaret ise yine herkesçe bilindiği üzere yüreklilik, babayiğitlik, korkusuzluk, cesurluk, şecaat anlamlarını ihtiva eden bir kelime.

Namus ve cesaret aslında birbirini tamamlayan unsurlar. Veya öyle olması beklenir. Meşhur bir söz var. "bu memlekette namuslu kişiler namussuzlar kadar cesur olmadıkça hiçbir şey düzelmez". Evet bu çok anlamlı bir söz. Gayet manidar. Bunun üzerine ciltler dolusu kitap yazılabilir. Muhtelif araştırmalar, incelemeler yapılabilir. akademik tezler yazılabilir. Hatta belgeseller filmler dahi çekilebilir. Bu bir meseledir. Çok ciddi bir meseledir. Bu sözü bir ve birden çok kişi söylemiş. Ve bunun bir karşılığı var.

Acaba Türkiye'de bir namuslular hareketi hiç neşvü nema buldu mu. Bu fikre sıcak bakan oldu mu. Bunu zikredene hiç rast gelindi mi. Bunu iyice düşünmekte fayda var.

Yukarıda atıfta bulunduğumuz söze cemil meriç bir ekleme yapmış. "Bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur, namuslu ve namussuzlar vardır".

Demek ki Namuslu ve namussuz ayrımı çok mühim bir yer teşkil etmeli hayatımızda. Yani bir iş yapacağı zaman adam "bu namusa sığar mı" sorusunu kendisine yöneltmeli. Veya bir tercih yaparken "bu benim namusuma bir halel getirir mi" diye düşünmeli. Başka neyi düşünmeli. Namuslular nasıl cesur olur. Bir de bunu düşünmeli.

altılı masa

bulut bey
Altılı masanın adayının kim olduğu, ekrem imamoğlu ve Mansur yavaş isimli zevatın cb yardımcısı olacağı ve sair buna benzer konular Türkiye için pek önemsiz hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan meselelerdir. Bu zevatın kıratı nedir ki Türkiye'ye bir değer katsınlar. Aziz milletimiz kıratı olmayan zevata niye bu kadar kıymet verir. Bunu sorgulamalıyız hem de çok iyi sorgulamalıyız.

müslüman kardeşlik

gencalim
Müslüman Kardeşlik

Marifet; tanımak, anlamak ve bilmek demektir. Özellikle kavram üzerinden giriş yapmak istiyorum. Bu kavram yönünden ve günümüz müslüman kardeşliğe bakılırsa işler iç açıcı durumda. Müslüman demek kardeşiyle dertlenen onun hayatını ve yaşantısını göz önünde bulundurarak onu anlamaya, empati yoluyla ona hoş görü ile yaklaşmalı. Ancak günümüzde bunun aksine insanlar bir hayvanın kuyruğuna basar gibi anında ufak bir hatada karşımızdakine ya kükrüyoruz sinirden ya da onu gözümüzden siliyoruz. Müslüman kardeşlik marifet üzere olursa her daim aramızda sevgi tomurcukları yeşerir ve bir ağacın kökü ve dalları gibi sabit ve dinamik oluruz.

tevhid kavramı

hafiz
Batı her on yılda bir farklı kavramlar uyduruyor bizleri oyalıyor.mesela yakın tarihe bakacak olursak 60'yıllarda " kalkınmacılık" 70'li yıllarda "uluslararacılık" 80'li yıllarda"küreselleşme" liberalleşme" 90'lı yıllarda ise "postmodernizm" gibi kavramları bize yutturmaya çalışıyorlar bizde yutuyoruz maalesef.bu ve buna benzer kavramları konuşmalarımız da bilerek veya bilmeyerek sürekli papağan gibi tekrar tekrar söylüyoruz.
Mesela İnternette bir video izlerken adamın her cümlesi batılı klişe onlara ait kavramları söylüyor;
Zamanın ruhu,birey, farkındalık,empati,vs kimse ona bunları başına silah koyup söyletmedi."ben ne söylüyorum yahu da demiyor. Dikkat etmemiz lazım,batı'nın en büyük güçlerinden biriside söylemidir.bizler batı'nın kavramlarını söyledikçe kendi hayatımızı onların çizdiği sınırlarda esir olarak yaşamak zorunda kalırız.

Batı kendi kavramlarına çok sadıktır.mesela virüsün şekli taca benziyor diye İngilizce "crown"adını vermiyorlar,latince "taç anlamına gelen "corona" adını veriyorlar.

Peki bizler tevhid kavramlarını nerden öğrenecez?
Elmalılın tefsirinden oradaki kavramları iyi okuyarak öğreniriz.necip Fazıl,said halim paşa,akif ersoy'u okuyarak tabi ki.çünkü onlar osmanlı döneminden gelen ve kendilerini kirletmeyen imana dayalı kavramları iyi benimsemiş insanlardır.bunlara ek olarak sizlere diyanet vakfı islam ansiklopedisi'ni okumanızı tavsiye ederim.
Böyle araştırma sürecine girersek zihin dünyamız zenginleştiğini ve Müslümanca düşünmeye,konuşmaya,yaşamaya başladığımızı görmeye başlarız Allah'ın inayetiyle..

lgbt

bulut bey
Araf Suresi, 80. ayet: Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?

Araf Suresi, 81. ayet: "Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz."

lgbt sapkınlıktır. konu müslümanlar için tartışmaya kapalıdır.

seo

mad
seo, bir web sitesinin arama motorları tarafından daha iyi anlaşılmasına ve sıralamada daha yüksek bir konuma sahip olmasına yardımcı olmaktadır. Bu da, web sitesinin organik trafik hacmini artırarak daha fazla potansiyel müşteriye ulaşmasını sağlayabilir. Ancak, SEO'nun sonuçları genellikle uzun vadede ortaya çıkar ve sürekli bir çalışma gerektirir.

avukat

bulut bey
avukat kelimesi sözlükte ''Mesleği hukuki işlerde ücret karşılığı yol göstermek, hakkı savunmak olan, kendisine kanunen savunma hakkı tanınmış kimse'' anlamına gelir http://lugatim.com/s/AVUKAT.

avukat kelimesi esasen latince bir kelime. Latinceden italyancaya geçmiş. avvocato kelimesi italyancadan dilimize girmiş. daha eski tarihlerde avukatın karşılığı olarak ''muhami'' kelimesi kullanılmış.

avukatlığın ilk olarak antik yunan'da ortaya çıktığı söylenir. sokrates'in savunması ilk müdafaa olarak değerlendirilir. bu hususlar işin doğrusu pek de önemli değil en azından benim için.

bizde ortaya çıkışı tanzimat fermanının ilanı ile birlikte olmuştur. tabi bu tarihlerde ortaya çıkan 'vekillik' , 'müdafiilik' vasıfları profesyonel ruhsatlı bir kamu görevi, bir iş kolu olmayıp 'dava vekilliği' , 'müdafii' gibi kavramlarla ortaya konulmuş ve bu görevlerin icra edilebilmesi için mektep mezuniyeti şart koşulmamıştır. cumhuriyet'ten önce de bir kısım illerimizde baro kuruluşlarının ortaya çıktığı görülmüştür. fakat kurumsal olarak baroların ortaya çıkışı cumhuriyet ile birlikte olmuştur.

kısa tarihsel bilgiden sonra avukatlıkla ilgili birkaç kelam edelim. önce şunu söyleyelim. halihazırda hukuk sisteminde avukatlık vazgeçilmez bir unsurdur. bu hem sistem olarak hem de sistemsel çarpıklıkların ortaya çıkardığı sonuçlar açısından böyle. avukat herkese lazımdır, herkese muhakkak lazım olur, her an herkesin avukata işi düşebilir.

avukatlık çok enteresan meslektir. kimseye yaranamazsınız. adamı ipten alırsınız yine de yaranamazsınız. ne müvekkile ne karşı tarafa ne hakime ne savcıya ne de memura yaranamaz avukat. avukat kısaca kimseye yaranamayan insandır :) avukata saygı özellikle son zamanlarda ortadan kaybolan bir şey.

avukatlık hem kamu görevlisi hem de serbest meslek niteliğinde bir meslektir. bu hususlar avukatlık kanununda izah edilmiş.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu md. 1 ve 2:
''Avukatlığın mahiyeti:
Madde 1 – Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.
(Değişik ikinci fıkra: 2/5/2001 - 4667/1 md.) Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.
Avukatlığın amacı:
Madde 2 – (Değişik birinci fıkra : 2/5/2001 - 4667/2 md.) Avukatlığın amacı; hukuki münasabetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.
Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.

toplumda avukatlar hakkında pek çok yanlış bilgi var. galat-ı meşhur olmuş çok sayıda bilgi mevcut. özellikle son zamanlarda yayınlanan muhtelif dizi ve filmlerde yer verilen avukat karakterleri üzerinden ve ayrıca daha önemlisi hukuktan bihaber toplumumuzda yanlış anlamalar ve ön yargılar sebebiyle bu galat-ı meşhurlar ortaya çıkmış ve halen derinleşerek devam etmektedir.

yapılan en önemli yanlışlardan biri belki de birincisi avukat ile müvekkilinin özdeşleştirilmesi. avukat ücret karşılığı hukuki hizmet sağlayan bir kamu görevlisidir. ücretini alarak her türlü dava ve hukuki işi uhdesine alabilir. bu durum avukatın müvekkiline şahsıyla birlikte bir bütün olarak onun eylemlerine iştirak ettiği anlamına gelmez. misal; a şahsı b şahsını öldürüyor. a şahsı filanca mahkemesinde yargılanıyor. c şahsı avukat olarak a şahsının müdafiiliğini ücret-i mukabilinde üstlenmiş. bu olayda c şahsı cinayeti değil cinayetten yargılanan sanığın yasal haklarını savunur. c şahsı, a şahsının öldürme fiili ile alakası bulunmayan masum, ücreti karşılığında ekmek parasını kazanmaya gayret eden bir kamu görevlisidir. c şahsı a'nın suçuna iştirak etmediği gibi avukatlığını üstlenmiş olması onun bu fiili onayladığı anlamına gelmez. savunma hakkı kutsaldır ve herkesin (suçu-eylemi ne olursa olsun) savunma hakkı vardır. adil yargılanma hakkı herkesin tabi bir hakkıdır. dolayısıyla avukat bunu temin eden en önemli unsurdur. bu sebeplerle müvekkili ile avukatı özdeşleştirmek büyük cahilliktir. bunu yapmayınız.

diğer yanlış ise avukatların çok ve haksız yere para kazandığı algısıdır. bugün itibariyle hukuk fakültelerinin sayısı neredeyse 100'e yaklaşmış. her yıl yaklaşık 20 bin hukuk mezunu var. Türkiye' de 81 baroya kayıtlı avukat sayısı 144 bin civarında olduğu söyleniyor (bu akp'nin marifetidir, her şehre hatta bazı ilçelere üniversite kurulmasının bir yansımasıdır). dolayısıyla bugün itibariyle rekabetin en ağır bastığı iş kollarının belki de birincisidir. bu ortamda avukatlık kazançları zaten bir hayli düşmüş olup çok sayıda meslektaşımız geçim sıkıntısı yaşamaktadır. son yıllarda yaşanan avukat enflasyonu sebebiyle ve başka diğer etmenlerden kaynaklı olarak avukatların çok para kazandığı iddiası tamamen yanlıştır. öte yandan avukatın hak etmediği ücretleri talep ettiği algısı da tamamen hatalıdır. en basit dava bile bugün itibariyle 2 yıl sürer. bazı davaların 8-10 yıl sürdüğü düşünüldüğünde avukatın çalışmasını emeğini mesaisini bir nebze anlamış oluruz. dolayısıyla avukatlık ücretleri bugünkü piyasa koşullarında belki en az artış yapılan alandır. yani avukatınızla kurbanlık pazarlığı gibi pazarlığa girişmeyin avukatın canını sıkarsınız, kafanızda sizi 'cimri müvekkil, cahil insan' diye tanımlar ve ona göre muamele görürsünüz. ayrıca insanların avukatın ücretine neden bu kadar takıldıklarını anlamak güç. neticede bu profesyonel bir meslek dalı. saygın ve son derece önemli. avukatların hiçbir meslek dalının kazancı ile ilgili olumsuz bir tavır takındığını görmedim. fakat tersine çokça şahit olduk oluyoruz. avukat hak ettiğini elbette kazanacak.

avukat, müvekkilin -hukuk çerçevesindeki- talimat ve istekleri ile bağlıdır. kafasına göre iş yapamaz. kafasına göre beyanda bulunmaz. örnek adam karısından boşanmak istiyor. hiçbir avukat sen boşan veya boşanma demez. boşanmak isteyen adamın davasını bildirdiği yönde açar. boşanma davalarında sıkça rastlanan durum erkek veya kadın boşanmak istediği eşi ile sonradan barışır fakat dava başlangıcında söylediği boşanma sebepleri sonradan kafasına dolanmış :) . diyor ki eşine ''efendim bunları sana ben söylemedim'' öyle mi karıcığım/kocacığım, ''peki kim söyledi'' ''avukat öyle yazmış''. böyle bir şey olmaz laa :). avukat nerden bilsin senin eşinle ne yaşadığını yanında mıydı. avukat müvekkilin yaşadığı olayları hukuki veçheleri ile ve hukuki bir dille yazılı beyana döker müvekkilinin söylemediği hiçbir şeyi dilekçeye yazmaz.

avukatlık türkiye'de bugün itibariyle can çekişen bir meslek dalıdır. bu hem sistemden hem de bazı avukatların çapsızlığından kaynaklanıyor. elbette ağırlıklı olarak yukarıda bahsettiğimiz avukat enflasyonundan kaynaklanıyor. barolar da maalesef etkin ve yeterli tedbirleri almıyor (neden çünkü tbb başkanlığını işgal eden zatın osman kavala ve selahattin demirtaş'ı savunmak gibi daha mühim işleri var).

hukuk fakültesi 1. sınıfta -illa ki- sorulur. mezun olunca ne olacaksınız. 200-300 kişilik amfiden sadece 1-2 kişi avukat olmak ister. ama mezuniyetten sonra 200 kişilik kontenjandan 195'i avukat olur :). bu iş böyledir. avukat olmak isteyen de olur istemeyen de olur. o yüzden gençler sakın laa. sakın hukuk filan yazmayın olum. gençliğinize yazık etmeyin (babası zengin olanları ayırıyorum, siz yazın kardeşim size her bölüm mübah). vallahi sürünürsünüz. aman aman :)

her şeye rağmen hukuk herkese lazım. yetkin, dürüst, namuslu, adil hukukçularımıza ihtiyacımız var. hukuk ve adaletin tecelli ettiği günleri görmek dileğiyle tüm avukat meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum. avukat olmayanlara da sunuyorum :)




seccade ve fotoğraf

hafiz
Seccade ne demek önce onu bilelim.Üzerinde secdeye varılan, yani namaz kılmakta kullanılan küçük halı, kilim cinsinden sergi.anlamına gelir.Seccade, Arapça secde kelimesinden türemiştir.çok secde yapan veya secde yapılan yer manasınadır.

İslam tarihinde ise şöyle örnekler görebiliriz;
Hz. Peygamber'in, üzerinde namaz kıldığı hurma lifinden dokunmuş küçük hasır kaynaklarda humre (örtü) adıyla geçmektedir (Buhârî, “Ṣalât”, 21; Müslim, “Mesâcid”, 270). Abdullah b. Ömer'in bir halı seccadesi (tınfise) olduğu rivayet edilir (Müsned, II, 56). Abbâsî Veziri Hâmid b. Abbas'ın yolculuğa çıktığında beraberindekilerle birlikte namaz kılmak için yanında 400 seccade bulundurduğu bilinmektedir (İbnü'l-Cevzî, VI, 180). İbn Kesîr'in nakline göre 583'te (1187) Kudüs fethedilince Mescid-i Aksâ temizlenip kandiller asılmış ve seccadeler (büsût) serilmiştir (el-Bidâye, XII, 324).
Kısaca seccade dinimizde semboldür.kutsaldır.çünkü ona secde ederiz.namaz gibi büyük ibadeti onun üzerinde eda ederiz.

Gelelim son zamanlarda ayakkabı ile seccade üzerinde fotoğraf çekinmeye tabi sonradan özür dilendi ama farkında değildik vs çok inandırıcı gelmedi 4 kişiden biride mi farketmedi enteresan gerçekten farklı niyetleri olduğu açık.malum terör örgütünün liderinin de böyle bi resmi var. Seçim öncesi bir cumhurbaşkan adayının attığı adımlara ve davranışlarına çok dikkat etmesi lazım.


barem

sivri
1. Bir işin ölçüsü, kuralı, standartı.
2. Ölçek, cetvel, ölçüm aleti.
3. Bir yarışmada, bir sınavda vb. başarılı olabilmek için gerekli olan en düşük puan.
4. Bir ticari işlemde uygulanacak fiyatın ya da bir bedelin belirlenmesinde kullanılan ölçüt.
5. Arap kültüründe bir dans türü.

nüans

sivri
bir durumun veya kavramın ince ayrıntılarını ifade eden, küçük farklılıkları belirten, hassas ve küçük farklılıklar anlamına gelir. Bu kelime, bir düşünceyi, bir fikri veya bir ifadeyi daha ayrıntılı veya daha spesifik hale getirmek için kullanılır. Örneğin, "Bu resimdeki renk tonları arasında nüans farkları var" gibi bir ifade kullanılabilir. Bu durumda, "nüans" kelimesi, resimdeki renk tonlarının küçük farklılıklarını ifade eder.

lut as

hafiz
Kur'ân-ı kerîm'de ismi bildirilen peygamberlerden. İbrahim aleyhisselamın kardeşinin oğludur. İbrahim aleyhisselam ve ona inananlarla birlikte Nemrûd'un memleketinden hicret edip Şam'a geldikten sonra, Lut Gölü yanındaki Sedum şehri halkına peygamber gönderildi. İnsanlara İbrahim aleyhisselamın dînini tebliğ etti.

İbrahim aleyhisselamla birlikte Bâbil'den hicret edip, Şam diyârına geldikleri zaman Cebrâil aleyhisselam gelerek Lut Gölü civârındaki Sedum bölgesi ahâlisine peygamber olarak gönderildiğini bildirdi. İbrahim aleyhisselamdan ayrılarak Sedum bölgesine gitti.

Bu beldede ahlâksız ve sapık bir millet türemişti. Putlara tapıyorlar, soygun yapıyorlar, zayıfları eziyorlardı. İğrenç olan livata (homoseksüellik; bugün tedâvisi mümkün olmayan AIDS hastalığına sebeb olan cinsî sapıklık) yapıyorlardı Lut aleyhisselam onları çirkin işlerden menedip, doğru yola dâvet etti. Bu husus Kur'ân-ı kerîmde Şuarâ sûresi 161-164. âyetlerde meâlen şöyle bildirilmektedir:
“Kardeşleri Lut onlara: Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş emîn, güvenilir bir peygamberim. Artık Allah'tan korkun ve bana itâat edin! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbine âittir, dedi.”

seyyid kutub

bulut bey
seyyid kutup mısır'da siyasi mücadele yürütmüş bir şahıstır. bu siyasi mücadelesi sonucunda idam edildi. mısır'a özgü bir şahsiyettir. nevi şahsına münhasır bir kişiliktir. türkiye'de çok sayıda kitabı çevrildi. refah partisinin hızlı olduğu zamanlarda :) niye bilinmez ve öte taraftan bu kitaplar hangi sermaye ile çevrildi. nasıl bir dünya müslümanın evine girdi. bu da gariptir. burada karşımıza çıkan ilk husus ise suudi sermayesidir. en azından anlatılanlar o şekilde. seyyid kutup'un bir tefsiri var. yıllar önce ismi lazım değil bir hocamdan duymuştum. ''gazeteci tefsiri'' diye. hocam bu sözü gülerek söylemişti. türkiye'de ciddi ilim çevrelerinde seyyid kutup'un tefsiri ''gazeteci tefsiri'' sayılır yani esasen tefsirden sayılmaz ve de ciddiye alınmaz.

mevdudi de pakistanlı bir kimse. pek de hayırlı faaliyetleri olmadığı şayia olarak da olsa mevcuttur ve işin doğrusu bu meseleler biz türkleri hiç mi hiç alakadar etmeyen mevzulardır. tefsirinin iyi olduğu söyleniyor bazı kimselerce. mevdudiye gelesiye kadar çok sayıda tefsir vardır kanaatindeyim. öte yandan seyyid kutup ve mevdudi okuyup da milli şuur sahibi olanı da hiç görmedim. gören varsa beri gelsin :)

çanakkale şehitlerine

hafiz
Çanakkale savaşı müminlerin yekvücud olduğu türkü, kürtü ,lazı,arabı,Çerkezi,tüm müminlerin olduğu savaştı Allah o savaşta "korkmayın,hüzünlenmeyin inanmışsanız galip olan sizsiniz "ayetinin sırrına tüm müminler mazhar olmuştur.bu savaşta Osmanlı gitti ama İslam gitmedi. Osmanlı bir aile olarak gitti, İslam din olarak kaldı. Çanakkale'de veya başka yerlerde Allah İslam'a ve Müslümanlara yardım etti; aile olarak Müslümanları yöneten Osmanlılara yardım etmedi.Biz devletlere ve şahıslara bağlı değil doğrudan hep bâki olan Allah'a gönülden iman eden müminleriz.bu çanakkale savaşın kahramanları elbette Allah'ın özel kullarıdır.çünkü onlar hem şehit hemde gazi oldular.ama hiç kimse ashabı kiram'la aynı kefede ölçülemez. müslümanların ilk savaşı bedir savaşıdır.mümin ve kafirin ilk karşılaması zor olduğu gibi dereceleri de allah katında değerlidir.çünkü onlar övülmüş razı olunmuş mübarek ve kutlu nesildir.hiç kimse onlar kadar şerefli olamaz.Allah onlardan ebeden razı olsun.

sabır

hafiz
Sabır, Başı soğan gibi acı sonu bal gibi tatlıdır.Sabretmek durup beklemek değil mücadele etmektir.hem nefse karşı hemde şeytana karşı kulluğun ispatıdır.sabır o yüzden imanın yarısıdır demiştir Peygamber Efendimiz.

küfür

hafiz
Küfür,herzaman Allah'a savaş açmış bir millettir.
Müslüman [türk]kafire karşı daima malla canla kalemle savaşan Allah'ın has[özel] kullarıdır. Bu kervanda olmak nasip meselesidir.

kurtlar vadisi

sivri
"Kurtlar Vadisi", Türk televizyon tarihinin en ünlü dizilerinden biridir. İlk kez 2003 yılında yayınlanmaya başlayan dizi, Türkiye'deki siyasi ve toplumsal olaylara, terör, organize suç ve istihbarat faaliyetlerine odaklanmaktadır. Dizi, polisiye, dram ve aksiyon unsurlarını bir arada barındırmaktadır.

"Kurtlar Vadisi", ülkemizde büyük bir izleyici kitlesi edinmiştir ve çeşitli tartışmalara da yol açmıştır. Bazı kesimler tarafından eleştirilse de, geniş bir hayran kitlesine sahiptir. Dizinin orijinal versiyonu 97 bölüm sürmüş ve birçok ülkede de yayınlanmıştır. Ayrıca "Kurtlar Vadisi Irak" ve "Kurtlar Vadisi Filistin" gibi sinema filmleri de yapılmıştır.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol