müslüman şahsiyeti üstün bir şeydir. en üstün şahsiyettir. biz adam diye önce müslümanı biliriz. müslüman olmayan adam dünya iyisi de olsa müslüman olmadığı için biz müslümanlar nazarında bizden aşağıdadır. müslüman üstündür. yahudi hristiyan yahut başka her neyse müslümanın altındadır. işte bu kadar. bu konu tartışmaya kapalı. yıllardır 'efendim müslümanlar da geri kalmış, gavurlar şunları şunları çok iyi yapıyor, aman biz daha gelişmedik biz şöyleyiz biz böyleyiz onlar -yani gavurlar- şöyle ilerlemiş böyle bilmem ne yapmış'' yıllardır bu dangalaklıkları dinliyoruz. bazıları hiç bıkmadı. neden acaba. müslüman görünümlü gavur olduğundan mı acaba. bunları bir düşünelim. hatta bir değil çok düşünelim. türkiye'nin gerçek meseleleri bunlar. saçma sapan o parti bu parti düşünmeyelim de bunları düşünelim. türkiye'de kriptoluk meseledir. belki de en önemli meseledir.
gavurlar ne matah adamlar diyor adamlar. çok beğeniyorlar gavurları. bilimlerini sanatlarını filan. hele teknolojilerini. bilim teknoloji filan diyince aklıma geldi. amerika gavuru ''aya gittik biz'' diye bütün dünya'yı uyutmuştu bir ara. şimdi yeni yeni ortaya çıkıyor düzmece olduğu :). kafirlerin tüm marifetleri -marifet gibi görünen tüm numaraları- böyledir. o yüzden gavuru övmeyin. gavur gavurdur. gavur ancak kötülük yapar. başka da bir bok yapamaz. gavuru bu dünya'da översiniz öbür dünya'da görürsünüz dünya kaç bucakmış :). aynı amerika gavurunun ırak'da neler ettiğini unutmamalıyız.
tanzimat'a kadar türkiye'de gavurlar ikinci sınıf, müslümanlar birinci sınıftı. o kutlu ve güzel günleri biz göremedik. biz hem ortalıkta 'ben müslümanım' diye dolaşan hem de ''gavurlar birinci sınıf, müslümanlar ikinci sınıf' diyen dangalak adamların içine doğduk. neyse bu da nasip meselesi. yüce allah'ın takdiri. isyan edilmez buna. tanzimattan önce 'geriden gel yaa kafir' denirdi. bunlar mektep kitaplarında yok. bilinçli bir şekilde yazılmıyor bunlar kitaplara. kafir at ile dolaşamazdı. kafir müslümana selam vermek, hürmet etmek zorundaydı. şimdilerde istiklal harbinin intikamını almaya çalışanların hali bir zamanlar böyleydi. biz ne olduğumuzu bilmiyoruz ama birileri gayet iyi biliyorlar.
"Bizatihi" Türkçeye Arapça'dan geçen bir kelime olup, "kendisi, şahsen, bizzat, doğrudan doğruya, kişisel olarak" gibi anlamları taşır.
Örnek cümle: "Bu bilgiyi bizatihi kendisinden aldım."
Örnek cümle: "Bu bilgiyi bizatihi kendisinden aldım."
Arapça kökenli bir terimdir ve "sebeplerin sebebi" anlamına gelir. Bu terim, bir olayın veya sonucun gerçekleşmesine neden olan nedenlerin tamamını ifade etmek için kullanılır. Esbab-ı mucibe, belirli bir olayın gerçekleşmesinde etkili olan tüm faktörlerin toplamıdır.
Örneğin, bir trafik kazası meydana geldiğinde, bu kazaya neden olan faktörler esbab-ı mucibe olarak adlandırılabilir. Bu faktörler arasında, sürücülerin hataları, hava koşulları, araçların teknik sorunları, yoldaki trafik işaretleri ve diğer pek çok etken yer alabilir.
Esbab-ı mucibe terimi, farklı alanlarda da kullanılabilmektedir. Örneğin, bir hastalığın ortaya çıkmasında etkili olan faktörler de esbab-ı mucibe olarak adlandırılabilir. Bu faktörler arasında, genetik faktörler, çevresel etkenler, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve diğer pek çok faktör yer alabilir.
Sonuç olarak, esbab-ı mucibe terimi, bir sonucun gerçekleşmesinde etkili olan tüm faktörleri ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bu terim, birçok farklı alanda kullanılabilir ve bir olayın gerçekleşmesindeki nedenleri anlamak için önemli bir kavramdır.
Örneğin, bir trafik kazası meydana geldiğinde, bu kazaya neden olan faktörler esbab-ı mucibe olarak adlandırılabilir. Bu faktörler arasında, sürücülerin hataları, hava koşulları, araçların teknik sorunları, yoldaki trafik işaretleri ve diğer pek çok etken yer alabilir.
Esbab-ı mucibe terimi, farklı alanlarda da kullanılabilmektedir. Örneğin, bir hastalığın ortaya çıkmasında etkili olan faktörler de esbab-ı mucibe olarak adlandırılabilir. Bu faktörler arasında, genetik faktörler, çevresel etkenler, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve diğer pek çok faktör yer alabilir.
Sonuç olarak, esbab-ı mucibe terimi, bir sonucun gerçekleşmesinde etkili olan tüm faktörleri ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bu terim, birçok farklı alanda kullanılabilir ve bir olayın gerçekleşmesindeki nedenleri anlamak için önemli bir kavramdır.
Eğitimin amacı, doğuştan insanda var olan cevheri işlemek, özü geliştirmektir.
-Galiani
hz. lut, kur'anda ismi geçen peygamberlerden birisidir. dolayısıyla lut kavmi derken dikkat etmek icap eder. hz. lut peygamberdir. lut kavmi dediğimiz zaman hz. lut (as)'un peygamber olarak gönderildiği kavmi anlamalıyız. hatta yanlış anlamalara mahal bırakmamak adına lut peygamber'in gönderildiği kavim demek daha isabetli olur kanımca.
livata lanetlenmiştir.
lgbt dernek ve vakıfları falan filan her ne ad altında yapıyorlarsa yapacaklarını işte. son 10-15 yılda bir hayli çoğaldı. enteresan değil mi. demokrat, muhafazakar , yerli ve milli olduğunu iddia eden bir siyasi iktidar döneminde lgbt azmış, lgbt türkiye'nin başına bela olmuş. tevbe estağfurullah. acaip ve garaip bir durum değil mi? acaba türkiye'de lgbt'yi kim azdırmış, kim bu furyaya bilerek veya bilmeyerek destek olmuş.
ne diyor bu lgbt ''lut kavminin torunlarıyız''. biliyoruz laa vurgulamanıza gerek yok :)
livata lanetlenmiştir.
lgbt dernek ve vakıfları falan filan her ne ad altında yapıyorlarsa yapacaklarını işte. son 10-15 yılda bir hayli çoğaldı. enteresan değil mi. demokrat, muhafazakar , yerli ve milli olduğunu iddia eden bir siyasi iktidar döneminde lgbt azmış, lgbt türkiye'nin başına bela olmuş. tevbe estağfurullah. acaip ve garaip bir durum değil mi? acaba türkiye'de lgbt'yi kim azdırmış, kim bu furyaya bilerek veya bilmeyerek destek olmuş.
ne diyor bu lgbt ''lut kavminin torunlarıyız''. biliyoruz laa vurgulamanıza gerek yok :)
İmam Nedir? Toplumda ki Yeri Nedir?
İmam tabiri bilindiği üzere camide veya mescitte 5 vakit, cuma, bayram ve cenaze namazlarını kıldıran yeri geldi mi kürsüde vaaz veren kişidir. Tabiki imam bundan ibaret değildir. İmamın farklı vasıfları ve kendine has özellikleri var. Özelliklerine girmek istemiyorum siz okuyucumuz bunu ilmihalden veya internetten kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Gelelim asıl meseleye, halkımızın gözünde imam, vakti geldiğinde namazını kıldıran daha sonra ara vakitlerde bomboş oturan kişi olarak biliniyor. Çok yanlış bir algı bu ülkemizde veya diğer islam ülkelerinde kendisini imamlık yolunda hakkını vererek araştırmalar yaparak İslamiyeti insanlara doğru anlatmak için gecesini gündüzüne katarak çalışan kardeşlerimiz var. Ve imamlar sayesinde birçok genç her türlü günahtan arınmış oluyor veya İslam'ı beğenip müslüman olan oluyor. Böylelikle İslamiyet daha doğru bir şekilde yaşanılır ve örnek temsil duruma geliyor. İmam şunu yapıyor imam bunu yapıyor diyerek te islamdan soğuyamayız demek ki siz mesleğinin hakkını veren layık imamlar göremiyorsunuz, bunu görememeniz sizi islamdan soğutmaya veya diğer imamların da kötü olduğu algısına itme hakkı vermez.
İmam tabiri bilindiği üzere camide veya mescitte 5 vakit, cuma, bayram ve cenaze namazlarını kıldıran yeri geldi mi kürsüde vaaz veren kişidir. Tabiki imam bundan ibaret değildir. İmamın farklı vasıfları ve kendine has özellikleri var. Özelliklerine girmek istemiyorum siz okuyucumuz bunu ilmihalden veya internetten kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Gelelim asıl meseleye, halkımızın gözünde imam, vakti geldiğinde namazını kıldıran daha sonra ara vakitlerde bomboş oturan kişi olarak biliniyor. Çok yanlış bir algı bu ülkemizde veya diğer islam ülkelerinde kendisini imamlık yolunda hakkını vererek araştırmalar yaparak İslamiyeti insanlara doğru anlatmak için gecesini gündüzüne katarak çalışan kardeşlerimiz var. Ve imamlar sayesinde birçok genç her türlü günahtan arınmış oluyor veya İslam'ı beğenip müslüman olan oluyor. Böylelikle İslamiyet daha doğru bir şekilde yaşanılır ve örnek temsil duruma geliyor. İmam şunu yapıyor imam bunu yapıyor diyerek te islamdan soğuyamayız demek ki siz mesleğinin hakkını veren layık imamlar göremiyorsunuz, bunu görememeniz sizi islamdan soğutmaya veya diğer imamların da kötü olduğu algısına itme hakkı vermez.
Farsça kökenli bir kelime olup "dünya çapında" veya "dünya ölçeğinde" anlamına gelir. Bu kelime, genellikle bir konunun dünya genelinde yaygın olduğunu veya dünya çapında bir etki yarattığını ifade etmek için kullanılır. Örneğin, "cihanşümul bir salgın" veya "cihanşümul bir ekonomik kriz" gibi ifadeler kullanılabilir.
bir durumun veya kavramın ince ayrıntılarını ifade eden, küçük farklılıkları belirten, hassas ve küçük farklılıklar anlamına gelir. Bu kelime, bir düşünceyi, bir fikri veya bir ifadeyi daha ayrıntılı veya daha spesifik hale getirmek için kullanılır. Örneğin, "Bu resimdeki renk tonları arasında nüans farkları var" gibi bir ifade kullanılabilir. Bu durumda, "nüans" kelimesi, resimdeki renk tonlarının küçük farklılıklarını ifade eder.
Seyyid kutup gazetecidir. Şehit midir. Allah bilir. Ben bilmiyorum. Şehitse Allah şehadetini kabul etsin.
Elmalı tefsiri ile seyyid kutup tefsirini kıyaslayanın aklına fikrine zikrine şaşarım. Elmalı asrın alimidir. Alimdir. Seyyid kutup alim değildir.
Elmalı tefsiri ile seyyid kutup tefsirini kıyaslayanın aklına fikrine zikrine şaşarım. Elmalı asrın alimidir. Alimdir. Seyyid kutup alim değildir.
"karanlık", "ışıksızlık" veya "gölgelik" anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle fiziksel karanlık anlamında kullanılır, ancak aynı zamanda metaforik anlamlarda da kullanılabilir. Örneğin, "zulümatlı bir dönem" veya "zulümatlı bir gün" gibi ifadeler, zorlu ve karanlık bir dönem veya zaman dilimini ifade etmek için kullanılabilir. Ayrıca, "zulümatlı bir kişi" gibi ifadeler de kullanılabilir ve bu, bir kişinin kalbinin karanlık, kötü niyetli veya negatif düşüncelerle dolu olduğunu ifade edebilir.
''ehvenişer kabilinden'' derler bazıları. tamahkâr insanların sık başvurduğu en sağlam bahanelerdendir.
Evet bu söz çok anlamlıdır.çünkü insan'ın başına ne gelirse hep dili yüzündendir.Allah korusun bizi.şu unutmamak gerekir Birini çekiştirirken alışkanlık hâline getirilmiş tepkilerden “ben demedim, o diyor (ben sadece
aktarıyorum)” cevabının da ne kadar geçerli olduğunu anlamamız için Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellemin Müslim'de rivayet edilen bir hadis-i şerifine dikkat edelim: “Bir insanın yalancı sayılması için
kulağına gelen her sözü dilinin söylemesi yeterlidir.”
Evet, sen demedin ama naklettin. İnsan mermiyi kendisinin üretmediği, fabrikanın ürettiği
mazeretiyle birine kurşun sıkmanın suçundan paçayı yırtabilir mi? Öyleyse kötülük içeren bir sözü
'aslında' söylememiş olmak da kimseyi kurtarmaz. Müslüman'ın ağzından, kaleminden,
telefonundan kimsenin dinine, canına, onuruna ve malına zarar gelemez. Kural bu kadar basittir.
Senin telefonundan gitmiş bir mesajla bir Müslüman'ın dini, canı, onuru, parası bir kuruş bile olsa
zarar görüyorsa bunun geldiği anlam şudur: tevbe etmediğin sürece Allah seni affetmeyecektir
aktarıyorum)” cevabının da ne kadar geçerli olduğunu anlamamız için Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellemin Müslim'de rivayet edilen bir hadis-i şerifine dikkat edelim: “Bir insanın yalancı sayılması için
kulağına gelen her sözü dilinin söylemesi yeterlidir.”
Evet, sen demedin ama naklettin. İnsan mermiyi kendisinin üretmediği, fabrikanın ürettiği
mazeretiyle birine kurşun sıkmanın suçundan paçayı yırtabilir mi? Öyleyse kötülük içeren bir sözü
'aslında' söylememiş olmak da kimseyi kurtarmaz. Müslüman'ın ağzından, kaleminden,
telefonundan kimsenin dinine, canına, onuruna ve malına zarar gelemez. Kural bu kadar basittir.
Senin telefonundan gitmiş bir mesajla bir Müslüman'ın dini, canı, onuru, parası bir kuruş bile olsa
zarar görüyorsa bunun geldiği anlam şudur: tevbe etmediğin sürece Allah seni affetmeyecektir
Sıla hastalığı, memleket hasreti, yurdun özlemi.
Garip bir mazi daüssılası onu yakalıyordu.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)
Garip bir mazi daüssılası onu yakalıyordu.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)
güncel siyaseti kısaca ülke dahilinde yürüyen siyasi partiler arası mücadele olarak tanımlayabiliriz. son günlerde güncel siyasete bakıyoruz. ne görsek şaşırmayız. bir dünya saçmalık. ama bazıları aklı sıra 'level atlamaya' filan çalışıyor sanırım. dozaj biraz yükseldi.
'milliyetçi' olduğunu iddia eden bir gazete var. adı yeniçağ. bu gazetenin bir yazarı var. adı da yavuz selim demirağ. sanırım 22 mart 2023 tarihinde bir programa katılıyor. ne dese iyi. ''hdp vatanseverdir'' yahut ''hdp vatanseverliğini ispat etmiştir.'' mana bu. :)) diyorum ya dozajı artırdılar diye. şimdi hdp vatanseverdir falan adamlar ciddi ciddi bunları söylüyor. bir zamanlar eski türkiye diye kötüledikleri türkiye'de ''ben türk değilim, ben falancayım'' (kürt, çerkes ve sair her neyse) demek bir meseleydi. şimdilerde adamlar açıktan küfür ediyor da seslenen yok. tam aksine bu zevatı millete kabul ettirmek , bunları normalleştirmek adına her türlü işi yapıyorlar.
hdp vatanseverdir tezini öne süren kişinin aklından fikrinden şüphe ederim. aklında fikrinde bir sorunu yoksa menşeinden şüphe ederim. normal bir vatandaş -zihniyeti ne olursa olsun- kalkıp bu lafı etmez. edemez. dili varmaz.
biri hdp'yi vatansever yapmaya uğraşıyor öbürü ne yapıyor. o da hüdapar diye bir şey bulmuş kendine. diyor ki ''efendim bu hüdapar var ya bu hüdapar. bunların böyle bozuk durduğuna bakmayın siz. bunlar pkk'lı değil, hdp'li değil. bunlar yerli, bunlar milli. bunlar muhafazakar kürt. bunlar vatansever kürt.''
yani kimileri hdp'yi kimileri hüdapar'ı vatansever yapmaya uğraşıyor :). şakacı insanlar.
hüdapar özerklik demiyor mu arkadaşım. hüdapar 'kürtlük de kürtlük' diye tutturmuyor mu. hüdapar türk kimliğine hasım mı değil mi. türklükle kürtlük eşittir diyor adam. bu adamın hdp'den farkı nedir. zihniyet olarak aynısıdır.
herhangi bir hdp'li yahut hüdaparlı ile oturduğunuzda 'siz vatanseversiniz'' filan gibi bir şeyler dediğinizde adam 'bu bana hakaret ediyor, kendi davamı satmakla beni itham ediyor' düşüncesiyle üstünüze saldırır.
bu kulaklar bunları da duydu. türkiye birçok saçmalık ve zırvalığı mütemadiyen duydu, duyuyor. en sonunda 'hdp vatanseverdir' , 'hüdapar yerli ve millidir' zırvalıklarını da duydu.
sistem milliyetçilik aleyhine bir şeyi milliyetçiye (milliyetçi gibi görünene) söylettirir. din aleyhine bir işi dindar (dindar gibi görünen) eliyle yaptırır. bu dünya sisteminin en iyi becerdiği işlerden birisi. bugün baktığımızda bunun dünya kadar örneği var.
yıllar önce dünya sistemi süleyman demirel'e ''kürt realitesini kabul ediyorum'' dedirtmişti. bu ikrarı üzerine kendisine siyasete devam etme ruhsatı çıktı. bugün bakıyoruz ki herkes bir şekilde kürt ayrılıkçılığını öne çıkaran güruhlara temas etme temayülünde. demek ki neymiş 'kürdistan' dünya sistemi tarafından talep edilen bir şeymiş. tıpkı israil gibi.
her neyse hdp de hüdapar da sizin olsun. alın başınıza çalın.
'milliyetçi' olduğunu iddia eden bir gazete var. adı yeniçağ. bu gazetenin bir yazarı var. adı da yavuz selim demirağ. sanırım 22 mart 2023 tarihinde bir programa katılıyor. ne dese iyi. ''hdp vatanseverdir'' yahut ''hdp vatanseverliğini ispat etmiştir.'' mana bu. :)) diyorum ya dozajı artırdılar diye. şimdi hdp vatanseverdir falan adamlar ciddi ciddi bunları söylüyor. bir zamanlar eski türkiye diye kötüledikleri türkiye'de ''ben türk değilim, ben falancayım'' (kürt, çerkes ve sair her neyse) demek bir meseleydi. şimdilerde adamlar açıktan küfür ediyor da seslenen yok. tam aksine bu zevatı millete kabul ettirmek , bunları normalleştirmek adına her türlü işi yapıyorlar.
hdp vatanseverdir tezini öne süren kişinin aklından fikrinden şüphe ederim. aklında fikrinde bir sorunu yoksa menşeinden şüphe ederim. normal bir vatandaş -zihniyeti ne olursa olsun- kalkıp bu lafı etmez. edemez. dili varmaz.
biri hdp'yi vatansever yapmaya uğraşıyor öbürü ne yapıyor. o da hüdapar diye bir şey bulmuş kendine. diyor ki ''efendim bu hüdapar var ya bu hüdapar. bunların böyle bozuk durduğuna bakmayın siz. bunlar pkk'lı değil, hdp'li değil. bunlar yerli, bunlar milli. bunlar muhafazakar kürt. bunlar vatansever kürt.''
yani kimileri hdp'yi kimileri hüdapar'ı vatansever yapmaya uğraşıyor :). şakacı insanlar.
hüdapar özerklik demiyor mu arkadaşım. hüdapar 'kürtlük de kürtlük' diye tutturmuyor mu. hüdapar türk kimliğine hasım mı değil mi. türklükle kürtlük eşittir diyor adam. bu adamın hdp'den farkı nedir. zihniyet olarak aynısıdır.
herhangi bir hdp'li yahut hüdaparlı ile oturduğunuzda 'siz vatanseversiniz'' filan gibi bir şeyler dediğinizde adam 'bu bana hakaret ediyor, kendi davamı satmakla beni itham ediyor' düşüncesiyle üstünüze saldırır.
bu kulaklar bunları da duydu. türkiye birçok saçmalık ve zırvalığı mütemadiyen duydu, duyuyor. en sonunda 'hdp vatanseverdir' , 'hüdapar yerli ve millidir' zırvalıklarını da duydu.
sistem milliyetçilik aleyhine bir şeyi milliyetçiye (milliyetçi gibi görünene) söylettirir. din aleyhine bir işi dindar (dindar gibi görünen) eliyle yaptırır. bu dünya sisteminin en iyi becerdiği işlerden birisi. bugün baktığımızda bunun dünya kadar örneği var.
yıllar önce dünya sistemi süleyman demirel'e ''kürt realitesini kabul ediyorum'' dedirtmişti. bu ikrarı üzerine kendisine siyasete devam etme ruhsatı çıktı. bugün bakıyoruz ki herkes bir şekilde kürt ayrılıkçılığını öne çıkaran güruhlara temas etme temayülünde. demek ki neymiş 'kürdistan' dünya sistemi tarafından talep edilen bir şeymiş. tıpkı israil gibi.
her neyse hdp de hüdapar da sizin olsun. alın başınıza çalın.
"Maraba", kökeni Arapça olan bir kelime olup, Türkçede "hizmetçi", "kulu", "emrindeki kimse" gibi anlamlara gelir. Günümüzde kullanımı oldukça azalmış bir kelime olarak karşımıza çıkar.
Örneğin, Osmanlı dönemi kaynaklarından biri olan "Tezkiret-ül Evliya" adlı eserde şöyle bir cümle geçmektedir: "Sultan Murad Han'ın marabaları arasında sıralanan kahramanlardan biri de Şahin Ahmed'dir."
Örneğin, Osmanlı dönemi kaynaklarından biri olan "Tezkiret-ül Evliya" adlı eserde şöyle bir cümle geçmektedir: "Sultan Murad Han'ın marabaları arasında sıralanan kahramanlardan biri de Şahin Ahmed'dir."
o,(kur'an) imanımızdır. ona iman ederek allah'ı ve peygamber'ini bulduk.cenneti ve cehennemi tanıdık.ölümün,hayatın sırlarını anladık.dirilmenin gereğine, hesabın inceliğine iman ettik. asırlar öncesini anlattı,o günlerde yaşamış gibi hissettik.devirler sonrasından söz etti,görür gibi yaşar gibi olduk.göremediğimizi gösterdi,duyamadığımızı duyurdu.ona iman edip kendimizi bulduk.aslımızı geleceğimizi öğrendik.ona iman ettik. ibadetten lezzet aldık.o bize yalvarmayı ,ağlayıp istemeyi öğretti.onunla dua ettik.eğer kaynağı kur'an ise tarihten teknolojiden,bilimden bir destek almadan ''o kesin,doğru olandır''demeyi öğrendik.
günümüzde müslüman şahsiyeti ile islam'ın ilk döneminde ki müslüman şahsiyeti arasında büyük ölçüde farklı ve uzaklaştığımızı düşünüyorum.o şahsiyet sahipleri ,hayatın her alanında islam'ın canlı örnekleriydi.
şahsiyet akıl,ruh,iman ile oluşur.abdullah ibn mesud boyu kısa bir sahabi idi ama o imanıyla oluşturduğu şahsiyeti ile kafirlerin bulunduğu kabe'ye gidip açık bi şekilde korkmadan imanın kendisine verdiği güçle tüm zerresiyle rahman süresi okuyorak açıkca kafirlerden korkmadığını dile getirmiş.o yüzden şahsiyet sahibi olan mehmet akif ersoy'un korkma diye başlayan istiklal marşı'nı yazarken nereden ilham aldığını açıkca görebiliriz.korkma demek ''üzülme ! allah bizimle beraberdir'' demektir.işte ecdadımız bu ruhla bu inançla şahsiyetini ortaya koymuştur.
müslüman önce düşünce sistemini islamileştirmesi gerekir.hayatın manasını ve hayat içindeki görevini kulluğunu idrak ederek kamil manada o zaman müslüman olur.
peki ne oldu da bizim şahsiyetimiz zayıfladı neden günümüzde bunu kaybettik elbette bunun bir takım sebepleri vardır ;
1- allah korkusunun zayıflaması;
''kul,sakıncalı olana düşme korkusuyla,sakıncalı olmayanı da terketmedikçe müttakilerden sayılmaz'' buyuruyor peygamber efendimiz sav.
2-ahiretlik işleri ertelemek dünya'ya aşırı bağlanmak;
ilk müslümanları değerli kılan kahraman ve büyük insan yapan şey dünyada dinlenen bir yolcu misali düşünerek ona göre hareket etmeleridir.''dünya onların ahiret bizim olsun ey ömer istemez misin ? peygamber efendimizin sözü ne kadar da güzeldir değil mi ?
3-rızık konusu ;
rızık korkusu kula kulluk yaptırır allah korusun.böyle davranan nasıl şahsiyetli olur ki düşünmek lazım.
4-eğitimin bozulması.(yazar: bulut bey))
şahsiyet akıl,ruh,iman ile oluşur.abdullah ibn mesud boyu kısa bir sahabi idi ama o imanıyla oluşturduğu şahsiyeti ile kafirlerin bulunduğu kabe'ye gidip açık bi şekilde korkmadan imanın kendisine verdiği güçle tüm zerresiyle rahman süresi okuyorak açıkca kafirlerden korkmadığını dile getirmiş.o yüzden şahsiyet sahibi olan mehmet akif ersoy'un korkma diye başlayan istiklal marşı'nı yazarken nereden ilham aldığını açıkca görebiliriz.korkma demek ''üzülme ! allah bizimle beraberdir'' demektir.işte ecdadımız bu ruhla bu inançla şahsiyetini ortaya koymuştur.
müslüman önce düşünce sistemini islamileştirmesi gerekir.hayatın manasını ve hayat içindeki görevini kulluğunu idrak ederek kamil manada o zaman müslüman olur.
peki ne oldu da bizim şahsiyetimiz zayıfladı neden günümüzde bunu kaybettik elbette bunun bir takım sebepleri vardır ;
1- allah korkusunun zayıflaması;
''kul,sakıncalı olana düşme korkusuyla,sakıncalı olmayanı da terketmedikçe müttakilerden sayılmaz'' buyuruyor peygamber efendimiz sav.
2-ahiretlik işleri ertelemek dünya'ya aşırı bağlanmak;
ilk müslümanları değerli kılan kahraman ve büyük insan yapan şey dünyada dinlenen bir yolcu misali düşünerek ona göre hareket etmeleridir.''dünya onların ahiret bizim olsun ey ömer istemez misin ? peygamber efendimizin sözü ne kadar da güzeldir değil mi ?
3-rızık konusu ;
rızık korkusu kula kulluk yaptırır allah korusun.böyle davranan nasıl şahsiyetli olur ki düşünmek lazım.
4-eğitimin bozulması.(yazar: bulut bey))
Ya istiklal ya ölüm sözü islami bir sözdür.
Müslümanlığını ciddiye alan insanların gayet iyi bildiği ve sıklıkla vurguladığı, Müslümanlığını pek de ciddiye almayan insanların ise çoğunluğu tarafından bilinen fakat pek de vurgulanamayan bir gerçek var. Nedir o. Şeriat bir bütündür. İslam bir bütündür. Allahın hükümlerini tam olarak kabul etmediğiniz sürece Müslüman olamazsınız. Efendim "ben namaz kılmayı kabul ediyorum ama oruç farz değil" derseniz Müslüman olamazsınız. Faiz helaldir derseniz dinden çıkarsınız. Bu böyledir. "Ben yarım Müslüman oluyum" olmaz. Ya hep ya hiç. Ya tamamı ya hiçbirisi.
Ya istiklal ya ölüm sözü de bu ruhu yansıtan bir sözdür. Bu sözün sahibi de tıpkı istiklal marşının sahibi olduğu gibi esasen büyük türk milletidir. Ne demişti akif. İstiklal marşı milletin eseridir. Ve safahat eserine de bu gerekçe ile istiklal marşını dahil etmedi. Tıpkı bunun gibi ya istiklal ya ölüm sözünü Mustafa kemal'e söyleten Türk milletinin istiklal azmidir.
Müslümanlığını ciddiye alan insanların gayet iyi bildiği ve sıklıkla vurguladığı, Müslümanlığını pek de ciddiye almayan insanların ise çoğunluğu tarafından bilinen fakat pek de vurgulanamayan bir gerçek var. Nedir o. Şeriat bir bütündür. İslam bir bütündür. Allahın hükümlerini tam olarak kabul etmediğiniz sürece Müslüman olamazsınız. Efendim "ben namaz kılmayı kabul ediyorum ama oruç farz değil" derseniz Müslüman olamazsınız. Faiz helaldir derseniz dinden çıkarsınız. Bu böyledir. "Ben yarım Müslüman oluyum" olmaz. Ya hep ya hiç. Ya tamamı ya hiçbirisi.
Ya istiklal ya ölüm sözü de bu ruhu yansıtan bir sözdür. Bu sözün sahibi de tıpkı istiklal marşının sahibi olduğu gibi esasen büyük türk milletidir. Ne demişti akif. İstiklal marşı milletin eseridir. Ve safahat eserine de bu gerekçe ile istiklal marşını dahil etmedi. Tıpkı bunun gibi ya istiklal ya ölüm sözünü Mustafa kemal'e söyleten Türk milletinin istiklal azmidir.
Hdp türkiye'ye hasımdır, aksini iddia eden ya pkk zihniyetini savunmaktadır ya da hiç bir şeyden anlamayan bir kimsedir.
Google Ads, Google tarafından sunulan bir reklamcılık hizmetidir. İnternet üzerinden hedef kitlelere ulaşmak isteyen reklamverenler, Google Ads aracılığıyla reklamlarını Google arama sonuçları sayfalarında, YouTube videolarında ve benzeri farklı web sitelerinde ve mobil uygulamalarda yayınlayabilirler.
eski ismiyle (bkz: adwords)
eski ismiyle (bkz: adwords)
İdrak, zeka, ilim, tecrübe, kalp ile görme, doğru ve ölçülü bakış, uzağı görme, kavrayış, feraset anlamına gelir.Başımızdaki göze basar, kalp gözüne de basîret denir. (Rağıb el-ısfahânî, el-Müfredat, 49)
Basîret ilâhî bir nur ve hakkın batıldan ayırt edilmesine yarayan bir bilgidir.kişi iyiliği ve kötülüğü ayırt edebiliyorsa ve Allah'ın istediği şekilde hareket ediyorsa o kişi basîret sahibidir.
O yüzden derler ki Allah basîret versin duası bilenen bişeydir.
şu durumda gerçekten hadisle uyumludur.
İnsanın kötülük ve ahlâksızlıklara dalması onun basîretini bağlar gözleri görmez olur.çünkü o kişi gaflettedir.Fakat Allah kendisine itaat eden, salih bir amel işleyen mükemmel ve gerçek bir tevhidi akideye sahip olan bir mümine üstün bir basiret verir. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in "Mümin'in ferasetinden korun, zira o Allah'ın nuru ile bakar" (Tirmizî, Tefsir Suretu'l-Hicr, 6) buyurması mümindeki basiret ve kavrama kabiliyetinin üstünlüğünü gösterir.
İman bir basirettir. Basireti açık olanlar Allah'ın dinine ve hükümlerine talip olurlar. Basireti kapalı olanlar da Allah'ın nizam ve hükümlerine sırt çevirirler. Herkes basîreti kadar Allah katında değerlidir.
Basîret ilâhî bir nur ve hakkın batıldan ayırt edilmesine yarayan bir bilgidir.kişi iyiliği ve kötülüğü ayırt edebiliyorsa ve Allah'ın istediği şekilde hareket ediyorsa o kişi basîret sahibidir.
O yüzden derler ki Allah basîret versin duası bilenen bişeydir.
şu durumda gerçekten hadisle uyumludur.
İnsanın kötülük ve ahlâksızlıklara dalması onun basîretini bağlar gözleri görmez olur.çünkü o kişi gaflettedir.Fakat Allah kendisine itaat eden, salih bir amel işleyen mükemmel ve gerçek bir tevhidi akideye sahip olan bir mümine üstün bir basiret verir. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in "Mümin'in ferasetinden korun, zira o Allah'ın nuru ile bakar" (Tirmizî, Tefsir Suretu'l-Hicr, 6) buyurması mümindeki basiret ve kavrama kabiliyetinin üstünlüğünü gösterir.
İman bir basirettir. Basireti açık olanlar Allah'ın dinine ve hükümlerine talip olurlar. Basireti kapalı olanlar da Allah'ın nizam ve hükümlerine sırt çevirirler. Herkes basîreti kadar Allah katında değerlidir.
Osmanlının [türklerin]islamiyete hizmetlerine baktığımız zaman ne kadar çok hizmet ettiklerini görebiliriz.tarih meydanına çıkmış olan ve cihadı şiar edinen bir devleti görmemek için kör veya bir Türk düşmanı olmak lazımdır.Osmanlı türklerini zaferden zafere götüren güç ,ahlak, sabır ve cesaret, gibi meziyetler hep islami kaynaklardan geliyordu.
Bazı mısır ve Afganistan fikir adamlarının ecdadımıza düşmanlığı da bilinmektedir.iyisi de var kötüsü var ama kötü olan bu adamlar, peygamber efendimizi bile devre dışı bırakabilme cüreti göstermiş vehhabi zihniyetli kimselerdir.
bunun böyle olduğu batılı olan Alman profesör neumark şöyle söylemektedir;
Çok samimî itiraf edeyim ki, Avrupalılar, Türkleri sevmez. Kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı Hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Çünkü sizler en az 400 sene sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslâmiyet uğruna her şeyini feda etmeseydiler, İslâmiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi. Kaldı ki, Vahhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Batı her yerde İslâmiyet'i, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet'i devam ettirdi. Onun için faraza lâiklik şöyle dursun, Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler. Sizler farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir. Ve sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Bu bakımdan sizi silâh ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağlamaya çalışıyorlar..."
Bazı mısır ve Afganistan fikir adamlarının ecdadımıza düşmanlığı da bilinmektedir.iyisi de var kötüsü var ama kötü olan bu adamlar, peygamber efendimizi bile devre dışı bırakabilme cüreti göstermiş vehhabi zihniyetli kimselerdir.
bunun böyle olduğu batılı olan Alman profesör neumark şöyle söylemektedir;
Çok samimî itiraf edeyim ki, Avrupalılar, Türkleri sevmez. Kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı Hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Çünkü sizler en az 400 sene sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslâmiyet uğruna her şeyini feda etmeseydiler, İslâmiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi. Kaldı ki, Vahhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Batı her yerde İslâmiyet'i, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet'i devam ettirdi. Onun için faraza lâiklik şöyle dursun, Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler. Sizler farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir. Ve sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Bu bakımdan sizi silâh ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağlamaya çalışıyorlar..."
Türkiyenin maarif davası nurettin topçu üstad tarafından kaleme alınmış harika bir eserdir. Dergah yayınlarından çıkan bu eser kıymetli bilgileri haizdir.
bir şeyi veya bir şeyleri çok isteyen, hırslı, açgözlü anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır ve bir kişinin düşük ahlaki değerleri yüzünden başkalarına zarar verebilecek bir şekilde hareket etmesini ifade eder.
"(bkz: Körlük)" adlı eserde, yazar Jose Saramago şu cümleyi kullanmıştır: "Dahası, bu kentte de tamahkarlık, kıskançlık, hırs, duygusal yoksunluk, ebeveynlerin çocuklarına karşı bilinçsiz davranışları, insanın insana yabancılaşması ve bireyselleşmesi, başkalarının acılarına aldırmazlık, haksızlık, adaletsizlik, hoyratlık ve barbarlık gibi tüm toplumsal kötülükler vardı."
"(bkz: Körlük)" adlı eserde, yazar Jose Saramago şu cümleyi kullanmıştır: "Dahası, bu kentte de tamahkarlık, kıskançlık, hırs, duygusal yoksunluk, ebeveynlerin çocuklarına karşı bilinçsiz davranışları, insanın insana yabancılaşması ve bireyselleşmesi, başkalarının acılarına aldırmazlık, haksızlık, adaletsizlik, hoyratlık ve barbarlık gibi tüm toplumsal kötülükler vardı."
Tevbe, Allah'a dönmektir.
türk'ce lugat
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?