müslümanın şahsiyeti

hafiz
günümüzde müslüman şahsiyeti ile islam'ın ilk döneminde ki müslüman şahsiyeti arasında büyük ölçüde farklı ve uzaklaştığımızı düşünüyorum.o şahsiyet sahipleri ,hayatın her alanında islam'ın canlı örnekleriydi.
şahsiyet akıl,ruh,iman ile oluşur.abdullah ibn mesud boyu kısa bir sahabi idi ama o imanıyla oluşturduğu şahsiyeti ile kafirlerin bulunduğu kabe'ye gidip açık bi şekilde korkmadan imanın kendisine verdiği güçle tüm zerresiyle rahman süresi okuyorak açıkca kafirlerden korkmadığını dile getirmiş.o yüzden şahsiyet sahibi olan mehmet akif ersoy'un korkma diye başlayan istiklal marşı'nı yazarken nereden ilham aldığını açıkca görebiliriz.korkma demek ''üzülme ! allah bizimle beraberdir'' demektir.işte ecdadımız bu ruhla bu inançla şahsiyetini ortaya koymuştur.
müslüman önce düşünce sistemini islamileştirmesi gerekir.hayatın manasını ve hayat içindeki görevini kulluğunu idrak ederek kamil manada o zaman müslüman olur.
peki ne oldu da bizim şahsiyetimiz zayıfladı neden günümüzde bunu kaybettik elbette bunun bir takım sebepleri vardır ;
1- allah korkusunun zayıflaması;
''kul,sakıncalı olana düşme korkusuyla,sakıncalı olmayanı da terketmedikçe müttakilerden sayılmaz'' buyuruyor peygamber efendimiz sav.
2-ahiretlik işleri ertelemek dünya'ya aşırı bağlanmak;
ilk müslümanları değerli kılan kahraman ve büyük insan yapan şey dünyada dinlenen bir yolcu misali düşünerek ona göre hareket etmeleridir.''dünya onların ahiret bizim olsun ey ömer istemez misin ? peygamber efendimizin sözü ne kadar da güzeldir değil mi ?
3-rızık konusu ;
rızık korkusu kula kulluk yaptırır allah korusun.böyle davranan nasıl şahsiyetli olur ki düşünmek lazım.
4-eğitimin bozulması.(yazar: bulut bey))









e-ticaret

mad
E-ticaret, internet üzerinden yapılan ticaret faaliyetleridir. Bu tür işlemler, bir ürün veya hizmetin dijital platformlar aracılığıyla satılması anlamına gelir. İnternet üzerinden alışveriş yapmak, birçok tüketici için daha kolay ve pratik hale geldiği için e-ticaret, son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir.

Türkiye'de e-ticaret siteleri arasında en popüler olanları Hepsiburada, Trendyol, n11 ve Amazon gibi büyük şirketler yer almaktadır.

emekli maaşları

bulut bey
emekli maaşları artacakmış. en düşük emekli maaşı 7.500 TL olacakmış. güzel. çok güzel. neden 10 bin lira olmadı da 7500 oldu. o da ayrı bir bahis. bu devletin parası kalmış mı da böyle arpalık gibi dağıtılıyor. nerede bu paranın karşılığı. önce eyt sonra emekli maaşına zam. milleti aylaklığa alıştırmaktır bu işler. akp'nin iktidara gelmesi ülkenin sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işlemesinden daha mı önemli. ondan sonra primlere zam geliyor. kim ödüyor bu primleri. vatandaş ödemiyor mu. uzaylılar mı ödüyor bu primleri. genç neslin ülkeden nefret etmesi için herşey yapılıyor. ama her şey. adaletsizlik, liyakatsizlik, adam kayırma, torpil... daha neler neler. bu ülkeyi kimileri yaşanmaz hale getirmek istiyor. kim için yaşanmaz hale getiriyorlar. türkler için. yoksa yabancılar bu ülkede çok güzel yaşıyor. gayrimüslim olup da müslümanım diye ortada dolaşan zengin kesim çok güzel yaşıyor. aman iyi yaşasınlar. türkler mi. hiç önemli değil türkler değil mi. zaten türk lafını duyunca adamlara bir haller oluyor. o yüzden türkler ne olmuş ne olmamış hiç önemli değil.

ramazan

kendi halinde biri
“Ramaz “ kelimesi yanmak manasına gelir.Bu aya ramazan denilmesinin bir sebebi de bu ayın günahları yakıyor olmasındandır. Kuran-ı kerim bu ayda indirilmeye başlanmıştır.

ismet özel tefrid

hafiz
Tasavvufi bir terim olan tefrid müslümanın batıldan ve nefisten sıyrılıp [nefsi kontrol etmek dizginlemek]Allah ile beraber olmak demektir.
İsmet Özel 3 zor mesele kitabında ise şöyle açıklar; Tefrid, Allah'ın hükmünün yürüdüğünü görmektir. İslam'ın bütün zamanlar ve bütün yerlerde münferiden bir manaya sahip olduğunu ,her yer ve zaman için anlaşılması gerekli, özgül hükümler taşıdığını bilmektir.islamı anlatma bakımından "tefrid" safhasında isek mümin olarak düşünür ve davranırız.

ey peygamber sabret

hafiz
Ne güzel hitap, Allah peygamberini yalnız bırakmıyor ve ona nasıl güven veriyor görelim
Konumuzla ilgili ayet şöyle;
"Sabret [ey Peygamber]. Şüphesiz, Allah'ın va'di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler"[Rum 60.ayet] bu ayet mekke'nin zor zamanlarında inmiştir.böyle bi ortamda Allah peygamberine moral ve destek veriyor.

Şimdi ayetin mesajını Peygamber Efendimiz anladı ve uyguladı sıra bizde kısaca açıklamaya çalışacağım.

Şöyle anlamamız gerekir ayeti;
düşmanların seni zayıf bulup,seni bastırmalarına fitne ile korkutmalarına, alayları ile cesaretini kırmalarına, tehditleri,kuvvet gösterileri ve işkenceleriyle seni dehşete düşünmelerine,tuzakları ile seni kandırmalarına veya kendi inanç sistemleri ile uzlaşma yapmalarına asla fırsat verme! Bunun aksine sen davanda ,inancında o denli keskin ve samimi bulmalıdırlar ki,seni ne tehditleri korkutmalı, ne seni satın alabilmeleri ne kandırarak gözünü boyayabilmeli, ne de din konusunda seninle pazarlığa anlaşmaya cesaret edebilmelidirler.
Tüm bunları Allah kısaca : inancı olmayanlar seni gevşekliğe düşürmesin!" Sözleri ile ifade etmiştir.
Peygamber Efendimizin davasında ne kadar yenilmez olduğunu tarih ispat etmiştir.bir elime ayı diğer elime güneşi verseniz davamdan dönmem demişti sav.hangi sahada olursa olsun onunla savaşan hep yenilmiştir ve tüm kafir ve müşrikler her türlü karşı koymalarına rağmen,Allah sözünü yerine getirmiş nurunu [islamı] tamamlamış ve Peygamberini yalnız bırakmamıştır.

pkk

bulut bey
Dikkate şayandır ki siyasi hayatımızda dönem dönem mutlaka belli başlı siyasi parti yahut siyasi liderler pkk ya selam çakmıştır. Bu adeta kural gibi. Çok ilginç değil mi. Mesela Süleyman demirel yıllar önce 'kürt realitesini kabul ediyorum' demişti. Bu söz aslında pkk realitesini kabul ettim olarak da anlaşılabilir veya yorumlanabilir. Oysa türk pkk yı niye realite olarak görsün. Bir görüşe göre bu söz süleyman Demirel'e siyasi icazet sağlayan bir sözdür. Bu ayrı bir bahis. Yakın tarihe baktığımızda ise çözüm süreci isimli fecaati görürüz. Bu sürecin - sonunda hendek operasyonlarında- kahraman Mehmetçiğe ve özel harekatımıza kaç şehit verdirdiği hassasiyetle hatırlanmalıdır. Bugüne geldiğimizde ise chp ve ali babacan isimli şahsın pkk ya selamları gözümüze çarpar. Serok ahmet zaten bu selamı ömrü hayatı boyunca vermiş bir zattır. Onun kıratı budur. Alameti farikasıdır. Pkk ya selam vermek acaba icazet mi. Kimden icazet. Ne için icazet. Ne karşılığında icazet.
Ne mutlu türküm diyene ve de pkk ya selam çakmayana ve de pkk ya selam çakanları çok iyi bilenlere.

kahraman maraş

muradi
Ne de güzel demiş şair..
“Kabaran bir çarpıntı oluyor şehir.
Artık yırtarak açtığımız zarflarda
ne kargış, ne infilak
yalnız
koynunda çaresiz, çıplak
isyan işaretleri taşıyan
bir ergen cesedi..”

faiz belası

hafiz
Günümüzde kredi kullanmak bankalarla içli dışlı olmak herkesin cebinde kullanabileceği imkanlar olması ahir zaman fitnesidir.bundan 50 sene önce bankanın önünden geçmeyen alimlerimiz var bugün ise artık çok basitleşti haram olan birşeyin bizim önümüze sevimli sloganlarla bilmem yüzde 2 faiz oranlarıyla güzel göstermeleri elbette günümüz müslümanları için bir imtihandır. Faiz Allahla savaş açmaktır.Faiz haramdır; çünkü İslam'ın hukuk ve ahlâk sisteminin temelinde yer alan “Hak” kavramına aykırıdır. Faiz kul hakkını hiçe sayarak, insanları kolaylıkla aldatmanın yolunu açar. Kazanıyorum zannederken aslında kaybeden kişinin ve birbirine güvenini yitiren müslümanları felakete sürükler. Faiz yalnızca malın değil, hayatın da bereketini kaçırır. Nice iflaslar, intiharlar, dağılan aileler, heba olan ömürler faizin birer neticesidir. Yüce Allah çalışıp çabalamadan haksız yoldan kazanç sağlayanların ibretlik âkıbetini bizlere şöyle haber vermektedir: “Faiz yiyenler, kabirlerinden şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu durum onların 'Alışveriş de faiz gibidir' demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır…”
[Bakara 275]

kalbim temiz

hafiz
Toplumumuzda maalesef namazdan çıkıp, kahvehanelere gidip orada dedikodu yaparak ,insanların gizli hallerini araştırarak faydası olmayan şeylerle meşgul olarak, kendisini hacca gittim diye avutarak,benim kalbim temiz diyerek alay edip ve günaha bulaşan bir sürü örnekler var.

Bu konu hakkında ömer Hayyam der ki;
Bir elde kadeh bir elde Kur'an
Bir helaldir işimiz bir haram
Şu yarım yamalak dünyada
Ne tam kafiriz ,ne tam Müslüman...

üniversite sayı ve kontenjanlarının fazlalığı

bulut bey
Türkiye'de halihazırda bir dünya üniversite var. Bazı ilçelerde dahi var. Ayrıca kontenjanlar da çok yüksek sayılarda. Bazı bölümlerin ikinci öğretim programları da var. Eğitim fakülteleri mühendislik fakülteleri, hukuk, fen ve edebiyat daha niceleri. Sonuç. Sonuç atanamayan öğretmenler, asgari ücretten daha az paraya çalışan mühendisler, geçim sıkıntısı yaşayan avukatlar ve ara eleman bulamayan sanayi işletmeleri. Nüfusun doğru maarif politikaları ile mesleki yönlendirmesinin yapılması çok mu zor. Devlet dediğimiz organizasyon bunu neden yapamaz yahut yapmaz. Kardeşim bu kadar öğretmene gerek yok. Bu kadar avukata mühendise ihtiyaç yok. Ayrıca bu kadar avukat mühendis öğretmen veya hangi dal olursa olsun yetkin, mesleki nosyonu tam bir şekilde yetiştiremezsin. Olmaz. Bir amfide 200 kişinin ders görmesi ile 50 kişinin ders görmesi çok farklı bir hadisedir. Bir labaratuvarda 50 kişinin çalışması ile 10 kişinin çalışması çok farklıdır. Sayı arttıkça kalite düşer. Bir başka deyişle kemiyet keyfiyete manidir. Bu kadar üniversiteye lüzum yoktur. Bunu her makul insan görür. Ayrıca kontenjanların bu kadar açılmasına da lüzum yoktur. Yazıktır günahtır. İsraftır. İnsanların hayatı ile oynamaktır bu. Adama imkan veriyorsun gir oku diyorsun. Adam 4 yıl 6 yıl neyse okuyor emek veriyor. Ailesi bir dünya para harcıyor. Sonuç hüsran. Hem mezun olan genç için hem de ailesi için. Her şehre üniversite açmakla bu ülke kalkınmaz yaa. Olmaz olamaz. Bunun örneği yok. Haa şehirler kalkınır. Nasıl kalkınır. Adam 5 bin kira kira edecek evini öğrenciye 10 bin liraya kiraya verir. Kalkınmadan bunu anlıyorsak evet olabilir.

Türkiye'ye lazım olan üniversite değil zanaat mektepleridir. Usta-çırak sistemini esas alan ahilik literatürünü benimseyen nev-i şahsına münhasır bir mektep düzeni gerekmektedir. Bu hiç zor değildir. Saçma sapan üniversite açmaktan çok daha basit daha az maliyetli olup ayrıca ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak, genç nüfusumuzun isabetli yollara yönelmesini sağlayacaktır. Üniversite okuyamayacak insanı buraya teşvik etmek hem o insana zarardır hem de topluma. Bundan vazgeçilsin.

Gençlere tavsiyem. Kardeşlerim sakın saçma sapan üniversitelerde saçma sapan bölümlere gidip gençliğinizi harcamayın. Kendinize yazık edersiniz. Tıp hariç diğer tüm bölümlerde aşırı fazlalık var. Hatta liseyi dahi açıktan okuyup zanaat sahibi olmaya çalışın, ticaret erbabı olmayı hedefleyin veya neye kabiliyetiniz varsa işte. Çok iyi matematiğiniz fiziğiniz yoksa boşuna üniversite kazanacam diye hayatı kendinize zindan etmeyin. Haydi kalın sağlıcakla.

müslüman akıllı olmak zorundadır

hafiz
Allah biz kullarına kendisini tanıyalım diye bizlere akıl ve irade vermiştir.Kulluk makamı Peygamberlerin "ne güzel kul "makamına ermektir.müslümanın akıllı olanı nefsin istek ve arzularına set çeken ve övülen bir kimse iken ,aklını kullanmayan ise nefsin arzularına uyan gaflette olan kimsedir.Dinini [islamı] iyi öğrenmek isteyen bir Müslüman önce ilmihal yani hâl ilmini iyi öğrenmelidir.ilmihal [fıkıh]kişinin aleyhinde ve lehinde olanı bilmesidir.akıllı mümin şeytanın düşman olduğunu,nefsin ise daima bizi kulluk yani akıllı Müslüman olmanın önünde en büyük engeldir.akıllı Müslüman derken Allahı ve rasülünün yolundan giden kimseyi kastediyoruz.

musalli

hafiz
namaz kılan anlamına gelmekte olup,beş vakit namaza devam eden kişiye verilen addır.cemaattle namaza devam edenin cennetlik olduğuna şahitlik edin buyuruyor peygamber efendimiz.kişini imanının ispatı namazdır. kafirle farkımız namazdır.namaz eğilerek yükselmenin adıdır.allah sizleri musalli olan kimselerden eylesin.

ramazan

hafiz
oruç,farsça ''ruze'' kelimesinin türkçeleşmiş şeklidir.arapça bir kelime olan ''savm ve sıyam'' bir şeyden uzak durmak,bir şeye karşı kendini tutmak ,oruç tutmak demektir.

-saim;oruç tutan demektir.
-oruç hicretin 2. yılı farz kılınmıştır.
-ilk oruç bedir savaşında tutulmuştur.
-ramazanın kelime manası sıcaklıktan gelir.
-güneşin yükselip etrafı kavurduğu zaman dilimine ''ramada'' denilir.
-günahlarımızı yok etttiği için bu aya ramazan denilmiştir.
-oruç sadece ağızla tutulan bir ibadet değildir.bütün uzuvlarla tutulan bir ibadettir.orucu göze,kalbe,zihne,kulağa, hasılı bütün organlara tutturulan bir ibadettir.

usta-çırak

bulut bey
usta-çırak ilişkisi esasen türk milletinin yılların iktisabı ve marifetiyle ortaya çıkardığı ve ahilik ile birlikte değerlendirilmesi lazım gelen muazzam bir hadisedir. usta-çırak münasebeti bana göre kapitalizmin köküne kibrit suyu çalabilecek bir düşüncedir. bünyesinde bu potansiyeli barındırır. çırak-kalfa-usta şeklinde 3'lü yapı olduğu da söylenir. kısaca usta-çırak ilişkisi diyoruz. bu ilişki sadece zanaat alanında da değil ilimde de mevzuubahis edilebilir.

günümüzde usta-çırak ilişkisi unutulmaya yüz tutmuş -belki de unutulmuş- bir hadise. ''neyi kaybettiğini hatırla'' sözünün tecessüm ettiği muhabbetlerden bir bahis. fakat belki de halen bu muazzam sistemin yeniden inşası mümkündür. ''üniversite sayı ve kontenjanlarının fazlalığı'' yazımızda kısaca zikrettik. zanaat mektepleri kavramını. bu kavram ile birlikte usta-çırak ilişkisinin üzerinde durulabilir kanaatimce.

türkiye'de artık bu meseleler hiç gündem edilmiyor. neden acaba. daha önemli mevzular olduğu için mi. yoksa zihni melekelerimizi toplum olarak tamamen yitirdiğimiz için mi. yoksa kapitalist sisteme tam entegre olduğumuzdan mı. veyahut hepsi mi. olabilir. biz kendi meselelerini hayati sayan bir çizgiyi takip etme konusunda sadık olmayı hedeflediğimizden ötürü bu konuları gündeme getirelim. en azından kendi çapımızda :)

mazhariyet

sivri
"lütuf", "iyilik" veya "nimet" anlamına gelir. Bu kelime, özellikle tasavvuf literatüründe sıkça kullanılır ve Allah'ın lütfu ve inayetiyle bir kişinin aydınlanması veya arınması anlamında kullanılır. Mazhariyet, manevi bir kavramdır ve bir kişinin Allah'ın lütfu ile nurlandığı veya ruhani bir yükseliş yaşadığı anlamına gelir.

cömertlik

hafiz
farsça cevân-merd sözcüğünden türkçeleştirilmiştir.
dinimizde cömertlik genelde sehâ,sehâvet ve cûd kavramıyla ifade olunmaktadır.
cömetlik,eldeki imkanları meşru ölçüler içinde,hiçbir karşılık beklemeden gönüllü olarak başkalarına yardımcı olmaktır.
cömert kulu allah sever.peygamber efendimiz insanların en cömertidir
örnek verecek olursak şu olay ne kadar cömert olduğunu gösterir;
sahabeden biri evlenmektedir.fakat adet olan düğün yemeğinde ikram edecek hiçbir şeyi yoktur.durumu haber alan peygamber efendimiz evindeki unun hepsini ona hediye eder.kendi evinde ise hiç yiyecek kalmaz.

maarif

bulut bey
(bkz: Milli eğitim bakanlığı) yerine maarif ifadesini kullansak. Hatta bakanlık yerine nazırlık yahut nezaret ifadesini tercih ederim. Yani maarif nezareti yahut maarif nazırlığı. Bakan değil nazır. Bakanlık değil nezaret gibi. Hem estetik hem de yapılan işin öyle eften püften bir iş olmadığını çok daha iyi yansıtan ibareler.

hdp

hafiz
Hpd - pkk ile aynı yolda yürümek onlarla bir olmak Türk milletine karşı açıkça ihanettir.ihanete göz yuman destek olan iki cihanda rahat edemez.bedel verilerek alınan bu topraklar Türk milletine emanettir. emanete ihanet eden ya münafıktır ya haindir.Allah en doğrusunu bilir.

maval okuma

hafiz
Günlük hayatımızda karşılaştığımız bir kelimedir.arapçadan geldiği söylenmektedir.anlamı ise tutarsın,yalan konuşma,uydurma söz gibi manalara gelir.mesela bi konu hakkında bilgisi olmayan kişi bişeyler anlatır durur sonra inandırıcı olmadığı için "bana maval okuma"deriz. O yüzden bir kimse hakkında bilgisi olmadığı konuda konuşmamalıdır.
Peygamber Efendimiz "kişinin her duyduğunu söylemesi kişiye günah olarak yeter"demesi bir konu hakkında bilgisiz konuşmamayı bizlere öğütlemektedir.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol