avukat

bulut bey
avukat kelimesi sözlükte ''Mesleği hukuki işlerde ücret karşılığı yol göstermek, hakkı savunmak olan, kendisine kanunen savunma hakkı tanınmış kimse'' anlamına gelir http://lugatim.com/s/AVUKAT.

avukat kelimesi esasen latince bir kelime. Latinceden italyancaya geçmiş. avvocato kelimesi italyancadan dilimize girmiş. daha eski tarihlerde avukatın karşılığı olarak ''muhami'' kelimesi kullanılmış.

avukatlığın ilk olarak antik yunan'da ortaya çıktığı söylenir. sokrates'in savunması ilk müdafaa olarak değerlendirilir. bu hususlar işin doğrusu pek de önemli değil en azından benim için.

bizde ortaya çıkışı tanzimat fermanının ilanı ile birlikte olmuştur. tabi bu tarihlerde ortaya çıkan 'vekillik' , 'müdafiilik' vasıfları profesyonel ruhsatlı bir kamu görevi, bir iş kolu olmayıp 'dava vekilliği' , 'müdafii' gibi kavramlarla ortaya konulmuş ve bu görevlerin icra edilebilmesi için mektep mezuniyeti şart koşulmamıştır. cumhuriyet'ten önce de bir kısım illerimizde baro kuruluşlarının ortaya çıktığı görülmüştür. fakat kurumsal olarak baroların ortaya çıkışı cumhuriyet ile birlikte olmuştur.

kısa tarihsel bilgiden sonra avukatlıkla ilgili birkaç kelam edelim. önce şunu söyleyelim. halihazırda hukuk sisteminde avukatlık vazgeçilmez bir unsurdur. bu hem sistem olarak hem de sistemsel çarpıklıkların ortaya çıkardığı sonuçlar açısından böyle. avukat herkese lazımdır, herkese muhakkak lazım olur, her an herkesin avukata işi düşebilir.

avukatlık çok enteresan meslektir. kimseye yaranamazsınız. adamı ipten alırsınız yine de yaranamazsınız. ne müvekkile ne karşı tarafa ne hakime ne savcıya ne de memura yaranamaz avukat. avukat kısaca kimseye yaranamayan insandır :) avukata saygı özellikle son zamanlarda ortadan kaybolan bir şey.

avukatlık hem kamu görevlisi hem de serbest meslek niteliğinde bir meslektir. bu hususlar avukatlık kanununda izah edilmiş.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu md. 1 ve 2:
''Avukatlığın mahiyeti:
Madde 1 – Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.
(Değişik ikinci fıkra: 2/5/2001 - 4667/1 md.) Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.
Avukatlığın amacı:
Madde 2 – (Değişik birinci fıkra : 2/5/2001 - 4667/2 md.) Avukatlığın amacı; hukuki münasabetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.
Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.

toplumda avukatlar hakkında pek çok yanlış bilgi var. galat-ı meşhur olmuş çok sayıda bilgi mevcut. özellikle son zamanlarda yayınlanan muhtelif dizi ve filmlerde yer verilen avukat karakterleri üzerinden ve ayrıca daha önemlisi hukuktan bihaber toplumumuzda yanlış anlamalar ve ön yargılar sebebiyle bu galat-ı meşhurlar ortaya çıkmış ve halen derinleşerek devam etmektedir.

yapılan en önemli yanlışlardan biri belki de birincisi avukat ile müvekkilinin özdeşleştirilmesi. avukat ücret karşılığı hukuki hizmet sağlayan bir kamu görevlisidir. ücretini alarak her türlü dava ve hukuki işi uhdesine alabilir. bu durum avukatın müvekkiline şahsıyla birlikte bir bütün olarak onun eylemlerine iştirak ettiği anlamına gelmez. misal; a şahsı b şahsını öldürüyor. a şahsı filanca mahkemesinde yargılanıyor. c şahsı avukat olarak a şahsının müdafiiliğini ücret-i mukabilinde üstlenmiş. bu olayda c şahsı cinayeti değil cinayetten yargılanan sanığın yasal haklarını savunur. c şahsı, a şahsının öldürme fiili ile alakası bulunmayan masum, ücreti karşılığında ekmek parasını kazanmaya gayret eden bir kamu görevlisidir. c şahsı a'nın suçuna iştirak etmediği gibi avukatlığını üstlenmiş olması onun bu fiili onayladığı anlamına gelmez. savunma hakkı kutsaldır ve herkesin (suçu-eylemi ne olursa olsun) savunma hakkı vardır. adil yargılanma hakkı herkesin tabi bir hakkıdır. dolayısıyla avukat bunu temin eden en önemli unsurdur. bu sebeplerle müvekkili ile avukatı özdeşleştirmek büyük cahilliktir. bunu yapmayınız.

diğer yanlış ise avukatların çok ve haksız yere para kazandığı algısıdır. bugün itibariyle hukuk fakültelerinin sayısı neredeyse 100'e yaklaşmış. her yıl yaklaşık 20 bin hukuk mezunu var. Türkiye' de 81 baroya kayıtlı avukat sayısı 144 bin civarında olduğu söyleniyor (bu akp'nin marifetidir, her şehre hatta bazı ilçelere üniversite kurulmasının bir yansımasıdır). dolayısıyla bugün itibariyle rekabetin en ağır bastığı iş kollarının belki de birincisidir. bu ortamda avukatlık kazançları zaten bir hayli düşmüş olup çok sayıda meslektaşımız geçim sıkıntısı yaşamaktadır. son yıllarda yaşanan avukat enflasyonu sebebiyle ve başka diğer etmenlerden kaynaklı olarak avukatların çok para kazandığı iddiası tamamen yanlıştır. öte yandan avukatın hak etmediği ücretleri talep ettiği algısı da tamamen hatalıdır. en basit dava bile bugün itibariyle 2 yıl sürer. bazı davaların 8-10 yıl sürdüğü düşünüldüğünde avukatın çalışmasını emeğini mesaisini bir nebze anlamış oluruz. dolayısıyla avukatlık ücretleri bugünkü piyasa koşullarında belki en az artış yapılan alandır. yani avukatınızla kurbanlık pazarlığı gibi pazarlığa girişmeyin avukatın canını sıkarsınız, kafanızda sizi 'cimri müvekkil, cahil insan' diye tanımlar ve ona göre muamele görürsünüz. ayrıca insanların avukatın ücretine neden bu kadar takıldıklarını anlamak güç. neticede bu profesyonel bir meslek dalı. saygın ve son derece önemli. avukatların hiçbir meslek dalının kazancı ile ilgili olumsuz bir tavır takındığını görmedim. fakat tersine çokça şahit olduk oluyoruz. avukat hak ettiğini elbette kazanacak.

avukat, müvekkilin -hukuk çerçevesindeki- talimat ve istekleri ile bağlıdır. kafasına göre iş yapamaz. kafasına göre beyanda bulunmaz. örnek adam karısından boşanmak istiyor. hiçbir avukat sen boşan veya boşanma demez. boşanmak isteyen adamın davasını bildirdiği yönde açar. boşanma davalarında sıkça rastlanan durum erkek veya kadın boşanmak istediği eşi ile sonradan barışır fakat dava başlangıcında söylediği boşanma sebepleri sonradan kafasına dolanmış :) . diyor ki eşine ''efendim bunları sana ben söylemedim'' öyle mi karıcığım/kocacığım, ''peki kim söyledi'' ''avukat öyle yazmış''. böyle bir şey olmaz laa :). avukat nerden bilsin senin eşinle ne yaşadığını yanında mıydı. avukat müvekkilin yaşadığı olayları hukuki veçheleri ile ve hukuki bir dille yazılı beyana döker müvekkilinin söylemediği hiçbir şeyi dilekçeye yazmaz.

avukatlık türkiye'de bugün itibariyle can çekişen bir meslek dalıdır. bu hem sistemden hem de bazı avukatların çapsızlığından kaynaklanıyor. elbette ağırlıklı olarak yukarıda bahsettiğimiz avukat enflasyonundan kaynaklanıyor. barolar da maalesef etkin ve yeterli tedbirleri almıyor (neden çünkü tbb başkanlığını işgal eden zatın osman kavala ve selahattin demirtaş'ı savunmak gibi daha mühim işleri var).

hukuk fakültesi 1. sınıfta -illa ki- sorulur. mezun olunca ne olacaksınız. 200-300 kişilik amfiden sadece 1-2 kişi avukat olmak ister. ama mezuniyetten sonra 200 kişilik kontenjandan 195'i avukat olur :). bu iş böyledir. avukat olmak isteyen de olur istemeyen de olur. o yüzden gençler sakın laa. sakın hukuk filan yazmayın olum. gençliğinize yazık etmeyin (babası zengin olanları ayırıyorum, siz yazın kardeşim size her bölüm mübah). vallahi sürünürsünüz. aman aman :)

her şeye rağmen hukuk herkese lazım. yetkin, dürüst, namuslu, adil hukukçularımıza ihtiyacımız var. hukuk ve adaletin tecelli ettiği günleri görmek dileğiyle tüm avukat meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum. avukat olmayanlara da sunuyorum :)




anadolu çocuğu

bulut bey
halk arasında istimal edilen bir söz. anadolu çocuğu dediğimiz zaman gariban milletimizi anlarız. nedir anadolu çocuğu. anadolu çocuğu anadolu'nun bağrından kopan bir yiğittir.

anadolu çocuğu garibandır.

anadolu çocuğu sahipsizdir.

anadolu çocuğu devletin ilgisiz milletin alakasız kaldığı bir gençtir.

anadolu çocuğu türktür. kürt, çerkes gibi ekstra bir kimliği yoktur.

anadolu çocuğu cefakardır.

anadolu çocuğu fedakardır.

anadolu çocuğu dürüsttür, namusludur, edeplidir.

anadolu çocuğunun referansı yoktur. işe alımlarda üstü çizilendir.

anadolu çocuğu vatanseverdir.

anadolu çocuğu devletini ve milletini çok sever ama devleti ona karşı ilgisizdir, milleti onunla alakasızdır.

anadolu çocuğu yabancı dil bilmez. kolej mezunu değildir.

anadolu çocuğu emektardır, emeğine saygı duyulmayandır.

anadolu çocukları örgütlü değildir. örgütsüz bir unsurdur.

anadolu çocukları birbirine sahip çıkmaz, bilinçli değildir.

muhsin yazıcıoğlu

bulut bey
Muhsin yazıcıoğlu dediğimiz zaman aklıma gelen ilk kelime vatanseverlik. Rahmetli muhsin başkan berrak zihniyle temiz bir vatanseverdi. Allah rahmet eylesin, Allah şehadetini kabul buyursun.

Bugünlerde Muhsin yazıcıoğlu'na atıflar muhtelif kişi ve kurumlarca yapılıyor. Ölüm yıldönümü münasebetiyle. Muhsin başkanın siyasi çizgisi ile uzaktan yakından alakası olmayanlar onu sanki kendi çizgilerinde giden bir siyasetçiymiş gibi pazarlama peşindeler. Ne diyelim. Şehitler ölmez. Şehitlerin kemikleri de sızlamaz. bugün medyada görünenlerin ve muhsin başkan ile aynı çizgide olduğunu veya muhsin başkana yakın siyasi görüşleri olduğunu iddia edenlerin hiçbirisi Muhsin yazıcıoğlu ile aynı çizgide değildir.
Muhsin yazıcıoğlu'nun çizgisi ismet özel çizgisidir. Bunu ismet bey çok güzel ifade etti bir programda. Bilenler şairin bu sözlerini bilir. Bilenler muhsin başkan ile ismet beyin aynı yolda olduğunu bilir. Gerisi lafügüzaf. Biz vatanseverler olarak ismet beyi de rahmetli şehit muhsin başkanımızı da biliyoruz. Gerisini bilmiyoruz. Bilenlere mübarekler olsun.

bayram

bulut bey
Mü'mine sevinç, kafire gam günü.

Birileri ramazan bayramını idrak ediyor. Birileri de paskalya bayramını idrak ediyor. Bazı siyasiler paskalya bayramını kutlamak için adeta birbiriyle yarışıyor. Ne diyor ayeti kerimede "Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez."

Biz Müslümanız ve de sadece müslüman bayramını idrak ederiz. Gavurların bayram diye addettikleri bazı günleri birileri pek ciddiye alıyor olabilir. Biz kendimizi ciddiye aldığımız için ve Müslümanın her koşulda kafirden üstün olduğunu bildiğimiz için sadece kendi bayramımızı biliyoruz ve de gavurların bayramını kutlamıyoruz.

sabah namazı

hafiz
Gün sabah namazıyla başlar der alimler,dünya ve içindekilerden daha hayırlı olan 2 rekatlık sünnet olan namaz herşeye bedel diyor Peygamber Efendimiz.sabah namazı kılarsan şu 5 güzelliği yaşarsın;
1) Güne erken başlarsın.
2) "Rabbim, emrin başım üstüme" dersin.
3) Ruhunu temizlersin.
4) Güne pozitif enerjiyle başlarsın.
5) Vaktin bereketli olur.

girizgah

sivri
"Giriş" anlamına gelen bir sözcüktür ve genellikle bir yazı, rapor, kitap vb. eserin başlangıcında yer alan kısa bir metin parçasını ifade eder.

girizgah, okuyucuya eserin konusu, amaçları, kapsamı ve yöntemleri hakkında genel bir fikir verir. girizgah, metnin tamamını anlamak ve yorumlamak için önemlidir.


müslüman kardeşlik

gencalim
Müslüman Kardeşlik

Marifet; tanımak, anlamak ve bilmek demektir. Özellikle kavram üzerinden giriş yapmak istiyorum. Bu kavram yönünden ve günümüz müslüman kardeşliğe bakılırsa işler iç açıcı durumda. Müslüman demek kardeşiyle dertlenen onun hayatını ve yaşantısını göz önünde bulundurarak onu anlamaya, empati yoluyla ona hoş görü ile yaklaşmalı. Ancak günümüzde bunun aksine insanlar bir hayvanın kuyruğuna basar gibi anında ufak bir hatada karşımızdakine ya kükrüyoruz sinirden ya da onu gözümüzden siliyoruz. Müslüman kardeşlik marifet üzere olursa her daim aramızda sevgi tomurcukları yeşerir ve bir ağacın kökü ve dalları gibi sabit ve dinamik oluruz.

oy kullanmak

hafiz
seçimler yaklaştı. oy kullanmak imanı mesele haline geldi! hemde islami düzen olmayan bir sistem'de ahir zamanda yaşıyoruz. ne diyorlar;efendim şu partiye oy vermelisin çünkü senin iyi müslüman olduğunu gösterir.filan partiye oy verirsen hem dünyanı hemde ahiretini zarar sokarsın ona göre oy ver derler. ülke tabiri caizse karpuz gibi ikiye ayrılmış vaziyette.hakkımızda hayırlısı

korku müslümana yakışmaz

hafiz
"Korkaklar dünyada rahat yüzü görmesin" !
Halid b.velid'in (ra)hayatını okuyan kimse bu sözü neden söylediğini Anlamış olur. Çünkü ashabı kiram'ın cesareti diller destandır.bizler için örnek nesildir.imam gazali öyle diyor eskilerin hayatlarını,sözlerini okumak kişiyi onlar gibi yapar.gerçekten onları bi anlasak okusak hayatımıza nasıl yön verdiklerini bariz Bir şekilde görmüş oluruz.korkaklığın Müslümana yakışmadığını anlarız.bizim cesaretimiz Allah'a olan güvenimizden gelir.nitekim musa as firavun gibi azmış,zalim,despot olan azılı kafire gideceği vakit Allah teala musa Peygamber'e korkma ben seninle beraberim demişti neml süresinde.ne büyük destek ne büyük güven işte iman eden her mümin bu hususu iyi anlamalı.

sadullah ergin

bulut bey
Son günlerde çokça tartışılan eski Adalet bakanı. Özellikle ergenekon süreci ile anılan ve chp kesimi tarafından antipatik bulunan bir siyasetçi. 2023 genel seçimlerine chp Ankara milletvekili adayı gösterildi. Deva kontenjanından. Chpliler ise isyanda. Ne diyorlar. "efendim nasıl olur da bu Sadullah ergin Atatürk'ün çankayasından aday yapılır". Tartışma bu. Mezkur şahıs elbette güncel siyaset açısından sembol bir isim. Silivri'de nagehan alçı ile pinpon oynaması ile meşhur.

Bu kıssadan hisse ne olmalı. Buna bakmamız lazım. Elbette kendimizi ciddiye alıyorsak. Şimdi birileri aday yapılıyor. Seçmene dikte ediliyor. "sen buna tıpış tıpış oy vereceksin istersen verme nefret ettiğin siyasi parti seçilir, keyfin bilir ey seçmen, al sana demokrasi". Bunu diyorlar insanlara. Halihazırdaki sistem tıpkı abd sistemi gibi iki partili sistemi dayatıyor. Bunun tezahürlerinden birisi bu tartışma. Aynı mesele akp listelerinde de var. Orada kime karşı çıkılıyor mesela özlem zengine. Ama bakıyorsunuz ki bu isimler bir şekilde hem de en garanti yerlerden aday yapılıyor. Demek ki millete sürekli olarak bir şeyler dayatılıyor. Dolayısıyla Türkiye'de şayet güncel siyaset anlamında bir seçimden sağlıklı sonuç çıkacak ise bu ancak geçersiz oyların çok yüksek çıkmasıdır.

Seçmen ne demektir. Seçenekler arasında tercih yapan.

İstiklal ancak ve ancak reyle ve de ihtiyarla olur.

ramazan

hafiz
oruç,farsça ''ruze'' kelimesinin türkçeleşmiş şeklidir.arapça bir kelime olan ''savm ve sıyam'' bir şeyden uzak durmak,bir şeye karşı kendini tutmak ,oruç tutmak demektir.

-saim;oruç tutan demektir.
-oruç hicretin 2. yılı farz kılınmıştır.
-ilk oruç bedir savaşında tutulmuştur.
-ramazanın kelime manası sıcaklıktan gelir.
-güneşin yükselip etrafı kavurduğu zaman dilimine ''ramada'' denilir.
-günahlarımızı yok etttiği için bu aya ramazan denilmiştir.
-oruç sadece ağızla tutulan bir ibadet değildir.bütün uzuvlarla tutulan bir ibadettir.orucu göze,kalbe,zihne,kulağa, hasılı bütün organlara tutturulan bir ibadettir.

mütevellit

sivri
Arapça kökenli bir kelime olup, "ile ilgili" veya "bağlı" anlamlarına gelir. Bu kelime, bir şeyin bir başka şeyle ilgili olduğunu veya birbirine bağlı olduğunu ifade etmek için kullanılır.

türkce lugat kullanıcı sözleşmesi

turkcelugat
İşbu kullanıcı sözleşmesi okur ve yazarlar ile lügat (turkcelugat.com) arasındaki hukuki ilişki ve kuralları düzenlemektedir.

1-) OKUR, YAZAR ve kurucu YAZAR TANIMLARI

lügatimize kayıt olan her bir ferdimiz öncelikle ''okur'' vasfında olacak olup yazı girişi yapma ve sair yetkileri bulunmayacaktır. ''yazar'' olmak isteyen okurların lügate en az 3 yazı giriş yapması gerekmektedir. Girilen yazıların yönetim kadrosu tarafından onaylanması halinde okur ''yazar'' statüsüne kavuşacaktır. Yazar statüsünü elde eden site kullanıcısı panelde belirtilen yetkilere sahip olacaktır. Yazıların onaylanması hususunda tüm inisiyatif Yönetim Kadrosu uhdesinde mahfuzdur. Onaydan geçen yazarlar site kurallarına riayet etmek şartıyla diledikleri konuda diledikleri şekilde yazı paylaşabilecek olup onay sonrasında yazıların yayınlanması için herhangi bir onay gerekmemektedir.
Kurucu yazar, site kurulumunu yapan yazarlar anlamına gelmekte olup bu yazarlar yönetim kadrosunun tabi üyeleridir. Kurucu yazarlar yönetim kadrosu yetkilerini site kuralları çerçevesinde istimal edeceklerdir.

2-) SİTE KURALLARI

Onaylanan yazarlar tarafından yazılan yazılar hiçbir surette lügati bağlamaz. Yazılardaki görüş ve beyanların tamamı yazarlara aittir. Telif ve benzeri hukuki sonuç ve mahiyetlerden yazar sorumludur.
Siteye kayıt esnasında kullanıcı adayına site portalından yaş sorusu yöneltilmekte olup doğru beyanda bulunma yükümlülüğü kullanıcı adayı üzerindedir. Sitemiz kullanıcıları için yaş sınırı 18 (onsekiz) dir.
Siteye girilen yazıların tamamı site kurallarına ve hukuka uygun olmak zorundadır.

Yazılarda hakaret, tehdit, halkı kin ve düşmanlığa tahrik vb. sözler ile TCK'da düzenlenen bilumum suç tiplerinin tespit edilmesi halinde gereken tüm tedbir ve işlemleri yapmaya lügat yönetim kadrosu yetkilidir.

Devlet ve millet aleyhine, vatanın bölünmez bütünlüğüne aykırı yazılar yazılamaz. Bu yönde yazıların tespit edilmesi halinde ilgili site kuralları ivedilikle işletilir.

Yönetim kadrosu gerekli gördüğü zaman hiçbir sebep ve gerekçe göstermeksizin site içeriğinde mevcut yazıları silme, kaldırma, yazar profili silme, kaldırma ve benzeri tedbirleri almakla yetkili ve ehildir.

Okur ve yazar hesapları güvenliği tamamen kullanıcıya aittir. Kullanıcı güçlü şifre oluşturma ve benzeri tüm tedbirleri almakla yükümlüdür. Hesabın çalınması, 3. Kişilerin eline geçmesi, bu yollar ile munzam zararların ortaya çıkması ve benzeri hiçbir hukuki durum ve sonuçtan lügat sorumlu değildir.

Site kurallarına aykırı hareket edilmesi halinde tatbik edilecek yaptırımlar;
a- Geçici Süreli Hesabın Askıya Alınması,
b- Yazarlık Statüsünün Geri Alınması,
c- Süresiz İhraç.

Yaptırım Tanımları:
Geçici Süreli Hesabın Askıya Alınması: geçici bir süre okur veya yazar hesabının askıya alınmasıdır. (örneğin iki yazar arasında nahoş diyalogların yaşanması, site kurallarına istemsizce uyulmaması ve benzeri durumlarda gündeme gelebilecektir)

Yazarlık Statüsünün Geri Alınması: yazar sıfatındaki kullanıcının yazarlık statüsünden ıskat edilmesidir. Yazarlık statüsü geri alınan kullanıcı okur vasfı ile kayıtlı olmaya devam edebilecektir. (site kurallarının kasıtlı olarak ihlal edilmesi, diğer okur ve yazarların huzur ve sükun ortamının bozulması ve benzeri tüm durumlarda gündeme gelebilecektir.)

Süresiz İhraç: okur veya yazar hesabının tüm IP adresi ile birlikte tamamen siteden uzaklaştırılmasıdır. (örneğin devlet ve millet aleyhine yazı yazılması, terör propagandası yapılması, vatanın bölünmez bütünlüğüne aykırı yazılar paylaşılması ve benzeri durumlarda kesinlikle gündeme gelecek ve ivedilikle işletilecektir)

3-) Kişisel Verilerin Gizliliği ve Korunması
Kullanıcı bu sözleşme ile KVKK ve sair mevzuatta düzenlenen kişisel verilerin korunması kurallarına uymayı taahhüt eder. Kullanıcılardan kayıt aşamasında isim-soy isim, e-mail adresi ve cinsiyet bilgileri istenmektedir. Kullanıcı kayıt olurken verdiği kişisel bilgileri kendi rızası ile vermiştir. Aksi iddia edilemez. Kullanıcıların kişisel verileri KVKK ve sair ilgili mevzuat kapsamında site tarafından muhafaza edilecek olup;
- Bu bilgiler 3. Bir gerçek yahut tüzel kişi ile paylaşılmayacaktır.
- Bu bilgiler site içerisinde yahut site dışında herhangi bir yere aktarılmayacaktır.
- IP bilgileri sitemizde mahfuzdur. Yargı mercileri (sulh ceza hakimleri, mahkemeler, cumhuriyet savcıları, resmi kurum ve kuruluşlar (btk, erişim sağlayıcıları birliği ve diğer tüm resmi kurum ve kuruluşlar ) tarafından yapılan talepler haricinde bu bilgiler hiçbir kişi yahut kurum ile paylaşılmayacaktır.

4-) İÇERİK KALDIRMA, SİLME VE BENZERİ DURUMLAR

Lugat yönetim kadrosu ve yönetim kadrosu tarafından yetkilendirilen moderatör, editör yahut her ne sıfat adı altında olursa olsun görevli kişilerce resen içerik kaldırma, silme işlemleri yapılabilir. bu husus okur ve yazarlar tarafından kabul edilmektedir. Ayrıca yargı merciileri ile btk ve erişim sağlayıcıları birliği ve diğer tüm resmi kurum ve kuruluşlar tarafından verilen erişim engelleme, içeriğin çıkarılması ve benzeri kararların verilmesi halinde lügat yönetim kadrosu bu kararları tatbik etmekle yükümlü olup bu hususların tamamı kullanıcılar tarafından kabul edilmektedir.

5-) TELİF ve içerik kullanma hakkı
Lügatte paylaşılan her türlü içerik yönetim kadrosu tarafından gerekli görülmesi halinde site içerisinde veyahut başka bir platformda istimal edilebilecektir. Yazarların bu hususta tam muvafakati bulunmaktadır. 04.03.2023



ecdat

sivri
"atalar, dedeler, büyükler" anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle tarihi veya kültürel bağlamda kullanılır ve geçmişteki büyüklerine atıfta bulunurken sıkça kullanılır. (bkz: ecdad)

"Anadolu İhtilali" adlı eserde, yazar Yusuf Akçura
şu cümleyi kullanmıştır: "Ecdadımızın kılıcı, bizim aklımız, ilimiz, fikrimiz ve düşüncemizdir."



tevhid kavramı

hafiz
Batı her on yılda bir farklı kavramlar uyduruyor bizleri oyalıyor.mesela yakın tarihe bakacak olursak 60'yıllarda " kalkınmacılık" 70'li yıllarda "uluslararacılık" 80'li yıllarda"küreselleşme" liberalleşme" 90'lı yıllarda ise "postmodernizm" gibi kavramları bize yutturmaya çalışıyorlar bizde yutuyoruz maalesef.bu ve buna benzer kavramları konuşmalarımız da bilerek veya bilmeyerek sürekli papağan gibi tekrar tekrar söylüyoruz.
Mesela İnternette bir video izlerken adamın her cümlesi batılı klişe onlara ait kavramları söylüyor;
Zamanın ruhu,birey, farkındalık,empati,vs kimse ona bunları başına silah koyup söyletmedi."ben ne söylüyorum yahu da demiyor. Dikkat etmemiz lazım,batı'nın en büyük güçlerinden biriside söylemidir.bizler batı'nın kavramlarını söyledikçe kendi hayatımızı onların çizdiği sınırlarda esir olarak yaşamak zorunda kalırız.

Batı kendi kavramlarına çok sadıktır.mesela virüsün şekli taca benziyor diye İngilizce "crown"adını vermiyorlar,latince "taç anlamına gelen "corona" adını veriyorlar.

Peki bizler tevhid kavramlarını nerden öğrenecez?
Elmalılın tefsirinden oradaki kavramları iyi okuyarak öğreniriz.necip Fazıl,said halim paşa,akif ersoy'u okuyarak tabi ki.çünkü onlar osmanlı döneminden gelen ve kendilerini kirletmeyen imana dayalı kavramları iyi benimsemiş insanlardır.bunlara ek olarak sizlere diyanet vakfı islam ansiklopedisi'ni okumanızı tavsiye ederim.
Böyle araştırma sürecine girersek zihin dünyamız zenginleştiğini ve Müslümanca düşünmeye,konuşmaya,yaşamaya başladığımızı görmeye başlarız Allah'ın inayetiyle..

seyyid kutub

hafiz
Seyyid kutubun tefsirini bazı kimseler roman gibi diyorlar acaba onu diyen kişiler kaçta tefsir okudu sormak lazım.seyyid kutubun tefsiri razi'nin, alûsi'nin,elmalılın tefsiri gibi değildir.onlarda olmayan Seyyid kutub'da var Seyyid kutubda olmayan ise onlarda var böyle bakmak lazım tefsirlere. Seyyid kutub bir dava adamı razi'nin girdiği konulara girmez mesela razi cin maddesini öyle anlatır ki konuyu neydi nereye geldi dersiniz öyle genişçe anlatmıştır.hatta eski alimler razi için razi' nin tefsirinde tefsirden başka herşey var demişlerdir.seyyid kutub ta bu tarz ilmi şeyleri görmeyenler ilmi olarak ele almazlar ,ama bunda da edebi bir ilmi anlatım vardır.kuran ilimleri çok fazladır. Tevhid ,cihat ayetlerini iyi anlamış hareket metodu ile güzel açıklamıştır bu inkar edilemez davanın ne olduğunu nasıl olması gerektiğini aynı şekilde tefsirinde görebiliriz.her tefsir alimi dönemin sıkıntılarını ve sorunlarını kitaplarında yazmışlardır.bugün insanlar tevhidin ne olduğunu imanın cihadın ne olduğunu bilmiyor.o da tefsirinde bu konulara ağırlık vermiştir.bu tefsir de ilmi tefsirlerden sayılır.elbette tefsir'inde yanlışlar vardır bunu alimlerimiz söylemiştir. Tefsirler bizlere milli şuur değil Rabbimizin ne dediğini anlamamıza yardımcı olur.kur'anı hâkimi farklı pencerelerden bakmamızı sağlar. Mesela ben taberi tefsirini okudum,ilmim ve imanım arttı hamd olsun şimdi milli şuur oluşmadı diye okumayım mı böyle şey olabilir mi ?
Milli şuurumuzu geliştirmek için Türk şairlerin şiirleri ve eski Türk devletinin büyük saygı duyduğumuz kişilerin hayatları ile oluşur. bunun yanında bunu söylemek durumdayım seyyid kutub bu yazdıklarından dolayı idam edildi insan biraz edepli olur. Hadi âlimliğine saygı duymuyorsunuz bari şehitliğine saygı duyun.



Seyyid kutubu kim sevmez?
Seyyid kutubun idam edilme gerekçesinin konuşulduğu mahkemede rab,ibadet, ilah, konularını ,zihin karıştıracak şekilde gündeme getirdiği için itham ve idam edilmiştir.abdul nasıra karşı olduğu için kötü insan olmuştur. Suudi arabistanın seyyid kutubu ve içinde yetiştiği ihvanı müslimi kötü,zararlı bela,gösterme nedeni de Amerikan'ın İngiltere nin kısaca batının dalaletlerine karşı bir uyanış simgesi haline geldiği için düşman gibi gösterilmiştir. Seyyid kutubun idam serüveni resmi kayıtlarda olan birisidir.abdul nasıra küçük bir not yaz "devletten abdul nasırdan özür diliyorum"de bu idam bitsin. Cevabı ise ben namazda şehadet parmağımı kelime i şehadet için kaldırıyorum bir münafık için özür dilemem bu parmak o kalemi tutmaz diyerek karşı gelmiş ve bu basireti göstermiştir.böyle bir insanı Allah'tan korkun takvalı olun dediği halde iktidarların hatalarını sahiplenmekte beis görmeyenlerin Seyyid kutubu sevmeleri mümkün değildir.bütün hatalarına rağmen Seyyid Kutub bu ümmetin çocuğudur.ve kelime-i şehadet getirdiği tutanaklarda resmi olarak kayıtlıdır ve şehittir.siyasetten ekonomiye kadar yanlış işlere bulaşmışların hakkın konuşulacağı yerde susmayı bir maharet görenlerin Seyyid kutubu sevmesi mümkün değildir.

islam

bulut bey
İslam, allah'a teslim olmaktır. Dolayısıyla allah'a ve Resulu'ne itaat etmektir. İslam, birilerini hoşnut etmek üzere evrilip çevirilecek bir hadise değildir.

İslam'ın kaynakları belli. Açık ve net. Kur'an ve sünnet. Biz islam'dan bilgilendiğimiz ölçüde kıymet kazanırız. Bunu reddedersek istediğimiz kadar biz Müslümanız diye ortalarda dolaşalım bir kıymeti haiz olamayız. Biz islam'ın tayin ettiği hudutlara zihniyet olarak fiiliyat olarak dahil değil isek sabah akşam namaz da kılsak kafirin karşısında bir değerimiz bir gücümüz yok demektir. Nitekim bunu bugün iskoç başbakanından yahut abd üst mahkemesine atanan yargıçtan - sair bu tip örneklerden- kolaylıkla anlamamız lazım. Anlayamıyorsak biz hiçbir şeyden nasiplenmemişiz demektir. "aaa ne güzel iskoç başbakanı bir Müslüman seçilmiş" gibi sözlerle hadiseye yaklaşıyorsak islam namına hiçbir şey bilmiyoruz demektir.

Fetih suresi 29. Ayette ".. Muhammed Resulullahdır, onun maıyyetindekiler ise küffara karşı çok çetin, kendi aralarında gayet merhametlidirler.." şeklinde bir hüküm var. Bu ısrarla Müslümanlara anlatılmaz. Bu ve buna benzer - Müslüman şahsiyetini tayin edecek- bilgiler ısrarla ve son derece organize bir şekilde müslümanlardan gizlenir, saklanır. Ne demek küffara karşı çetin olmak hem de çok çetin olmak.

Mesela mekke fethinde peygamberimiz (sav) bazı kişilerin ismini vererek bunları nerede görürseniz öldürün emrini veriyor. Bu bilgiyi ben - ortalama bir Türk vatandaşına göre 3 belki de 5 kat fazla din terbiyesinden geçmiş bir zat olarak- taa 25 26 yaşında öğrendim. Demek ki bazı bilgiler saklanıyor. Gizleniyor. Veya göz önüne gelmemesi için özel gayret sarf ediliyor.

Bize öğretilen islam mıdır. Bu soruyu türkler yıllar boyunca sormamış. Bize öğretilen gerçekten islam mıdır. Yoksa bize bugün öğretilen islam, kafirlerin hoşnutsuz olmayacağı, kafirlerin tezgahını bozmayacak, kafirlerin tekerine çomak sokmayacak bazı bilgiler midir. Bir bilgilenme sistemi olarak bunu gündeme almalıyız. Bu mesele asıl gündemimiz olmalı.

cibilliyetsiz

sivri
kişinin yetenek veya becerilerinin olmaması veya yetersiz olması anlamına gelir. Bu nedenle "cibiliyetsiz" kelimesi, bir kişinin belirli bir işi yapmak için gerekli olan yetenek ve becerilerden yoksun olduğunu ifade etmek için kullanılır. "Cibiliyetsiz" kelimesi, bir kişinin işinde başarısız olduğu veya sorumluluklarını yerine getiremediği durumlarda da kullanılabilir.

istiklal marşı

bulut bey
Bugün yani 12 Mart 2023 günü. İstiklal marşı'nın TBMM' de kabul edilişinin yıl dönümü. Tv ekranlarına bakıyoruz. Hiçbir atıf yok. Hiçbir özel program düzenlenmemiş (mesela trt 2'de little joe var - trajikomik) . Devlet ricali özel bir protokol hazırlamamış. Tbmm'de özel bir protokol düzenlenmemiş. Kısacası günün anlam ve önemine dair hiçbir gelişme yok.

Oysa cumhuriyet istiklal marşına çok şey borçlu. Her birimiz birer fert olarak istiklal marşına çok şey borçluyuz. Biz Türkiye ne kadar kıymetli ise o kadar kıymet kazanacak fertleriz. Bu vatana bu topraklara borcumuzu ödememiz şarttır. Türkiye yoksa türk yok, vatan yok. İstiklal marşının deyimiyle türkiye yoksa can yok, canan yok, tek vatan yok. Türkiye yoksa biz hiçbir şey değiliz.

tbmm

hafiz
Herkes o meclisi kuran ruha atıf yapıyor; o öze dönmemiz gerektiğini söylüyor. İşte o ruh Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazından sonra kesilen kurbanlar, okunan Kur'an-ı Kerim ve Buhari-i Şerif ve edilen dualarda saklı. Maalesef ilerleyen yıllarda meclis o ruhu kaybetti.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol