firavun dedi ki

hafiz
Kasas sûresi'nin 38.ayetinde rabbimiz firavunun şöyle dediğini bizlere bildirir; firavun dedi ki:" Ey önde gelenler ,sizin için benden başka bir ilâh olduğunu bilmiyorum."
Şimdi ayetinin tefsirine gelelim nasıl anlamalıyız günümüz siyasetiyle ilişkisi nasıl,acaba benzerlik var mı ?

Firavun bununla kavminin,yer ve göklerin yaratıcısı olduğunu kastetmiyordu,kastetmiş de olamazdı.çünkü böyle bir şey ancak bir deli tarafından ortaya atılabilirdi.çünkü kendiside bir çok tanrıya ibadet ettiğini kuran bize söylüyor."firavun kavminin ileri gelenlerine şöyle dedi:"Musa ve ve Ona inananlar ülkede karışıklık çıkarsınlar ,seni ve ilahlarını geçersiz kılsınlar diye mi ülkede serbest bırakacaksın? [Araf 127] dolayısıyla firavun kendisi için ilâh kelimesini kullanırken bunu zaruri olarak yaratıcı ve gerçek ulûhiyet sahibi anlamında değil,tartışmasız ve yüce iktidar sahibi anlamında kullanmıştı.bu azmış kafirin demek istediği şuydu:"bu mısır ve ülkesinin sahibi benim.tüm emir ve yasakları teşriî kaynağı ancak benim dediklerim kabul edilebilir.benden başka hiçkimse emir vermeye yetkili değildir.musa kim oluyor haşa! "Diye sorması bundandır.

Meseleyi şöyle ele alırsak, firavun'un durumu peygamberler tarafından getirilen ilahi kanundan bağımsız olarak siyasî ve hukukî hakimiyet iddiasında bulunan devletlerin durumundan hiç de farklı değildir.bu devletler kanun koyucu,emir ve yasakları belirleyici olarak ister bir kral görsünler, ister millet iradesinin ülkenin,Allah'ın koyup peygamberlerin tebliğ ettiği kanun ile değilde kendi kanunlarıyla yönetilmesi durumuna müncer olduğu sürece ,firavun'un durumuyla kendilerininki ile arasında hiç fark yok demektir. Kısaca Allah'ın indirdiği Kuran-ı Kerim 'i bi tarafa koyup kendi elleriyle yapmış olduğu ve topluma uygulatmaya zorladığı veya kabul ettirdiği sürece kim olursa olsun ister devlet ister devlet reisi isterse millet ,firavun gibi ilah iddiasında bulunmuş demektir.firavun "ilâh" kelimesini kendisi için kullanmıştır,ancak bu devletler "hakimiyet" kelimesini de aynı anlamda kullanmaktadırlar.
Allah korusun.

Peki bunu kabul etmeyen ve gücü yetmeyen sorumlu olur mu ?
Elbette hayır,Allah kimseye kaldıramacağı yükü yüklemez.rabbimiz bizim mücadelemizi görecektir.yeter ki herşeyimizle İslamı her yerde yaşamaya gayret edelim sadece islamı camide yaşamayalım; ekonomide,ticarette,siyasette, ailede,heryerde Allah'ın rızasını kazanmaya çalışalım.biz seferden sorumluyuz,zafer Allah'tandır.

mevdudi ve inek

hafiz
merhum mevdudi'nin bi fikri var.bilindiği gibi o hint kıtasının yetiştirdiği alimlerden birisidir. hindular genel olarak ineği kutsal sayar.
diyor ki mevdudi bir hindu müslüman olduğu zaman ona kendi eliyle bir inek kestirmek gerekir ki tevhid iyice kalbine yerleşsin.bizim de kalbimizde bağlı olan ne varsa kuran ayetlerinin iyice yerleşmesi için kesip atmamız gerekir.o zaman tam manasıyla müslüman oluruz.bazı kişiler allah'ın sınırlarını aşıyor kabul etmiyorlar mesela miras konusu buna örnektir bu zamanda kadına 1 erkeğe 2 mi olur diyerek kabul etmiyorlar allah'ın koymuş olduğu hududu yani sınırı aşıyorlar böyle biri müslüman olabilir mi ? başka bir örnek peygamber efendimizin hadislerini kabul etmeyen güya kendilerini kuran ehli olarak tanıtan bir zümre var ama kuran peygambere itaat edin ona tabi olun onun örnekliği sizin için kurtuluş gibi ayetleri görmezlikten geliyorlar.örnekleri çoğalta biliriz.

düşmanı sevemezsiniz

hafiz
Allah'a ve ahiret gününe inammayan, sizi sevmeyen insanları sevemezsiniz.atalarımızın sözleri kulaklarımızda çın çın ötmesi lazım :"sev seni seveni çoban olsa,sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa."yok efendim üniversitede rektör filanca yerde akademisyen vs nerde ne halt olursa olsun ,sevemezsiniz.

Yani seni seveni sev,başının tacı yap çobanda olsa.seviyor mu Allah'ını, peygamber'ini, vatanını milletini ,bayrağını,marşını? Seviyor mu senin camiini,kabe'ni? Tamam,seviyor.öp başına koy.ne kadar günahları olsada birini sev hiç olmazsa bu yönünü şu yönlerinden dolayı sev dinini vatanını sevmeyeni sevmekten daha iyidir ,hiç olmazsa o günahkar kişi arabada müzik çalarken sürse ezan sesini duyunca müziğin sesini kısıyor veya kapatıyor içinde iman ateşi hala sönmemiş demektir.ötekiler ise ne din ne vatan ne millet sevgisi var ben münafığım diyemiyor ama alttan altta dine müslümanlara saldırıyorlar.

"Sev seni seveni çoban olsa,sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa"

kalbim temiz

hafiz
Toplumumuzda maalesef namazdan çıkıp, kahvehanelere gidip orada dedikodu yaparak ,insanların gizli hallerini araştırarak faydası olmayan şeylerle meşgul olarak, kendisini hacca gittim diye avutarak,benim kalbim temiz diyerek alay edip ve günaha bulaşan bir sürü örnekler var.

Bu konu hakkında ömer Hayyam der ki;
Bir elde kadeh bir elde Kur'an
Bir helaldir işimiz bir haram
Şu yarım yamalak dünyada
Ne tam kafiriz ,ne tam Müslüman...

belâgat

hafiz
İyi, güzel, tesirli ve pürüzsüz söz söyleme;edebiyat kaideleriyle ilgili ilim. İki anlamda tanımlanmıştır.
a- Sözün zorlama ve yapmacıktan uzak olup yorumlamaya gerek olmaksızın kolay anlaşılır olması; yerinde ve adamına göre söylenmesidir.
b- İnsanın belîğ, tesirli söz söyleme gücü ve yeteneği kazanmış olmasıdır.
Belâgat bir ilimdir. Sözün düzgün kusursuz, yerinde ve adamına göre söylenmesini öğretir.

Peygamber efendimiz belîğ sahibi idi.o'nun konuşmaları öz,kısa,anlaşılır,az sözle çok şey anlatma özelliğine sahipti.
Örnek hadisler şunlardır;

-Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
Tirmizî, İlim, 14.
-Bizi aldatan bizden değildir.
[Müslim, Îman, 164.]
-dua, ibadetin özüdür.(Tirmizî, Deavât, 1)

ıslah görevimiz

hafiz
Şu herkes iyi bilmelidir ki her Müslüman dininin adamıdır.ıslah herkesin yapması gereken görev olduğunu her mümin iyi bilmelidir.ıslah;düzeltmek ,iyileştirmek,sorunları çözmeye çalışmak demektir.Şeriatımız müminleri hem bireysel hemde toplumsal anlamda ayrılığa düşürecek,ihtilafa götürecek şeylerden korumaktır.ıslah başta Peygamber Efendimiz olmak üzere tüm peygamberlerin misyonudur.peygamberlerden sonra bu görev biz müminler için ulvi bir görevdir .
"Sizden önceki toplumlar içinde yeryüzünde bozgunculuğu önceleyecek birikimli kimseler bulunsaydı ya ! Onlardan,kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kesim bunu yaptı.zulmedenlerse içinde şımartıldıkları refahın peşine düşüp günahkâr oldular.'"[hud suresi, 116]

bibliyofil

hafiz
Fransızca kökenli bir kelimedir. Anlamı ise şöyledir ; kitapsever anlamına gelir.tdk sözlüğünde ise kitap dostu,kitaplara düşkün anlamına gelir. Aldığı yada okuduğu kitapları çevresindeki insanlara aktarmayı seven paylaş kişidir.
Böyle kimselere kitap kurdu da denilir.çünkü kendi alanında sürekli okuyan yazan çizen kimseler kitapla dost olmuştur.o yüzden en iyi arkadaş kitaptır derler.
Dinimizde okumayı,öğrenmeyi,tefekkür etmeyi şiddetli tavsiye etmiş ve "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ?" Diyerek okumanın değerini ortaya koymuştur.

sadakatsizlik

sivri
birine, bir gruba, bir işe veya bir söze verilen sadakatin, bağlılığın, güvenilirliğin veya bağların ihlal edilmesi veya çiğnenmesi anlamına gelir. Sadakatsizlik, genellikle yanıltma, hile yapma, ihanet etme, yalan söyleme veya sözünden dönme gibi davranışlarla ilişkilendirilir.

mamafih

sivri
"ancak, yine de, buna rağmen" gibi anlamlar taşır. Sözcük genellikle bir şeyin olumsuz ya da beklenmedik bir sonucuna rağmen yine de başka bir şeyin yapılabileceğini ifade etmek için kullanılır.

Örneğin, "Mamafih kötü hava koşullarına rağmen, maç hala oynanacak" gibi bir cümlede mamafih sözcüğü, kötü hava koşullarına rağmen maçın hala oynanacağını vurgulamak için kullanılmıştır.

kuru soğan

bulut bey
Yiğidin muhtaç olduğu katıktır. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.

Bugünlerde güncel siyasette bir tartışma var. Ne diyorlar. "efendim biz togg diyoruz. Bu muhalefet soğan diyor":)

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana. Türkiye 1970'li yıllara kadar zengin ile fakirin zor ayırt edildiği bir ülkeymiş. En azından anadolu illerinde durum buymuş. Sonra ne olmuş. Dünya sistemi Türkiye'ye daha güçlü markaj yapmış. Sonra ne olmuş. Türkiye'den bir Turgut özal geçmiş. Ee sonra. Sonra yiğit kuru soğana muhtaç olmuş. Sonra türkiye'ye akp hükmetmiş. Tam 20 yıl. Ne olmuş bu 20 yılda. Kuru soğana muhtaç olmayan yiğit kalmamış.

Dünya sistemi bir yol tutturmuş. Ne demiş. "insanları çaktırmadan fakirleştirin, mülksüzleştirin, köksüzleştirin, bunu hanginiz daha gürültü patırtısız yaparsanız onunla çalışırız". Anlayana olay basit aslında. Ne diyor ana muhalefetin başındaki zat: "efendim ben 300 milyar dolar uluslararası kaynak buldum". Milletin karşısına yoksulluk karşıtı diye sundukları zat bu. "seçin bakalım seçin" diyordu ya rahmetli cem karaca.
https://youtu.be/yYPb47podLM

İşte o hikaye. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, seçin bakalım seçin.

istiklal marşı

bulut bey
Bugün miladi takvime göre 12 Mart. Yine miladi takvime göre 12 Mart 1921 tarihinde milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından kahraman ordumuza ithafen yazılan İstiklal Marşı TBMM'de kabul edildi.

Kahraman ordumuz İstiklal Marşından aldığı güç ve ilham ile kafiri mağlup etti. Allah Türk'ün duasını kabul etti. Kabul olmuş dua ile vatanımız kafir tasallutundan halas oldu. İstiklal harbinin istikametini, ideolojisini, ruhunu ve kısaca bütün mahiyetini istiklal marşı tayin etmiştir. Bu sebepledir ki Teşkikat-ı Esasiye'nin 2. Maddesi "Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır Resmi lisanı Türkçedir." hükümlerini amirdir.

Her ne kadar daha sonraki süreçte istiklal marşı rafa kaldırılmış olsa da (milli şairimizin başına gelenler bunun en açık ispatıdır) yukarıda bahsettiğimiz hakikatler değişmez.

İstiklal harbini biz yaptık. Gariban Anadolu insanı yaptı. Din vatan namus için yaptı. Bir avuç vatansever türk kazandı istiklal Harbini. Dualar ile tekbirler ile. Hiçbirisinin zihninde inkıkap filan yoktu. Kahraman ecdadımızın zihninde sadece bir hedef vardı o da şehadet. Vatanın halası. İstiklal. Başka da bir hedef yoktu. Dolayısıyla cumhuriyetin kurucu felsefesi esasen islamdır, misak-ı millidir. Gerisi lafügüzaftır, çarpıtmadır. İstiklal harbinin sahibi Müslüman türk milletidir. Başka da kimsenin değildir. İstiklal harbi yalnızca bizimdir.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

startup

mad
Startup, genellikle yeni bir iş fikri veya inovatif bir çözüm sunan işletmeler olarak tanımlanır.

bir startup genellikle bir iş modeli veya ürünü geliştirmek için riskli yatırımlar yapmak zorundadır.

Birçok startup, hızlı bir şekilde büyümeyi hedefleyen agresif bir iş stratejisi izler. Ancak bu tür stratejiler, bazen sürdürülebilirlik açısından sorunlu olabilir ve yüksek riskli yatırımlar yapma zorunluluğu, bazı yatırımcıların kısa vadeli kazançlarını garantilemek için sık sık büyük baskılara maruz kalmasına sebep olur.

günümüzde startupların sadece yüksek kâr amaçlı ve insanlara gerçek değer sunmaktan çok, hızlı bir şekilde para kazanmaya odaklandıklarını görebiliriz. Ayrıca, startuplar başarıya ulaşmak için geleneksel yöntemleri veya iyi bir iş planını terk etme eğilimindedir. bu da işletmelerin uzun vadede sürdürülebilirliği konusunda ciddi sorunlar oluşturabilir.

startuplar, inovasyon ve girişimcilik ruhu açısından önemlidir. Ancak, startupların oluşturduğu risklerin ve büyük ölçekli bir işletme için sağlıklı bir temel sağlamadan önce hızlı büyüme hedefi koymalarının neden olduğu sorunların farkında olmak gerekir.

takva

hafiz
Toplumumuzda bu kavramı çokça anılır ama gereği gibi yerine getirmekte Müslümanlar gaflet içerisindedir.Nedir takva? "kişinin,kendisini günahkâr kılacak şeylerden koruması veya insanın ibadet ve güzel işler yaparak Allah'ın azabından korunması "şeklinde açıklanmıştır. Bu tür korunma çabaları Allaha duyulan saygı sevgi ve itaatin göstergesidir.
Sahabeden Abdullah ibn Mes'ud'un [ra] ifadesi "Allaha âsi olmayıp itaat etmek,nankör olmayıp şükretmek ve O'nu unutmaksızın hep hatırda tutmak"şeklinde güzel bir yorum getirmiştir.
Müslümanlar olarak şu ayeti iyi bilmeliyiz "gücünüz yettiğince Allaha saygısızlıktan sakının"[teğabün 16 ayet]takva sahipleri Kur'an'da övülmüş ve anılmıştır;
1-Allah katında değerlidirler.[Hucurat 13]
2-Allah onları sever.[Al-i imrân 76]
3-Onlar için güzel bir gelecek vardır.[Sâd 49]
4-Ahiret yurdu onlar için hazırlanmıştır.[Zuhruf 35]
5-Allah onlarla beraberdir.[Bakara 194]

lgbt

bulut bey
Araf Suresi, 80. ayet: Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?

Araf Suresi, 81. ayet: "Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz."

lgbt sapkınlıktır. konu müslümanlar için tartışmaya kapalıdır.

ecmain

sivri
"Ecmain", Arapça kökenli bir kelime olup Türkçe'ye Arapça'dan geçmiştir. "Ecmain" kelimesi, "cem" kelimesinin çoğuludur ve "ikisi de, her ikisi" anlamına gelir. Bu kelime genellikle dualarda kullanılır.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol