kırat

bulut bey
Çok hoş bir kelimedir pek severim. Bir dostu sever gibi severim bu kelimeyi. Pekçok manayı ihtiva eder bünyesinde. Senin kıratın ne ki sorusu mesela pek manidar bir sorudur. Yani çapın ne, sen kimsin ki anlamında. "Sen falanca işi yapacak kıratta adam mısın".
Sözlük anlamı teşmil. Değer, seviye, nitelik, vasıf: Bu şehirde yaratmış olduğu güzelliklerin en yüksek bir kıratta olduğunu söylemek lâzımdır (Yahyâ Kemal). http://lugatim.com/s/K%C4%B1rat

gençler dua edin

hafiz
Mutlu, huzurlu ve başarılı olmak isteyip stres, sıkıntı ve belalardan uzak kalmayı temenni ediyor,
başarının sizinle beraber olmasını diliyor, gençken ihtiyarlamamak ve hastalıklar altında ezilmemeyi,
iyi insan ve Müslüman olmayı hedefliyorsanız dua edin. Dua, kuşanabileceğiniz en güçlü silahınızdır. İyi
Müslüman ve kaliteli insan olabilmek için iyi dualar etmek zorundasınız.
İnsanlar dua işini yaşlılardan beklerler. Hâlbuki Allah celle celâlühü yaşlılar, hacılar, hocalara değil,
'kullarına' dua etmelerini hatırlatıyor. Gençler de Allah'ın kuludur, ümmetimizin umududur. Gençlerin
iyi ve başarılı olmaları, bu ümmetin iyiliği ve başarısıdır. Sadece ders çalışarak, para biriktirerek veya
bir vakfa-tarikata devam edip bir hocanın derslerini dinleyerek her şeyde başarılı olabileceğinizi
zannetmeyiniz. Allah'ın yardımı üzerinizde olmadığı sürece aradığınız başarı ve ahengi asla
bulamazsınız.

inşirah

hafiz
İnşirah ,"açılıp genişlemek,Huzura kavuşmak" anlamına gelmektedir. Bununla ilgili Kuranı Kerim'de 94.sûre olarak inşirah sûresi vardır.bu surenin ilk ayeti Peygamber Efendimizin gönül ferahlığına ve huzura kavuşturulduğu için inşirah adı verilmiştir.ayrıca şerh ,elem neşrah Adlarıyla da anılmaktadır.kalbi daralan, gönlü kırık olan, dayanamıyorum ya rabbi diyen varsa biiznillâh şifa bulur.

iman

hafiz
Sözlüğe baktığımız zaman şöyle tarif edilir ; “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” anlamındaki emn (emân) kökünden türeyen îmân “güven duygusu içinde tasdik etmek, inanmak” terim olarak ise iman genellikle “Allah'tan alıp din adına tebliğ ettiği kesinlik kazanan hususlarda peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmak” diye tanımlanır.İman Allahın bize en güzel olarak sunduğu dinin tümüne hiç şüphe duymadan kabul etmek ve tasdik etmektir. İmam Azam şöyle tarif etmiştir; İman ,kalp ile tasdik dil ile ikrardır.diyerek bu gerçeği formule etmiştir.bunun göstergesi ise salih amellerdir.İman kimde varsa o güzeldir, kıymetlidir.imanı olmayan ise sonsuz felaket ve sonsuz azaptadır.alimler güzeldir.evliyalar güzeldir.ashabı kiram çok güzeldir Peygamber Efendimiz ise en güzelidir çünkü o İman nuruyla nur olmuştur.

ahîlîk

hafiz
"Ahî"kelimesi Arapca olup "kardeşin" anlamına gelmektedir.Ancak bu kelimenin Türkçe'deki karşılığı cömert anlamındaki akı kelimesinden türetildiği de ileri sürülmektedir.Anadolu'da ahilinin kurucusu olarak bilinen Ahi Evran [ö.1262] İran'ın Hay şehrinde doğan Şeyh Nasirüddin Mahmûd'dur.Ahilik prensipleri Kur'an ve sünnete dayanmaktadır.Bu teşkilatın fütüvettnâme adı verilen bir nizannâmesi vardı.Doğruluk ,güven ,tevazu,vefa ,cömertlik gibi nitelikler aranırdı.Yalan içki,zina ,kumar hile,gıybet teşkilattan atılma sebebidir.Anadolu' özellikle 13.yüzyılda devlet otoritesinin oldukça zayıfladığı bir dönemde şehir hayatında sadece iktisadi değil,siyasi bakımdan da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

izmihlâl

sivri
"bozma", "çöküntü" veya "yıkım" anlamlarına gelen bir Arapça kelime. Ayrıca "yanılgı" veya "sapma" anlamlarında da kullanılır.

asr-ı saâdet

hafiz
Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in dönemi

"Mutluluk Devri" manasını ifade eden bu terkip, gerçekten de o dönemin bir kelimeyle ifade edilmesini sağlayan isabetle seçilmiş bir terkiptir.
asrı saadet nasıl bir toplumdu ? Peygamber Efendimiz benim yaşadığım çağ en Hayırlı demesinin sebebi ne idi ?

Açık bi şekilde yazacak olursak şunları söyleyebiliriz;
Hz. Peygamber'in eğitiminden geçmiş olan ashab-ı kirâm, İslâm davasına gönülden bağlı idiler. Samimiyet ve ihlâs içerisinde yalnız bir Allah'a kul olmuşlar, O'nun Resûlüne gönül vermişlerdi. Ruhlarını, düşüncelerini, davranış ve yaşayışlarını Allah ve Rasulunun istediği şekilde şekillendirmişlerdi; Kitap ve Sünnet, onlara yön veriyordu. Bu sebeple de inandıkları ulvî davalarını her şeyin üstünde tutuyor; dinleri uğruna mallarını, hatta canlarını feda etmede zerre kadar tereddüt göstermiyorlardı.

Ashabı kiram başka özellikleri de şöyledir;

O dönemin müslümanların hayat standardı ve refah seviyesi pek yüksek değildi ama,lüks ve israfa yönelik bir hayatın arayıcıları değillerdi.musab bin umeyr uhut'ta şehid oluyor üstünü örtecek kefeni bile bulunamamıştı varını yoğunu allah için vermiş ayette onlardan Allah razı olmuş bir denilerek değerleri ortaya konulmuştur.Muhtelif ilimlere dair muntazam, sistemli eserler yazılmamıştı ama, ashab-ı kirâm, gerçek bilgiye yani vahye sahip çıkmış,tabiin dediğimiz nesle en güzel şekilde aktarmışlardır.ilmin önem ve değerini gayet iyi anlamışlardı. Henüz o dönemde devamlı silâh altında tutulan ve talim yaptırılan teçhizatlı ordular yoktu ama; o gün müminlerin her bir ferdi, ölümden,eziyetten, korkmayan cennetin kokusunu duyan canlarına karşı cenneti satın alan yiğit ve kutlu nesillerdir. şehidliği mertebelerin en yücesi bilen cesaret timsali mücahid bir kişiliğe sahiptiler. Adliye sarayları, mahkeme salonları, adliyeye dair diğer organizasyonlar henüz mevcut değildi ama; Hırsızlık yapan, kızını Fâtıma da olsa elini keserdim. " diyen bir peygamberin tabîleri, adaletin eşsiz örneklerini sergilemişlerdi.
Dağda kurt koyunu yese Allah ömer'den sorar diyebilen şuurlu bir nesil...

Bundan dolayı da elbette ki bu dönem "Âsr-ı Saâdet" diye anılmaya devam edecek ve anılmayada layıktır.
Allah hepsinden razı olsun.




yunus emrenin hallacı mansur sevdası

bulut bey
yunus emre hallac-ı mansur çizgisinde midir değil midir bu ayrı bir bahis. belki de o çizgidedir. bizim için önemli olan husus yunus emre'nin tasavvuf açısından kimin çizgisinde olduğu değildir. zira yunus emre'nin temayüz ettiği hususiyeti türkçeyi kuran, türkçenin derli toplu ilk halini neşet ettiren şair olmasıdır. biz bugün konuştuğumuz türkçeyi yunus emre türkçesine borçluyuz. ne demiştik türkçe için. türkçe islami ve itikadi bir dildir. bunu pek çok örnekte rahatlıkla görebiliriz. dolayısıyla yunus emre de bu islami ve itikadi dilin en güzel ilk nüvelerini bize allah'ın izniyle vermiştir. yunus emrenin alamet-i farikası budur. yunus emre'nin alamet-i farikası hallac sevdası değildir. tıpkı istiklal marşı şairimiz mehmet akif'in abduh ve cemaladdin efgani isimli zevattan etkilenmesinin onun alamet-i farikası olmadığı gibi. nasıl ki mehmet akife afgani sevdalısı diyemez isek yunus emre'ye de hallac sevdalısı diyemeyiz. en azından türklüğün müslümanlıktan başka bir şey olmadığını iddia ediyor isek dememeliyiz. böyle dersek onlardan istifade yolunu tamamen kapatmış oluruz. biz ki ateist Nietzsche'den bile yeri geliyor istifade edebiliyorsak -fikir bazında- bizim dilimizi kuran bir büyük mübarek zatın niçin -menfi olduğu öne sürülen- özelliğini sanki asli unsuruymuş gibi öne çıkaralım.

enel hak. eski bir tartışma. bu bir meşrep. bunu diyen çok mutasavvıf olmuş. bu bir bakış açısı. şarap da geçer şiirlerde, kadeh de. bu bir sembolizmdir. bir ifade ediş türüdür. bu tarz tasavvuf şiirlerinin şeriata aykırı olduğu da eski bir tartışmadır. erbabının bileceği iştir. fakat belirtmek gerekir ki; yunus emre kurucu babadır. yunus emre, karacaoğlan, mehmet akif bunlar bizim değerlerimizdir. müslüman türkün hayırla yad etmesi hatta minnet duyması gereken şahsiyetlerdir.

türk gücü

bulut bey
Kafiri korkutan en önemli unsur. Kafirler bu korkuyu yenmeleri sayesinde bir medeniyet sahibi oldular. Bu veçhesiyle modernizmin sebebi türk gücüdür. Türk gücünden halas olmak adına gavur muhtelif fikirler temayüller geliştirdi. Bugünlerde gururla anlattıkları birçok meselenin gerisinde bu yatar. Mesela coğrafi keşifler. Başlangıcı nedir. Başlangıç mottosu "türkleri arkadan çevirmek" dir. Teleskobu ne diye savunuyor galileo. "efendim bununla türkleri üzerimize gelmeden önce görebileceğiz". Daha çok sayıda örnek verilebilir. Türk gücü bu kadar ciddi bu kadar mühim bir şeydir. Bunu en iyi Türk düşmanı gavurlar bilir.

osmanlıcı-cumhuriyetçi tezadı

bulut bey
Siyaset yazımızda dünya sisteminden bahsettik. Sistem birçok tezatlıklar ortaya koyar. Adam seküler temayülde, kemalistlik yolunda ise ona der ki "bu Osmanlı var ya bu osmanlı islami bir düzendir. Dolayısıyla gericidir. Oysa kemalist inkılaplar batıcıdır ilericidir medenidir. Cumhuriyeti mustafa kemal kurduğuna göre sen de kemalist olduğuna göre sen cumhuriyetçisin". Bu vatandaşımız da Osmanlıya karşı cumhuriyetçi oluverir. Al sana bir paket.

Sistem, dindar temayülü yoğun, kemalist inkılapları benimseyen bir zata da der ki "bu cumhuriyet var ya bu cumhuriyet. Bunu Mustafa kemal kurdu. Aynı Mustafa kemal saltanatı lağvetti. Aynı Mustafa kemal inkılapları yaptı, halifeliği kaldırdı. Yani bu islam'a karşı bir iştir. Oysa senin şanlı ecdadın osmanlı yok muydu. Bunlar ne matah adamlardı. Tam bir islam düzeniydi. Yıktılar onu". Bu vatandaşımız da oldu mu sana cumhuriyet karşıtı bir osmanlıcı. Al sana ikinci paket.

Gavur sistemi böyle insanları tanımlar. Sonra o tanımlar ile insanları paketler. O paketleri birbirine vura kıra bir sonuç - tabi ki kendi lehlerine- bir sonuç hasıl etmeye çalışırlar. İnsanlar kendilerini ciddiye almadıkları sürece başarıya da ulaşırlar.

Oysa ne cumhuriyet islam karşıtı bir hadisedir. Ne de osmanlı tam bir islami düzendir. Türkiye cumhuriyeti islam cumhuriyeti olarak ilan edildi. Yani Müslümanlar Tanzimat ile kaybettiklerini istiklal harbi neticesinde geri aldılar. Bu ve daha başka konu ile alakalı bilgiler ısrarla ve başarı ile insanlardan gizlenir ve insanlar Osmanlı-cumhuriyet tezadında bırakılır. Bu çekişmeden bu nizanın tarafları hiçbir menfaat temin edemez. Niye. Çünkü masayı kuran, tanımı yapan, organizasyonu teşkil eden gavur. O yüzden.

Kurtlar vadisinde çok güzel bir replik var. Ne diyor. "kumarda kazanan yoktur Kumarda sadece oynatan kazanır". Şimdi bu mevzuya uyarlayalım. Gavur bir masa kuruyor. Bu masada kumar oynatıyor. Bir kere kumar oynamak müslümana haram. Ama bazı Müslümanlar bundan hiç rahatsız değil. Ben oynarım diyor. Hadi haramı göze aldın oynadın. Ee canım ciğerim. Gavurun masasında kumar oynuyorsun nasıl kazanacaksın. Sonuçta hep gavur kazanır.

Cumhuriyet türkiye'nin bir kazanımı. Bu istiklal harbi sayesinde oldu. Gavur kendisine bir yahut birden çok menfaat temin etmek üzere elbette bu tezadı teşmil etmeye gayret edecek.

Velhasıl güncel siyasi sosyal veya dini bilumum tüm tezatlıklarda bahsettiğimiz hadiseyi gözlemleyebiliriz. Bu bahse örnek olarak Gazali ibni rüşd tartışması başlıklı yazıda temas etmeye çalışmıştım.

Müslüman akıllı olmak zorundadır. Allah Müslüman türke akıl fikir basiret ve hidayet versin. Yani hepimize.

zulümat

sivri
"karanlık", "ışıksızlık" veya "gölgelik" anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle fiziksel karanlık anlamında kullanılır, ancak aynı zamanda metaforik anlamlarda da kullanılabilir. Örneğin, "zulümatlı bir dönem" veya "zulümatlı bir gün" gibi ifadeler, zorlu ve karanlık bir dönem veya zaman dilimini ifade etmek için kullanılabilir. Ayrıca, "zulümatlı bir kişi" gibi ifadeler de kullanılabilir ve bu, bir kişinin kalbinin karanlık, kötü niyetli veya negatif düşüncelerle dolu olduğunu ifade edebilir.

osmanlı devleti ve islam

hafiz
Osmanlılar daha ilk baştan kurucu unsur olarak Türk etnisitesindendir.(diyanet ank osman gazi)
osmanlı devleti,müslüman liderlerin yönettiği,halkının büyük çoğunluğu müslüman olduğu,yürütmede islam'a itibar eden yani genel olarak kur'an ve sünneti esas olan bunun yanında örfi hukuki'da yürütmede kullanan bir devlettir.allah yolunda cihad etmiş,islam'a hizmet etmekle iftihar etmiş, kafirlere karşı cenk meydanlarında korkusuzca savaşmış, kafirlerin kalbine korku salmış ve bir kimse türkse kesinlikle müslümandır veya osmanlıdır intibahı uyandırmış bir devlettir.bunun yanında camilerin,medreselerin,ihya edildiği bir devlettir.peygamber efendimizin sahih hadisi olan istanbul fethi ile ilgili rivayete muhattap olmuş bir devlettir.

yıkılışından bir asır geçtikten sonra,osmanlı'nın iyiliği yada kötülüğü hakkında aşırı uç görüşlerin olduğu ve
isteyen istediği kadar belge oluşturabileceğini biliyoruz.

mü'min ise konuya şöyle bakmalı;
islam'ın altı asır boyunca dünyan'ın bir çok yerine ulaşması için allah, osman gazi'nin çocuklarını seçmiştir.bu onlar için elbette şereftir.
selçukluyu ,abbasileri,emevileri,karahanlıları,ve birçok türk-müslüman devletlerini seçtiği gibi.''Onlar geçmiş birer ümmettir. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz ''(141.ayet bakara)buyuruyor rabbimiz.
osmanlı hiçbir zaman dinin karşısında durmadı laik bir tavır sergilemedi bazı itikadı değil ama fıkıh alanında bazı yanlışları olmuştur.bu da en nihayetinde onların hatalı müslüman olabileceklerini göstermektedir.

islam devleti'nin en ideal örneği medine'de rasulullah efendimizin kurduğu ve raşit halifelerin sürdüğü devlettir.çünkü hakiki manada islam devleti onların kurduklarıdır.ondan sonra olanlar ise hakiki manada değil saltanat ve halifeliğin olduğu suri bir devlettir.
allah kendi yolundan ayırmasın günahlarımızı affeylesin.dinimize hizmet edenlerden allah razı olsun.

yapay et

hafiz
Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulunun "yapay etin" caiz olduğuna yönelik fetvasının bulunmadığını açıkladı.
Diyanetten yapılan yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Sosyal medya mecralarında Din İşleri Yüksek Kurulumuzun yapay ete cevaz verdiğine dair paylaşılan içerikler tamamen asılsızdır. Kurulumuzun yapay etin helal olduğuna dair bir fetvası yoktur."
inşallah bununla ilgili fetva yayınlanınca etraflıca anlatmaya gayret edeceğiz selametle...

tbmm

bulut bey
İstiklal harbini komuta eden gazi meclisimiz. Türkiye büyük millet meclisi türk milletinin bir eseridir. İsmindeki büyük kelimesi bana göre büyük türk milletine atıftır. TBMM, Milletimizin En güzide mefhumu ve kurumudur.

Tekbir, dua ve kurbanlar ile açılmış türk milletine umut olmuştur. Sonraki süreç ayrı bir bahis. Bugünkü durumu da ayrı bir bahistir. Bugün gazi meclisimizde hdp, tip ve sair Türk hasımlarının barınması içimizi yaksa da tbmm bizimdir. Bizim eserimizdir. Allahın izni ile hep bizim kalacaktır.

Taşnak, hınçak, rum milliyetçileri ve sair türk hasımları bu mecliste geçicidir. Elbet bir gün büyük türk milleti bu habisleri tasfiye edecektir.

dilim ettin beni dilim dilim

hafiz
Evet bu söz çok anlamlıdır.çünkü insan'ın başına ne gelirse hep dili yüzündendir.Allah korusun bizi.şu unutmamak gerekir Birini çekiştirirken alışkanlık hâline getirilmiş tepkilerden “ben demedim, o diyor (ben sadece
aktarıyorum)” cevabının da ne kadar geçerli olduğunu anlamamız için Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellemin Müslim'de rivayet edilen bir hadis-i şerifine dikkat edelim: “Bir insanın yalancı sayılması için
kulağına gelen her sözü dilinin söylemesi yeterlidir.”
Evet, sen demedin ama naklettin. İnsan mermiyi kendisinin üretmediği, fabrikanın ürettiği
mazeretiyle birine kurşun sıkmanın suçundan paçayı yırtabilir mi? Öyleyse kötülük içeren bir sözü
'aslında' söylememiş olmak da kimseyi kurtarmaz. Müslüman'ın ağzından, kaleminden,
telefonundan kimsenin dinine, canına, onuruna ve malına zarar gelemez. Kural bu kadar basittir.
Senin telefonundan gitmiş bir mesajla bir Müslüman'ın dini, canı, onuru, parası bir kuruş bile olsa
zarar görüyorsa bunun geldiği anlam şudur: tevbe etmediğin sürece Allah seni affetmeyecektir

domain

mad
Domain, internet üzerindeki bir web sitesinin adını belirleyen ve kullanımını sağlayan benzersiz bir tanımlayıcıdır. Domain, bir web sitesine giden adresin belirlenmesinde kullanılır ve genellikle www ve com, net, org gibi uzantıları ile birlikte yazılır.

Örneğin, "turkcelugat.com" :)

(bkz: hosting)

ebter

hafiz
Nesil ve hayırdan kesilmiş.
Allahü teala, Kur'an-ı kerimde mealen buyurdu ki:
(Habibim) gerçekten biz sana Kevser'i verdik. O halde (buna şükür olarak) namaz kıl ve kurban kes. Sana buğzeden, düşmanlık eden yok mu? İşte asıl ebter odur. (Sana gelince Habibim; senin temiz neslin, şan ve şerefin kıyamete kadar devam edecektir.) (Kevser suresi: 1-3)
Resulullah efendimizin Hadicet-ül-Kübra'dan olan son erkek çocuğu vefat edince, As bin Vail'in; "Muhammed ebter oldu" demesi üzerine; Kevser suresi gelerek, Allahü teala As bin Vail kafirine, cevab verdi. (İbn-i Abbas, Taberi, Kurtubi)

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol