kâşif

hafiz
Açmak ,açığa çıkarmak,üzüntüyü ve sıkıntıyı gidermek anlamındaki "k-ş-f kökünden türeyen kâşif ,keşfeden ,açan demektir.Allah'ın sıfatı olarak Kur'an 'da kâşifun olarak geçer."Allah size bir azap dokundurursa,onu yine O'ndan başka açacak yoktur.[En'am 17 ] Kâşif sıfatı Allah'ın azabı,sıkıntıları,belaları ve dertleri kaldıran, gideren olduğu ifade etmektedir.

altılı masa

bulut bey
Dikkat ederseniz ana akım medyada ve sosyal medyada deprem gündemi bitti. siyasiler ve tanımı belirsiz bir dünya zevat bomboş oyunlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.

(Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi! Ankebut Suresi 64.ayet

kuran ve sünnet

gencalim
Müslüman dediğin Kur'an ve Sünnet Işığında Yetişen demektir. Müslüman dediğin Kuran Ve Sünnet Işığında yaşamaya çalışan ve bu yolda taviz vermeyerek dinini yaşama ve yaşatmaya kendini adayan kimse demektir. Müslüman demek, Ebul Ferec İbnül Cevzi(R.H) gibi kendisini ilme ve dine adayan ve dini dünyaya hâkim kılmak için elinden gelen gayreti gösteren ve bu uğurda çıkan engelleri (İmtihanları) sabırla ve Allah'ın izniyle aşan kişi demektir.

istiklal marşı

bulut bey
Bugün yani 12 Mart 2023 günü. İstiklal marşı'nın TBMM' de kabul edilişinin yıl dönümü. Tv ekranlarına bakıyoruz. Hiçbir atıf yok. Hiçbir özel program düzenlenmemiş (mesela trt 2'de little joe var - trajikomik) . Devlet ricali özel bir protokol hazırlamamış. Tbmm'de özel bir protokol düzenlenmemiş. Kısacası günün anlam ve önemine dair hiçbir gelişme yok.

Oysa cumhuriyet istiklal marşına çok şey borçlu. Her birimiz birer fert olarak istiklal marşına çok şey borçluyuz. Biz Türkiye ne kadar kıymetli ise o kadar kıymet kazanacak fertleriz. Bu vatana bu topraklara borcumuzu ödememiz şarttır. Türkiye yoksa türk yok, vatan yok. İstiklal marşının deyimiyle türkiye yoksa can yok, canan yok, tek vatan yok. Türkiye yoksa biz hiçbir şey değiliz.

mamafih

sivri
"ancak, yine de, buna rağmen" gibi anlamlar taşır. Sözcük genellikle bir şeyin olumsuz ya da beklenmedik bir sonucuna rağmen yine de başka bir şeyin yapılabileceğini ifade etmek için kullanılır.

Örneğin, "Mamafih kötü hava koşullarına rağmen, maç hala oynanacak" gibi bir cümlede mamafih sözcüğü, kötü hava koşullarına rağmen maçın hala oynanacağını vurgulamak için kullanılmıştır.

cibilliyetsiz

sivri
kişinin yetenek veya becerilerinin olmaması veya yetersiz olması anlamına gelir. Bu nedenle "cibiliyetsiz" kelimesi, bir kişinin belirli bir işi yapmak için gerekli olan yetenek ve becerilerden yoksun olduğunu ifade etmek için kullanılır. "Cibiliyetsiz" kelimesi, bir kişinin işinde başarısız olduğu veya sorumluluklarını yerine getiremediği durumlarda da kullanılabilir.

türkce lugat

bulut bey
türkce lügat okurun malumunda olduğu üzere sözlük formatında bir platform. peki neden 'turkcesozluk' değil de turkcelugat dedik bu siteye. bunun mühim bir sebebi var. tabi ki bize göre mühim. birçok insana göre mühim olmayabilir. ama biz müslümanlığımızı ciddiye alıyorsak kendi gündemlerimiz olmalı. kendi gündemlerimizi kendi meselelerimizi hassasiyetle zihnimizde tutmamız icap ediyor. yoksa saçmalarız. saçma işler yaparız. pekçok zatın göründüğü gibi komik görünürüz.

neden sözlük demedik de lugat dedik. bunun en önemli sebebi bir şeyleri -kendi açımızdan olumsuz gördüğümüz hadise ve kavramları- baştan reddettiğimizdir. yani birileri türkçeye ehemmiyet vermiyor. uyduruk kelimeleri kullanmayı zull addetmiyor. sözlük uyduruk bir kelime midir. belki de değildir. elbette sözlük kelimesine gelesiye kadar daha nice uyduruk kelimeler bulaştırıldı türkçeye yahut bulaştırılmaya çalışıldı. burada bir duruş göstermek istedik. neyin duruşu. türklük ve türkçe hassasiyeti. türk türkiye'yi doğurdu, türkçe bu vatanda lisan haline geldi. dolayısıyla bu lisana her bir ferdimiz azami önem göstermeli. biz türklüğümüzü haliyle müslümanlığımızı ciddiye aldığımız için sözlük kelimesini kullanmaktan imtina ettik. lügat dedik. çünkü aynı mana gibi gözükse de lügat ile sözlük kelimeleri aynı manada değildir. bu hususları daha iyi izah etmek açısından ismet özel'e müracaat etmekte fayda var. 'bir akşam gezintisi değil bir istiklal yürüyüşü' kitabında bir kısım var. mananın tam anlaşılması açısından aynen ifade etme zarureti hasıl olduğundan iktibas ediyoruz:
''...sözlük ne diyor mu diyelim? lügat mi diyelim, sözlük mü diyelim? sözlük kelimesi gavur lisanlarında lexicon dediğimiz şeye denk düşer. yani belli bir metin, belli bir kontekst dolayısıyla sıralanmış kelimeler sözlüktür. lügat ise dilin, lisanın tamamını ihtiva eder. yani lügavi dediğimiz zaman lisanın tamamını kast ederiz. sözlük, dediğim gibi, hangi sebeple olursa olsun daraltılmış bir kontekstin ihtiva ettiği kelimelerdir. o yüzden 'ha lügat demişsin, ha sözlük demişsin' olmaz. türkiye'de türkçeyi tamamen kullanılmaz bir dil haline getirmek için 'öyle de desen olur, böyle de desen olur' diyorlar. sandalyeyle iskemlenin aynı şey olmaması lazım. yani 'öyle de desen olur, öyle de desen olur' olmaz'' (bir akşam gezintisi değil bir istiklal yürüyüşü - tiyo yayınları ikinci baskı - sy 370)

evet gördüğümüz üzere lügat dediğimizde sözlük de demiş olmayız. sözlük dediğimiz zaman lügatten farklı bir şeyi anlattığımızı bilmemiz lazım. biz işbu internet sitesine sözlük demeyi reddettik. lügat demeyi evla ve ahsen bulduk. bir şeyleri ciddiye aldığımız için, bizim açımızdan önemli meseleleri kendimize ait gördüğümüz bunun dışındaki meseleleri ise reddettiğimizi göstermek için bu yolu tercih ettik. bunun anlaşılması turkcelugat'in yol ve istikametinin anlaşılması için de mihenk teşkil ediyor.

ramazan

hafiz
oruç,farsça ''ruze'' kelimesinin türkçeleşmiş şeklidir.arapça bir kelime olan ''savm ve sıyam'' bir şeyden uzak durmak,bir şeye karşı kendini tutmak ,oruç tutmak demektir.

-saim;oruç tutan demektir.
-oruç hicretin 2. yılı farz kılınmıştır.
-ilk oruç bedir savaşında tutulmuştur.
-ramazanın kelime manası sıcaklıktan gelir.
-güneşin yükselip etrafı kavurduğu zaman dilimine ''ramada'' denilir.
-günahlarımızı yok etttiği için bu aya ramazan denilmiştir.
-oruç sadece ağızla tutulan bir ibadet değildir.bütün uzuvlarla tutulan bir ibadettir.orucu göze,kalbe,zihne,kulağa, hasılı bütün organlara tutturulan bir ibadettir.

sadullah ergin

bulut bey
Son günlerde çokça tartışılan eski Adalet bakanı. Özellikle ergenekon süreci ile anılan ve chp kesimi tarafından antipatik bulunan bir siyasetçi. 2023 genel seçimlerine chp Ankara milletvekili adayı gösterildi. Deva kontenjanından. Chpliler ise isyanda. Ne diyorlar. "efendim nasıl olur da bu Sadullah ergin Atatürk'ün çankayasından aday yapılır". Tartışma bu. Mezkur şahıs elbette güncel siyaset açısından sembol bir isim. Silivri'de nagehan alçı ile pinpon oynaması ile meşhur.

Bu kıssadan hisse ne olmalı. Buna bakmamız lazım. Elbette kendimizi ciddiye alıyorsak. Şimdi birileri aday yapılıyor. Seçmene dikte ediliyor. "sen buna tıpış tıpış oy vereceksin istersen verme nefret ettiğin siyasi parti seçilir, keyfin bilir ey seçmen, al sana demokrasi". Bunu diyorlar insanlara. Halihazırdaki sistem tıpkı abd sistemi gibi iki partili sistemi dayatıyor. Bunun tezahürlerinden birisi bu tartışma. Aynı mesele akp listelerinde de var. Orada kime karşı çıkılıyor mesela özlem zengine. Ama bakıyorsunuz ki bu isimler bir şekilde hem de en garanti yerlerden aday yapılıyor. Demek ki millete sürekli olarak bir şeyler dayatılıyor. Dolayısıyla Türkiye'de şayet güncel siyaset anlamında bir seçimden sağlıklı sonuç çıkacak ise bu ancak geçersiz oyların çok yüksek çıkmasıdır.

Seçmen ne demektir. Seçenekler arasında tercih yapan.

İstiklal ancak ve ancak reyle ve de ihtiyarla olur.

saadet partisi

bulut bey
1972 senesinde Türk siyasi tarihine siyasal islam giriş yaptı. Milli selamet partisi ile. Daha evvelinde 1970'de Necmettin erbakan ile 17 arkadaşı milli nizam partisi denemesi de yapmışlar fakat bu parti kısa sürede kapatılmıştı. 1973 seçimlerinden önce bir kısım etkili ve yetkili zevat adalet partisinin oylarını bölmek istiyordu. Zira adalet partisi çok yüksek oy oranı ile farklı yollara tevessül edebilirdi. Kudretli paşalar Erbakan'ı ikna ettiler veya pek de uğraşmadılar erbakan dünden razıydı. İşin bu kısmı çok da önemli değil. Sonuçta Böylelikle erbakan isviçreden Türkiye'ye dönüp milli selameti kurdu. Sırasıyla milli selamet partisi, refah partisi, fazilet partisi son olarak ise saadet.
Milli selametin kuruluş serencamına bakıldığında siyasal islamın türkiyede islami bir hayat talebiyle doğmadığı, başka siyasi saik ve amaçlarla doğduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Ama bu ayrı bir bahis, bu yazının konusu değil.
Konumuz şu ki, 50 yıllık bir siyasal islam var, adına milli görüş diyorlar. Adil düzen falan filan bir dünya laf. Tamam peki. Bırakalım teorik tartışmaları, Metin okumalarını. En azından şimdilik. Bugüne gelelim. Ne oldu 50 yıllık milli görüşü temsil eden saadete. Yav size ne oluyor be saadetçiler. Kemal kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıklamak size mi kaldı. Sizden başkası yok muydu. Sizin ne işiniz var altılı masada. Ne işiniz var chp' nin peşinde. Bundan önceki seçimde ise temel karamollaoğlu isimli zat Abdullah gül'ü ortak aday yaptırmak için bayağı mesai sarf etmişti. Meral hanım aday olup buna engel olmuştu. Sizin ne işiniz var Abdullah gül ile. Hani siz islamcı idiniz ya. İslamcı, Abdullah Gül'ü savunur mu. Abdullah Gül'ü aday yapmaya uğraşır mı. Uğraşmaması lazım. Ama dert başka.
Bugün türkiyede hdp ve peşindeki marjinal sol partiler Türkiye aleyhine her türlü siyasi söylem ve eyleme girişebiliyor iken 50 yıllık siyasal islam temsilcisi saadetçiler siz de biraz kıratlı olun da en azından biz de şeriat isteriz diyin. Veya saçma da olsa adil düzen mi diyorsun ne diyorsun söyle işte onları. Partiye ceketi koysanız genel başkan diye yüzde 2 oyu var. Kemal kılıçdaroğlu'nun peşine takılınca oyunuz yüzde 30 mu olacak. Yine aynı oyu alacaksınız. Kimse sizden olmasa da kimse sizi dinlemese de siz Müslümanlığı bir savunun bakalım önce. Bu ülke Müslümandır diyin. İstiklal harbi de bunun için yapıldı diyin mesela. Ne kaybedeceksiniz. Öte tarafta adam 'ermeni soykırımını tanıyın' diyor. Daha envai çeşit ne hainlikler ne düşmanlıklar yapıyor. Bu zevat en zararlı lafları çok rahat beyan edebiliyor. Sizde de az bir kırat olsaydı kuranı sünneti en azından söylem olarak savunurdunuz. Chp'nin payandası olmazdınız. Chp'nin payandası olmak sizin kıratınız buymuş. Sizin kıratınız talimatları uygulamakmış.
Başlarında bir dede. Gayri ciddi bir adam. Gelmiş 80 yaşına. Yahu sizde hiç mi adam kalmadı temel karamollaya gelene kadar.
Saadetin peşinde giden Müslüman kardeşlerim için üzgün müyüm. Değilim :)
Müslüman akıllı olmak zorundadır

esbab-ı mucibe

mad
Arapça kökenli bir terimdir ve "sebeplerin sebebi" anlamına gelir. Bu terim, bir olayın veya sonucun gerçekleşmesine neden olan nedenlerin tamamını ifade etmek için kullanılır. Esbab-ı mucibe, belirli bir olayın gerçekleşmesinde etkili olan tüm faktörlerin toplamıdır.

Örneğin, bir trafik kazası meydana geldiğinde, bu kazaya neden olan faktörler esbab-ı mucibe olarak adlandırılabilir. Bu faktörler arasında, sürücülerin hataları, hava koşulları, araçların teknik sorunları, yoldaki trafik işaretleri ve diğer pek çok etken yer alabilir.

Esbab-ı mucibe terimi, farklı alanlarda da kullanılabilmektedir. Örneğin, bir hastalığın ortaya çıkmasında etkili olan faktörler de esbab-ı mucibe olarak adlandırılabilir. Bu faktörler arasında, genetik faktörler, çevresel etkenler, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve diğer pek çok faktör yer alabilir.

Sonuç olarak, esbab-ı mucibe terimi, bir sonucun gerçekleşmesinde etkili olan tüm faktörleri ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bu terim, birçok farklı alanda kullanılabilir ve bir olayın gerçekleşmesindeki nedenleri anlamak için önemli bir kavramdır.

google

mad
bugün dünyanın en büyük arama motorlarından biridir ve çevrimiçi varlığını sürekli olarak genişletmektedir. Ancak, Google'ın artan etkisi ve tekelleşmesi, bir dizi eleştiriyi de beraberinde getirmektedir. Google kullanıcı gizliliğine ilişkin yeterli özeni göstermemektedir. Google, kullanıcıların arama geçmişleri, kişisel bilgileri ve çevrimiçi davranışları gibi önemli verileri toplamakta ve işlemektedir. Bu durum, kullanıcıların mahremiyeti ve özel bilgilerinin korunmasına yönelik endişelere neden olmaktadır. ayrıca Google'ın algoritma sistemi tarafından manipüle edilebilmesi sakıncalı bir durumdur. Google'ın arama sonuçları, algoritma sistemine dayalı olarak oluşturulur ve bu nedenle belirli bir yöne doğru manipüle edilebilir. Bu, özellikle siyasi içeriklerde veya tartışmalı konular hakkında bilgi ararken, kullanıcıların doğru bilgiye erişmelerini zorlaştırmaktadır.

üniversite sayı ve kontenjanlarının fazlalığı

bulut bey
Türkiye'de halihazırda bir dünya üniversite var. Bazı ilçelerde dahi var. Ayrıca kontenjanlar da çok yüksek sayılarda. Bazı bölümlerin ikinci öğretim programları da var. Eğitim fakülteleri mühendislik fakülteleri, hukuk, fen ve edebiyat daha niceleri. Sonuç. Sonuç atanamayan öğretmenler, asgari ücretten daha az paraya çalışan mühendisler, geçim sıkıntısı yaşayan avukatlar ve ara eleman bulamayan sanayi işletmeleri. Nüfusun doğru maarif politikaları ile mesleki yönlendirmesinin yapılması çok mu zor. Devlet dediğimiz organizasyon bunu neden yapamaz yahut yapmaz. Kardeşim bu kadar öğretmene gerek yok. Bu kadar avukata mühendise ihtiyaç yok. Ayrıca bu kadar avukat mühendis öğretmen veya hangi dal olursa olsun yetkin, mesleki nosyonu tam bir şekilde yetiştiremezsin. Olmaz. Bir amfide 200 kişinin ders görmesi ile 50 kişinin ders görmesi çok farklı bir hadisedir. Bir labaratuvarda 50 kişinin çalışması ile 10 kişinin çalışması çok farklıdır. Sayı arttıkça kalite düşer. Bir başka deyişle kemiyet keyfiyete manidir. Bu kadar üniversiteye lüzum yoktur. Bunu her makul insan görür. Ayrıca kontenjanların bu kadar açılmasına da lüzum yoktur. Yazıktır günahtır. İsraftır. İnsanların hayatı ile oynamaktır bu. Adama imkan veriyorsun gir oku diyorsun. Adam 4 yıl 6 yıl neyse okuyor emek veriyor. Ailesi bir dünya para harcıyor. Sonuç hüsran. Hem mezun olan genç için hem de ailesi için. Her şehre üniversite açmakla bu ülke kalkınmaz yaa. Olmaz olamaz. Bunun örneği yok. Haa şehirler kalkınır. Nasıl kalkınır. Adam 5 bin kira kira edecek evini öğrenciye 10 bin liraya kiraya verir. Kalkınmadan bunu anlıyorsak evet olabilir.

Türkiye'ye lazım olan üniversite değil zanaat mektepleridir. Usta-çırak sistemini esas alan ahilik literatürünü benimseyen nev-i şahsına münhasır bir mektep düzeni gerekmektedir. Bu hiç zor değildir. Saçma sapan üniversite açmaktan çok daha basit daha az maliyetli olup ayrıca ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak, genç nüfusumuzun isabetli yollara yönelmesini sağlayacaktır. Üniversite okuyamayacak insanı buraya teşvik etmek hem o insana zarardır hem de topluma. Bundan vazgeçilsin.

Gençlere tavsiyem. Kardeşlerim sakın saçma sapan üniversitelerde saçma sapan bölümlere gidip gençliğinizi harcamayın. Kendinize yazık edersiniz. Tıp hariç diğer tüm bölümlerde aşırı fazlalık var. Hatta liseyi dahi açıktan okuyup zanaat sahibi olmaya çalışın, ticaret erbabı olmayı hedefleyin veya neye kabiliyetiniz varsa işte. Çok iyi matematiğiniz fiziğiniz yoksa boşuna üniversite kazanacam diye hayatı kendinize zindan etmeyin. Haydi kalın sağlıcakla.

freelancer

mad
freelancer, belirli bir iş veya projenin tamamlanması için bir müşteriyle anlaşırlar ve işlerini genellikle evlerinden veya istedikleri herhangi bir yerden yaparlar. freelancerlar, genellikle farklı işverenlerle çalışarak gelirlerini çeşitlendirirler ve işlerini tamamlamak için kendi ekipmanlarını ve kaynaklarını kullanırlar.

türkiye'de birçok freelance iş platformu bulunmaktadır. Bazı popüler Türk freelancer siteleri şunlardır:

Bionluk
Armut
İşim Düştü
Uzman Kirala
R10

Yabancı Freelancer Siteleri
Fiverr
Upwork

müslümanın şahsiyeti

hafiz
günümüzde müslüman şahsiyeti ile islam'ın ilk döneminde ki müslüman şahsiyeti arasında büyük ölçüde farklı ve uzaklaştığımızı düşünüyorum.o şahsiyet sahipleri ,hayatın her alanında islam'ın canlı örnekleriydi.
şahsiyet akıl,ruh,iman ile oluşur.abdullah ibn mesud boyu kısa bir sahabi idi ama o imanıyla oluşturduğu şahsiyeti ile kafirlerin bulunduğu kabe'ye gidip açık bi şekilde korkmadan imanın kendisine verdiği güçle tüm zerresiyle rahman süresi okuyorak açıkca kafirlerden korkmadığını dile getirmiş.o yüzden şahsiyet sahibi olan mehmet akif ersoy'un korkma diye başlayan istiklal marşı'nı yazarken nereden ilham aldığını açıkca görebiliriz.korkma demek ''üzülme ! allah bizimle beraberdir'' demektir.işte ecdadımız bu ruhla bu inançla şahsiyetini ortaya koymuştur.
müslüman önce düşünce sistemini islamileştirmesi gerekir.hayatın manasını ve hayat içindeki görevini kulluğunu idrak ederek kamil manada o zaman müslüman olur.
peki ne oldu da bizim şahsiyetimiz zayıfladı neden günümüzde bunu kaybettik elbette bunun bir takım sebepleri vardır ;
1- allah korkusunun zayıflaması;
''kul,sakıncalı olana düşme korkusuyla,sakıncalı olmayanı da terketmedikçe müttakilerden sayılmaz'' buyuruyor peygamber efendimiz sav.
2-ahiretlik işleri ertelemek dünya'ya aşırı bağlanmak;
ilk müslümanları değerli kılan kahraman ve büyük insan yapan şey dünyada dinlenen bir yolcu misali düşünerek ona göre hareket etmeleridir.''dünya onların ahiret bizim olsun ey ömer istemez misin ? peygamber efendimizin sözü ne kadar da güzeldir değil mi ?
3-rızık konusu ;
rızık korkusu kula kulluk yaptırır allah korusun.böyle davranan nasıl şahsiyetli olur ki düşünmek lazım.
4-eğitimin bozulması.(yazar: bulut bey))









başörtü mağduru

hafiz
Geçenlerde bir video izledim bir grup kişiler sanki kuduz sürüleri gibi kafaları dönmüş bi şekilde o kızcağıza saldırıyorlar başörtüsü yüzünden,kafaları dönmüş saldırganlar,dine imana saygı olmayan bu Münkirler ne pislikliklerse artık o anda bir Müslüman o kızcağıza yardım etse ve o zalimler onu öldürse şehit hükmünde olur ölmese gazi hükmünde olur.
"kardeşini korurken herhangi Müslüman kardeşini savunurken öldürülürse şehit olur".buyuruyorPeygamber Efendimiz

Bizim Peygamber'imiz ne olaylar yaşadı da böyle bir illegaliteye sapmadı.bedir'de harp ettim.uhud'da harp etti.tamam,o düşman karşıya oturdu. Biz de Çanakkale'de savaşırız.istiklal savaşı'nda harp ederiz,o ayrı bir olaydır.düşman kapıya dayandı siz de dayandınız, Allah ne verdiyse.ama biz kendi insanımızda kendi içimizdeki böyle agresif tiplerle yani" ite dalaşmaktansa çalıyı dolanmak iyidir" derler atalarımız .biz bu anlamda düşünürüz.
Hakkı söylemeniz, Hakkı savunmamız mazlumun yanında olmamız lazım.gücümüz ne yetiyorsa ama biz kimseyi öldürmeyiz.karşımıza çıkarsa savaş hali olursa o başka.

kahraman maraş

muradi
Ne de güzel demiş şair..
“Kabaran bir çarpıntı oluyor şehir.
Artık yırtarak açtığımız zarflarda
ne kargış, ne infilak
yalnız
koynunda çaresiz, çıplak
isyan işaretleri taşıyan
bir ergen cesedi..”

sabah namazı

hafiz
Gün sabah namazıyla başlar der alimler,dünya ve içindekilerden daha hayırlı olan 2 rekatlık sünnet olan namaz herşeye bedel diyor Peygamber Efendimiz.sabah namazı kılarsan şu 5 güzelliği yaşarsın;
1) Güne erken başlarsın.
2) "Rabbim, emrin başım üstüme" dersin.
3) Ruhunu temizlersin.
4) Güne pozitif enerjiyle başlarsın.
5) Vaktin bereketli olur.

siber güvenlik

mad
Günümüzde, dünya hızla dijitalleşirken, verilerin güvenliği de son derece önem kazanmıştır. Siber güvenlik, bilgi güvenliği açısından büyük bir önem taşır. Özellikle devletler ve kişiler için dijital verilerin güvenliği hayati bir konudur.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol