meral akşener

bulut bey
yakın siyasi tarihimizi hatırlayacak olursak bugün yani 3 mart 2023 tarihinde yaşanan siyasi hadiseler için ''etme-bulma dünyası'' sözü aklıma geliyor. zira chp genel başkanlığı makamını işgal eden zat sabık genel başkanın kaset skandalı akabinde o koltuğa yerleştirilen bir kimseydi. bu yerleştirmede ise dönemin chp genel sekreteri önder sav isimli zat etkin bir rol oynamış idi. hatta ''önderimiz kemal'' afişleri ile önder sav namzadın chp içerisindeki güçlü konumu tasvir ediliyordu. çok geçmedi ki kemal kılıçdaroğlu önder sav'ı tasfiye ediverdi. gerekçesi ise çok basitti. bir koltuğa iki karpuz sığmazdı. kendisini o koltuğa getireni veya o koltuğa yerleşmesine zemin hazırlayan en etkili şahsı bir hamlede harcamış siyaseten emekli etmişti. yine yakın siyasi tarihimize baktığımızda iyi parti seçimlere giremeyecek durumda iken milletin oyları ile seçilmiş milletvekillerine ''talimat'' verilerek siyasi tarihimize ''milletvekili nakli'' deyimiyle utanç vesikası olarak geçen hadise ile aslında bir nevi meral akşenerin partisi potada tutulmuş oldu. bunu sağlayan kemal beydi. bugün yani 3 mart 2023'de meral akşener tıpkı kılıçdaroğlunun önder sav'a yaptığını yaptı. eee ne dersin ''etme bulma dünyası'' kemal amca.

çanakkale şehitlerine

kendi halinde biri

Âsım'ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar…

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.


Mehmet Akif Ersoy

bayram

bulut bey
Mü'mine sevinç, kafire gam günü.

Birileri ramazan bayramını idrak ediyor. Birileri de paskalya bayramını idrak ediyor. Bazı siyasiler paskalya bayramını kutlamak için adeta birbiriyle yarışıyor. Ne diyor ayeti kerimede "Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez."

Biz Müslümanız ve de sadece müslüman bayramını idrak ederiz. Gavurların bayram diye addettikleri bazı günleri birileri pek ciddiye alıyor olabilir. Biz kendimizi ciddiye aldığımız için ve Müslümanın her koşulda kafirden üstün olduğunu bildiğimiz için sadece kendi bayramımızı biliyoruz ve de gavurların bayramını kutlamıyoruz.

nüans

sivri
bir durumun veya kavramın ince ayrıntılarını ifade eden, küçük farklılıkları belirten, hassas ve küçük farklılıklar anlamına gelir. Bu kelime, bir düşünceyi, bir fikri veya bir ifadeyi daha ayrıntılı veya daha spesifik hale getirmek için kullanılır. Örneğin, "Bu resimdeki renk tonları arasında nüans farkları var" gibi bir ifade kullanılabilir. Bu durumda, "nüans" kelimesi, resimdeki renk tonlarının küçük farklılıklarını ifade eder.

tamahkâr

bulut bey
halihazırda maalesef ki toplum hayatımızda sıklıkla hatta belki çoğunlukla karşılaştığımız insan tipolojisi. ayrıca (bkz: körlük) çok güzel kitaptır tavsiye ederim.

türkçe

bulut bey
Türkçe islami bir dildir. İtikadımızdan neşet eden fıkıhtan ilham alan bir dildir. Türk Türkiye'de doğdu Türkçe de vatanımızda dinimizi yaşamak üzere ortaya çıktı. Türk, şiir okuyan, türkü söyleyen, fıkıhlı bir fertti.

Türk şiiri yunus emre ile başladı dersek sanırım yanlış olmaz. Karacaoğlan ile türk şiiri omurgasını aldı. Türk şiiri yüksek bir hayat tarzının hem yansıması hem de kimi zaman bu yüksek hayat tarzının bizzat temin edicisi vazifesini gördü. Bunun en bariz örneği istiklal marşıdır. Vatanımızda yüksek hayat tarzına kafir tasallutu mevzubahis olduğunda ve vatanımızın elden çıkması tehlikesi baş gösterdiğinde türk milletinin sinesinden çıkan milli şairimiz türk ordusuna ithafen yazdı bu marşı. Biz istiklal harbini istiklal marşının verdiği güç ve ortaya koyduğu dünya görüşü ile kazandık. İşte türk şiiri bu örnekte olduğu gibi kimi zamanlarda yüksek hayat tarzının bizatihi temin edicisi oldu.

kafir ve müslüman

hafiz
allah'a ve ahirete inanmayan bir kafir müslümana şunu sorar;
sizler aklınızı kaçırmış olmalısınız dünyadaki bu tatlı hayatı bırakıp gerçek olup olmadığını bile bilmediğiniz bir alemi istiyorsunuz öyle mi? buna inanamıyorum doğrusu
müslüman ise şöyle cevap verir; gerçektir! gerçek! binlerce doğru sözlü peygamber yalan bir vaatte bulunmaz farzet ki bir kaç sabah daha yaşadık.bu neye yarar? zalimlere ve ve onların düzmece tanrılarına itaat edersek ölmeyecek miyiz sanıyorsun bu güne kadar ebedi yaşayan var mı böyle bir şey duydun mu? cevap ver hadi! der ve susturur kafiri.

kur'an herşeyimiz

hafiz
o,(kur'an) imanımızdır. ona iman ederek allah'ı ve peygamber'ini bulduk.cenneti ve cehennemi tanıdık.ölümün,hayatın sırlarını anladık.dirilmenin gereğine, hesabın inceliğine iman ettik. asırlar öncesini anlattı,o günlerde yaşamış gibi hissettik.devirler sonrasından söz etti,görür gibi yaşar gibi olduk.göremediğimizi gösterdi,duyamadığımızı duyurdu.ona iman edip kendimizi bulduk.aslımızı geleceğimizi öğrendik.ona iman ettik. ibadetten lezzet aldık.o bize yalvarmayı ,ağlayıp istemeyi öğretti.onunla dua ettik.eğer kaynağı kur'an ise tarihten teknolojiden,bilimden bir destek almadan ''o kesin,doğru olandır''demeyi öğrendik.

akrep yuvası cüneyt arkın

hafiz
Emniyet Müdürünün (Reha Yurdakul), sokakta kaçak sigara satarken toplattığı çocukları, nezarette saçları kesilirken gören Komiser Kemal'in (Cüneyt Arkın) Müdürüyle tartışırken
” Bu çocukların saçlarını kestirip mahkemeye sevketmek adalet mi? Bir defada milyonlar vuran kaçakçılar, vurguncular artık alıştığımız günlük olaylar haline geldi. Hani, onları yakalasak ya! Bu memlekette açlık olduğu sürece bu çocuklar suç işleyecektir. Böyle büyük masaların arkasına saklanıp, halkımız hakkında kararlar veremezsiniz.'' Şeklinde kullandığı bu sözler de, izlediğim zaman beni çok derinden etkikemişti.

seyyid kutub

bulut bey
Milli şuur nedir bunu iyi anlamamız lazım. "Tefsirler bize milli şuur vermez" veya "tefsirin böyle bir işlevi olmak zorunda değil" tezi öne sürülüyor.

vatan müdafaası dolayısıyla değil doğrudan din-i mübin-i islam'ın müdafaasıdır. Ne diyor Mehmet akif. Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi. Yani siz - kahraman Türk ordusu- siz öyle şereflisiniz ki bedrin aslanları bir siz iki. Bu şuurdan bahsediyoruz. Bahsettiğimiz hususların tamamı cihad ile bağlantılı hususlar.

Biz milli şuur derken kimlik derken doğrudan müslümanlıktan bahsediyoruz. Yoksa kemalizmden değil. Bunu ıskalarsak "seyyid kutup'un yazdıkları biz Müslüman türkleri pek de alakadar etmeyen hususlardır, bizim kendi değerlerimiz var biz önce bunları bir anlayalım kimliğimizi bilelim " sözüne muhalefet ederiz.

İstiklal harbi doğrudan cihaddır. Bunu kavramamız çok hayati bir mesele. İstiklal harbi birileri kemalist inkılaplar yapsın falan filan diye yapılmış bir şey değil. Bunun böyle olduğunu bu tezden menfaati olanlar öne sürebilir. Biz şehidoğulları olarak şehid ecdadımızın bu harbi niçin verdiğini adımızı nasıl biliyorsak öyle biliyoruz. İstiklal harbi " değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli" parolası ile kafire karşı boğaz boğaza verilmiş bir harptir. Bunun değeri kıymeti elbette mısır'da bir zaman yaşanan siyasi hadiselerden çok daha üstte. Bizim için böyle. Böyle olmak zorunda. Yoksa bizi bu Anadolu'da yutarlar. Biz zihniyet olarak yükselmez isek bizi tarumar edecek bütün imkanlar hazır, bu imkanlarını istimal edecekler zamanı gelince hiç şüphesiz ederler.

küfür

hafiz
Küfür,herzaman Allah'a savaş açmış bir millettir.
Müslüman [türk]kafire karşı daima malla canla kalemle savaşan Allah'ın has[özel] kullarıdır. Bu kervanda olmak nasip meselesidir.

talebe-öğrenci ayrımı

bulut bey
Talebe, talep kökünden gelir. Yani ilmi talep eden kimse. Eskiden bizim maarif düzenimiz iki unsurdan oluşuyordu. Medrese ve dergah. Bilhassa medreselerde talebe-mürşid ilişkisi mevcut olup bu asırlarca tatbik edilmiştir. -Bakmayın siz şimdi bir kısım işe yaramaz zevatın medreseyi kötülediğine-. Bu sistemde esas olan hoca yani mürşidin kararıdır. Yani talebe ilim tahsil etmek istediği hocadan talepte bulunur buna karşılık hoca ise talebe hakkındaki kanaatine göre o talebeyi kabul eder veya etmezdi. Yani hoca talebeye "oğlum senden olmaz" da diyebilirdi. Bu iş böyleydi.

Öğrenci nedir peki. Öğrenci bugün itibariyle kısaca tanımlarsak örgün eğitime tabi tutulan ve resmi müfredatı takip etmekle yükümlü olan kimse.

Modern yaşam, insan şeref ve haysiyetine mugayir ve manidir. Ne demek bu. Bu haklı tezin tecessüm ettiği bahislerden birisi işte bu talebe-öğrenci ayrımı. Bugün modern dünyada örgün eğitim gören bir kimse bir şey talep edemez. Kendisine ne sunulur ise onu öğrenmekle yükümlü. Hoca "bundan olmaz ben buna ders vermem" diyemez. Karşısında en düşük seviye olsa dahi ders vermekle yükümlü. İlerleme, kalkınma modernlik falan filan.

Gavurun aklını esas sayıp türkün aklını ıskat edenlere veyl olsun.

takva

hafiz
Toplumumuzda bu kavramı çokça anılır ama gereği gibi yerine getirmekte Müslümanlar gaflet içerisindedir.Nedir takva? "kişinin,kendisini günahkâr kılacak şeylerden koruması veya insanın ibadet ve güzel işler yaparak Allah'ın azabından korunması "şeklinde açıklanmıştır. Bu tür korunma çabaları Allaha duyulan saygı sevgi ve itaatin göstergesidir.
Sahabeden Abdullah ibn Mes'ud'un [ra] ifadesi "Allaha âsi olmayıp itaat etmek,nankör olmayıp şükretmek ve O'nu unutmaksızın hep hatırda tutmak"şeklinde güzel bir yorum getirmiştir.
Müslümanlar olarak şu ayeti iyi bilmeliyiz "gücünüz yettiğince Allaha saygısızlıktan sakının"[teğabün 16 ayet]takva sahipleri Kur'an'da övülmüş ve anılmıştır;
1-Allah katında değerlidirler.[Hucurat 13]
2-Allah onları sever.[Al-i imrân 76]
3-Onlar için güzel bir gelecek vardır.[Sâd 49]
4-Ahiret yurdu onlar için hazırlanmıştır.[Zuhruf 35]
5-Allah onlarla beraberdir.[Bakara 194]

müslümanın şahsiyeti

bulut bey
müslüman şahsiyeti üstün bir şeydir. en üstün şahsiyettir. biz adam diye önce müslümanı biliriz. müslüman olmayan adam dünya iyisi de olsa müslüman olmadığı için biz müslümanlar nazarında bizden aşağıdadır. müslüman üstündür. yahudi hristiyan yahut başka her neyse müslümanın altındadır. işte bu kadar. bu konu tartışmaya kapalı. yıllardır 'efendim müslümanlar da geri kalmış, gavurlar şunları şunları çok iyi yapıyor, aman biz daha gelişmedik biz şöyleyiz biz böyleyiz onlar -yani gavurlar- şöyle ilerlemiş böyle bilmem ne yapmış'' yıllardır bu dangalaklıkları dinliyoruz. bazıları hiç bıkmadı. neden acaba. müslüman görünümlü gavur olduğundan mı acaba. bunları bir düşünelim. hatta bir değil çok düşünelim. türkiye'nin gerçek meseleleri bunlar. saçma sapan o parti bu parti düşünmeyelim de bunları düşünelim. türkiye'de kriptoluk meseledir. belki de en önemli meseledir.

gavurlar ne matah adamlar diyor adamlar. çok beğeniyorlar gavurları. bilimlerini sanatlarını filan. hele teknolojilerini. bilim teknoloji filan diyince aklıma geldi. amerika gavuru ''aya gittik biz'' diye bütün dünya'yı uyutmuştu bir ara. şimdi yeni yeni ortaya çıkıyor düzmece olduğu :). kafirlerin tüm marifetleri -marifet gibi görünen tüm numaraları- böyledir. o yüzden gavuru övmeyin. gavur gavurdur. gavur ancak kötülük yapar. başka da bir bok yapamaz. gavuru bu dünya'da översiniz öbür dünya'da görürsünüz dünya kaç bucakmış :). aynı amerika gavurunun ırak'da neler ettiğini unutmamalıyız.

tanzimat'a kadar türkiye'de gavurlar ikinci sınıf, müslümanlar birinci sınıftı. o kutlu ve güzel günleri biz göremedik. biz hem ortalıkta 'ben müslümanım' diye dolaşan hem de ''gavurlar birinci sınıf, müslümanlar ikinci sınıf' diyen dangalak adamların içine doğduk. neyse bu da nasip meselesi. yüce allah'ın takdiri. isyan edilmez buna. tanzimattan önce 'geriden gel yaa kafir' denirdi. bunlar mektep kitaplarında yok. bilinçli bir şekilde yazılmıyor bunlar kitaplara. kafir at ile dolaşamazdı. kafir müslümana selam vermek, hürmet etmek zorundaydı. şimdilerde istiklal harbinin intikamını almaya çalışanların hali bir zamanlar böyleydi. biz ne olduğumuzu bilmiyoruz ama birileri gayet iyi biliyorlar.

esbab-ı mucibe

mad
Arapça kökenli bir terimdir ve "sebeplerin sebebi" anlamına gelir. Bu terim, bir olayın veya sonucun gerçekleşmesine neden olan nedenlerin tamamını ifade etmek için kullanılır. Esbab-ı mucibe, belirli bir olayın gerçekleşmesinde etkili olan tüm faktörlerin toplamıdır.

Örneğin, bir trafik kazası meydana geldiğinde, bu kazaya neden olan faktörler esbab-ı mucibe olarak adlandırılabilir. Bu faktörler arasında, sürücülerin hataları, hava koşulları, araçların teknik sorunları, yoldaki trafik işaretleri ve diğer pek çok etken yer alabilir.

Esbab-ı mucibe terimi, farklı alanlarda da kullanılabilmektedir. Örneğin, bir hastalığın ortaya çıkmasında etkili olan faktörler de esbab-ı mucibe olarak adlandırılabilir. Bu faktörler arasında, genetik faktörler, çevresel etkenler, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve diğer pek çok faktör yer alabilir.

Sonuç olarak, esbab-ı mucibe terimi, bir sonucun gerçekleşmesinde etkili olan tüm faktörleri ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bu terim, birçok farklı alanda kullanılabilir ve bir olayın gerçekleşmesindeki nedenleri anlamak için önemli bir kavramdır.

parankim

sivri
bitkilerde bulunan dokuların bir çeşitidir. Bitki organlarının çoğunun içinde bulunur ve özellikle bitkinin yaprak, gövde ve köklerinde yaygındır.

sünnet-i seniyye

hafiz
Peygamber'e itaat Allah'a itaattir.Kuran bize ne yapacağımızı söyler sünnet onun nasıl yapılacağını gösterir.Peygamber As Buyuruyor ki; ben nasıl namaz kılarsam sizde öyle kılın buyurmuştur. Kuranı Kerim'de şöyle buyuruyor Rabbimiz;
بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِۜ وَاَنْزَلْـنَٓا اِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ اِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'an'ı indirdik.[nahl sûresi 44.ayet] bu ayeti kerime ve buna benzer birçok ayetler ,hadislerin ve sünnetin meşruluğunu bizlere açık bi şeklide göstermektedir.

birr

hafiz
"birr "İyilik,ihsan,erdemlilik gibi manalarına gelir.dünya hayatında hep imtihan'da olduğumuzu unutmamamız lazım çünkü iyilikler olduğu kadar kötülükler ve felaketlerde vardır bu dünya hayatında.peki kötülük gelince ne yapalım ? birr yani iyi mi düşünelim evet aklımıza şu gelsin;her felaketin ardından bir iyilik ve güzellik gelir.sadece aradaki zamanı biz bilemeyiz.ardından gelecek iyiliğe kavuşmak için felakete hoş geldin demeliyiz.seni kabul ediyorum,sen Allah'tan geldin mesajınla geldin ,öğretmek istediklerini anlamaya çalışacağım.işte teslimiyet budur.iyi kötü her şeyi kabullenmektir.işte müjde ey kurana iman eden mümin ;
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ

اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ

Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
[ inşirah surresi 5-6 ayetler]

eyt

bulut bey
emeklilikte yaşa takılanlar. uzun yıllardır hak etmediği halde devletten maaş almak isteyen zevatın uğraştığı bir hadiseydi. recep tayyip erdoğan -isabetli bir şekilde- 'siyasi kariyerime de mal olsa bunu yapmayacağım' diyerek bu haksız taleplere cevap vermişti. bugünlerde eyt düzenlemesi meclisten geçti. evet demek ki cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan bu konudaki sözünü tutmamış. peki neden iktidar bunu yaptı. herkesin malumu olduğu üzere 2023 genel seçimlerini kazanmak için. akp'nin 2023 genel seçimlerini kazanması; ülke ekonomisinden, sosyal güvenlik sistemimizin ayakta kalmasından ve sair ilgili genel ülke menfaatlerinden daha mı önemli. demek ki daha önemliymiş. eyt düzenlemesinden fayda temin edecek vatandaşların elbette bu husus umrunda olmaz. adam aldığı maaşa bakar değil mi. hep söylenir ya bu ülke sahipsiz diye, evet sahipsiz gerçekten.

eyt düzenlemesi, bu ülkeye çok büyük bir zarardır. görüyoruz ki 42-43 yaşında -deyim yerindeyse sapasağlam- adamların emekli olacağı anlaşılıyor. 40 yaşındaki adamın emekli olması yanlıştır. 40 yaşındaki adama emekli maaşı verilmesi milleti aylaklığa alıştırmaktır. eyt'den yararlanacak çok kişinin ağzından da duydum bunu. adam şaşırıyor: '2ben daha sapasağlam adamım. ben neden emekli olayım. ama neyse devletimiz bana ikram ediyor ben de istifade edeyim bari'' diyor bu eyt'den yararlanacak vatandaş.

bu düzenleme yeni nesilden çalmaktır. adaletsizliktir. popüleritedir. parti çıkarını ülkenin menfaatlerinden üstün tutmaktır. benim sgk primlerim ile başkasının sgk primleri ile siz 40 yaşındaki adamı emekli edemezsiniz. ama akp'nin bunu yapması tabi çok normal. akp'den beklenen işler bunlar.

saadet partisi

bulut bey
1972 senesinde Türk siyasi tarihine siyasal islam giriş yaptı. Milli selamet partisi ile. Daha evvelinde 1970'de Necmettin erbakan ile 17 arkadaşı milli nizam partisi denemesi de yapmışlar fakat bu parti kısa sürede kapatılmıştı. 1973 seçimlerinden önce bir kısım etkili ve yetkili zevat adalet partisinin oylarını bölmek istiyordu. Zira adalet partisi çok yüksek oy oranı ile farklı yollara tevessül edebilirdi. Kudretli paşalar Erbakan'ı ikna ettiler veya pek de uğraşmadılar erbakan dünden razıydı. İşin bu kısmı çok da önemli değil. Sonuçta Böylelikle erbakan isviçreden Türkiye'ye dönüp milli selameti kurdu. Sırasıyla milli selamet partisi, refah partisi, fazilet partisi son olarak ise saadet.
Milli selametin kuruluş serencamına bakıldığında siyasal islamın türkiyede islami bir hayat talebiyle doğmadığı, başka siyasi saik ve amaçlarla doğduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Ama bu ayrı bir bahis, bu yazının konusu değil.
Konumuz şu ki, 50 yıllık bir siyasal islam var, adına milli görüş diyorlar. Adil düzen falan filan bir dünya laf. Tamam peki. Bırakalım teorik tartışmaları, Metin okumalarını. En azından şimdilik. Bugüne gelelim. Ne oldu 50 yıllık milli görüşü temsil eden saadete. Yav size ne oluyor be saadetçiler. Kemal kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıklamak size mi kaldı. Sizden başkası yok muydu. Sizin ne işiniz var altılı masada. Ne işiniz var chp' nin peşinde. Bundan önceki seçimde ise temel karamollaoğlu isimli zat Abdullah gül'ü ortak aday yaptırmak için bayağı mesai sarf etmişti. Meral hanım aday olup buna engel olmuştu. Sizin ne işiniz var Abdullah gül ile. Hani siz islamcı idiniz ya. İslamcı, Abdullah Gül'ü savunur mu. Abdullah Gül'ü aday yapmaya uğraşır mı. Uğraşmaması lazım. Ama dert başka.
Bugün türkiyede hdp ve peşindeki marjinal sol partiler Türkiye aleyhine her türlü siyasi söylem ve eyleme girişebiliyor iken 50 yıllık siyasal islam temsilcisi saadetçiler siz de biraz kıratlı olun da en azından biz de şeriat isteriz diyin. Veya saçma da olsa adil düzen mi diyorsun ne diyorsun söyle işte onları. Partiye ceketi koysanız genel başkan diye yüzde 2 oyu var. Kemal kılıçdaroğlu'nun peşine takılınca oyunuz yüzde 30 mu olacak. Yine aynı oyu alacaksınız. Kimse sizden olmasa da kimse sizi dinlemese de siz Müslümanlığı bir savunun bakalım önce. Bu ülke Müslümandır diyin. İstiklal harbi de bunun için yapıldı diyin mesela. Ne kaybedeceksiniz. Öte tarafta adam 'ermeni soykırımını tanıyın' diyor. Daha envai çeşit ne hainlikler ne düşmanlıklar yapıyor. Bu zevat en zararlı lafları çok rahat beyan edebiliyor. Sizde de az bir kırat olsaydı kuranı sünneti en azından söylem olarak savunurdunuz. Chp'nin payandası olmazdınız. Chp'nin payandası olmak sizin kıratınız buymuş. Sizin kıratınız talimatları uygulamakmış.
Başlarında bir dede. Gayri ciddi bir adam. Gelmiş 80 yaşına. Yahu sizde hiç mi adam kalmadı temel karamollaya gelene kadar.
Saadetin peşinde giden Müslüman kardeşlerim için üzgün müyüm. Değilim :)
Müslüman akıllı olmak zorundadır

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol