muhsin yazıcıoğlu

sivri
Muhsin Yazıcıoğlu (1954-2009), Türk siyasetçi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) eski liderlerinden biridir. 1954 yılında Sivas'ın Yıldızeli ilçesinde doğdu.

Yazıcıoğlu, 2002 genel seçimlerinde MHP'nin Sivas milletvekili adayı oldu ve seçildi. 2004 yılında MHP Genel Başkan Yardımcılığına getirildi. 2007 yılında MHP'nin 8. Olağan Kongresinde parti genel başkanlığına aday oldu, ancak seçimleri Devlet Bahçeli'ye karşı kaybetti.

Yazıcıoğlu, 2009 yılında helikopter kazası sonucu hayatını kaybetti. Kazada Yazıcıoğlu'nun yanı sıra 5 kişi daha hayatını kaybetti. Ölümü, Türkiye'de geniş çaplı bir üzüntüye neden oldu ve kendisi Türk milliyetçiliği ve Türk siyasi hayatındaki etkisiyle hatırlanmaktadır.

yalnız

mad
bazen hayatın gerçeklerini görebilmek için yalnız kalmak iyidir. önemli olan, yalnız kalmaktansa yanlış insanlarla, yanlış yolda olmayı tercih etmemektir

ertuğrul gazi

hafiz
Davamız kutlu, yolumuz çetin, düşmanımız ise kahpedir.

Buranın uç beyim benim,burda nizam da benim töre de benim.

Türk; aç kalır, susuz kalır, lakin devletsiz kalmaz. Ya bu devlet adalet üzere olacak ya da biz adalet üzere bir devlet kuracağız.

Asla korkmayın! Sancağımızı dalgalandıran da töremizi yaşatan da damarlarımızda taşıdığımız şerefli kandır. Biz bu kanı taşıdıkça, ayak bastığımız her yer yurt, sesimizin ulaştığı her yer bize vatandır.

Üstte mavi gök, altta yağız yer şahittir ki, gecenin en koyu ânı, şafağa en yakın olan ânıdır. Unutmayın ki devlet, taş binaların içinde değildir. Devlet Türk'ün ruhudur ve her Türk bir devlettir. Yeryüzünde bir Türk bile yaşıyorsa, bizim için bir devlet var demektir.

Yiğidin bakışı, korkağın kılıcından keskindir.

Aslan kapana girdi mi çakallar bile diş bilermiş.

Bizi Bismillah zırhıyla koru Ya Rabbim.

bir derdi olmalı müslümanın

hafiz
Bir müslümanın derdi olmalı bu yalan dünyada öyle dert ki, müminleri düşünsün vatanını, milletini, toplumu, herşeyi dert edinsin. Müslüman dertsiz olamaz kendi derdinin yanında yukarıda sandıklarımı dert edinmeli.düşünmeyen dert edinmeyen hayatın anlamını anlayamaz ve kafirlerin karşısında duramaz.heyecanı ,derdi, aksiyonu olmayanlarla bizim işimiz olmaz.dertten kastımız şeytanın ve kafirlerin planlarını görüp yıkılmadan, eğilmeden "ben müslümanın sizin yaptıklarınız beni yolumdan döndüremez biz alemlerin rabbine iman ettik ona güveniyoruz" diyebilmektir.bu duruş peygamberlerin ,ahiret alimlerinin derdi olan insanların duruşudur. Derdi olan Müslümanlar,kendi imkanlarıyla destek olur.malıyla, canıyla,kalemiyle kafirlerin çarkına çomak sokar. Çünkü Allah'ın rızası ve cennet kolay değil.iman ispat ister.iman eden bir Müslüman zorluklara sıkıntılara göğüs gerer.kalbinde ki iman gücüyle bunu ispat için "rabbim elimden geleni senin inayetinle yapıyorum, bizim ayağımızı kaydırma bizlere katından sabır ver"diyerek bu mücadelesini ve derdini ortaya koyar.
O yüzden bu kurmuş olduğumuz mecrası, derdi olanların kendilerini doğru bildiği fikirleri, dert edinen vatan evlatlarının limanı olarak kurulmuştur.elbette bizim gibi düşünen nice Müslüman evladı vardır.Allah sayılarını artırsın. Bizim bu yolumuz en doğrusu demiyoruz ama yolumuz haktır,güzeldir diyoruz.

tenakuz

sivri
çelişki, tutarsızlık, uyumsuzluk veya çatışma gibi anlamlara gelir. Bir şeyin kendisiyle veya diğer şeylerle çeliştiği, birbiriyle uyuşmayan veya çatışan özelliklere veya durumlara sahip olduğu durumlar için kullanılır.

Örneğin, "onun söyledikleriyle yaptıkları arasında tenakuz var" gibi bir cümlede, kişinin söyledikleri ile yaptıkları arasında bir uyumsuzluk veya çatışma olduğunu ifade etmek için kullanılmıştır.

yunus emrenin hallacı mansur sevdası

bulut bey
yunus emre hallac-ı mansur çizgisinde midir değil midir bu ayrı bir bahis. belki de o çizgidedir. bizim için önemli olan husus yunus emre'nin tasavvuf açısından kimin çizgisinde olduğu değildir. zira yunus emre'nin temayüz ettiği hususiyeti türkçeyi kuran, türkçenin derli toplu ilk halini neşet ettiren şair olmasıdır. biz bugün konuştuğumuz türkçeyi yunus emre türkçesine borçluyuz. ne demiştik türkçe için. türkçe islami ve itikadi bir dildir. bunu pek çok örnekte rahatlıkla görebiliriz. dolayısıyla yunus emre de bu islami ve itikadi dilin en güzel ilk nüvelerini bize allah'ın izniyle vermiştir. yunus emrenin alamet-i farikası budur. yunus emre'nin alamet-i farikası hallac sevdası değildir. tıpkı istiklal marşı şairimiz mehmet akif'in abduh ve cemaladdin efgani isimli zevattan etkilenmesinin onun alamet-i farikası olmadığı gibi. nasıl ki mehmet akife afgani sevdalısı diyemez isek yunus emre'ye de hallac sevdalısı diyemeyiz. en azından türklüğün müslümanlıktan başka bir şey olmadığını iddia ediyor isek dememeliyiz. böyle dersek onlardan istifade yolunu tamamen kapatmış oluruz. biz ki ateist Nietzsche'den bile yeri geliyor istifade edebiliyorsak -fikir bazında- bizim dilimizi kuran bir büyük mübarek zatın niçin -menfi olduğu öne sürülen- özelliğini sanki asli unsuruymuş gibi öne çıkaralım.

enel hak. eski bir tartışma. bu bir meşrep. bunu diyen çok mutasavvıf olmuş. bu bir bakış açısı. şarap da geçer şiirlerde, kadeh de. bu bir sembolizmdir. bir ifade ediş türüdür. bu tarz tasavvuf şiirlerinin şeriata aykırı olduğu da eski bir tartışmadır. erbabının bileceği iştir. fakat belirtmek gerekir ki; yunus emre kurucu babadır. yunus emre, karacaoğlan, mehmet akif bunlar bizim değerlerimizdir. müslüman türkün hayırla yad etmesi hatta minnet duyması gereken şahsiyetlerdir.

neumark ve türkler

hafiz
Osmanlının [türklerin]islamiyete hizmetlerine baktığımız zaman ne kadar çok hizmet ettiklerini görebiliriz.tarih meydanına çıkmış olan ve cihadı şiar edinen bir devleti görmemek için kör veya bir Türk düşmanı olmak lazımdır.Osmanlı türklerini zaferden zafere götüren güç ,ahlak, sabır ve cesaret, gibi meziyetler hep islami kaynaklardan geliyordu.
Bazı mısır ve Afganistan fikir adamlarının ecdadımıza düşmanlığı da bilinmektedir.iyisi de var kötüsü var ama kötü olan bu adamlar, peygamber efendimizi bile devre dışı bırakabilme cüreti göstermiş vehhabi zihniyetli kimselerdir.

bunun böyle olduğu batılı olan Alman profesör neumark şöyle söylemektedir;

Çok samimî itiraf edeyim ki, Avrupalılar, Türkleri sevmez. Kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı Hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Çünkü sizler en az 400 sene sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslâmiyet uğruna her şeyini feda etmeseydiler, İslâmiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi. Kaldı ki, Vahhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Batı her yerde İslâmiyet'i, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet'i devam ettirdi. Onun için faraza lâiklik şöyle dursun, Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler. Sizler farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir. Ve sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Bu bakımdan sizi silâh ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağlamaya çalışıyorlar..."

ramazan

kendi halinde biri
“Ramaz “ kelimesi yanmak manasına gelir.Bu aya ramazan denilmesinin bir sebebi de bu ayın günahları yakıyor olmasındandır. Kuran-ı kerim bu ayda indirilmeye başlanmıştır.

altılı masa

bulut bey
Altılı masanın adayının kim olduğu, ekrem imamoğlu ve Mansur yavaş isimli zevatın cb yardımcısı olacağı ve sair buna benzer konular Türkiye için pek önemsiz hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan meselelerdir. Bu zevatın kıratı nedir ki Türkiye'ye bir değer katsınlar. Aziz milletimiz kıratı olmayan zevata niye bu kadar kıymet verir. Bunu sorgulamalıyız hem de çok iyi sorgulamalıyız.

istiklal marşı

bulut bey
Bugün yani 12 Mart 2023 günü. İstiklal marşı'nın TBMM' de kabul edilişinin yıl dönümü. Tv ekranlarına bakıyoruz. Hiçbir atıf yok. Hiçbir özel program düzenlenmemiş (mesela trt 2'de little joe var - trajikomik) . Devlet ricali özel bir protokol hazırlamamış. Tbmm'de özel bir protokol düzenlenmemiş. Kısacası günün anlam ve önemine dair hiçbir gelişme yok.

Oysa cumhuriyet istiklal marşına çok şey borçlu. Her birimiz birer fert olarak istiklal marşına çok şey borçluyuz. Biz Türkiye ne kadar kıymetli ise o kadar kıymet kazanacak fertleriz. Bu vatana bu topraklara borcumuzu ödememiz şarttır. Türkiye yoksa türk yok, vatan yok. İstiklal marşının deyimiyle türkiye yoksa can yok, canan yok, tek vatan yok. Türkiye yoksa biz hiçbir şey değiliz.

mehmet akif ve abduh

hafiz
Muhammed abduh, mısırlı düşünce adamı,reformist hareketin öncülerinden birisidir.kendisi Kur'an kerimin bazı ayetlerine akli yaklaşarak kabul etmediğini,bazı ayetlere absürt yorumlar getirdiğini örnek olarak fil süresinde'ki ebabil kuşlarından bahsederken onlar kuş değil mikroptu diyerek ayetleri aklileştirdiği gereksiz yorum olarak görülmüştür.elmalılı hamdi yazır tefsirinde abduh'un bu görüşünü tabiri caizse yerden yere vurur.bunun yanında ehli sünnet ulemayı kabul etmediği, neo selefi olarak Kur'an ve sünnet çerçevesinde müslümanları yeniden birleştirmek niyeti olduğunu söyler ama sürekli mucize olan ayetleri absürt bi şekilde yorumlar.ümmetin 1400 senelik ilmi mirasını redderek reddi miras yapar.güya ümmetin birliğini sağlamak olduğunu söyler.

tabi bazı söylemleri osmanlı Türkiyesinde de kabul edilmiştir bazı fikir adamlarının sevdalısı olduğunu görebiliriz.
Osmanlı Türkiyesi'nde Mehmed Âkif başta olmak üzere Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlürreşâd çevresinde yer alan İslâmcı ekolün yanı sıra Ziya Gökalp ve İslâm Mecmuası etrafındaki modernistler üzerinde etkili olmuş, hatta İctihad grubundaki Abdullah Cevdet ve Celâl Nuri gibi laik Batıcı kesimler tarafından bile kendi görüşleri doğrultusunda kullanılmıştır.(dia: abduh)

Şimdi akif ersoy'un şiirlerine bakalım abduh ve afganiyi nasıl övdüğüne;
Asım isimli çok uzun bir şiirinin son kısmında diyor ki:
"Mısır'ın en muhteşem üstadı Muhammed Abduh,
Konuşurken neye dairse Cemaleddinle,
Der ki tilmizine Afganlı,
Muhammed dinle,
İnkılâb istiyorum hem çabucak,
Öne bizler düşüp İslam'ı da kaldırmazsak,
Nazariye ile bir şeyler olur zannetme,
O berahini de artık yetişir dinletme.
İnkılab istiyorum ben de, fakat Abduh gibi
İşte ilk dönem gençlik yılların akif Abdülhamid han döneminde bunları söylemiştir.

Peki akif ersoy'a bakışımız nasıl olacak çünkü o bu toprakların evladı bizim değerimiz ve bizim şairimizdir.ne kadar yanlışı da olursa olsun hatta ehli sünnette aykırı görüşü bile olsa bize aittir.
Şair Akif'i, o günün şartlarında ele almazsak haksızlık etmiş oluruz. Bugün bizim alenen gördüğümüz sonuçları o gün görememiş olmasını makul kabul etmeliyiz. Çünkü gerçekten o dönemi iyi anlamak bilmek lazım kafirlerin üstümüze her konuda geldiği bir gerçektir.Her mü'min gibi akif'te hata edebilir yapıdadır. Biz akif'in iyi güzel,doğrularını alırız gerisini kenar koyar kendisinde nasipleniriz.çünkü akif Zor zamanın zor insanlarından birisi olarak ona rahmet dilemeliyiz. Dileriz Rabbimiz bizi de onları da affeylesin.

süslü cümleler

bulut bey
Süslü cümlelerden evvel süslü cümlelerde sıklıkla kullanılan kelime ve kavramlara örnekler verelim. 'insan hakları' çoğuna göre kutsal kelimedir.
'özgürlük' mesela mutlaka "serbest piyasa" kavramı ile birlikte kullanılır. Bu ikisi kardeştir. Yol arkadaşıdır. 'demokrasi' mesela. Vazgeçilmezdir. Sorgulanamazdır. Sorgulayan geri kafalıdır, çağ dışıdır. Gavur böyle kurar ağını.
Gelelim süslü cümle örneklerine. Gavur ırak'a saldırmak ister. Bize ırak petrolü lazım orada çıkarlarımız var öte taraftan Müslüman kanı dökmek pek hoşumuza gidiyor demez. 'ırak'a demokrasi getireceğiz' der. Abd'nin Irak işgalinde kaç Müslüman şehit olmuştur. Unutmayalım. Gavurlar süslü cümlelerle Müslümanları uyutur farenin kediyle oynadığı gibi oynar. Bahsettiğimiz süreçte Türkiye'de akp'nin ilk yıllarıydı değil mi. Ne yaptı 'demokrat muhafazakar' akp. tamamen sürecin arkasındaydı, tezkerenin çıkması için canhıraş uğraşılıyordu. Unutan unutsun. Uyuma numarası yapanları kimse uyandıramaz. Müslümanlığını ciddiye alan unutmaz.

tbmm

hafiz
Herkes o meclisi kuran ruha atıf yapıyor; o öze dönmemiz gerektiğini söylüyor. İşte o ruh Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazından sonra kesilen kurbanlar, okunan Kur'an-ı Kerim ve Buhari-i Şerif ve edilen dualarda saklı. Maalesef ilerleyen yıllarda meclis o ruhu kaybetti.

meral akşener

bulut bey
yakın siyasi tarihimizi hatırlayacak olursak bugün yani 3 mart 2023 tarihinde yaşanan siyasi hadiseler için ''etme-bulma dünyası'' sözü aklıma geliyor. zira chp genel başkanlığı makamını işgal eden zat sabık genel başkanın kaset skandalı akabinde o koltuğa yerleştirilen bir kimseydi. bu yerleştirmede ise dönemin chp genel sekreteri önder sav isimli zat etkin bir rol oynamış idi. hatta ''önderimiz kemal'' afişleri ile önder sav namzadın chp içerisindeki güçlü konumu tasvir ediliyordu. çok geçmedi ki kemal kılıçdaroğlu önder sav'ı tasfiye ediverdi. gerekçesi ise çok basitti. bir koltuğa iki karpuz sığmazdı. kendisini o koltuğa getireni veya o koltuğa yerleşmesine zemin hazırlayan en etkili şahsı bir hamlede harcamış siyaseten emekli etmişti. yine yakın siyasi tarihimize baktığımızda iyi parti seçimlere giremeyecek durumda iken milletin oyları ile seçilmiş milletvekillerine ''talimat'' verilerek siyasi tarihimize ''milletvekili nakli'' deyimiyle utanç vesikası olarak geçen hadise ile aslında bir nevi meral akşenerin partisi potada tutulmuş oldu. bunu sağlayan kemal beydi. bugün yani 3 mart 2023'de meral akşener tıpkı kılıçdaroğlunun önder sav'a yaptığını yaptı. eee ne dersin ''etme bulma dünyası'' kemal amca.

muhsin yazıcıoğlu

bulut bey
Muhsin yazıcıoğlu dediğimiz zaman aklıma gelen ilk kelime vatanseverlik. Rahmetli muhsin başkan berrak zihniyle temiz bir vatanseverdi. Allah rahmet eylesin, Allah şehadetini kabul buyursun.

Bugünlerde Muhsin yazıcıoğlu'na atıflar muhtelif kişi ve kurumlarca yapılıyor. Ölüm yıldönümü münasebetiyle. Muhsin başkanın siyasi çizgisi ile uzaktan yakından alakası olmayanlar onu sanki kendi çizgilerinde giden bir siyasetçiymiş gibi pazarlama peşindeler. Ne diyelim. Şehitler ölmez. Şehitlerin kemikleri de sızlamaz. bugün medyada görünenlerin ve muhsin başkan ile aynı çizgide olduğunu veya muhsin başkana yakın siyasi görüşleri olduğunu iddia edenlerin hiçbirisi Muhsin yazıcıoğlu ile aynı çizgide değildir.
Muhsin yazıcıoğlu'nun çizgisi ismet özel çizgisidir. Bunu ismet bey çok güzel ifade etti bir programda. Bilenler şairin bu sözlerini bilir. Bilenler muhsin başkan ile ismet beyin aynı yolda olduğunu bilir. Gerisi lafügüzaf. Biz vatanseverler olarak ismet beyi de rahmetli şehit muhsin başkanımızı da biliyoruz. Gerisini bilmiyoruz. Bilenlere mübarekler olsun.

mazhariyet

sivri
"lütuf", "iyilik" veya "nimet" anlamına gelir. Bu kelime, özellikle tasavvuf literatüründe sıkça kullanılır ve Allah'ın lütfu ve inayetiyle bir kişinin aydınlanması veya arınması anlamında kullanılır. Mazhariyet, manevi bir kavramdır ve bir kişinin Allah'ın lütfu ile nurlandığı veya ruhani bir yükseliş yaşadığı anlamına gelir.

küfür

hafiz
Küfür,herzaman Allah'a savaş açmış bir millettir.
Müslüman [türk]kafire karşı daima malla canla kalemle savaşan Allah'ın has[özel] kullarıdır. Bu kervanda olmak nasip meselesidir.

lugat

bulut bey
Lugat diyince akla türkce lugat gelir :)

Lugatli Türk
Lugatli ve kıratlı. Ne demek istiyorum. Şunu demek istiyorum. Kavramlar bir şahsiyetin zihniyetini belirler. Zihniyet ise fiiliyatını. Biz kendi kelimelerimiz ile kendi kavramlarımız ile düşünüp eylediğimizde bir değere ulaşırız. Başkalarının özellikle gavurların kavramları ile düşünüp eyler isek değersizleşiriz. Kıratımız kalmaz. Çapımız daralır. Çünkü müslümanlık herşeyden önce bir zihniyettir. Ne demişti şair: "gavurun aklı olsa Müslüman olurdu."

istanbul depremi

bulut bey
Deprem konusunda uzman olduğu söylenen bazı insanlar istanbul'da en az 7 büyüklüğünde deprem olacağını, bu depremin elinin kulağında olduğunu muhtelif tv programlarında zikrediyor. Konuyla ilgili bir hayli ve sistematik olduğu anlaşılan akademik bir çaba da vaki. Tamam bunu anladık. Peki bu nedir, bu çaba neye tekabül ediyor.

Bildiğimiz gibi kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem yaşadık. Bu depremde 11 vilayetimiz çok ciddi tesirlere maruz kaldı. Binlerce vatandaşımız bu depremlerde vefat etti. Binlerce vatandaşımız yaralandı. Bazı şehirlerimiz yerle yeksan oldu. Geriye kalan vatandaşlarımız en yakınlarını kaybetti, bazıları tüm ailesini yitirdi. Hepimizin bildiği gibi 6 şubatta oldu bu depremler. Enkazların altında binlerce vatandaşımız kaldı. Kahraman ekiplerimiz canla başla vatandaşlarımızı kurtarmak adına seferber oldular. Peki bu sırada bazıları neyle iştigal ediyordu. Bazıları aynı gün -belki de 2. Gün- mal bulmuş mağribi gibi İstanbul depremi konuşmaya başladı. Milleti korkutmak için neler neler, ne varsayımlar ne senaryolar. İnsanlar enkaz altında can çekişirken, kurtarılmayı beklerken bu zevat kendi gündemindeydi. Kendi maksatlarını hasıl edecek propaganda ile iştigal ediyorlardı tiraji yüksek ulusal medya kanallarında. Esasen bu propaganda yani "istanbul'da çok büyük deprem olacak aman haa" propagandası çok önce başladı. Yıllardır pompalanan bir iddia. Yani zımnen şu söyleniyor 'kardeşim bu istanbul'da aman oturmayın mümkünse taşının gidin". Bu propagandanın maraş depremi ile revaç yaptığını gördük. Peki maksat nedir. Sebebi hikmeti ne ola ki.

Bunu anlamak için pek çok bilgiyi haiz olmamız lazım. Pekçok parçayı hafızamızda içtima etmemiz icap ediyor. Mesela İstanbul'a vize ile giriş önerisini hatırlamamız lazım. Birileri neden bu absürt teklifte bulundular. Halen de öne sürüyorlar. Bu bir tarafta dursun. Peki yabancıya konut satışı diye bir hadise var Türkiye'de değil mi. Bu hadiseden en yüksek etkilenen yer neresi. İstanbul. Dolar euro bazında satılan lüks konutları en fazla kim satın alıyor. Türkler mi. Yoksa gayrimüslimler mi. Peki fener rum patrikhanesi nerede. Öte yandan birileri yani rum milliyetçileri İstanbul'u - onlar konstantinopolis diyorlar- ortodoks baş şehri yapmak istiyor mu istemiyor mu. Ayrıca haberlerde sanki iyi bir gelişmeymiş gibi aksettirilmeye çalışılan İstanbul'a yapılan dünya ticaret merkezi isimli yer neyin nesi. Maksadı nedir. Buraya kimler ne amaçla gelecek. Bu devasa gökdelenleri kimler ne için yaptırıyor. Peki bazı türk şirketler neden merkezlerini istanbul'dan ankara'ya naklediyor. Birleşti mi bazı puzzlelar. Birleşmesi lazım.

Bizim bir şeyleri anlamamız lazım. İstanbul'un -görünürde dahi- Türk olmasına tahammül edemeyenler yani gavurlar bir iş peşindeler hem de uzun süredir. Buna bazıları bilerek yahut bilmeyerek çanak tutuyor. Üstelik bu gavurlar bir hayli yol katettiklerini düşünüyorlar. Gelişmelere Bakınca pek de haksız değiller gibi. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.

kemal sunal

hafiz
Ulan gerçek bu mu
bu kadar namussuz mu oldu insanlar
Bu ne biçim dünya be
herkes herkese bi kazık atıyor
sonra kendi canı şu kadarcık yandı mı
veryansın ediyor bu kadar namussuz mu oldu insanlar vay anam:)

osmanlıcı-cumhuriyetçi tezadı

bulut bey
Siyaset yazımızda dünya sisteminden bahsettik. Sistem birçok tezatlıklar ortaya koyar. Adam seküler temayülde, kemalistlik yolunda ise ona der ki "bu Osmanlı var ya bu osmanlı islami bir düzendir. Dolayısıyla gericidir. Oysa kemalist inkılaplar batıcıdır ilericidir medenidir. Cumhuriyeti mustafa kemal kurduğuna göre sen de kemalist olduğuna göre sen cumhuriyetçisin". Bu vatandaşımız da Osmanlıya karşı cumhuriyetçi oluverir. Al sana bir paket.

Sistem, dindar temayülü yoğun, kemalist inkılapları benimseyen bir zata da der ki "bu cumhuriyet var ya bu cumhuriyet. Bunu Mustafa kemal kurdu. Aynı Mustafa kemal saltanatı lağvetti. Aynı Mustafa kemal inkılapları yaptı, halifeliği kaldırdı. Yani bu islam'a karşı bir iştir. Oysa senin şanlı ecdadın osmanlı yok muydu. Bunlar ne matah adamlardı. Tam bir islam düzeniydi. Yıktılar onu". Bu vatandaşımız da oldu mu sana cumhuriyet karşıtı bir osmanlıcı. Al sana ikinci paket.

Gavur sistemi böyle insanları tanımlar. Sonra o tanımlar ile insanları paketler. O paketleri birbirine vura kıra bir sonuç - tabi ki kendi lehlerine- bir sonuç hasıl etmeye çalışırlar. İnsanlar kendilerini ciddiye almadıkları sürece başarıya da ulaşırlar.

Oysa ne cumhuriyet islam karşıtı bir hadisedir. Ne de osmanlı tam bir islami düzendir. Türkiye cumhuriyeti islam cumhuriyeti olarak ilan edildi. Yani Müslümanlar Tanzimat ile kaybettiklerini istiklal harbi neticesinde geri aldılar. Bu ve daha başka konu ile alakalı bilgiler ısrarla ve başarı ile insanlardan gizlenir ve insanlar Osmanlı-cumhuriyet tezadında bırakılır. Bu çekişmeden bu nizanın tarafları hiçbir menfaat temin edemez. Niye. Çünkü masayı kuran, tanımı yapan, organizasyonu teşkil eden gavur. O yüzden.

Kurtlar vadisinde çok güzel bir replik var. Ne diyor. "kumarda kazanan yoktur Kumarda sadece oynatan kazanır". Şimdi bu mevzuya uyarlayalım. Gavur bir masa kuruyor. Bu masada kumar oynatıyor. Bir kere kumar oynamak müslümana haram. Ama bazı Müslümanlar bundan hiç rahatsız değil. Ben oynarım diyor. Hadi haramı göze aldın oynadın. Ee canım ciğerim. Gavurun masasında kumar oynuyorsun nasıl kazanacaksın. Sonuçta hep gavur kazanır.

Cumhuriyet türkiye'nin bir kazanımı. Bu istiklal harbi sayesinde oldu. Gavur kendisine bir yahut birden çok menfaat temin etmek üzere elbette bu tezadı teşmil etmeye gayret edecek.

Velhasıl güncel siyasi sosyal veya dini bilumum tüm tezatlıklarda bahsettiğimiz hadiseyi gözlemleyebiliriz. Bu bahse örnek olarak Gazali ibni rüşd tartışması başlıklı yazıda temas etmeye çalışmıştım.

Müslüman akıllı olmak zorundadır. Allah Müslüman türke akıl fikir basiret ve hidayet versin. Yani hepimize.

pkk

bulut bey
Dikkate şayandır ki siyasi hayatımızda dönem dönem mutlaka belli başlı siyasi parti yahut siyasi liderler pkk ya selam çakmıştır. Bu adeta kural gibi. Çok ilginç değil mi. Mesela Süleyman demirel yıllar önce 'kürt realitesini kabul ediyorum' demişti. Bu söz aslında pkk realitesini kabul ettim olarak da anlaşılabilir veya yorumlanabilir. Oysa türk pkk yı niye realite olarak görsün. Bir görüşe göre bu söz süleyman Demirel'e siyasi icazet sağlayan bir sözdür. Bu ayrı bir bahis. Yakın tarihe baktığımızda ise çözüm süreci isimli fecaati görürüz. Bu sürecin - sonunda hendek operasyonlarında- kahraman Mehmetçiğe ve özel harekatımıza kaç şehit verdirdiği hassasiyetle hatırlanmalıdır. Bugüne geldiğimizde ise chp ve ali babacan isimli şahsın pkk ya selamları gözümüze çarpar. Serok ahmet zaten bu selamı ömrü hayatı boyunca vermiş bir zattır. Onun kıratı budur. Alameti farikasıdır. Pkk ya selam vermek acaba icazet mi. Kimden icazet. Ne için icazet. Ne karşılığında icazet.
Ne mutlu türküm diyene ve de pkk ya selam çakmayana ve de pkk ya selam çakanları çok iyi bilenlere.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol