ramazan

bulut bey
Müslümanlara oruç tutmanın farz olduğu ay. Ramazan ayını biliriz bizim takvimimizde. Oysa bizim takvimimizde daha nice aylar var. Bilenler bilir. Ramazan'ı bildiğimiz gibi diğer aylarımızı ve hatta bütün olarak Müslüman vakitlerini, Müslümanın vaktini nasıl tayin etmesi gerektiğini öğrenmeliyiz

Bu yazımızda Ramazanın ne olduğundan önce ne olmadığını kısaca izaha gayret edelim.

Ramazan bir coşku değildir. Bazı alçaklar 'ramazan coşkusu' diyorlar. Ramazan baştan aşağı ciddiyettir. Coşkuyla filan hiç ilgisi yoktur. Ramazan'ı kapitalist sisteme dahil etme uğraşındaki aşağılık zevat bunu bilinçli söylüyor. Ramazan'ı noel gibi veyahut herhangi bir yahudi bayramı gibi gösterme gayreti bazılarına ramazan coşkusu lafını ettiriyor. Ramazan'ı laçkalaştırmak, gerçek manasının Müslümanlar tarafından kavranmasına mani olmak adına yapılan işler bunlar. Coco cola reklamında elbette ramazan coşkusu denilecek.

'Ramazan eğlencesi' olmaz. Ramazanda eğlenilmez. Ramazan bir eğlence filan değildir. Ramazan kafirlerin kafasına 'bakın biz allah' ın kuluyuz, biz sadece allah dilediği için hayat sahibiyiz, biz yeme içme cinsel münasebet yaşama ile hayatta kalıyor değiliz sadece allah istediği için hayattayız siz kafirler bunu bilmezsiniz bilmediğiniz için kafirsiniz' düşüncesini çakmaktır. Biz sadece allah rızası için oruç tutarız. Oruç bize hayatın allah tarafından bahşedildiğini gösteren bir rehberdir. Aksi yöndeki temayüllerin islamla alakası olmadığı gayet açıktır. Neyle alakası vardır onu alakalılar zaten açıktan veya zımnen söylüyorlar. Alakasızlar da onları dinliyor ve çok enteresan itibar ediyor. Bu birçok meselede böyle oluyor.

Ramazan günah çıkarma ayı değildir. Ramazan'a kadar istediğin haltı ye. Eee ramazanda oruç tut bir iki teraviye git. Sonra devam. Bu kafa Müslüman kafası değildir. Bu kafa Hristiyan kafasıdır. Bu sapık düşünce bu sapık temayüller hristiyanların alameti farikası. Günah çıkarma meselesi hristiyanlarda var. Cennetten bir parseli papazdan satın alma işi onların bildiği bir iş. Müslümanların böyle bir işi yok.

Ramazan tv programı izleme ayı değil. Bu tv programlarında alenen islam'ın nasıl kötülenmeye çalışıldığını akıllı bir Müslüman gayet net görür. "sakız orucu bozar mı". Yıllarca bu dangalaklıkları yaptılar televizyon ekranlarında. Bunun başını çekenler Müslümanmış gibi görünenler. Devam ettirenler ise hiçbir şeye kafası basmayan adamlar. Bilhassa ramazanda tv ekranından uzak durmak gerekir.



nic.tr

mad
ODTÜ'ye ait Nic.TR 1991 yılından beri İnternet üzerinde "com.tr, org.tr" gibi alan adlarının yönetim ve dağıtımını yürüten kurum.

ODTÜ'nün söz konusu tahsisten yıllık en az 25 milyon TL gelir elde ettiği tahmin ediliyordu.[kaynak

"21 Aralık 2018 tarihinde imzaladığı sözleşme ile ".tr" Kayıt Otoritesi yetkisini, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)'na devretmiştir.

ismet özel tefrid

hafiz
Tasavvufi bir terim olan tefrid müslümanın batıldan ve nefisten sıyrılıp [nefsi kontrol etmek dizginlemek]Allah ile beraber olmak demektir.
İsmet Özel 3 zor mesele kitabında ise şöyle açıklar; Tefrid, Allah'ın hükmünün yürüdüğünü görmektir. İslam'ın bütün zamanlar ve bütün yerlerde münferiden bir manaya sahip olduğunu ,her yer ve zaman için anlaşılması gerekli, özgül hükümler taşıdığını bilmektir.islamı anlatma bakımından "tefrid" safhasında isek mümin olarak düşünür ve davranırız.

ebabil

hafiz
ebabil kelimesini hepimiz biliriz kuranı kerim'de fil süresinde zikredilir.
sürü sürü,bölük,grup grup peş peşe,gelen demektir.
yemen valisi ebrehe,ordusu ve fiilleriyle ka'beyi yıkmak için gelip beytullah'ı kuşatınca allah üzerlerine sürü sürü,ardı ardına gelen kuşlar (tayran ebabil) göndermiştir.bu sürü sürü kuşlardan her biri; biri ağzında ikisi de ayaklarında olmak üzere mercimek ve fındık büyüklüğünde üçer taş atarak ebrehe'nin ordusunu perişan etmiştir,darmadağın yapmıştır.
kur'an'ı kerim'de anlatıldığı gibi ebrehe ve ordusu helak olmuştur.

dursun ali erzincanlı bi şiirin'de şöyle der;

Kabe yalnız değil Kabe sahipsiz değil
Ve haykırıyor Kabe hani nerde ordunuz
Hani gururlanıyordunuz
Hani kaçış yurdunuz
Hem nereye kaçıyorsunuz
Takip eden Allah
Nereye kaçacaksınız
Takip eden Allah
Bugün fil ordusundan bu azabı tatmayan hiç kimse kalmayacak
Ebrehe mağlup galip olan Allah
Biliniz ki sonunuz alevli bir ahtır
İmtikam alanların en hayırlısı Allahtır (şiir Kaynağı: Musixmatch)

bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok

sivri
Bu söz, hayatın kontrol edilemez olduğu gerçeğine dikkat çekmektedir. İnsanlar olarak, hayatta her şeyin her zaman beklediğimiz gibi gitmeyeceğini kabul etmeliyiz. Ancak buna rağmen, birçok insan kendilerini sık sık korku, endişe ve belirsizlik içinde bulur, bu da zaman zaman farklı davranmalarına ve kararsızlık göstermelerine neden olur.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun bu sözü, insanların hayatta karşılaştıkları engelleri aşmak için cesaretli ve kararlı olmaları gerektiğine vurgu yapar. Kendimiz için belirlediğimiz hedeflere ulaşmak için, dünyanın bazı şeyleri üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayabilir ama bu bizim hedefimize odaklanmamızı engellememeli.

Bir diğer açıdan bakarsak, belirsizliğe ve kontrol edilemeyenlere karşı bir şeyler yapmak için gereksiz yere endişe duymak yerine, elimizden geldiğince hazırlıklı olmak, sebat etmek ve çözüm odaklı olmak daha önemlidir. Bu söz, hayatta başarıya ulaşmak için güçlü bir zihinsel duruş ve kararlılık gerektiğini hatırlatır.

mehmet akif ve abduh

hafiz
Muhammed abduh, mısırlı düşünce adamı,reformist hareketin öncülerinden birisidir.kendisi Kur'an kerimin bazı ayetlerine akli yaklaşarak kabul etmediğini,bazı ayetlere absürt yorumlar getirdiğini örnek olarak fil süresinde'ki ebabil kuşlarından bahsederken onlar kuş değil mikroptu diyerek ayetleri aklileştirdiği gereksiz yorum olarak görülmüştür.elmalılı hamdi yazır tefsirinde abduh'un bu görüşünü tabiri caizse yerden yere vurur.bunun yanında ehli sünnet ulemayı kabul etmediği, neo selefi olarak Kur'an ve sünnet çerçevesinde müslümanları yeniden birleştirmek niyeti olduğunu söyler ama sürekli mucize olan ayetleri absürt bi şekilde yorumlar.ümmetin 1400 senelik ilmi mirasını redderek reddi miras yapar.güya ümmetin birliğini sağlamak olduğunu söyler.

tabi bazı söylemleri osmanlı Türkiyesinde de kabul edilmiştir bazı fikir adamlarının sevdalısı olduğunu görebiliriz.
Osmanlı Türkiyesi'nde Mehmed Âkif başta olmak üzere Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlürreşâd çevresinde yer alan İslâmcı ekolün yanı sıra Ziya Gökalp ve İslâm Mecmuası etrafındaki modernistler üzerinde etkili olmuş, hatta İctihad grubundaki Abdullah Cevdet ve Celâl Nuri gibi laik Batıcı kesimler tarafından bile kendi görüşleri doğrultusunda kullanılmıştır.(dia: abduh)

Şimdi akif ersoy'un şiirlerine bakalım abduh ve afganiyi nasıl övdüğüne;
Asım isimli çok uzun bir şiirinin son kısmında diyor ki:
"Mısır'ın en muhteşem üstadı Muhammed Abduh,
Konuşurken neye dairse Cemaleddinle,
Der ki tilmizine Afganlı,
Muhammed dinle,
İnkılâb istiyorum hem çabucak,
Öne bizler düşüp İslam'ı da kaldırmazsak,
Nazariye ile bir şeyler olur zannetme,
O berahini de artık yetişir dinletme.
İnkılab istiyorum ben de, fakat Abduh gibi
İşte ilk dönem gençlik yılların akif Abdülhamid han döneminde bunları söylemiştir.

Peki akif ersoy'a bakışımız nasıl olacak çünkü o bu toprakların evladı bizim değerimiz ve bizim şairimizdir.ne kadar yanlışı da olursa olsun hatta ehli sünnette aykırı görüşü bile olsa bize aittir.
Şair Akif'i, o günün şartlarında ele almazsak haksızlık etmiş oluruz. Bugün bizim alenen gördüğümüz sonuçları o gün görememiş olmasını makul kabul etmeliyiz. Çünkü gerçekten o dönemi iyi anlamak bilmek lazım kafirlerin üstümüze her konuda geldiği bir gerçektir.Her mü'min gibi akif'te hata edebilir yapıdadır. Biz akif'in iyi güzel,doğrularını alırız gerisini kenar koyar kendisinde nasipleniriz.çünkü akif Zor zamanın zor insanlarından birisi olarak ona rahmet dilemeliyiz. Dileriz Rabbimiz bizi de onları da affeylesin.

milli görüş

bulut bey
necmettin erbakan ve arkadaşları tarafından Türkiye'de başlatılan siyasal islam'ın adlandırmalarından biri. ideolojilerine milli görüş, kendilerine ise milli görüşçü diyorlar. bir başka deyişle milli görüş türkiye'de siyasal islam'ın neşvü nema bulduğu siyasi hareket de diyebiliriz. esasen mısır ve bazı arap ülkelerindeki ihvan (müslüman kardeşler) ideolojisinin türkiye'ye çaktırılması gibi anlaşılabilir. elbette nüanslar var. ideolojik tarafı bu.

dönemin siyasal pratikleri açısından baktığımızda ise türkiye genel seçimleri karşımıza çıkar. 1973 genel seçimlerine gidilirken süleyman demirel'in başını çektiği adalet partisi'nin seçimleri kazanması hatta oy oranının %45-50 bandında olması beklenirken, chp'nin ikinci parti olarak çıkması da beklenen sonuçlar arasındaydı. kimi millet düşmanları ise adalet partisi'nin tıpkı demokrat parti gibi bir rüzgar estirme ihtimali yahut bu konsolide gücün milli bir inisiyatife, millet hayatı için olumlu bir temayüle dönüşmesi riskini görüyorlar. bunların isimleri cisimleri meraklıları tarafından gayet iyi bilinir. bilmeyen arkadaşların araştırmasını istirham ederek devam ediyorum. bu ismi lazım olmayan millet hasımları necmettin erbakan'ı isviçre'den türkiye'ye getirip milli selamet partisini kurdururlar. seçim sonucunda adalet partisi'nin oyları tam da milli selamet'i kurduran zevatın istediği şekilde bölünmüş, adalet partisi %29'da kalmış, buna karşılık bülent ecevit'in başını çektiği CHP %33 oy alarak sandıktan 1. parti olarak çıkmış, necmettin erbakan'ın kuruluşunda yer aldığı fakat resmen bilahare katıldığı süleyman arif emre'nin genel başkan gözüktüğü milli selamet partisi ise %11,80 oy alarak meclise 48 milletvekili ile girmiş. sonra ne yapıyor. gidiyor chp ile koalisyon yapıyor. ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. millet hasımları istedikleri sonuçları almışlar, milli inisiyatife en ufak bir ihtimal bırakmamak adına siyasal islam'ı türkiye'ye sokmuşlar, milli görüşü Türkiye'nin başına bela etmişlerdir. evet bu hazindir ve de çok talihsiz bir siyasi hadisedir. tabi ki müslümanlığını ciddiye alan insanlar için bu böyledir.

necmettin erbakan'ın sağlığında bu cenahın çok sayıda partisi kapatıldı. son olarak kurdukları parti saadet partisi. bir önceki fazilet partisi idi. ak parti ise fazilet partisinden kopan ''yenilikçiler'' olarak tabir edilen grup tarafından kurulan bir siyasi parti. yani her ne kadar recep tayyip erdoğan tarafından ak parti kuruluş aşamasında ''ben milli görüş gömleğimi çıkardım'' ''ben muhafakazar demokratım'' (yani şeriatçı - islamcı filan değilim bıraktım artık bu işleri anlamında) demeçler verilmişse de ak parti'nin de milli görüş'ün içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz. karşımızda böyşe bir vakıa var ve türkiye'nin son 30-40 belki de 50 yılına damga vuran bir cereyan. bu halen de değişik isim ve söylemler altında devam etmektedir. yıl olmuş 2023. türkiye bir adım ileri gidemediği için ''necmettin erbakan hocamız derdi ki'' cümleleri ile başlayan zırvalıkları hala daha işitiyoruz. aklı başında bir türk'ü incitmesi gereken bir durum bu.

nedir milli görüş. baştan aşağı sığlıktır. baştan itibaren islam'ın laçkalaştırılması, Türkiye'de islami iddiaların içinin boşaltılması, bu iddiaların ciddiyetinin ortadan kaldırılması, müslümanlığını ciddiye alan ana omurga (iç anadolu kesimi) imkanlarının heba ettirilmesi, bu kesim içerisinde aklı bir şeylere erecek adamların çıkmaması ve sair buna benzer birçok olumsuzlukları temin etme amacıyla ihdas edilmiş bir organizasyon. örnekleri saymakla tükenmez. deniz fenerinden tutun, anadolu'da gariban göçmen işçilerinin (almanya'da ve diğer avrupa ülkelerinde çalışan gurbetçi işçilerimizin) paralarının çarpılması suretiyle kurulan ve milletin parasının hortumlandığı holdinglerden çıkın. kanal 7'den girin, islami bankacılıktan çıkın. ''bize oy vermeyen patates dinindendir'' gafından tutun da ''saadet vakti geldi'' laçkalığından çıkın. daha çok. hem de pekçok. kalitesizlik, çapsızlık, art niyet. hepsi var. hepsini bulabilirsiniz.

işte bugünlerde oğlu devam ettirmeye çalışıyor bir şeyleri. fatih erbakan. partisinin adı yeniden refah partisi. ak parti ile ittifak için görüşüyorlardı. çıktı ne dedi. ''efendim biz kendimiz gireceğiz, parti teşkilatımızın %60'ı ittifakı istemiyor, seçmenimiz istemiyor'' falan filan buna benzer daha bir dünya laf söyledi. 60 bin adamı cumhurbaşkanlığı adaylığı için imzaya gönderdi. sonra ne oldu. 2 gün sonra ''biz anlaştık'' dedi. eline almış bir kağıt parçası, mutabakat metni imzaladık diyor. senin karşındaki adamlar imza filan dinler mi. sen milletle alay mı ediyorsun. evet alay ediyor. niye babası da öyleydi çünkü. milletle çok alay etti zamanında. bunların siyasetinde bu var. milletle alay etmek. milleti adam yerine koymamak. ne demektir 60 bin adamı imzaya gönderip sonra çekilmek. şartları varmış da bir kısmı kabul görmüş de falan da filan da. hep ne diyoruz. müslüman akıllı olmak zorundadır. bu adamların peşinden giderseniz bunlar da size bu muameleleri yapar. biraz ciddiyet biraz agahlık.

söylemlere eylemlere bakıyoruz. tamamen bir boşluk. istiklal harbinden bahsetmez, istiklal marşından bahsetmez. kardeşim siz türk değil misiniz. sizin istiklal harbi ile istiklal marşı ile sorununuz mu var. hala aynı kafa. işte en son şu fatih erbakan isimli zatın açıklamalarına bakıyoruz. adamların ağzından türk ifadesi çıkmıyor. istiklal harbine istiklal marşına en ufak bir atıf yok. ne diyor d-8. d-60. yahu senin o islam birliği kuracağım dediğin ülkelerin başındaki zevatın tamamı türk düşmanı. dahası abd yardakçısı. sen türk düşmanları ile ne kuracaksın. bunlar bizim dengimiz adamlar mı da sen bunları ciddiye alıyorsun. babası da böyleydi. libya'ya gidip türkiye'yi rezil etmişti. türkiye nerede libya nerede. mukayese edilmez. ama bunlarda bu bilinç yok, yahut kasıtlı yapıyorlar.

ötekine ne demeli. saadet partisi. temel karamollaoğlu. size mi kaldı kemal kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı adayı yapmak. neden chp'ye payanda oldunuz siz. ne çıkarınız var. neden hiçbir islami iddiayı dile getirmezsiniz de yarım ağızla istanbul sözleşmesi falan diye milleti avutmaya kalkışırsınız. bugün hdp ve sair bir dünya parti türkiye aleyhine bütün iddia ve tezlerini ısrarla öne sürebilir iken siz neden dirayetli bir tutum sergileyemiyorsunuz. cevabı çok açık. çünkü amacınız o değil. baştan beri de değildi. bugün kemal kılıçdaroğlu için uğraşıyorlar. bir önceki seçimde de abdullah gül için uğraştılar, onu aday yapmak için. çok normal. ismet bey'in bir kitabında okumuştum. 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan abdullah gül'ün kazanması için necmettin erbakan dua ediyormuş. bunlar böyle. bunların hepsi böyle. hepsi birbirinin devamı. o yüzden bir adam ''efendim necmettin erbakan ne büyük adamdı'' diyorsa bu adam hiçbir şeyden anlamayan, hiçbir şeyi anlamamak için özel gayret sarf eden, kıymetini yükseltmek için en ufak bir talebi olmayan ve islami iddiası olmayan bir adamdır. 50 yıllık milli görüş tarihi gören müslüman gözler için açık delillerle doludur. fakat fikir de nasip meselesidir. bir şeyleri anlamak veya anlamaya gayret göstermek, kendi değerini yükseltmek veya yükseltmek için gayret göstermek de bir nasip işidir. Allah kimine nasip eder kimine etmez. biz müslümanlığımızı ciddiye alıyorsak ve değerimizi yükseltmek istiyorsak bazı şeyleri anlamamız lazım. çapımızı yükseltmemiz lazım.

osmanlıcı-cumhuriyetçi tezadı

bulut bey
Siyaset yazımızda dünya sisteminden bahsettik. Sistem birçok tezatlıklar ortaya koyar. Adam seküler temayülde, kemalistlik yolunda ise ona der ki "bu Osmanlı var ya bu osmanlı islami bir düzendir. Dolayısıyla gericidir. Oysa kemalist inkılaplar batıcıdır ilericidir medenidir. Cumhuriyeti mustafa kemal kurduğuna göre sen de kemalist olduğuna göre sen cumhuriyetçisin". Bu vatandaşımız da Osmanlıya karşı cumhuriyetçi oluverir. Al sana bir paket.

Sistem, dindar temayülü yoğun, kemalist inkılapları benimseyen bir zata da der ki "bu cumhuriyet var ya bu cumhuriyet. Bunu Mustafa kemal kurdu. Aynı Mustafa kemal saltanatı lağvetti. Aynı Mustafa kemal inkılapları yaptı, halifeliği kaldırdı. Yani bu islam'a karşı bir iştir. Oysa senin şanlı ecdadın osmanlı yok muydu. Bunlar ne matah adamlardı. Tam bir islam düzeniydi. Yıktılar onu". Bu vatandaşımız da oldu mu sana cumhuriyet karşıtı bir osmanlıcı. Al sana ikinci paket.

Gavur sistemi böyle insanları tanımlar. Sonra o tanımlar ile insanları paketler. O paketleri birbirine vura kıra bir sonuç - tabi ki kendi lehlerine- bir sonuç hasıl etmeye çalışırlar. İnsanlar kendilerini ciddiye almadıkları sürece başarıya da ulaşırlar.

Oysa ne cumhuriyet islam karşıtı bir hadisedir. Ne de osmanlı tam bir islami düzendir. Türkiye cumhuriyeti islam cumhuriyeti olarak ilan edildi. Yani Müslümanlar Tanzimat ile kaybettiklerini istiklal harbi neticesinde geri aldılar. Bu ve daha başka konu ile alakalı bilgiler ısrarla ve başarı ile insanlardan gizlenir ve insanlar Osmanlı-cumhuriyet tezadında bırakılır. Bu çekişmeden bu nizanın tarafları hiçbir menfaat temin edemez. Niye. Çünkü masayı kuran, tanımı yapan, organizasyonu teşkil eden gavur. O yüzden.

Kurtlar vadisinde çok güzel bir replik var. Ne diyor. "kumarda kazanan yoktur Kumarda sadece oynatan kazanır". Şimdi bu mevzuya uyarlayalım. Gavur bir masa kuruyor. Bu masada kumar oynatıyor. Bir kere kumar oynamak müslümana haram. Ama bazı Müslümanlar bundan hiç rahatsız değil. Ben oynarım diyor. Hadi haramı göze aldın oynadın. Ee canım ciğerim. Gavurun masasında kumar oynuyorsun nasıl kazanacaksın. Sonuçta hep gavur kazanır.

Cumhuriyet türkiye'nin bir kazanımı. Bu istiklal harbi sayesinde oldu. Gavur kendisine bir yahut birden çok menfaat temin etmek üzere elbette bu tezadı teşmil etmeye gayret edecek.

Velhasıl güncel siyasi sosyal veya dini bilumum tüm tezatlıklarda bahsettiğimiz hadiseyi gözlemleyebiliriz. Bu bahse örnek olarak Gazali ibni rüşd tartışması başlıklı yazıda temas etmeye çalışmıştım.

Müslüman akıllı olmak zorundadır. Allah Müslüman türke akıl fikir basiret ve hidayet versin. Yani hepimize.

yalnız

mad
bazen hayatın gerçeklerini görebilmek için yalnız kalmak iyidir. önemli olan, yalnız kalmaktansa yanlış insanlarla, yanlış yolda olmayı tercih etmemektir

küfür

hafiz
Küfür,herzaman Allah'a savaş açmış bir millettir.
Müslüman [türk]kafire karşı daima malla canla kalemle savaşan Allah'ın has[özel] kullarıdır. Bu kervanda olmak nasip meselesidir.

türk

bulut bey
Türklük bir etnisite değildir. Türklük bir ırk değildir. Türklük bir kültür değildir.

Türklük sadece ve sadece islam'ın kılıcı olmayı ferdin kendi hür iradesi ile seçmesidir. Bu yönüyle Türklük ihtiyari bir şeydir.

Şimdi birileri ne diyor. "türk kürt laz Çerkez roman..." filan. Değil mi. Böyle 30 tane sayıyorlar. Bu sayma arasına ermeniyi rumu alamıyorlar. Alsalar da çok göze çarpmasın diye sonlara saklıyorlar. Türklüğü etnisite yapmak isteyenler kimdir. Bunu neden becermek istemektedirler. Bunu anlamamız lazım.

Türklük dediğimiz zaman Müslümanlık demiş oluyoruz. Türklük bir yerde islam bir yerde değil. Bunu ferd bazında anladığımız zaman baya bir yol katetmiş oluruz. Öte yandan bunu millet hayatımıza tezahür ettirdiğimiz zaman bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir ülke oluruz.

kâşif

hafiz
Açmak ,açığa çıkarmak,üzüntüyü ve sıkıntıyı gidermek anlamındaki "k-ş-f kökünden türeyen kâşif ,keşfeden ,açan demektir.Allah'ın sıfatı olarak Kur'an 'da kâşifun olarak geçer."Allah size bir azap dokundurursa,onu yine O'ndan başka açacak yoktur.[En'am 17 ] Kâşif sıfatı Allah'ın azabı,sıkıntıları,belaları ve dertleri kaldıran, gideren olduğu ifade etmektedir.

basîret

hafiz
İdrak, zeka, ilim, tecrübe, kalp ile görme, doğru ve ölçülü bakış, uzağı görme, kavrayış, feraset anlamına gelir.Başımızdaki göze basar, kalp gözüne de basîret denir. (Rağıb el-ısfahânî, el-Müfredat, 49)

Basîret ilâhî bir nur ve hakkın batıldan ayırt edilmesine yarayan bir bilgidir.kişi iyiliği ve kötülüğü ayırt edebiliyorsa ve Allah'ın istediği şekilde hareket ediyorsa o kişi basîret sahibidir.
O yüzden derler ki Allah basîret versin duası bilenen bişeydir.
şu durumda gerçekten hadisle uyumludur.
İnsanın kötülük ve ahlâksızlıklara dalması onun basîretini bağlar gözleri görmez olur.çünkü o kişi gaflettedir.Fakat Allah kendisine itaat eden, salih bir amel işleyen mükemmel ve gerçek bir tevhidi akideye sahip olan bir mümine üstün bir basiret verir. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in "Mümin'in ferasetinden korun, zira o Allah'ın nuru ile bakar" (Tirmizî, Tefsir Suretu'l-Hicr, 6) buyurması mümindeki basiret ve kavrama kabiliyetinin üstünlüğünü gösterir.

İman bir basirettir. Basireti açık olanlar Allah'ın dinine ve hükümlerine talip olurlar. Basireti kapalı olanlar da Allah'ın nizam ve hükümlerine sırt çevirirler. Herkes basîreti kadar Allah katında değerlidir.

ced

hafiz
Dede, büyük baba, ana ve babanın babalarıyla onların yukarıya doğru uzanan babaları. Çoğulu "ecdâd" anlamına gelir.

izmihlâl

sivri
"bozma", "çöküntü" veya "yıkım" anlamlarına gelen bir Arapça kelime. Ayrıca "yanılgı" veya "sapma" anlamlarında da kullanılır.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol