arama motoru

mad
sözde yerli ve milli arama motorlarımız yaani, geliyoo gibi google, yahoo ve bing gibi diğer arama motorlarının alt yapısını kullanarak çıkan projeler uzun soluklu olamadılar :)

gördüğüm kadarıyla içlerinden en başarılısı https://vuhuv.com/


Gaziantepli yazılımcı Barış Çepik'in geliştirdiği ve dünyaya yaymak istediği yerli internet arama motoru "Vuhuv", günde 5-6 bin yeni kullanıcıya hizmet veriyor.

İlk aşamasından son aşamasına kadar "Vuhuv"u kendilerinin geliştirdiğini ifade eden Çepik, "Geçmişte yerli arama motoru yapıldı ama ara yüzden ibaretti, başkalarının verileri yüzde 100 kullanılıyordu. Bizim arama motorunun arka planında büyük bir çalışma var, büyük bir veri işleniyor. Türkiye'deki tek yerli arama motoru diyebiliriz. Çünkü zemini ve tabanı dolu ve kendine has." dedi.

ecmain

sivri
"Ecmain", Arapça kökenli bir kelime olup Türkçe'ye Arapça'dan geçmiştir. "Ecmain" kelimesi, "cem" kelimesinin çoğuludur ve "ikisi de, her ikisi" anlamına gelir. Bu kelime genellikle dualarda kullanılır.

birr

hafiz
"birr "İyilik,ihsan,erdemlilik gibi manalarına gelir.dünya hayatında hep imtihan'da olduğumuzu unutmamamız lazım çünkü iyilikler olduğu kadar kötülükler ve felaketlerde vardır bu dünya hayatında.peki kötülük gelince ne yapalım ? birr yani iyi mi düşünelim evet aklımıza şu gelsin;her felaketin ardından bir iyilik ve güzellik gelir.sadece aradaki zamanı biz bilemeyiz.ardından gelecek iyiliğe kavuşmak için felakete hoş geldin demeliyiz.seni kabul ediyorum,sen Allah'tan geldin mesajınla geldin ,öğretmek istediklerini anlamaya çalışacağım.işte teslimiyet budur.iyi kötü her şeyi kabullenmektir.işte müjde ey kurana iman eden mümin ;
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ

اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ

Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
[ inşirah surresi 5-6 ayetler]

ertuğrul gazi

hafiz
Davamız kutlu, yolumuz çetin, düşmanımız ise kahpedir.

Buranın uç beyim benim,burda nizam da benim töre de benim.

Türk; aç kalır, susuz kalır, lakin devletsiz kalmaz. Ya bu devlet adalet üzere olacak ya da biz adalet üzere bir devlet kuracağız.

Asla korkmayın! Sancağımızı dalgalandıran da töremizi yaşatan da damarlarımızda taşıdığımız şerefli kandır. Biz bu kanı taşıdıkça, ayak bastığımız her yer yurt, sesimizin ulaştığı her yer bize vatandır.

Üstte mavi gök, altta yağız yer şahittir ki, gecenin en koyu ânı, şafağa en yakın olan ânıdır. Unutmayın ki devlet, taş binaların içinde değildir. Devlet Türk'ün ruhudur ve her Türk bir devlettir. Yeryüzünde bir Türk bile yaşıyorsa, bizim için bir devlet var demektir.

Yiğidin bakışı, korkağın kılıcından keskindir.

Aslan kapana girdi mi çakallar bile diş bilermiş.

Bizi Bismillah zırhıyla koru Ya Rabbim.

çanakkale şehitlerine

bulut bey
"bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi" mısraı. Mezkur mısra mehmet akif'in Çanakkale şehitlerine hitaben yazdığı şiirde geçer. Bazı art niyetli zevat bu mısra sebebiyle mehmet akif'i tefe koyar. Bu şahısların bir kısmı bunu idrak yoksunluğundan yapıyor. Onlar için sadece allah akıl fikir versin diyorum. Bazıları da kasıtlı yapıyor. Neden. Çünkü mehmet akifle husumetleri var. İstiklal marşı ile görülecek bir hesapları var. Bu meyanda ikinci sırada saydığımız kesim için ise allah belanızı versin diyorum.

Neden Mehmet akif bu mısrada uhud demiyor neden hendek demiyor. Asr-ı saadette peygamberimiz (sav) 'in bizzat bulunduğu savaş sadece bedir değil. Neden bedir diyor. Diyebiliriz ki bedir ashabı övülmüştür. Bu hakikatten mülhem akif de Çanakkale şehitlerimizi övmek adına bediri zikretti. Olabilir. Ama bana daha evla gelen yorum ise şudur. Peygamber bedir gazvesinden önce şöyle dua etti: Ey Allâh'ım! Bana olan vaadini ihsân eyle! Allâh'ım! Bana zafer nasîb et. Ey Allâh'ım! Eğer ehl-i İslâm'ın bu topluluğunu helâk edersen, artık yeryüzünde Sana ibâdet edecek kimse kalmayacak. Çanakkale'ye dönelim. Bir baksak ki Müslümanların bedir gazvesinden önceki hali ile Çanakkale savaşından önceki halin birbirine çok yakın olduğunu görürüz. Yani Çanakkale geçilseydi türk milleti istiklal harbini veremeyecekti. Bir vatanımız dolayısıyla dinimiz de olamayacaktı. Hadise bu. Ama nasipsiz adamlar bu mısranın manasını bilemez. Bilemediği için de akifi tefe koyar. Ne deniyor bu mısrada. Kahraman türk ordusu sizden üstün ancak bedrin aslanları. Siz kafirle çatışıyorsunuz ne büyüksünüz. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi. Mana bu. Temiz zihniyetli bir Müslüman bunu şıp diye anlar. Ama zihni mülevves ise yahut zihni baştan itibaren bozuksa elbette Mehmet akifi tefe koyacaktır.

nazende

sivri
"nazlı, zarif, incelikli" anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle kadın isimlerinde ve edebi metinlerde kullanılır. "Nazenin" kelimesi ile benzer anlamlara sahip olup, Türkçenin zengin sözcük dağarcığından biridir.

muhsin yazıcıoğlu

sivri
Muhsin Yazıcıoğlu (1954-2009), Türk siyasetçi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) eski liderlerinden biridir. 1954 yılında Sivas'ın Yıldızeli ilçesinde doğdu.

Yazıcıoğlu, 2002 genel seçimlerinde MHP'nin Sivas milletvekili adayı oldu ve seçildi. 2004 yılında MHP Genel Başkan Yardımcılığına getirildi. 2007 yılında MHP'nin 8. Olağan Kongresinde parti genel başkanlığına aday oldu, ancak seçimleri Devlet Bahçeli'ye karşı kaybetti.

Yazıcıoğlu, 2009 yılında helikopter kazası sonucu hayatını kaybetti. Kazada Yazıcıoğlu'nun yanı sıra 5 kişi daha hayatını kaybetti. Ölümü, Türkiye'de geniş çaplı bir üzüntüye neden oldu ve kendisi Türk milliyetçiliği ve Türk siyasi hayatındaki etkisiyle hatırlanmaktadır.

gündem

hafiz
müminin hiçbir zaman değişmeyecek ana gündemleri şunlardır ;
Bu gündem, ebedî hüsrandan kurtulmaktır. Bunun da formülünü Asr sûresi dört maddede özetlemiş:
1) İman etmek,
2) İmanına uygun yaşamak (sâlih amel),
3) Hakkı tavsiye etmek,
4) Sabrı tavsiye etmek.
Sahabenin büyüklerin'den
Ebû Huzeyfe şöyle buyurdu:
"ashabı kiram karşılaştıklarında, biri diğerine Asr sûresini okumadan ayrılmazlardı. Sonra biri diğerine selâm vererek ayrılırlardı."

Bu ayetlerin muhteva ettiği manalar için
İmâm-ı Şâfiî 'de şöyle buyurdu:
Kur'ân-ı kerîmde başka hiçbir sûre nâzil olmasaydı, şu pek kısa olan Asr sûresi bile, insanların dünya ve âhiret saadetlerini te'mine yeterdi. Bu sûre, Kur'ân-ı kerîmin bütün ilimlerini içine alır.

tbmm

hafiz
Herkes o meclisi kuran ruha atıf yapıyor; o öze dönmemiz gerektiğini söylüyor. İşte o ruh Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazından sonra kesilen kurbanlar, okunan Kur'an-ı Kerim ve Buhari-i Şerif ve edilen dualarda saklı. Maalesef ilerleyen yıllarda meclis o ruhu kaybetti.

usta-çırak

bulut bey
usta-çırak ilişkisi esasen türk milletinin yılların iktisabı ve marifetiyle ortaya çıkardığı ve ahilik ile birlikte değerlendirilmesi lazım gelen muazzam bir hadisedir. usta-çırak münasebeti bana göre kapitalizmin köküne kibrit suyu çalabilecek bir düşüncedir. bünyesinde bu potansiyeli barındırır. çırak-kalfa-usta şeklinde 3'lü yapı olduğu da söylenir. kısaca usta-çırak ilişkisi diyoruz. bu ilişki sadece zanaat alanında da değil ilimde de mevzuubahis edilebilir.

günümüzde usta-çırak ilişkisi unutulmaya yüz tutmuş -belki de unutulmuş- bir hadise. ''neyi kaybettiğini hatırla'' sözünün tecessüm ettiği muhabbetlerden bir bahis. fakat belki de halen bu muazzam sistemin yeniden inşası mümkündür. ''üniversite sayı ve kontenjanlarının fazlalığı'' yazımızda kısaca zikrettik. zanaat mektepleri kavramını. bu kavram ile birlikte usta-çırak ilişkisinin üzerinde durulabilir kanaatimce.

türkiye'de artık bu meseleler hiç gündem edilmiyor. neden acaba. daha önemli mevzular olduğu için mi. yoksa zihni melekelerimizi toplum olarak tamamen yitirdiğimiz için mi. yoksa kapitalist sisteme tam entegre olduğumuzdan mı. veyahut hepsi mi. olabilir. biz kendi meselelerini hayati sayan bir çizgiyi takip etme konusunda sadık olmayı hedeflediğimizden ötürü bu konuları gündeme getirelim. en azından kendi çapımızda :)

belâgat

hafiz
İyi, güzel, tesirli ve pürüzsüz söz söyleme;edebiyat kaideleriyle ilgili ilim. İki anlamda tanımlanmıştır.
a- Sözün zorlama ve yapmacıktan uzak olup yorumlamaya gerek olmaksızın kolay anlaşılır olması; yerinde ve adamına göre söylenmesidir.
b- İnsanın belîğ, tesirli söz söyleme gücü ve yeteneği kazanmış olmasıdır.
Belâgat bir ilimdir. Sözün düzgün kusursuz, yerinde ve adamına göre söylenmesini öğretir.

Peygamber efendimiz belîğ sahibi idi.o'nun konuşmaları öz,kısa,anlaşılır,az sözle çok şey anlatma özelliğine sahipti.
Örnek hadisler şunlardır;

-Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
Tirmizî, İlim, 14.
-Bizi aldatan bizden değildir.
[Müslim, Îman, 164.]
-dua, ibadetin özüdür.(Tirmizî, Deavât, 1)

istanbul depremi

bulut bey
Deprem konusunda uzman olduğu söylenen bazı insanlar istanbul'da en az 7 büyüklüğünde deprem olacağını, bu depremin elinin kulağında olduğunu muhtelif tv programlarında zikrediyor. Konuyla ilgili bir hayli ve sistematik olduğu anlaşılan akademik bir çaba da vaki. Tamam bunu anladık. Peki bu nedir, bu çaba neye tekabül ediyor.

Bildiğimiz gibi kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem yaşadık. Bu depremde 11 vilayetimiz çok ciddi tesirlere maruz kaldı. Binlerce vatandaşımız bu depremlerde vefat etti. Binlerce vatandaşımız yaralandı. Bazı şehirlerimiz yerle yeksan oldu. Geriye kalan vatandaşlarımız en yakınlarını kaybetti, bazıları tüm ailesini yitirdi. Hepimizin bildiği gibi 6 şubatta oldu bu depremler. Enkazların altında binlerce vatandaşımız kaldı. Kahraman ekiplerimiz canla başla vatandaşlarımızı kurtarmak adına seferber oldular. Peki bu sırada bazıları neyle iştigal ediyordu. Bazıları aynı gün -belki de 2. Gün- mal bulmuş mağribi gibi İstanbul depremi konuşmaya başladı. Milleti korkutmak için neler neler, ne varsayımlar ne senaryolar. İnsanlar enkaz altında can çekişirken, kurtarılmayı beklerken bu zevat kendi gündemindeydi. Kendi maksatlarını hasıl edecek propaganda ile iştigal ediyorlardı tiraji yüksek ulusal medya kanallarında. Esasen bu propaganda yani "istanbul'da çok büyük deprem olacak aman haa" propagandası çok önce başladı. Yıllardır pompalanan bir iddia. Yani zımnen şu söyleniyor 'kardeşim bu istanbul'da aman oturmayın mümkünse taşının gidin". Bu propagandanın maraş depremi ile revaç yaptığını gördük. Peki maksat nedir. Sebebi hikmeti ne ola ki.

Bunu anlamak için pek çok bilgiyi haiz olmamız lazım. Pekçok parçayı hafızamızda içtima etmemiz icap ediyor. Mesela İstanbul'a vize ile giriş önerisini hatırlamamız lazım. Birileri neden bu absürt teklifte bulundular. Halen de öne sürüyorlar. Bu bir tarafta dursun. Peki yabancıya konut satışı diye bir hadise var Türkiye'de değil mi. Bu hadiseden en yüksek etkilenen yer neresi. İstanbul. Dolar euro bazında satılan lüks konutları en fazla kim satın alıyor. Türkler mi. Yoksa gayrimüslimler mi. Peki fener rum patrikhanesi nerede. Öte yandan birileri yani rum milliyetçileri İstanbul'u - onlar konstantinopolis diyorlar- ortodoks baş şehri yapmak istiyor mu istemiyor mu. Ayrıca haberlerde sanki iyi bir gelişmeymiş gibi aksettirilmeye çalışılan İstanbul'a yapılan dünya ticaret merkezi isimli yer neyin nesi. Maksadı nedir. Buraya kimler ne amaçla gelecek. Bu devasa gökdelenleri kimler ne için yaptırıyor. Peki bazı türk şirketler neden merkezlerini istanbul'dan ankara'ya naklediyor. Birleşti mi bazı puzzlelar. Birleşmesi lazım.

Bizim bir şeyleri anlamamız lazım. İstanbul'un -görünürde dahi- Türk olmasına tahammül edemeyenler yani gavurlar bir iş peşindeler hem de uzun süredir. Buna bazıları bilerek yahut bilmeyerek çanak tutuyor. Üstelik bu gavurlar bir hayli yol katettiklerini düşünüyorlar. Gelişmelere Bakınca pek de haksız değiller gibi. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.

türk

bulut bey
Türklük bir etnisite değildir. Türklük bir ırk değildir. Türklük bir kültür değildir.

Türklük sadece ve sadece islam'ın kılıcı olmayı ferdin kendi hür iradesi ile seçmesidir. Bu yönüyle Türklük ihtiyari bir şeydir.

Şimdi birileri ne diyor. "türk kürt laz Çerkez roman..." filan. Değil mi. Böyle 30 tane sayıyorlar. Bu sayma arasına ermeniyi rumu alamıyorlar. Alsalar da çok göze çarpmasın diye sonlara saklıyorlar. Türklüğü etnisite yapmak isteyenler kimdir. Bunu neden becermek istemektedirler. Bunu anlamamız lazım.

Türklük dediğimiz zaman Müslümanlık demiş oluyoruz. Türklük bir yerde islam bir yerde değil. Bunu ferd bazında anladığımız zaman baya bir yol katetmiş oluruz. Öte yandan bunu millet hayatımıza tezahür ettirdiğimiz zaman bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir ülke oluruz.

musalli

hafiz
namaz kılan anlamına gelmekte olup,beş vakit namaza devam eden kişiye verilen addır.cemaattle namaza devam edenin cennetlik olduğuna şahitlik edin buyuruyor peygamber efendimiz.kişini imanının ispatı namazdır. kafirle farkımız namazdır.namaz eğilerek yükselmenin adıdır.allah sizleri musalli olan kimselerden eylesin.

tip

bulut bey
Açılımı Türkiye işçi partisi. Sosyalist olduğunu iddia eden parti günümüzde marjinal bir yapıda. Hdp ile ittifak kurdular son olarak.

Ağızlarında mütemadiyen "hesaplaşacağız" tehdidi. Bunlar akp ile filan değil Türkiye ile hesaplaşma peşinde.

Söylemlere ve eylemlere bakıyoruz. Hdp ile ittifak. Ne alakası var sosyalistliğin kürtlükle. Dahası da var ermeniler rumlar ve sair azınlıklar için eşitlik diyor. Ne alakası var bunun emekçilikle. Ermenilerin hakkını savunuyorsanız taşnak partisi kurun Türkiye işçi partisi adı altında bu işleri yapmayın değil mi. Ama yok olmaz. Adam ermeni milliyetçiliğini gizliden yapmalı yoksa başarıya ulaşamaz.

Söylemlere eylemlere tekrar bakıyoruz. Lgbt diyor. Ne alakası var sosyalistlikle bunun. Dünya sistemi bugün lgbt'yi dayatıyor değil mi. Kim bunlar. Kapitalizmin babaları. Eee. Sosyalistiz diye ortada dolaşan zevat da aynı çizgide. Enteresan değil mi. Değil. Ne demiştik siyaset başlıklı yazımızda. Hepsi aynı. Patronları belli. Dünya sistemi gerçek bir sosyaliste izin vermez. Ama lgbt savunan çakma sosyaliste alan açar hem de sonuna kadar.

Mehmet ali aybar'ın Türkiye işçi partisine bakalım. Bir de bugünkü tip'e. Erkan baş barış atay falan filan. Mehmet ali Aybar'ın Anadolu sosyalistliği nerede bu zevatın küreselci ve Türkiye'ye hasmane tutumu nerede. Nereden nereye. Türkiye'de sosyalistliğin geldiği nokta. Adam islam düşmanı. Türkiye ile hesaplaşma peşinde. Ne diyor. Ben sosyalistim. Değilsin. Sen islam düşmanısın, Türkiye'ye hasımsın. Başka da bir şey değilsin.



yunus emrenin hallacı mansur sevdası

hafiz
Hulül ve tenasüh inancına sahip olan Hallac-ı Mansur hakkında, Ebu Abdurrahman es-Sülemi, Tabakat-ı Sufiye'de; Hallac-ı şeyhlerinin çoğunluğunun yoldan çıkmış biri olarak gördüklerini ifade ederken, Kuşeyri onu, tarikat şeyhleri arasında zikretmez. Cüneyd-i Bağdadi onu divanından kovmuştur. İbn Teymiye ise, Hallac'ı hiçbir âlim ve şeyhin hayırla yâd etmediğini ifade ederek onu tekfir ederken, İbn Hacer, zındık olarak öldürüldüğünü söyler. İbn Kesir ise, onu Mekke putperestlerine benzetir.

Hallac, Karmatilerin casusu olduğundan 9 yıl hapsedilir. Suçu ispatlandığı için o dönemin ünlü uleması tarafından idam fetvası verilir. Tövbeye davet edilirse de tövbeye icabet etmez… Casusluğundan dolayı idam edildikten sonra onun çevresindekiler, onu düşünce kahramanı göstermek için “Ene'l-Hak” sözünden dolayı idam edildiğini etrafa yayarlar…

Yunus Emre, Hallac-ı Mansur hayranıdır… Hayranlığını şu dizelerde ifade etmiş ve onunla “Ene'l-Hak” (Ben Allah'ım) düşüncesinde hem fikir olduğunu dile getirmiştir…

254 “Mansurlayın dara beni ayan göster onda seni
Kurban kılayın bu canı ışka munkir olmayanın”

287 “Mansur var oldum bu gün berdar iden gelsun beru
İnni enallah okudum inkar iden gelsun beru

Mansurdum ben ol zaman us yine geldum bunda ben
Yak külumi savur yile ben enel hak didum ahi”

200 “Hallac-ı Mansur ile dara asılan benim”

217 “Mansur eydur Enel Hak dir suretiyim o da yok
Dinuz dara gelsunler ben darı kurup geldum”
Tabi bu tür şathiyeleri[şathiye yalpalamak sınırı aşmak ,şeriata aykırı sözler manasına gelir]tevil eden alimler olduğu gibi kabul etmeyen alimlerde vardır. geneli kabul etmezler.nitekim imam-ı rabbani gibi büyük bir mutasavvuf bu sözler kendilerini bağlar diyerek yolun Şeriat yolu olduğunu söylemiştir.

kuru soğan

bulut bey
Yiğidin muhtaç olduğu katıktır. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.

Bugünlerde güncel siyasette bir tartışma var. Ne diyorlar. "efendim biz togg diyoruz. Bu muhalefet soğan diyor":)

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana. Türkiye 1970'li yıllara kadar zengin ile fakirin zor ayırt edildiği bir ülkeymiş. En azından anadolu illerinde durum buymuş. Sonra ne olmuş. Dünya sistemi Türkiye'ye daha güçlü markaj yapmış. Sonra ne olmuş. Türkiye'den bir Turgut özal geçmiş. Ee sonra. Sonra yiğit kuru soğana muhtaç olmuş. Sonra türkiye'ye akp hükmetmiş. Tam 20 yıl. Ne olmuş bu 20 yılda. Kuru soğana muhtaç olmayan yiğit kalmamış.

Dünya sistemi bir yol tutturmuş. Ne demiş. "insanları çaktırmadan fakirleştirin, mülksüzleştirin, köksüzleştirin, bunu hanginiz daha gürültü patırtısız yaparsanız onunla çalışırız". Anlayana olay basit aslında. Ne diyor ana muhalefetin başındaki zat: "efendim ben 300 milyar dolar uluslararası kaynak buldum". Milletin karşısına yoksulluk karşıtı diye sundukları zat bu. "seçin bakalım seçin" diyordu ya rahmetli cem karaca.
https://youtu.be/yYPb47podLM

İşte o hikaye. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, seçin bakalım seçin.

startup

mad
Startup, genellikle yeni bir iş fikri veya inovatif bir çözüm sunan işletmeler olarak tanımlanır.

bir startup genellikle bir iş modeli veya ürünü geliştirmek için riskli yatırımlar yapmak zorundadır.

Birçok startup, hızlı bir şekilde büyümeyi hedefleyen agresif bir iş stratejisi izler. Ancak bu tür stratejiler, bazen sürdürülebilirlik açısından sorunlu olabilir ve yüksek riskli yatırımlar yapma zorunluluğu, bazı yatırımcıların kısa vadeli kazançlarını garantilemek için sık sık büyük baskılara maruz kalmasına sebep olur.

günümüzde startupların sadece yüksek kâr amaçlı ve insanlara gerçek değer sunmaktan çok, hızlı bir şekilde para kazanmaya odaklandıklarını görebiliriz. Ayrıca, startuplar başarıya ulaşmak için geleneksel yöntemleri veya iyi bir iş planını terk etme eğilimindedir. bu da işletmelerin uzun vadede sürdürülebilirliği konusunda ciddi sorunlar oluşturabilir.

startuplar, inovasyon ve girişimcilik ruhu açısından önemlidir. Ancak, startupların oluşturduğu risklerin ve büyük ölçekli bir işletme için sağlıklı bir temel sağlamadan önce hızlı büyüme hedefi koymalarının neden olduğu sorunların farkında olmak gerekir.

kimleri okuyalım

hafiz
Sünni fikir adamları olarak siyasi,Sosyoloji, Felsefe,Psikolojik,Edebiyat, İslam ve İslami ilimlerle ilgili olarak çalışma yapan kişiler olarak şunları okuyabiliriz;

Sait halim paşayı,Cemil Meriç'i,Nurettin Topçu'yu ,Erol Güngör'ü, Ali Fuat Başgil'i,İsmet Özel'i, Rasim Özdenören'i, Yusuf Kaplan'ı,Nevzat Tarhan,Hayati İnanç..

İslam'i ilimler olarak; Ebubekir Sifil,Yavuz Köktaş,Nurettin Yıldız, Soner Duman,Muhammed Yaşar Kandemir, Muhsin Demirci, Ahmet Yaman,Hamdi Döndüren,Osman Keskinoğlu,İsmail Cerrahoğlu,Talat Koçyiğit..


Not: başka yazımda klasik dönem yazarlarınıda inşallah yazacağım




meral akşener

bulut bey
yakın siyasi tarihimizi hatırlayacak olursak bugün yani 3 mart 2023 tarihinde yaşanan siyasi hadiseler için ''etme-bulma dünyası'' sözü aklıma geliyor. zira chp genel başkanlığı makamını işgal eden zat sabık genel başkanın kaset skandalı akabinde o koltuğa yerleştirilen bir kimseydi. bu yerleştirmede ise dönemin chp genel sekreteri önder sav isimli zat etkin bir rol oynamış idi. hatta ''önderimiz kemal'' afişleri ile önder sav namzadın chp içerisindeki güçlü konumu tasvir ediliyordu. çok geçmedi ki kemal kılıçdaroğlu önder sav'ı tasfiye ediverdi. gerekçesi ise çok basitti. bir koltuğa iki karpuz sığmazdı. kendisini o koltuğa getireni veya o koltuğa yerleşmesine zemin hazırlayan en etkili şahsı bir hamlede harcamış siyaseten emekli etmişti. yine yakın siyasi tarihimize baktığımızda iyi parti seçimlere giremeyecek durumda iken milletin oyları ile seçilmiş milletvekillerine ''talimat'' verilerek siyasi tarihimize ''milletvekili nakli'' deyimiyle utanç vesikası olarak geçen hadise ile aslında bir nevi meral akşenerin partisi potada tutulmuş oldu. bunu sağlayan kemal beydi. bugün yani 3 mart 2023'de meral akşener tıpkı kılıçdaroğlunun önder sav'a yaptığını yaptı. eee ne dersin ''etme bulma dünyası'' kemal amca.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol