seyyid kutub

hafiz
Mevdudi: Ehl-i Sünnet itikadına yüzde yüz uymayan bir takım görüşleri olduğu malumdur. Fıkhî sahada da kendi tercihleri bulunduğunu biliyoruz. Eserlerinden istifade edilebilir, ama her söylediği tasdik edilmemelidir.siyasi ve fikri yönü ağır basmış bir şahsiyettir.yaşadığı dönemden etkilenmesi onu farklı görüşlere sevk etmiştir.
Seyyid Kutub: İslam davası uğruna başını vermekten çekinmemiş bir şehid olması, bir takım görüşlerinde Ehl-i Sünnet'in dışına çıktığını söylememizi engellememelidir. Onun şehitlik mevkiine ulaşması kendi şahsıyla ilgili bir husustur.geriye bıraktığı bazı görüşler Ümmet'e mal olmuştur; dolayısıyla tartışılmalıdır.iyi güzeli alınarak istifade edilmelidir.

asp

mad
Active Server Pages (ASP), dinamik web sayfaları için Microsoft tarafından geliştirilen bir web uygulama çerçevesidir. ASP, sunucu taraflı scriptlerin HTML sayfalarında gömülmesine izin vererek web geliştiricilerinin dinamik web sayfaları oluşturmasına olanak tanır. ASP scriptleri, HTML'in istemciye gönderilmeden önce sunucuda çalıştırılır, böylece dinamik içerik üretimi ve veritabanı işlemleri yapılabilir.

ASP'nin en önemli avantajı, diğer web uygulama çerçevelerine göre daha hızlı ve kolay bir şekilde dinamik web sayfaları oluşturmayı sağlamasıdır. ASP, birçok programlama dili ile uyumludur, özellikle Visual Basic ve C# ile sıkça kullanılır.

ASP, sunucu tarafında çalıştığından, istemci tarafında hiçbir özel yazılım veya eklenti gerektirmez. Bu nedenle, ASP ile oluşturulan web sayfaları tüm web tarayıcılarında sorunsuz bir şekilde görüntülenebilir.

ASP'nin diğer bir avantajı, web sayfalarının güvenliğini arttırmasıdır. ASP, sunucu taraflı bir teknoloji olduğu için, istemci tarafında yapılan değişiklikler sunucuya yansımaz ve bu da sayfaların daha güvenli olmasını sağlar.

Sonuç olarak, ASP, web geliştiricilerine dinamik ve güvenli web sayfaları oluşturmak için etkili bir araç sunar. ASP'nin birçok avantajı bulunmaktadır ve bu nedenle web geliştiricileri tarafından sıkça tercih edilen bir uygulama çerçevesidir.

çetrefilli

sivri
"karışık, karmaşık ve zor" anlamlarına gelir. Bu kelime, bir problem, bir konu veya bir durumun içinden çıkılması zor, detaylı ve karmaşık olduğunu ifade etmek için kullanılır. Örneğin, "Bu konu çok çetrefilli, çözmek için uzun bir süre gerekiyor" ifadesinde olduğu gibi, bir konunun çözümünün karmaşık ve uzun süreli olacağı ifade edilmektedir. Kelime, genellikle zorlu ve detaylı işlerle ilgili bir dilde kullanılır.

mamafih

sivri
"ancak, yine de, buna rağmen" gibi anlamlar taşır. Sözcük genellikle bir şeyin olumsuz ya da beklenmedik bir sonucuna rağmen yine de başka bir şeyin yapılabileceğini ifade etmek için kullanılır.

Örneğin, "Mamafih kötü hava koşullarına rağmen, maç hala oynanacak" gibi bir cümlede mamafih sözcüğü, kötü hava koşullarına rağmen maçın hala oynanacağını vurgulamak için kullanılmıştır.

dijitalleşme

mad
hayatımızda birçok alanda kendisini göstermektedir. Örneğin, işletmeler dijitalleşme sayesinde daha verimli bir üretim süreci sağlayabilirler. devletler, dijital teknolojileri kullanarak vatandaşların hizmetlerine daha hızlı ve daha verimli bir şekilde yanıt verebilirler.

Ancak dijitalleşmenin de bazı riskleri bulunmaktadır. Özellikle, dijital teknolojilerin kötüye kullanımı sonucunda gizlilik ve güvenlik konuları ortaya çıkabilir. Bu nedenle, dijitalleşme sürecinde, veri güvenliğine ve gizliliğine ciddiyetle dikkat edilmesi gerekmektedir.

nasıl unutulur

hafiz
Her an bizi gören,her an bizi gözeten,konuşturan,işittiren,yürüten Allah nasıl unutulur.ama nefis öyle kafir ki unutturuyor ve günah işletiyor oda bizim acizliğimizden.eğer illa ki günah işlemek istiyorsan ateşe dayanabileceğin kadar günah işle.kardeşler önce kendimize merhamet edelim sonra çoluk çocuğumuza merhametli olalım sonra tüm Müslümana karşı şefkatli ve tebliğ edici olalım.evladına Allahı öğretmeyen ,Peygamberi,kuran-ı ,abdestti,namazı,vatan ve millet sevgisini öğretmeyen ana babalar ve tüm müslümanlar düşündüler mi nereye gidiyor.hem kendilerini hemde çocuklarını ateşe atıyor.allahı ve ahireti unutturuyorlar.demiştim ya Müslüman dertli insandır diye bilmem anlatabildim mi ?

andaval

sivri
türkçede "ağırbaşlı olmayan, dalgın, umursamaz" gibi anlamlara gelir. Bu kelime daha çok argo veya gündelik konuşmalarda kullanılır ve olumsuz bir anlam taşır.

maval okuma

hafiz
Günlük hayatımızda karşılaştığımız bir kelimedir.arapçadan geldiği söylenmektedir.anlamı ise tutarsın,yalan konuşma,uydurma söz gibi manalara gelir.mesela bi konu hakkında bilgisi olmayan kişi bişeyler anlatır durur sonra inandırıcı olmadığı için "bana maval okuma"deriz. O yüzden bir kimse hakkında bilgisi olmadığı konuda konuşmamalıdır.
Peygamber Efendimiz "kişinin her duyduğunu söylemesi kişiye günah olarak yeter"demesi bir konu hakkında bilgisiz konuşmamayı bizlere öğütlemektedir.

lgbt

bulut bey
Araf Suresi, 80. ayet: Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?

Araf Suresi, 81. ayet: "Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz."

lgbt sapkınlıktır. konu müslümanlar için tartışmaya kapalıdır.

kardeş katli meselesi

hafiz
Kardeş katli meselesini İslami zeminde anlatılınca bazı kimseler osmanlı düşmanlığı yapıldığını sanıyor oysa bu büyük bir yanlıştır.(hiç kimse masum değildir ne ashabı kiram nede başkaları tek masum ,Günahsız olanlar var onlarda peygamberlerdir)hatta bu meseleyi meşru göstermek için aklileştirmeyi de unutmuyorlar.olay hiçte öyle masum değil öncelikle şunu bilmemiz lazım
Osmanlılarda şer'i ilkelere ters düşmemesine rağmen teoride özen gösterilmiş olmakla beraber,şer'i ve örf'î hukukun her zaman tam bir uyum içinde, bir başka ifadeyle örfi hukuk esaslarının bütünüyle şer'î hukuk anlayışına uygun olarak tespit edildiği söylenemez.bunun çok örnekleri vardır işin ehli bilir.konumuza dönecek olursak fatih Sultan mehmed'in hazırlattığı kanunnamedeki meşhur kardeş katli maddesi ve ulâmanın fetva verdiği iddiası, bunun bariz bir örneğidir.




"Ve her kimesneye evladımdan saltanat müesser ola,karındaşların nizam-ı âlem için katletmek münasiptir.ekser ulema dahi tecviz etmiştir,anınla âmil olalar"
Şeklinde tahrîr edilen ve daha önce sasaniler ve selçuklularda da uygulanan bu katl olayını osmanlı tarihçileri "âdet-i kadîme "olarak nitelerler.

Burada bahis konusu olan katl ,islam hukukunda ki düzenlenmiş şekliyle bağy suçunun cezası olarak değil,suçu sabit olmadan önce,iktidar için rakip olabilecek hanedan üyelerini önceden bertaraf etmek suretiyle potansiyel isyanları bastırmak amaçlıdır.böyle bir uygulamayı islam hukuku(fıkhı)asla cevaz vermesi mümkün değildir.zira islam hukukçuları isyan eden yani bağy suçunun cezalandırması için ,bu suçun hakikaten sabit olmasını şart koşarlar.buna göre bâgî, belli bir bölgede silahlanıp idareyi sarsacak bir kuvvete ulaşmadığı sürece öldürülmezler.(serahsi,el -mebsut,mâverdi,İbn kudame ,el muğni)
Bağy suçu taşımayan ceza ehliyeti olmayan küçük çocuklar ve akıl sağlığı yerinde olmayanlar bile ölüm ile tecziye edilmezler.

Bu açıdan Türk hukuk tarihçisi ahmet akgündüz'ün "fiilen isyan etmese bile isyana hazırlandığı her hâlinden belli olan bir insanın,amme maslahatı ve âlemin nizamı düşünülerek ta'zir yoluyla idam edilebileceklerini, hanefi hukukçuların çoğunluğu kabul etmektedir." İfadesi mesnede muhtaç bir tespittir.


zira hanefilerin klasik fakihleri, böyle bir suç tasavvuru cezalandırmamışlar ,ancak fiilen teşekkür etmesi halinde bağy suçunun cezaî değerlendirmeye almışlardır.
Nitekim mezhebin kurucu ebû hanife, isyan etme fiili açıkça ortaya çıkmayan ve isyana kesin bir biçimde azmetmeyen kişilerin,devlet tarafından öldürülmeyeceğini söylemektedir.(serahsî, el mebsût, 10/125)


Bu gerçeğe rağmen "ekser ulemâ dahi tecviz etmiştir"şeklinde sûri bir meşruiyet İfadesine yer verilmiştir.artık kanunname böyle buyurduğuna göre ve sultanın sözü de sözlerin sultanı (kelâmü'l- mülük mülükü'l -kelâm)olduğuna göre, bağy ahkâmı da bununla uyumlu bir değişim geçirmiştir.

Kemalüddîn İbrahim b.bahşî'nin (1567)yazıp şeyhülislam mehmet arif efendi(1858) tarafından ilave ile tercüme edilen es -siyâsetü'ş - şer'iyye'nin şu tespiti ilginçtir.normal bağy suçunun cevazını verdikten sonra suçu olmayanında katlinin cevazınıda şu şekilde dile getiriyor;
"Zira vukuûndan önce def-i fesada,vukuûndan sonra ref'inden daha kolay olduğu müsellemdir."diyerek cevazlığına işaret ediyor.

Maliki hukukçu ibn ferhûn'un(1397) dediği gibi ;siyaset konusunda, anlayışların saptığı ve ayakların tökezlediği etraflı bir konudur.ihmal edilmesi,hakların kaybolmasına ve hadlerin uygulanamaz hâle gelip bozguncularla zorbaların cesaretlenmesine sebep olurken,bu konuda fazla ileriye gitmek de tüyler ürperten zulümlerin işlenmesine, kanların dökülmesine ve malların haksız yollarla ele geçirilmesine yol açar"(tebsiratü'l -hükkâm,2/115)

مِنْ اَجْلِ ذٰلِكَۚۛ كَتَبْنَا عَلٰى بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ اَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْساً بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِي الْاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَم۪يـعاًۜ وَمَنْ اَحْيَاهَا فَكَاَنَّمَٓا اَحْيَا النَّاسَ جَم۪يعاًۜ وَلَقَدْ جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُنَا بِالْبَيِّنَاتِۘ ثُمَّ اِنَّ كَث۪يراً مِنْهُمْ بَعْدَ ذٰلِكَ فِي الْاَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.(maide 32 .ayet)

zorla ve de kahırla oy vermek

bulut bey
İyi parti bünyesinde siyaset yapan bir milletvekili var. Yavuz ağıralioğlu. Aykırı bir ağabeyimiz. Zamanında Muhsin yazıcıoğlu ile yol yürümüş. Sırf bunun hatrına kendisine bir şey söylemiyorum. Bu söz ona ait.
Efendim millet kahırla oy verecek. Elhak doğru. Milletin büyük bir çoğunluğu kahırla oy veriyor. Zorla oy veriyor. Bu sadece altılı masa isimli ittifak için değil diğer ittifaklar için de böyle. Millet zorla, kahırla, saya söve oy veriyor. "ne yapalım başka seçenek yok" diye rey veriyor.

O zaman bu nasıl demokrasi. Bu nasıl seçim. Bu nasıl halkın iradesi. Ya da güncel ifade ile nasıl milli irade. Adam sayarak söverek kahrederek rey veriyorsa, buna mecbur bırakılıyorsa bu nasıl bir sistemdir. Türkiye'de demokrasi var mıdır yok mudur. Acaba Türkiye'de oligarşi olmasın. Oligarşiyi demokrasi diye yutturuyor olmasınlar.

Birileri milleti zorla baskıyla bir yere itiyor. Millet de kahrederek yapıyor. Öyle mi. Yapmayın kardeşim. Zorla ve de kahırla rey verecekseniz vermeyin. Sizi bazıları sadece bir istatistik olarak görüyorsa, sizin iradenizi yok sayıyorsa, sizi reaya hatta daha da ötesi parya görüyorsa siz de biraz kendinizi ciddiye alıyorsanız "ben beni ciddiye almayan bu sisteme şöyle veya böyle rey vermeyeceğim" diyin. Neden kahrederek filan kendinize eziyet ediyorsunuz. Yazık değil mi.

hırka

hafiz
bilindiği üzere tarikat adabında hırka giymek vardır.hırka giymenin veya giydirmenin kaynaklarımızda bazı rivayetler kaynak olarak alınmıştır.peygamber efendimizin enes b.malik,ka'b b. züheyr gibi sahabelerine hediye olarak hırka giydirmesi ve ehl'i beyt'ini abası altına alarak dua etmesi gibi rivayetleri delil teşkil ettiğini söylerler.

peki manası nedir?
dervişe şeyh tarafından hırka giydirilmesi,yolun manevi hallerinin kendisine emanet edildiğini sembolize eder.

mutasavvıflar hırkanın manevi tesiri üzerinde durmakla birlikte müridin yani talebenin diyelim güzel ahlak uğrunda çaba göstermeksizin,takva elbisesini giymeksizin hırka ile bir yere ulaşamayacaklarını ayrıca dile getirmişlerdir.yunus emre bunu şiirinde şöyle dile getirir;
Dervişlik dedikleri
Hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen
Hırkaya muhtaç değil

hırkanın derin bir manasını bir eserde okumuştum gerçekten hoşuma gitti
''hırka'' kelimesini oluşturan ''ha'' harfi haşyete, ''ra'' kelimesini rızaya, ''kaf'' kelimesini nefsi kahretmeye, sembolize eder.

ekrem imamoğlu

partizan
an itibariyle ekrem imamoğlu ve mansur yavaş isimli zat-ı muhteremler meral hanımı sattılar. aylardır hatta yıllardır bu zatı muhteremler için ''gençlerin umudu'' vb. sözler ediyorlardı. aklı başında bir kimse kapitalist dünya sistemi içerisinde ulusal siyasetçilerin her şeye çare olamayacağını ve genel olarak sistem tarafından dikte edilen programları tatbik etmekle kısıtlı oldukların bilir veya bilmeli. dolayısıyla bu şahısları yerlere göklere sığdıramamak filan boş işlerdir. ne oldu. ekrem de mansur da fos çıktı mı :)

pardus

mad
adını anadolu parsından alan tübitak tarafından geliştirilen, tamamen Türkçe bir işletim sistemidir. Türkiye'deki kamu kurumları başta olmak üzere birçok kurum ve kullanıcı tarafından tercih edilmektedir. açık kaynak kodlu bir işletim sistemi olması nedeniyle hem güvenli hem de özgür bir kullanım sunmaktadır. Türk kullanıcıların ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanmış bir kullanıcı arayüzü sunmaktadır.

Pardus, bilgisayar kullanıcılarına özgür ve güvenli bir işletim sistemi seçeneği sunarken, Türkiye'nin milli teknoloji hamlesi kapsamında da önemli bir yer tutmaktadır.

https://www.pardus.org.tr/

gündem

hafiz
müminin hiçbir zaman değişmeyecek ana gündemleri şunlardır ;
Bu gündem, ebedî hüsrandan kurtulmaktır. Bunun da formülünü Asr sûresi dört maddede özetlemiş:
1) İman etmek,
2) İmanına uygun yaşamak (sâlih amel),
3) Hakkı tavsiye etmek,
4) Sabrı tavsiye etmek.
Sahabenin büyüklerin'den
Ebû Huzeyfe şöyle buyurdu:
"ashabı kiram karşılaştıklarında, biri diğerine Asr sûresini okumadan ayrılmazlardı. Sonra biri diğerine selâm vererek ayrılırlardı."

Bu ayetlerin muhteva ettiği manalar için
İmâm-ı Şâfiî 'de şöyle buyurdu:
Kur'ân-ı kerîmde başka hiçbir sûre nâzil olmasaydı, şu pek kısa olan Asr sûresi bile, insanların dünya ve âhiret saadetlerini te'mine yeterdi. Bu sûre, Kur'ân-ı kerîmin bütün ilimlerini içine alır.

ramazan

hafiz
oruç,farsça ''ruze'' kelimesinin türkçeleşmiş şeklidir.arapça bir kelime olan ''savm ve sıyam'' bir şeyden uzak durmak,bir şeye karşı kendini tutmak ,oruç tutmak demektir.

-saim;oruç tutan demektir.
-oruç hicretin 2. yılı farz kılınmıştır.
-ilk oruç bedir savaşında tutulmuştur.
-ramazanın kelime manası sıcaklıktan gelir.
-güneşin yükselip etrafı kavurduğu zaman dilimine ''ramada'' denilir.
-günahlarımızı yok etttiği için bu aya ramazan denilmiştir.
-oruç sadece ağızla tutulan bir ibadet değildir.bütün uzuvlarla tutulan bir ibadettir.orucu göze,kalbe,zihne,kulağa, hasılı bütün organlara tutturulan bir ibadettir.

lugat

bulut bey
Lugat diyince akla türkce lugat gelir :)

Lugatli Türk
Lugatli ve kıratlı. Ne demek istiyorum. Şunu demek istiyorum. Kavramlar bir şahsiyetin zihniyetini belirler. Zihniyet ise fiiliyatını. Biz kendi kelimelerimiz ile kendi kavramlarımız ile düşünüp eylediğimizde bir değere ulaşırız. Başkalarının özellikle gavurların kavramları ile düşünüp eyler isek değersizleşiriz. Kıratımız kalmaz. Çapımız daralır. Çünkü müslümanlık herşeyden önce bir zihniyettir. Ne demişti şair: "gavurun aklı olsa Müslüman olurdu."

iman

hafiz
Sözlüğe baktığımız zaman şöyle tarif edilir ; “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” anlamındaki emn (emân) kökünden türeyen îmân “güven duygusu içinde tasdik etmek, inanmak” terim olarak ise iman genellikle “Allah'tan alıp din adına tebliğ ettiği kesinlik kazanan hususlarda peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmak” diye tanımlanır.İman Allahın bize en güzel olarak sunduğu dinin tümüne hiç şüphe duymadan kabul etmek ve tasdik etmektir. İmam Azam şöyle tarif etmiştir; İman ,kalp ile tasdik dil ile ikrardır.diyerek bu gerçeği formule etmiştir.bunun göstergesi ise salih amellerdir.İman kimde varsa o güzeldir, kıymetlidir.imanı olmayan ise sonsuz felaket ve sonsuz azaptadır.alimler güzeldir.evliyalar güzeldir.ashabı kiram çok güzeldir Peygamber Efendimiz ise en güzelidir çünkü o İman nuruyla nur olmuştur.

aziz mahmud hüdayi

hafiz
Kuranı kerim'de tefekküre dahil birçok ayet vardır.
Peygamber efendimiz'de gece teheccüd vakti mübarek sakallarını tutar gökyüzüne bakar ve şöyle derdi ; "sen bu alemi boşuna yaratmadın seni bütün eksiklerden uzak tutarım" diye âlemi temaşa ederdi.

İmam gazali ra göğe bakmanın faydalarından bahseder;
- Allah'ı hatırlatır
-hüznü ve kederi giderir
-vesveseleri azaltır
-aşıkları teselli eder
-kalpte allah'ın büyüklüğünü yayar
Diyerek bizi tefekküre davet eder.

Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri de İstanbul'un yüksekce bir yerine çıkıp şunları söylemiş insan gafil olmamasını şu dizilerle dile getirmiştir;
Nedir bu ellere ayak,
Nedir bu dillere dudak,
Aç gözünü ibretle bak,
Âlem bir temaşagâh imiş.”

metaverse

mad
son zamanlarda teknoloji dünyasında oldukça popüler hale geldi ve birçok insan gelecekteki internet deneyimini şekillendireceğine inanıyor. Metaverse bir tür sanal gerçeklik platformu olarak tanımlanabilir. Bu platformun amacı, kullanıcıları gerçek dünyadan soyutlayarak, tamamen sanal bir dünyaya sokmaktır. Böylece metaverse firmaları kullanıcıların gerçek dünyada sahip olamayacakları deneyimlere sahip olacağını iddia etmekteler. fakat bu süreç kripto paraların düşüşüyle birlikte yükseliş ivmesini kaybetti. işin diğer boyutu olan metaverse üzerinden arsa alan kullanıcılar hayatın gerçekleriyle çok hızlı yüzleştiler :)

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol