entelektüel

hafiz
Entelektüel kelimesi fransızcadır.latinceden alınan " intellect"kelimesi " saf akıl" anlamına gelir.
Batı'da bu kelime 1700'lerde ortaya çıktı.peki neyi ayırt etmek için icat edilmiş? Kendilerini kilisedeki dindar düşünürlerden ayırt etmek için.bizde ise "münevver" kelimesi kullanılıyor.

insaf

hafiz
insaf arapçada ''nısf'' kökünden gelir.bu da ''yarı'' veya ''yarım'' demektir.
demek ki insaf kelimesi bir şeyi tamamen karşı tarafa yüklemek değil meseleyi karşı tarafıyla birlikte düşünmektir. kısaca meselenin sadece tek tarafını değil, iki tarafını da bütünüyle görmeyi,düşünmeyi sağlayabilmektir.buna ''ölçülü tenkid''de diyebiliriz.

hdp

bulut bey
çözüm sürecinden önce malum zevatın oyu yüzde 6 bandındaydı. Seçimlere parti çatısı altında dahi giremiyorlardı. Bağımsız aday olarak seçimlere giriyor mecliste 20 sayısını geçince grubu ancak kurabiliyorlardı. Malum süreçten sonra bugün itibariyle yüzde 10-12 bandında. Çoğu siyaset yorumcusu tarafından ise malum parti kilit parti olarak tabir ediliyor. Öyle olmasını çok istedikleri için olsa gerek. Hdp-pkk-taşnak-hınçak hiçbir zaman şehit kanı ile kurulmuş vatanımızda kilit ve belirleyici olmayacak. Çatlayın da patlayın :)

güncel siyaset saçmalıkları

bulut bey
güncel siyaseti kısaca ülke dahilinde yürüyen siyasi partiler arası mücadele olarak tanımlayabiliriz. son günlerde güncel siyasete bakıyoruz. ne görsek şaşırmayız. bir dünya saçmalık. ama bazıları aklı sıra 'level atlamaya' filan çalışıyor sanırım. dozaj biraz yükseldi.

'milliyetçi' olduğunu iddia eden bir gazete var. adı yeniçağ. bu gazetenin bir yazarı var. adı da yavuz selim demirağ. sanırım 22 mart 2023 tarihinde bir programa katılıyor. ne dese iyi. ''hdp vatanseverdir'' yahut ''hdp vatanseverliğini ispat etmiştir.'' mana bu. :)) diyorum ya dozajı artırdılar diye. şimdi hdp vatanseverdir falan adamlar ciddi ciddi bunları söylüyor. bir zamanlar eski türkiye diye kötüledikleri türkiye'de ''ben türk değilim, ben falancayım'' (kürt, çerkes ve sair her neyse) demek bir meseleydi. şimdilerde adamlar açıktan küfür ediyor da seslenen yok. tam aksine bu zevatı millete kabul ettirmek , bunları normalleştirmek adına her türlü işi yapıyorlar.

hdp vatanseverdir tezini öne süren kişinin aklından fikrinden şüphe ederim. aklında fikrinde bir sorunu yoksa menşeinden şüphe ederim. normal bir vatandaş -zihniyeti ne olursa olsun- kalkıp bu lafı etmez. edemez. dili varmaz.

biri hdp'yi vatansever yapmaya uğraşıyor öbürü ne yapıyor. o da hüdapar diye bir şey bulmuş kendine. diyor ki ''efendim bu hüdapar var ya bu hüdapar. bunların böyle bozuk durduğuna bakmayın siz. bunlar pkk'lı değil, hdp'li değil. bunlar yerli, bunlar milli. bunlar muhafazakar kürt. bunlar vatansever kürt.''

yani kimileri hdp'yi kimileri hüdapar'ı vatansever yapmaya uğraşıyor :). şakacı insanlar.

hüdapar özerklik demiyor mu arkadaşım. hüdapar 'kürtlük de kürtlük' diye tutturmuyor mu. hüdapar türk kimliğine hasım mı değil mi. türklükle kürtlük eşittir diyor adam. bu adamın hdp'den farkı nedir. zihniyet olarak aynısıdır.

herhangi bir hdp'li yahut hüdaparlı ile oturduğunuzda 'siz vatanseversiniz'' filan gibi bir şeyler dediğinizde adam 'bu bana hakaret ediyor, kendi davamı satmakla beni itham ediyor' düşüncesiyle üstünüze saldırır.

bu kulaklar bunları da duydu. türkiye birçok saçmalık ve zırvalığı mütemadiyen duydu, duyuyor. en sonunda 'hdp vatanseverdir' , 'hüdapar yerli ve millidir' zırvalıklarını da duydu.

sistem milliyetçilik aleyhine bir şeyi milliyetçiye (milliyetçi gibi görünene) söylettirir. din aleyhine bir işi dindar (dindar gibi görünen) eliyle yaptırır. bu dünya sisteminin en iyi becerdiği işlerden birisi. bugün baktığımızda bunun dünya kadar örneği var.

yıllar önce dünya sistemi süleyman demirel'e ''kürt realitesini kabul ediyorum'' dedirtmişti. bu ikrarı üzerine kendisine siyasete devam etme ruhsatı çıktı. bugün bakıyoruz ki herkes bir şekilde kürt ayrılıkçılığını öne çıkaran güruhlara temas etme temayülünde. demek ki neymiş 'kürdistan' dünya sistemi tarafından talep edilen bir şeymiş. tıpkı israil gibi.

her neyse hdp de hüdapar da sizin olsun. alın başınıza çalın.


rıfk

hafiz
sözlükte'' yumuşak davranmak,iyi muamale etmek''anlamına gelir.zıddı ise şiddet,kabalık, ve sertliktir.rabbimiz rıfk sahibidir.kulların birbirlerine yumuşak davranmalarını ister.mesela '' iyilikle kötülük bir olmaz.sen kötülüğü en güzel şekilde önle.o vakit görürsün ki,seninle arasında düşmanlık buluna kimse sıcak bir dost olmuştur.''(fussilet 34.ayet) rıfk sahibi olmak peygamberlik ahlakıdır.kullara rıfk ile muamele edene allah'ta kıyamet gününde öyle muamele eder.müslüman kardeşlerine karşı rıfk ile davranması güzel ahlakın işaretidir. onlara karşı tebessüm etmesi onlarla ilgilenmesi onlara değer vermesi hep güzel ahlakın meyvesidir.kafirlere karşı ise şiddetli olması ciddi olması taviz vermemesi gibi gerekli yerlerde böyle davranması imanın kamil olduğunun işaretidir.son olarak şu hadisle bitirelim ''yumuşaklıktan mahrum olan hayırdan mahrum olur.'' buyuruyor peygamber efendimiz

ekrem imamoğlu

partizan
an itibariyle ekrem imamoğlu ve mansur yavaş isimli zat-ı muhteremler meral hanımı sattılar. aylardır hatta yıllardır bu zatı muhteremler için ''gençlerin umudu'' vb. sözler ediyorlardı. aklı başında bir kimse kapitalist dünya sistemi içerisinde ulusal siyasetçilerin her şeye çare olamayacağını ve genel olarak sistem tarafından dikte edilen programları tatbik etmekle kısıtlı oldukların bilir veya bilmeli. dolayısıyla bu şahısları yerlere göklere sığdıramamak filan boş işlerdir. ne oldu. ekrem de mansur da fos çıktı mı :)

düşmanı sevemezsiniz

hafiz
Allah'a ve ahiret gününe inammayan, sizi sevmeyen insanları sevemezsiniz.atalarımızın sözleri kulaklarımızda çın çın ötmesi lazım :"sev seni seveni çoban olsa,sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa."yok efendim üniversitede rektör filanca yerde akademisyen vs nerde ne halt olursa olsun ,sevemezsiniz.

Yani seni seveni sev,başının tacı yap çobanda olsa.seviyor mu Allah'ını, peygamber'ini, vatanını milletini ,bayrağını,marşını? Seviyor mu senin camiini,kabe'ni? Tamam,seviyor.öp başına koy.ne kadar günahları olsada birini sev hiç olmazsa bu yönünü şu yönlerinden dolayı sev dinini vatanını sevmeyeni sevmekten daha iyidir ,hiç olmazsa o günahkar kişi arabada müzik çalarken sürse ezan sesini duyunca müziğin sesini kısıyor veya kapatıyor içinde iman ateşi hala sönmemiş demektir.ötekiler ise ne din ne vatan ne millet sevgisi var ben münafığım diyemiyor ama alttan altta dine müslümanlara saldırıyorlar.

"Sev seni seveni çoban olsa,sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa"

nic.tr

mad
ODTÜ'ye ait Nic.TR 1991 yılından beri İnternet üzerinde "com.tr, org.tr" gibi alan adlarının yönetim ve dağıtımını yürüten kurum.

ODTÜ'nün söz konusu tahsisten yıllık en az 25 milyon TL gelir elde ettiği tahmin ediliyordu.[kaynak

"21 Aralık 2018 tarihinde imzaladığı sözleşme ile ".tr" Kayıt Otoritesi yetkisini, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)'na devretmiştir.

maraba

sivri
"Maraba", kökeni Arapça olan bir kelime olup, Türkçede "hizmetçi", "kulu", "emrindeki kimse" gibi anlamlara gelir. Günümüzde kullanımı oldukça azalmış bir kelime olarak karşımıza çıkar.

Örneğin, Osmanlı dönemi kaynaklarından biri olan "Tezkiret-ül Evliya" adlı eserde şöyle bir cümle geçmektedir: "Sultan Murad Han'ın marabaları arasında sıralanan kahramanlardan biri de Şahin Ahmed'dir."

namus ve cesaret

bulut bey
Namus kelimesi herkesçe malum olduğu üzere iffet, onur, şeref, haysiyet, dürüstlük, doğruluk, güvenilirlik anlamlarını ihtiva eden bir kavram.

Cesaret ise yine herkesçe bilindiği üzere yüreklilik, babayiğitlik, korkusuzluk, cesurluk, şecaat anlamlarını ihtiva eden bir kelime.

Namus ve cesaret aslında birbirini tamamlayan unsurlar. Veya öyle olması beklenir. Meşhur bir söz var. "bu memlekette namuslu kişiler namussuzlar kadar cesur olmadıkça hiçbir şey düzelmez". Evet bu çok anlamlı bir söz. Gayet manidar. Bunun üzerine ciltler dolusu kitap yazılabilir. Muhtelif araştırmalar, incelemeler yapılabilir. akademik tezler yazılabilir. Hatta belgeseller filmler dahi çekilebilir. Bu bir meseledir. Çok ciddi bir meseledir. Bu sözü bir ve birden çok kişi söylemiş. Ve bunun bir karşılığı var.

Acaba Türkiye'de bir namuslular hareketi hiç neşvü nema buldu mu. Bu fikre sıcak bakan oldu mu. Bunu zikredene hiç rast gelindi mi. Bunu iyice düşünmekte fayda var.

Yukarıda atıfta bulunduğumuz söze cemil meriç bir ekleme yapmış. "Bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur, namuslu ve namussuzlar vardır".

Demek ki Namuslu ve namussuz ayrımı çok mühim bir yer teşkil etmeli hayatımızda. Yani bir iş yapacağı zaman adam "bu namusa sığar mı" sorusunu kendisine yöneltmeli. Veya bir tercih yaparken "bu benim namusuma bir halel getirir mi" diye düşünmeli. Başka neyi düşünmeli. Namuslular nasıl cesur olur. Bir de bunu düşünmeli.

kâşif

hafiz
Açmak ,açığa çıkarmak,üzüntüyü ve sıkıntıyı gidermek anlamındaki "k-ş-f kökünden türeyen kâşif ,keşfeden ,açan demektir.Allah'ın sıfatı olarak Kur'an 'da kâşifun olarak geçer."Allah size bir azap dokundurursa,onu yine O'ndan başka açacak yoktur.[En'am 17 ] Kâşif sıfatı Allah'ın azabı,sıkıntıları,belaları ve dertleri kaldıran, gideren olduğu ifade etmektedir.

çanakkale şehitlerine

kendi halinde biri

Âsım'ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar…

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.


Mehmet Akif Ersoy

hosting

mad
Hosting, internet üzerinde bir web sitesinin veya uygulamanın barındırıldığı bir bilgisayar sunucusunun hizmetidir. Web sitesi veya uygulama, hosting hizmeti sunan bir şirketin sunucularına yüklenerek internet kullanıcıları tarafından erişilebilir hale gelir. Hosting hizmeti, web sitelerinin ve uygulamaların kesintisiz bir şekilde çalışmasını sağlamak için gerekli olan yüksek hızlı internet bağlantısı, yedekleme sistemleri ve diğer teknik altyapı hizmetlerini içerir.

bizâtihi

sivri
"Bizatihi" Türkçeye Arapça'dan geçen bir kelime olup, "kendisi, şahsen, bizzat, doğrudan doğruya, kişisel olarak" gibi anlamları taşır.

Örnek cümle: "Bu bilgiyi bizatihi kendisinden aldım."

tamahkâr

bulut bey
halihazırda maalesef ki toplum hayatımızda sıklıkla hatta belki çoğunlukla karşılaştığımız insan tipolojisi. ayrıca (bkz: körlük) çok güzel kitaptır tavsiye ederim.

müslümanın şahsiyeti

hafiz
günümüzde müslüman şahsiyeti ile islam'ın ilk döneminde ki müslüman şahsiyeti arasında büyük ölçüde farklı ve uzaklaştığımızı düşünüyorum.o şahsiyet sahipleri ,hayatın her alanında islam'ın canlı örnekleriydi.
şahsiyet akıl,ruh,iman ile oluşur.abdullah ibn mesud boyu kısa bir sahabi idi ama o imanıyla oluşturduğu şahsiyeti ile kafirlerin bulunduğu kabe'ye gidip açık bi şekilde korkmadan imanın kendisine verdiği güçle tüm zerresiyle rahman süresi okuyorak açıkca kafirlerden korkmadığını dile getirmiş.o yüzden şahsiyet sahibi olan mehmet akif ersoy'un korkma diye başlayan istiklal marşı'nı yazarken nereden ilham aldığını açıkca görebiliriz.korkma demek ''üzülme ! allah bizimle beraberdir'' demektir.işte ecdadımız bu ruhla bu inançla şahsiyetini ortaya koymuştur.
müslüman önce düşünce sistemini islamileştirmesi gerekir.hayatın manasını ve hayat içindeki görevini kulluğunu idrak ederek kamil manada o zaman müslüman olur.
peki ne oldu da bizim şahsiyetimiz zayıfladı neden günümüzde bunu kaybettik elbette bunun bir takım sebepleri vardır ;
1- allah korkusunun zayıflaması;
''kul,sakıncalı olana düşme korkusuyla,sakıncalı olmayanı da terketmedikçe müttakilerden sayılmaz'' buyuruyor peygamber efendimiz sav.
2-ahiretlik işleri ertelemek dünya'ya aşırı bağlanmak;
ilk müslümanları değerli kılan kahraman ve büyük insan yapan şey dünyada dinlenen bir yolcu misali düşünerek ona göre hareket etmeleridir.''dünya onların ahiret bizim olsun ey ömer istemez misin ? peygamber efendimizin sözü ne kadar da güzeldir değil mi ?
3-rızık konusu ;
rızık korkusu kula kulluk yaptırır allah korusun.böyle davranan nasıl şahsiyetli olur ki düşünmek lazım.
4-eğitimin bozulması.(yazar: bulut bey))









osmanlıcı-cumhuriyetçi tezadı

bulut bey
Siyaset yazımızda dünya sisteminden bahsettik. Sistem birçok tezatlıklar ortaya koyar. Adam seküler temayülde, kemalistlik yolunda ise ona der ki "bu Osmanlı var ya bu osmanlı islami bir düzendir. Dolayısıyla gericidir. Oysa kemalist inkılaplar batıcıdır ilericidir medenidir. Cumhuriyeti mustafa kemal kurduğuna göre sen de kemalist olduğuna göre sen cumhuriyetçisin". Bu vatandaşımız da Osmanlıya karşı cumhuriyetçi oluverir. Al sana bir paket.

Sistem, dindar temayülü yoğun, kemalist inkılapları benimseyen bir zata da der ki "bu cumhuriyet var ya bu cumhuriyet. Bunu Mustafa kemal kurdu. Aynı Mustafa kemal saltanatı lağvetti. Aynı Mustafa kemal inkılapları yaptı, halifeliği kaldırdı. Yani bu islam'a karşı bir iştir. Oysa senin şanlı ecdadın osmanlı yok muydu. Bunlar ne matah adamlardı. Tam bir islam düzeniydi. Yıktılar onu". Bu vatandaşımız da oldu mu sana cumhuriyet karşıtı bir osmanlıcı. Al sana ikinci paket.

Gavur sistemi böyle insanları tanımlar. Sonra o tanımlar ile insanları paketler. O paketleri birbirine vura kıra bir sonuç - tabi ki kendi lehlerine- bir sonuç hasıl etmeye çalışırlar. İnsanlar kendilerini ciddiye almadıkları sürece başarıya da ulaşırlar.

Oysa ne cumhuriyet islam karşıtı bir hadisedir. Ne de osmanlı tam bir islami düzendir. Türkiye cumhuriyeti islam cumhuriyeti olarak ilan edildi. Yani Müslümanlar Tanzimat ile kaybettiklerini istiklal harbi neticesinde geri aldılar. Bu ve daha başka konu ile alakalı bilgiler ısrarla ve başarı ile insanlardan gizlenir ve insanlar Osmanlı-cumhuriyet tezadında bırakılır. Bu çekişmeden bu nizanın tarafları hiçbir menfaat temin edemez. Niye. Çünkü masayı kuran, tanımı yapan, organizasyonu teşkil eden gavur. O yüzden.

Kurtlar vadisinde çok güzel bir replik var. Ne diyor. "kumarda kazanan yoktur Kumarda sadece oynatan kazanır". Şimdi bu mevzuya uyarlayalım. Gavur bir masa kuruyor. Bu masada kumar oynatıyor. Bir kere kumar oynamak müslümana haram. Ama bazı Müslümanlar bundan hiç rahatsız değil. Ben oynarım diyor. Hadi haramı göze aldın oynadın. Ee canım ciğerim. Gavurun masasında kumar oynuyorsun nasıl kazanacaksın. Sonuçta hep gavur kazanır.

Cumhuriyet türkiye'nin bir kazanımı. Bu istiklal harbi sayesinde oldu. Gavur kendisine bir yahut birden çok menfaat temin etmek üzere elbette bu tezadı teşmil etmeye gayret edecek.

Velhasıl güncel siyasi sosyal veya dini bilumum tüm tezatlıklarda bahsettiğimiz hadiseyi gözlemleyebiliriz. Bu bahse örnek olarak Gazali ibni rüşd tartışması başlıklı yazıda temas etmeye çalışmıştım.

Müslüman akıllı olmak zorundadır. Allah Müslüman türke akıl fikir basiret ve hidayet versin. Yani hepimize.

türkce lugat

bulut bey
türkce lügat okurun malumunda olduğu üzere sözlük formatında bir platform. peki neden 'turkcesozluk' değil de turkcelugat dedik bu siteye. bunun mühim bir sebebi var. tabi ki bize göre mühim. birçok insana göre mühim olmayabilir. ama biz müslümanlığımızı ciddiye alıyorsak kendi gündemlerimiz olmalı. kendi gündemlerimizi kendi meselelerimizi hassasiyetle zihnimizde tutmamız icap ediyor. yoksa saçmalarız. saçma işler yaparız. pekçok zatın göründüğü gibi komik görünürüz.

neden sözlük demedik de lugat dedik. bunun en önemli sebebi bir şeyleri -kendi açımızdan olumsuz gördüğümüz hadise ve kavramları- baştan reddettiğimizdir. yani birileri türkçeye ehemmiyet vermiyor. uyduruk kelimeleri kullanmayı zull addetmiyor. sözlük uyduruk bir kelime midir. belki de değildir. elbette sözlük kelimesine gelesiye kadar daha nice uyduruk kelimeler bulaştırıldı türkçeye yahut bulaştırılmaya çalışıldı. burada bir duruş göstermek istedik. neyin duruşu. türklük ve türkçe hassasiyeti. türk türkiye'yi doğurdu, türkçe bu vatanda lisan haline geldi. dolayısıyla bu lisana her bir ferdimiz azami önem göstermeli. biz türklüğümüzü haliyle müslümanlığımızı ciddiye aldığımız için sözlük kelimesini kullanmaktan imtina ettik. lügat dedik. çünkü aynı mana gibi gözükse de lügat ile sözlük kelimeleri aynı manada değildir. bu hususları daha iyi izah etmek açısından ismet özel'e müracaat etmekte fayda var. 'bir akşam gezintisi değil bir istiklal yürüyüşü' kitabında bir kısım var. mananın tam anlaşılması açısından aynen ifade etme zarureti hasıl olduğundan iktibas ediyoruz:
''...sözlük ne diyor mu diyelim? lügat mi diyelim, sözlük mü diyelim? sözlük kelimesi gavur lisanlarında lexicon dediğimiz şeye denk düşer. yani belli bir metin, belli bir kontekst dolayısıyla sıralanmış kelimeler sözlüktür. lügat ise dilin, lisanın tamamını ihtiva eder. yani lügavi dediğimiz zaman lisanın tamamını kast ederiz. sözlük, dediğim gibi, hangi sebeple olursa olsun daraltılmış bir kontekstin ihtiva ettiği kelimelerdir. o yüzden 'ha lügat demişsin, ha sözlük demişsin' olmaz. türkiye'de türkçeyi tamamen kullanılmaz bir dil haline getirmek için 'öyle de desen olur, böyle de desen olur' diyorlar. sandalyeyle iskemlenin aynı şey olmaması lazım. yani 'öyle de desen olur, öyle de desen olur' olmaz'' (bir akşam gezintisi değil bir istiklal yürüyüşü - tiyo yayınları ikinci baskı - sy 370)

evet gördüğümüz üzere lügat dediğimizde sözlük de demiş olmayız. sözlük dediğimiz zaman lügatten farklı bir şeyi anlattığımızı bilmemiz lazım. biz işbu internet sitesine sözlük demeyi reddettik. lügat demeyi evla ve ahsen bulduk. bir şeyleri ciddiye aldığımız için, bizim açımızdan önemli meseleleri kendimize ait gördüğümüz bunun dışındaki meseleleri ise reddettiğimizi göstermek için bu yolu tercih ettik. bunun anlaşılması turkcelugat'in yol ve istikametinin anlaşılması için de mihenk teşkil ediyor.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol