sadakatsizlik

sivri
birine, bir gruba, bir işe veya bir söze verilen sadakatin, bağlılığın, güvenilirliğin veya bağların ihlal edilmesi veya çiğnenmesi anlamına gelir. Sadakatsizlik, genellikle yanıltma, hile yapma, ihanet etme, yalan söyleme veya sözünden dönme gibi davranışlarla ilişkilendirilir.

maarif

bulut bey
(bkz: Milli eğitim bakanlığı) yerine maarif ifadesini kullansak. Hatta bakanlık yerine nazırlık yahut nezaret ifadesini tercih ederim. Yani maarif nezareti yahut maarif nazırlığı. Bakan değil nazır. Bakanlık değil nezaret gibi. Hem estetik hem de yapılan işin öyle eften püften bir iş olmadığını çok daha iyi yansıtan ibareler.

sadullah ergin

bulut bey
Son günlerde çokça tartışılan eski Adalet bakanı. Özellikle ergenekon süreci ile anılan ve chp kesimi tarafından antipatik bulunan bir siyasetçi. 2023 genel seçimlerine chp Ankara milletvekili adayı gösterildi. Deva kontenjanından. Chpliler ise isyanda. Ne diyorlar. "efendim nasıl olur da bu Sadullah ergin Atatürk'ün çankayasından aday yapılır". Tartışma bu. Mezkur şahıs elbette güncel siyaset açısından sembol bir isim. Silivri'de nagehan alçı ile pinpon oynaması ile meşhur.

Bu kıssadan hisse ne olmalı. Buna bakmamız lazım. Elbette kendimizi ciddiye alıyorsak. Şimdi birileri aday yapılıyor. Seçmene dikte ediliyor. "sen buna tıpış tıpış oy vereceksin istersen verme nefret ettiğin siyasi parti seçilir, keyfin bilir ey seçmen, al sana demokrasi". Bunu diyorlar insanlara. Halihazırdaki sistem tıpkı abd sistemi gibi iki partili sistemi dayatıyor. Bunun tezahürlerinden birisi bu tartışma. Aynı mesele akp listelerinde de var. Orada kime karşı çıkılıyor mesela özlem zengine. Ama bakıyorsunuz ki bu isimler bir şekilde hem de en garanti yerlerden aday yapılıyor. Demek ki millete sürekli olarak bir şeyler dayatılıyor. Dolayısıyla Türkiye'de şayet güncel siyaset anlamında bir seçimden sağlıklı sonuç çıkacak ise bu ancak geçersiz oyların çok yüksek çıkmasıdır.

Seçmen ne demektir. Seçenekler arasında tercih yapan.

İstiklal ancak ve ancak reyle ve de ihtiyarla olur.

ismet özel

bulut bey
"Bedeli ne olursa olsun, Müslümanca yaşamanın haysiyetine talibiz" cümlesini kuran büyük türk şairi.

ismet özel, bana göre mehmet akif ersoy'un bugünkü temsilcisidir. büyük türk milletinin büyük şairidir. müslümanca bakışın en önemli fikir adamıdır. ismet özel okumak kırat ister kalibre ister. yanlış hatırlamıyorsam şiir okuma kılavuzunda söylüyordu : ''benim derdimde değilseniz benim çektiğim sıkıntıları çekmiyorsanız beni anlayamazsınız'' (mana olarak söylüyorum birebir ifade değil). yani ismet özel'in bir vatan meselesi var. bu meseleyi dert etmiyorsa adam, elbette ''ismet özel saçmalıyor, ismet özel de abi ne diyor yaa allah aşkına'' gibi zırvalar. bu kadar açıktır. ismet özel'in söylediği sözler bizim asıl meselelerimiz, tarihi gerçeklerimiz. bundan hareketle kendisi diyor ki ''ben niçin sizi ikna etmeye uğraşayım, bunlar zaten sizin bilmeniz gereken şeyler, inanmıyorsanız canınız cehenneme''.

müslümanlık konusunda, türklük bahsinde ismet özel kadar sarih, net cevaplar fikir hayatımıza verilememiştir. türk siyaseti ve toplum hayatı halen bu kavramsal kaosun ve karmakarışıklığın etkisiyle bir o yana bir bu yana savrulmaktadır. ismet özel'in kitapları ders kitabı olacak kitaplardır. bizim tatlı su islamcıları beğenmez ismet özel'i. niye, çünkü menfaatleri yok yahut mevcut menfaatlerine halel geliyor bu fikirlerle.

kaç sene geçmiş türkiye cumhuriyeti ilan edileli. kaç sene geçmiş misak-ı milli'nin üzerinden. hangi şairimiz hangi yazarımız misak-ı milli'nin üzerinde durmuş. ''misak-ı milli türk milletinin yeminidir'' diye kim ısrarcı olmuş. ismet özel hiçbir şey söylemese sadece bu yaptığı çok büyük vatan hizmetidir. milletin önüne ''efendim biz islamcıyız biz pek müslümanız'' diye çıkan adamların hangisi ''biz müslümanız biz üstünüz, kafir bizim altımızdadır'' demiş. ismet özel'in fikriyatının yüzde biri etmeyecek adamlar ismet özel'i eleştiriyor.

''efendim ismet özel'in şiirleri pek güzel'' eee hocam ''ama fikirleri de yaa ne biliyim olmaz bee abi''. hadi oradan be sen de. ismet özel ne diyor da fikirleri olmayacakmış. istiklal harbi diyor, istiklal marşı diyor, agah olalım diyor, ahmak olmayalım diyor, kafirin oyunlarına gelmeyelim, kafirin verdiği makama paraya aldamayalım allah bize yeter diyor, biz sünniyiz dahası hanefiyiz bunlar ne büyük şereftir bunlar türklüğün gücüdür diyor, istiklal marşı bizim dünya görüşümüz takip etmemiz gereken bir program diyor, türklük tarihi bir roldür bu rol de islamın kılıcı olmaktır diyor ve sair. yahu hangisi yanlış. hangisi problemli. adam ''hdp iyidir'' mi diyor. ''pkk hafif yaramazlık yapıyor ama olsun pkk ile görüşelim konuşalım'' mı diyor. ''islam'ın bazı hükümleri uygulanamıyor bunlara tarihsel diyelim kafirleri kızdırmayacak bir iki hüküm bulalım da bunları tadil edelim'' mi diyor. hangi söylemi kur'an ve sünnetle çelişiyor. diyecekler ki ''efendim ırkçılık yapıyor'' falan filan. hikayedir bunlar. ''türklük tarihi roldür'' diyor adam yaa. kardeşim ben şaşırıyorum. adam türklük tarihi roldür diyor kalkıyor oradan birisi efendim ırkçılık diyor. bunu diyen adamlar acaba türkçe biliyor mu. türkçe bilmez ki allah'dan korksun diye bir söz var ya tam da bunlara müstahak.

öte yandan ismet özel ile ilgili sosyal medyada olsun sair mecralarda olsun mütemadiyen bir hedef gösterme operasyonları yapılır. bazıları bilinçli kasıtlı görevli bazıları da cahillikten. ismet özel şu anda medyaya çıkmıyor, konferans panel vb. ortamlarda da konuşmuyor. sadece yazı yazıyor. kimseyi ismiyle cismiyle de eleştirmiyor. zaten kimseyi muhatap almaması da normal, üst seviye çünkü. yazılarını anlamak için ciddi bir kapasite gerektiğinden bunu anlamak dahi mesele :) kardeşim hal böyleyken niye uğraşırsınız ismet özelle. demek ki dert başka. demek ki mesele başka.

neymiş efendim ismet özel bir zamanlar sosyalistmiş. sonra islamcı olmuş. sonra ise türkçü olmuş. bu konuda hüseyin etil'in küre yayınlarından çıkan ''ismet özel ve partizan aynı adamın öyküsü'' kitabını okumanızı tavsiye ederim. hüseyin bey çok güzel izah etmiş. ismet bey'in kendisi de defaatle bu hususu çok sarih izah etti. gerek katıldığı programlarda gerekse bazı konferanslarında.

velhasılı kelam ismet özel'i okumak anlamak kırat ister, vatanseverlik gerektirir. temiz bir zihin, berrak bir yürek gerektirir.

güzel ahlak

gencalim
Müslümanı erdemli kılan asıl husus güzel ahlakıdır. İslamın en önemli unsurlarından bir parçası ahlaktır. Ahlaksız müslüman düşünülemez. Bu kavram üzerinden örnek vermek gerekirse şöyle anlatabiliriz; Müslüman, kimsenin olmadığı yerde dahi hırsızlık, bozgunculuk veya en aşağılık davranış dahi olsa yürüdüğü yol üzerine mecbur kalmadığı sürece tükürmeyen veya elinde çöpe atılacak bir cisim olduğu halde onu çöp bulana kadar elinde bekleten kişidir. Asıl ahlaki örnek ise günümüzde kesinlikle uygulanışı nadir görülen ve insanlar da yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutmuş bir davranıştır. Bu davranış diğer ismiyle vefadır. Vefa demek; kötülüğe iyilikle cevap verebilmektir. Bunu en yüce ve en erdemli insanların yapabileceği bir ahlaki davranıştır. Olaylar üzerinden örneklemek gerekirse hemen bir örneği sunalım inşaallah; Hz. İsa(a.s) bir gün yolda arkadaşlarıyla yürürken eşkiyaların kendisine etmediği laf bırakmamışlardı. Ancak Hz isa hiçbir şey söylemeden yoluna bakıp gitti. Arkadaşları neden böyle davrandın dedikleri zaman, benim onlar gibi kötülük sermayem yok hem kötü davransam sonucu olumsuz olacaktı diye cevap vermiş. İşte Rasulullah'ın ahlakı buydu. Rasulullah'ta şahsi saldırılara hiç karşılık vermemiş ama mesele din oldu mu kesinlikle taviz vermemiştir.

tesettür

hafiz
Tesettürlü olmak ve öyle kalabilmek özgür ve cesur insanlara ait bir haktır bu hakkı herkes elinde tutamaz.kıymetli şeyler gizlidir.başkaları,taktığın bir bez parçası diyerek alayda etseler seni kınasalarda sen Allah katında çok değerlisin.erkekler içinde tesettür aynen geçerlidir onların tesettürü gözleridir.bu nefsine esir olmayanların,hür olanların yapacağı şeydir.çünkü Rabbimiz önce tesettürle ilgili ayeti anlatırken önce erkekler diye başlaması dikkat çekicidir.

muhsin yazıcıoğlu

sivri
Muhsin Yazıcıoğlu (1954-2009), Türk siyasetçi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) eski liderlerinden biridir. 1954 yılında Sivas'ın Yıldızeli ilçesinde doğdu.

Yazıcıoğlu, 2002 genel seçimlerinde MHP'nin Sivas milletvekili adayı oldu ve seçildi. 2004 yılında MHP Genel Başkan Yardımcılığına getirildi. 2007 yılında MHP'nin 8. Olağan Kongresinde parti genel başkanlığına aday oldu, ancak seçimleri Devlet Bahçeli'ye karşı kaybetti.

Yazıcıoğlu, 2009 yılında helikopter kazası sonucu hayatını kaybetti. Kazada Yazıcıoğlu'nun yanı sıra 5 kişi daha hayatını kaybetti. Ölümü, Türkiye'de geniş çaplı bir üzüntüye neden oldu ve kendisi Türk milliyetçiliği ve Türk siyasi hayatındaki etkisiyle hatırlanmaktadır.

istanbul depremi

bulut bey
Deprem konusunda uzman olduğu söylenen bazı insanlar istanbul'da en az 7 büyüklüğünde deprem olacağını, bu depremin elinin kulağında olduğunu muhtelif tv programlarında zikrediyor. Konuyla ilgili bir hayli ve sistematik olduğu anlaşılan akademik bir çaba da vaki. Tamam bunu anladık. Peki bu nedir, bu çaba neye tekabül ediyor.

Bildiğimiz gibi kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem yaşadık. Bu depremde 11 vilayetimiz çok ciddi tesirlere maruz kaldı. Binlerce vatandaşımız bu depremlerde vefat etti. Binlerce vatandaşımız yaralandı. Bazı şehirlerimiz yerle yeksan oldu. Geriye kalan vatandaşlarımız en yakınlarını kaybetti, bazıları tüm ailesini yitirdi. Hepimizin bildiği gibi 6 şubatta oldu bu depremler. Enkazların altında binlerce vatandaşımız kaldı. Kahraman ekiplerimiz canla başla vatandaşlarımızı kurtarmak adına seferber oldular. Peki bu sırada bazıları neyle iştigal ediyordu. Bazıları aynı gün -belki de 2. Gün- mal bulmuş mağribi gibi İstanbul depremi konuşmaya başladı. Milleti korkutmak için neler neler, ne varsayımlar ne senaryolar. İnsanlar enkaz altında can çekişirken, kurtarılmayı beklerken bu zevat kendi gündemindeydi. Kendi maksatlarını hasıl edecek propaganda ile iştigal ediyorlardı tiraji yüksek ulusal medya kanallarında. Esasen bu propaganda yani "istanbul'da çok büyük deprem olacak aman haa" propagandası çok önce başladı. Yıllardır pompalanan bir iddia. Yani zımnen şu söyleniyor 'kardeşim bu istanbul'da aman oturmayın mümkünse taşının gidin". Bu propagandanın maraş depremi ile revaç yaptığını gördük. Peki maksat nedir. Sebebi hikmeti ne ola ki.

Bunu anlamak için pek çok bilgiyi haiz olmamız lazım. Pekçok parçayı hafızamızda içtima etmemiz icap ediyor. Mesela İstanbul'a vize ile giriş önerisini hatırlamamız lazım. Birileri neden bu absürt teklifte bulundular. Halen de öne sürüyorlar. Bu bir tarafta dursun. Peki yabancıya konut satışı diye bir hadise var Türkiye'de değil mi. Bu hadiseden en yüksek etkilenen yer neresi. İstanbul. Dolar euro bazında satılan lüks konutları en fazla kim satın alıyor. Türkler mi. Yoksa gayrimüslimler mi. Peki fener rum patrikhanesi nerede. Öte yandan birileri yani rum milliyetçileri İstanbul'u - onlar konstantinopolis diyorlar- ortodoks baş şehri yapmak istiyor mu istemiyor mu. Ayrıca haberlerde sanki iyi bir gelişmeymiş gibi aksettirilmeye çalışılan İstanbul'a yapılan dünya ticaret merkezi isimli yer neyin nesi. Maksadı nedir. Buraya kimler ne amaçla gelecek. Bu devasa gökdelenleri kimler ne için yaptırıyor. Peki bazı türk şirketler neden merkezlerini istanbul'dan ankara'ya naklediyor. Birleşti mi bazı puzzlelar. Birleşmesi lazım.

Bizim bir şeyleri anlamamız lazım. İstanbul'un -görünürde dahi- Türk olmasına tahammül edemeyenler yani gavurlar bir iş peşindeler hem de uzun süredir. Buna bazıları bilerek yahut bilmeyerek çanak tutuyor. Üstelik bu gavurlar bir hayli yol katettiklerini düşünüyorlar. Gelişmelere Bakınca pek de haksız değiller gibi. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.

kemal sunal

hafiz
Ulan gerçek bu mu
bu kadar namussuz mu oldu insanlar
Bu ne biçim dünya be
herkes herkese bi kazık atıyor
sonra kendi canı şu kadarcık yandı mı
veryansın ediyor bu kadar namussuz mu oldu insanlar vay anam:)

kur'anı kerim'in korunmuşluğun delilleri

hafiz
Kur'an-ı Kerim, Yüce Yaratıcı'nın kıyamete kadar gelecek bütün insanlara indirdiği son ilahi mesajıdır. O, bu yüce kelâmı indirmekle kalmamış, onun korunmasını da bizzat üzerine almıştır. Nitekim bu gerçek, Kur'an'da şöyle açıklanmıştır: “Şüphesiz o zikri (Kur'an'ı) Biz indirdik Biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.” (Hicr, 15/9) Bu ilahî beyan onun korunmuşluğu konusunda müminler için en büyük güvencedir. Nitekim tarih de bunun canlı şahidi olmuştur. Zira Kur'an-ı Kerim inzal olmaya başladığında bir taraftan yazılırken diğer taraftan da sahabilerce ezberlenmiş, namazlarda sürekli okunmuş ayrıca Müslümanların inanç ve amelî dünyalarına taşınarak hayata yansımıştır. Hz. Peygamberin vefatını takiben Hz. Ebubekir döneminde dağınık haldeki yazılı metinler bir araya getirilerek bir Mushaf oluşturulmuştur.
Diğer taraftan İslam fetihlerinin artması ve yeni beldelerin İslam'a dâhil olmasıyla, üçüncü halife Hz. Osman bir komisyon kurmuş ve bu komisyon tarafından çoğaltılan Kur'an nüshaları Mekke, Kûfe, Basra, Şam, Bahreyn, Yemen'e gönderilmiştir. Müslümanlar bu ana nüshalara göre pek çok Kur'an nüshası yazmış, böylece bu ilahî kitap hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiştir. (Geniş bilgi için bkz. “Mushaf”, DİA, XXXI, 242-248).

müslüman akıllı olmak zorundadır

hafiz
Allah biz kullarına kendisini tanıyalım diye bizlere akıl ve irade vermiştir.Kulluk makamı Peygamberlerin "ne güzel kul "makamına ermektir.müslümanın akıllı olanı nefsin istek ve arzularına set çeken ve övülen bir kimse iken ,aklını kullanmayan ise nefsin arzularına uyan gaflette olan kimsedir.Dinini [islamı] iyi öğrenmek isteyen bir Müslüman önce ilmihal yani hâl ilmini iyi öğrenmelidir.ilmihal [fıkıh]kişinin aleyhinde ve lehinde olanı bilmesidir.akıllı mümin şeytanın düşman olduğunu,nefsin ise daima bizi kulluk yani akıllı Müslüman olmanın önünde en büyük engeldir.akıllı Müslüman derken Allahı ve rasülünün yolundan giden kimseyi kastediyoruz.

hüsnüzan

sivri
Türkçe'de "iyi niyetli düşünce, olumlu tahmin" anlamına gelir. Kelimenin harfiyen anlamı "iyi zan" veya "güzel düşünce" dir. Bir başkasının nedenini bilmeden önce, kişinin olumlu veya iyi niyetli düşüncelerle yaklaşması ve onu olumlu bir şekilde yargılamasıdır.

kuru soğan

bulut bey
Yiğidin muhtaç olduğu katıktır. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.

Bugünlerde güncel siyasette bir tartışma var. Ne diyorlar. "efendim biz togg diyoruz. Bu muhalefet soğan diyor":)

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana. Türkiye 1970'li yıllara kadar zengin ile fakirin zor ayırt edildiği bir ülkeymiş. En azından anadolu illerinde durum buymuş. Sonra ne olmuş. Dünya sistemi Türkiye'ye daha güçlü markaj yapmış. Sonra ne olmuş. Türkiye'den bir Turgut özal geçmiş. Ee sonra. Sonra yiğit kuru soğana muhtaç olmuş. Sonra türkiye'ye akp hükmetmiş. Tam 20 yıl. Ne olmuş bu 20 yılda. Kuru soğana muhtaç olmayan yiğit kalmamış.

Dünya sistemi bir yol tutturmuş. Ne demiş. "insanları çaktırmadan fakirleştirin, mülksüzleştirin, köksüzleştirin, bunu hanginiz daha gürültü patırtısız yaparsanız onunla çalışırız". Anlayana olay basit aslında. Ne diyor ana muhalefetin başındaki zat: "efendim ben 300 milyar dolar uluslararası kaynak buldum". Milletin karşısına yoksulluk karşıtı diye sundukları zat bu. "seçin bakalım seçin" diyordu ya rahmetli cem karaca.
https://youtu.be/yYPb47podLM

İşte o hikaye. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, seçin bakalım seçin.

faiz belası

hafiz
Günümüzde kredi kullanmak bankalarla içli dışlı olmak herkesin cebinde kullanabileceği imkanlar olması ahir zaman fitnesidir.bundan 50 sene önce bankanın önünden geçmeyen alimlerimiz var bugün ise artık çok basitleşti haram olan birşeyin bizim önümüze sevimli sloganlarla bilmem yüzde 2 faiz oranlarıyla güzel göstermeleri elbette günümüz müslümanları için bir imtihandır. Faiz Allahla savaş açmaktır.Faiz haramdır; çünkü İslam'ın hukuk ve ahlâk sisteminin temelinde yer alan “Hak” kavramına aykırıdır. Faiz kul hakkını hiçe sayarak, insanları kolaylıkla aldatmanın yolunu açar. Kazanıyorum zannederken aslında kaybeden kişinin ve birbirine güvenini yitiren müslümanları felakete sürükler. Faiz yalnızca malın değil, hayatın da bereketini kaçırır. Nice iflaslar, intiharlar, dağılan aileler, heba olan ömürler faizin birer neticesidir. Yüce Allah çalışıp çabalamadan haksız yoldan kazanç sağlayanların ibretlik âkıbetini bizlere şöyle haber vermektedir: “Faiz yiyenler, kabirlerinden şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu durum onların 'Alışveriş de faiz gibidir' demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır…”
[Bakara 275]

yedi büyük günah

hafiz
Peygamber Efendimiz Helak edici 7 şeyden sakınınız buyurmuştur;
1. Allah'a ortak koşmak,
2. Sihir ve büyü yapmak,
3. Haksız yere Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymak,
4. Yetim malına el koyup gasbetmek,
5. Zina yapmak,
6. Vatan ve mukaddesat müdafaası gününde harp meydanından kaçmak,
7. İffetli, namuslu, îmanlı kadınlara zina isnadıyla iftira etmek."
Büyük günahlar sadece bunlardan ibaret değildir. Bu 7 günah ilkleri oluşturduğu için Peygamber Efendimiz ilk bunları söylemiştir.Kur'ân'da ve hadislerde başka büyük günahlar da beyan edilmiştir. Meselâ:

Ana-babaya karşı gelmek, onları hor görmek, içki, kumar, insanları aldatmak, zulmetmek, faizli alışveriş yapmak büyük günahtır. Bu günahlar toplum hayatını zehirleyen, dirliği ve düzeni bozan, birliği ve beraberliği altüst eden, bütün karışıklıklara, fitne ve fesada sebep olan, anarşi ve teröre kaynak teşkil eden günahlardır.

nazende

sivri
"nazlı, zarif, incelikli" anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle kadın isimlerinde ve edebi metinlerde kullanılır. "Nazenin" kelimesi ile benzer anlamlara sahip olup, Türkçenin zengin sözcük dağarcığından biridir.

türk'ce lugat


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir mecra ve bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin ?

üye ol